Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/214 E. 2023/141 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/214 Esas
KARAR NO : 2023/141

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA: Davacı vekili İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile, müvekkilinin kızı İrem’in 21.06.2013 tarihinde İzmir /… ilçesi … sok. No… önünde yolun karşısına geçmek için beklediği sırada, davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sol ayak başparmağının üzerinde durması nedeniyle yaralandığını, kazaya karışan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının davalı … Anonim sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kazanın oluşumuna engel olmak noktasında davalı …’un şehir içinde gitmiş olmasına rağmen, yeterli dikkat ve özeni göstermediğini, ana caddeye yaklaşmasına rağmen hızını düşürmediği için İrem’i görmediğini ve kusurlu bir şekilde ayağının üzerinde durmak suretiyle sol ayak başparmağının neredeyse kopmasına neden olduğunu, kaza sonrasında davacı İrem’in 5 kez ameliyat olduğunu ve halihazırda kontrollerinin devam ettiğini, mezkur olaydan olaydan sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını, …’ın tedavisinin yapıldığı … Hastanesi tarafından yapılan hizmetlerin karşılığı olarak 24.06.2013 tarihli, … nolu ve 8.835,00.-TL bedelli ve 16.07.2013 tarihli … nolu ve 13.800,00.-TL bedelli olmak üzere toplamı 22.635,00.-TL bedelli iki adet fatura düzenlendiğini, müvekkillerinin bu faturaları davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumunun İzmir İl Müdürlüğüne teslim ettiğini, ancak kendilerine sadece 1.600,00.-TL ve 2.400,00.-TL olmak üzere toplam 4.000.-TL lik bir ödeme yapıldığını, ancak müvekkillerinin tedavi giderinin tutarının 22.635,00-TL olduğunu, bu nedenle 18.635,00.-TL daha ödeme yapılması gerektiğini, bu nedenlerle 18.635,00.-TL bakiye tedavi giderinin davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacılara verilmesine, trafik kazası nedeniyle % 6 oranında özürlü kalan ve bu nedenle beden gücü kaybı yaşayan … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00.-TL maddi tazminatın davalılar … Anonim Türk Sigorta Şirketi A.Ş. ve …’dan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, kaza nedeniyle yaşanan büyük acı ve üzüntülerin bir nebze olsun telafisi noktasında … için 5.000,00-TL, annesi … için 4.000,00-TL ve babası … için 4.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Erbaydan alınarak müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili verdiği cevap dilekçesi ile; … plakalı aracın, sigortalı şirketi tarafından tanzim edilen 05.10.2012 – 05.10.2013 vadeli … poliçe nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, ancak dava konusu somut olayda sigortalı araç sürücüsünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, bunun için Adli Tıp Kurumundan kusur incelemesi yapılmasını istediklerini, 21.06.2013 tarihli kazadan dolayı açılan İzmir C. Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyasının istenmesi gerektiğini, öte yandan ortaya çıkan zarardan kaynaklanan tazminatın hesaplanması için dosyanın aktüerya uzmanına gönderilmesi gerektiğini, davacıların sosyal ve ekonomik durumları ile hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduklarının tespit edilmesini, 25.02.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarih 6111 sayılı yasanın 59. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun değişen 98. maddesindeki trafik kazalarındaki acil sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumundan karşılanacağı hükmü nedeni ile tedavi masraflarından SGK’nın sorumlu olduğunu beyan etmiştir.
Davalı … verdiği cevap dilekçesi ile; meydana gelen kazada müvekkilinin kusurlu olmadığını, olay günü davacıların kızı İrem’in park halindeki bir aracın arkasından aniden müvekkilinin seyir halindeki aracının önüne fırlamasıyla kazanın meydana geldiğini, kaza sırasında müvekkilinin şehir içi hız kurallarına uygun ve oldukça yavaş bir şekilde seyir halinde olduğunu, hemen durmasına rağmen aniden fırlayan çocuğun ayağının arabanın altına girmesine engel olamadığını, kazanın oluş anında kamera kayıtlarının mevcut olduğunu, bu kaydı dosyaya delil olarak sunduklarını, görüntülerden oluş şekline ve müvekkili aracının duruş noktasına bakıldığında, müvekkilinin hızının son derece düşük olduğunun anlaşılacağını, 5-6 yaşlarında bir çocuğun trafiğin olduğu bir yola bu şekilde fırlamasına izin veren anne-babasının kusurlu olduğunun dikkate alınması gerektiğini, bununla birlikte müvekkilinin kusursuz olduğu halde sorumluluk sahibi bir kişi olarak hemen kazanın akabinde küçük İrem’in hastaneye götürdüğünü ve tedavisi ile yakından ilgilendiğini, ayrıca müvekkilinin yine tamamen vicdani bir sorumlulukla küçük İrem’in tedavi masraflarının bir kısmı olan 6.091,20-TL’lik kısmını kendisinin karşıladığını, ayrıca davacıya elden 4.000,00-TL de para verdiğini, müvekkilinin bu kazada hiçbir kusurunun olmadığını, elinden geleni fazlasıyla yaptığını, hastane masraflarını bile ödemek zorunda olmadığı halde tamamen iyiniyetli ve vicdanlı oluşu sebebiyle masrafların bir kısmını karşıladığını, müvekkilinin yaptıklarına karşılık davacıların aradan 1 yıl geçtikten sonra fahiş miktarda tazminat talebi ile müvekkiline karşı dava açmalarının hakkaniyetli bir davranış olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE:
1-.Dava, yaşanan trafik kazası nedeniyle Maddi – Manevi Tazminat talebi ile Bakiye Tedavi Giderleri talebine ilişkindir.
2- Taraflar arasında davaya konu olan kazanın meydana gelmesinde kusur durumu da dahil olmak üzere davacın tarafın kazadan kaynaklı maddi manevi tazminat istemi ile tedavi ücreti isteminin yerinde olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
3- Dava tarihinde Zorunlu Arabuluculuk ve dava öncesi Sigorta Şirketine başvuru zorunluluğu getiren hükümlerin yürürlükte olmadığı anlaşılmaktadır.
4- Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5- Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6- Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7- Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8- Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;
-Hukuka aykırı fiil,
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır. Söz konusu kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumunun belirlenmesi için rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi olunmuştur.
9- Kusur Tespitine yönelik 12.05.2015 tarihli Bilirkişi Raporunda; küçük İrem ‘in trafik kurallarını henüz bilmediği yaşta olduğunu, yolun karşısına geçerken taşıt yolunu kontrol etmediğini, park halindeki araçların arasından karşıya geçtiği sırada seyir halindeki … plakalı aracın sağ ön tekerlek kısmına çarparak ayağının tekerleğin altında kalması şeklindeki kazada tamamen ve % 100 Kusurlu Olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü …’ın olayda herhangi bir Kusurunun Bulunmadığını bildirmiştir.
10- Davaya konu kazaya ilişkin olarak İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında sanık …’a atılı Taksirle Adam Yaralama suçuna ilişkin yürütülen yargılama esnasında aldırılan 09.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda …’ın Tali Kusurlu olduğu, küçük … ‘ın ise Asli Kusurlu olduğu belirtilmiş olduğu; yine İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında yürütülen yargılama esnasında talimat yolu ile Ankara … Asliye Ceza Mahkemesi’nce aldırılan 13.01.2015 tarihli bilirkişi heyet raporunda …’ın Kusurunun Bulunmadığı, küçük… ‘ın ise tamamıyla Kusurlu Olduğu yönünde kanaat belirtilmiş olduğu, Asliye Ceza Mahkemesince de bu raporlara dayanılarak sanık … hakkında BERAAT kararı verildiği görülmüştür.
Mahkememizce ve Asliye Ceza Mahkemesince aldırılan raporların birbiriyle uyumlu olduğu anlaşılmakla mahkememizce de davalı …’ın davaya konu kazada Kusursuz Olduğu kabul edilmiştir.
11- Yukarıda da izah edildiği gibi davalı araç sürücüsü … ve davalı Sigorta Şirketinin sorumluluğu, kusurun varlığına bağlı olup, mahkememizce aldırılmış olan denetime elverişli ve hükme esas alınabilir görülerek muteber saydığımız 12.05.2015 tarihli Bilirkişi Raporuna dayanılarak …’ın davaya konu kazada kusursuz olduğu anlaşılmakla davanın işbu iki davalı yönünden reddine hükmolunmuştur.
12- Diğer davalı SGK’ya yönelik talep olunan Bakiye Tedavi Giderlerine yönelik talep yönünden ise;
Yargılama sırasında yürürlükte olan 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. Maddesinde “Trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı” düzenlemesine Kanun’un Geçici 1. maddesinde de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın % 20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …’nın yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketlerinin belgeli tedavi giderleri yönünden sorumluluğu son bulmuştur.
Belirtmek gerekir ki, Sosyal Güvenlik Kurumu, 6111 sayılı Kanun ile değiştirilen 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında tüm tedavi giderlerinden değil, ancak söz konusu madde kapsamında kalan tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeye dayanmayan tedavi giderleri, 6111 sayılı Kanun kapsamında değildir.
Diğer yandan gözönüne alınması gereken bir hususda Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğü’nün davacının başvurusu üzerine 1.600,00TL ve 2.400,00TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL ödemeyi SUT hükümlerine göre yaptığı, dosyadaki ödemeye esas fatura ve belgelerden anlaşılmış olup, 98. maddesinde; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü mevcut olup; 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde de; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” düzenlemesi getirilmiştir.
Söz konusu Sağlık Uygulama Tebliği’nin 4. Maddesinin 1. Fıkrasının iptali istemiyle Danıştay … Dairesi … Esas sayılı dosya ile dava açılmış, Danıştay … Dairesince “2918 sayılı Kanun’un 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” gerekçesiyle; Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin 14/11/2013 tarihinde yürütmesinin durdurulmasına, 16/03/2016 tarihinde de “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “… Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. Bundan sonraki trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda bir değerlendirme yapılmaksızın “tüm” tedavi giderleri Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanacaktır.
13- Bu durumda mahkemece, 6111 sayılı Kanun’un 59. ve geçici 1. maddesi gereği Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğuna geçen tedavi giderlerinin de dava konusu olduğu gözetilerek, konusunda uzman Adli Tıp Uzmanı Bilirkişiden tedavi giderleri konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınmış olup 15.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda SGK’nın bu alacak kalemi yönünden 18.635,00 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
05/12/2021 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda ise; ilgili fatura içerikleri davacının yukarıda izah edilen tedavi süreci ile doğrudan ilişkili olup 16.07.2013 tarihli fatura içeriği incelendiğinde, ilgili giderler yönünden sadece refakat ücreti bedeli olan 294,00 TL’nin, diğer fatura olan 24.06.2013 tarihli faturada ise refakat gideri olarak 126.00 TL bedelin ancak Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğu dışında tutulabileceği, onun dışındaki diğer harcama kalemlerinin davacının yapılmış olan tedavi süreci ile ilişkili olduğu yatak ücreti bedelinin ise 1. sınıf oda statüsünde düzenlendiği, ancak Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamında her ne kadar SUT uygulaması çerçevesinde fiyatlandırmanın yapılması gerektiği iddia olunuyor ise de bir önceki raporumuzda da değindiğimiz üzere Danıştay … Dairesi tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler ile ilişkili olarak ibare iplal edilmiş olup, trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin ve SUT konusunda değerlendirme yapılmaksızın tüm tedavi giderlerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Bu noktada mevcut fatura giderlerinden sadece refakat giderlerinin mahsup edilebileceği, buna göre 16.07.2013 tarihli fatura olan 13.800,00 TL’nin 294,00 TL refakat giderinin mahsubu sonrası 13.506,00 TL’sinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olacağı, yine 24.06.2013 tarihli 8.835,00 TL’lik tedavi giderinden 126,00 TL. refakat bedeli mahsup edildikten sonra kalan bakiye bedelden sorumluluğunun 8.709,00 TL olacağı, böylelikle toplam tedavi giderinin 22.215,00 TL’ye tekabül ettiği, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacının kendisine 4.000.00 TL ödeme yapıldığı belirtildiğinden, işbu bedelin mahsubu sonrasında ise Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğu bedelin 18.215,00 TL’ye tekabül edeceği, diğer 126,00 TL ve 294,00 TL refakat giderleri toplamından (420,00 TL) ise diğer davalıların sorumluluğunun devam edeceği, kusur durumuna göre tarafların sorumlu olduğu bedelin takdir ve tespitinin ise Mahkemeye ait olacağı şeklindeki görüş ve kanaati bildirilmiştir.
14- Mahkememizce yapılan değerlendirmede; 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde değişiklik yapan 6111 sayılı Kanun’un 59. Maddesinde yer alan yasal düzenleme, aynı Kanun’un Geçici 1. maddesi, 27.08.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendi ve işbu bent de yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline ilişkin Danıştay … Daire kararı nazara alınarak düzenleme sonrası trafik kazalarına bağlı acil hal teşkil eden tedavi giderlerinden özel veya devlet hastanesi ayrımına gidilmeksizin belgeye dayanan tüm tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunun bulunduğu anlaşılmakla, denetime açık ve hükme esas almaya uygun görülen 05.12.2021 tarihli bilirkişi raporu içeriğine itibar edilerek SGK’nın raporda tespit olunan miktar kadar bakiye tedavi giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü ile aşağıdaki karar hükmolunmuştur.
Dava dilekçesinde faiz talebinin bulunmadığı buna ilişkin ıslah talebinde de bulunmadığı görülmekle kabul edilen miktara faiz işletilmesine ilişkin karar verilmemiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-. Davanın KISMEN KABULÜ ile;
18.215,00-TL Bakiye tedavi gideri alacağının davalı Sosyal Güvenlik Kurumundan alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
2- Diğer tazminat taleplerinin REDDİNE,
3- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 1.244,26-TL harçtan peşin alınan 109,80-TL nin mahsubu ile bakiye 1.134,46-TL harcın davalılardan tahsili ile Hazineye İrat Kaydına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL Vekalet Ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5- Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL Vekalet Ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 830.00-TL bilirkişi ücreti, 420,90-TL posta ve tebligat ücreti ile 25,20-TL Başvuru Harcı, 109,80-TL Peşin Harç, 3,80-TL Vekalet Harcı olmak üzere toplam 1.389,7‬0-TL Yargılama Giderinin kabul ve red oranına göre 787,72 -TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesinde Temyiz Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/02/2023

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza