Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/215 E. 2022/356 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/215
KARAR NO : 2022/356

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacı şirkerin dalgıç pompa, dalgıç motor, drenaj pompa gibi ürünlrin üretimini ve ticaretini gerçekleştirdiğini, davavlı-borçlu şirkete çaşitli tarihlerde söz konusu ürünlerin satışının yapıldığını ve çeşitli tarihlerde faturaların kesildiğini, davalı-borçlu şirket tarafından faturaların ödemesi yapılmadığından bakiye fatura alacağının bulunduğunu, davacı şirketin, alacağın tahsili için İzmir 12. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasından davalı-borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun 03/02/2021 tarihinde icra takibine itiraz ettiğini, 05.03.2020 tarihinde dava şartı arabuluculuk başvurusunun gerçeklşetirilmiş olup, 27.03.2020 tarihinde gerçekleştirilen arabuluculuk toplantısında taraflara arsında anlaşma sağlanamadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, fazlaya dair haklarının saklı kalması şartı ile, İzmir 12. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı davalının itirazının iptaline, bu nedenle takibin 143.082,19.-TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili, cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Mersin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davalının adresinin Mersin ili olduğunu, dava değerinin düşük gösterildiğini, eksik harçın ikmal edilmeden davaya devam edilmesinin mümkün olmadığını, itirazin iptali davasındaki zamanaşımının geçmiş olduğunu, İzmir 12. İcra Müdürlüğünün …. esas ayılı icra dosyasındaki itirazları ile dava açılış zamanına bakıldığında sürenin çoktan geçmiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 12. İcra Müdürlüğü’nün …. E sayılı dosyası, İrsaliyeli Fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…1)Davacı …. San. ve Tic. A.Ş. 2019,2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin/beratlarının yasal süreler içersinde yaptırılmış/alınmış olduğu tespit edilmiş olup, davacı şirketin 2019, 2020, 2021 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesi’ne göre sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, 2)Taraflar arasında bir ticari ilişkinin var olduğu, davalı yan tarafından ilgili vergi dairesine beyan edilen Ba Formlarının, davacı yan ticari defterleri ile uyumlu olduğu ve 2019 yılında 5 adet fatura ile toplam 121.256,09+KDV=143.082,19.-TL’lik mal/hizmet alımı yaptığı karşılığında çek ile 77.500,00.-TL’lik ödeme yaptığı, çekin karşılıksız olduğu, davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre; aksi ispat edilmedikçe; takip ve dava tarihi itibari ile davacı şirketin davalı yandan 143.082,19.-TL alacaklı olduğu,..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi nedeniyle davacı tarafından davalı adına düzenlenen muhtelif tutarlı 5 adet faturalardan kaynaklı olarak davalının borcunun bulunup bulunmadığı, itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, inkar tazminatı talep edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı şirket tarafından icra takibinde borca ve ferilerine, faize ve diğer takip ferilerine itiraz edilmiş, yargılama sırasında ise yetki ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Yargılama sırasında davalı şirketin tasfiyeye girmiş olduğu anlaşıldığından davalı şirket adına vekaletname sunan vekilin vekillik görevinin sona erdiği, şirketin tasfiye memuru tarafından yetkilendirilmiş bir vekil ile temsili zorunlu olduğu gözetilerek davalı vekiline ve davalı şirket tasfiye memuruna bu hususta ihtarlı davetiye çıkartılmış, aşamalarda da bu hususta tasfiye memuru tarafından vekil tayin edilmediği anlaşılan davalı vekilinin vekilliğinin sona erdiği kabul edilerek yargılamaya davalı şirket tasfiye memuru muhatap alınarak devam olunmuştur.
4-Davacı tarafça takipte ve davada faturalara, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
5-Mahkememizin 25/11/2021 tarihli celsesinin 4 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, bu hususta ihtarlı davetiye ile davalı şirkete, davalı şirket tasfiye memuruna ve davalı şirketin tasfiyeye girmeden önce görevlendirilmiş olan vekiline tebligat çıkartılmış, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen ticari defterler ibraz edilmemiştir.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda
“…1)Davacı …. San. ve Tic. A.Ş. 2019,2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin/beratlarının yasal süreler içersinde yaptırılmış/alınmış olduğu tespit edilmiş olup, davacı şirketin 2019, 2020, 2021 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesi’ne göre sahibi lehine delil niteliğinde olduğu, 2) Taraflar arasında bir ticari ilişkinin var olduğu, davalı yan tarafından ilgili vergi dairesine beyan edilen Ba Formlarının, davacı yan ticari defterleri ile uyumlu olduğu ve 2019 yılında 5 adet fatura ile toplam 121.256,09+KDV=143.082,19.-TL’lik mal/hizmet alımı yaptığı karşılığında çek ile 77.500,00.-TL’lik ödeme yaptığı, çekin karşılıksız olduğu, davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarına göre; aksi ispat edilmedikçe; takip ve dava tarihi itibari ile davacı şirketin davalı yandan 143.082,19.-TL alacaklı olduğu,..”
şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
7-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
8-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 143.082,19-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı, bilirkişi raporunda davacı defterlerine göre yapılan tespit davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir itirazda bulunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir.
Bir diğer taraftan mahkememizce davalı şirkete ait Form Bs kayıtları getirtilmiş, davalı şirketin Ba-Bs form analizinda davacı şirket beyanları ile davalı şirket beyanlarının vergi dairesine uyumlu olarak 5 adet belgeye dayalı Kdv hariç 121.255,00-TL beyanda bulunulduğu, Kdv dahil toplam143.080,90-TL davalı şirketin Form Ba bildirimi bulunduğu, davacı defterlerindeki kuruş farklılığının fatura ile bildirimler arasındaki kuruş farklılıklarından kaynaklanmış olabileceği, fatura adeti ile bildirime dayalı belge sayısı adetinin uyumlu olduğu dikkate alınarak davacı alacağının Ba-Bs kayıtları ile de ispat edilmiş olduğu değerlendirilmiştir.
9-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarı belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 23/09/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İzmir 12.İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin itiraz öncesi koşullarda devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu değerlendirilmekle hüküm altına alınan dava değeri 143.082,19-TL’nin %20’si oranında hesaplanan 28.616,44-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.773,94-TL harçtan peşin olarak alınan 1.728,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.045,86‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 17.542,81-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.728,08-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 244,60-TL posta ve tebligat ücreti, 500,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere sarf edilen toplam 803,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”