Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/220 E. 2021/583 K. 29.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/220 Esas
KARAR NO : 2021/583

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 29/06/2021

Yukarıda açık kimlikleri yazılı taraflar arasında yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 16/12/2020 tarihinde müvekkili şirkete ait … plakalı aracın … /İzmir’de hareket halinde iken yolun çökmesi sonucu tek taraflı trafik kazası gerçekleştiğini, müvekkili araçta maddi hasar ortaya çıktığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50,00-TL değer kaybı, 10,00-TL ticari kazanç bedeli, ile şimdilik 50,00-TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren avans faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin ilgili birimleri ile yapılan yazışmalara sonucu: davaya konu trafik kazasının olduğu yerin, müvekkili İdarenin bakım ve sorumluluk ağında bulunmadığının tespit edildiğini, bu nedenle ilgili belediyeden sorumluluk sahası yönünden bilgi alınması gerektiğini, müvekkil İdarenin sorumluluk sahası içinde yer almayan mevkiide gerçekleşen söz konusu trafik kazası nedeniyle, davanın taraflarına yöneltilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, davacı şirkete ait kamyon niteliğindeki aracın yol çökmesi nedeniyle gördüğü hasar ve değer kaybı zararının tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
2-Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda “sıfat” olarak tanımlanmakta ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunlu bulunmaktadır. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir hakka ilişkin davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine ait bulunmakta ve buna aktif husumet denilmektedir. Subjektif hak kendisinden istenilebilecek kişi de o hakka uymakla yükümlü olan kişi olup, bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Subjektif hak sahibi ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun belirlenmesi, bunun neticesinde de dava açan veya aleyhine dava açılan kişilerin o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip olup olmadıklarının tespit edilmesi gerekmektedir.
3-Dosya kapsamından davacıya ait aracın seyrettiği yolda meydana gelen çökme nedeniyle aracın zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Davacı tarafın dayandığı maddi olgu yolun çökmesi olup davalı idarenin sorumluluğu yol bakımına dayandırılmıştır. Bu durumda kazanın gerçekleştiği yolun bakım ve onarım sorumluluğu pasif husumetin oluşması için davalıda bulunmalıdır.
4-Gerek dava dilekçesinden gerekse kaza tespit tutanağından dava konusu çökmenin yaşandığı yerin şehir içi yol niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Keza yolun bakım ve onarım sorumluluğunun tespiti hususunda … Belediyesi’ne yazılan müzekkereye cevaben dosyaya sunulan 19/04/2021 tarihli cevabi yazıda yolda kazı işlemlerinin … Tarafından gerçekleştirildiği kazı ruhsatı işlemlerinin ise … Müdürlüğü tarafından gerçekleştirildiği belirtilmiştir.
5-6001 sayılı yasanın 13.maddesi ve KTK Yönetmeliği gereğince …’nün görev ve sorumluluğu devlet yolu, otoyol ve il yolları olarak belirlenmiştir. Şehir içi yolların bakım ve onarımları ise ilgili belediyelerin sorumluluğunda bulunmaktadır. Büyükşehir Belediyeleri ile alt kademe ilçe belediyeleri arasında ise kesin bir sorumluluk sınırı bulunmamakla birlikte paylaşımın belediyelerce yolların genişliklerine ve mevkilerine yapıldığı bilinmektedir.
6-Somut olayda davalı … ‘nün görev ve sorumluluğu dışında olup il veya ilçe belediyelerinin sorumluluğunda olduğu anlaşılan bir yolda çökmenin meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalıya görülmekte olan davada husumet düşmediği gözetilerek davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harç peşin olarak alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ‘nin 7/2.maddesi hükmü uyarınca davalı yararına takdir edilen 16,50-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
6-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır