Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2021/599 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209 Esas
KARAR NO : 2021/599

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 19/09/2011
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının davalıya mal ve hizmet karşılığı toplam 28.902,59 TL fatura kesildiği, bu faturaların ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı şirkete Beşiktaş … Noterliği’nin 08.06.2011 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiği, davalının ihtarnameye itiraz etmediği, yapılan görüşmeler neticesinde 20.486,40 TL’nin ödendiği, bakiye alacak için görüşmelerin devam ettiği ancak bir sonuç alınamadığı, bakiye alacak için İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile yasal takibe geçildiği, davalının haksız ve hukuka aykın bir şekilde itiraz ederek takibin durmasına neden olduğu, davalının borcunun bulunmadığına dair veya ödeme yaptığına dair herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunmadığı, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, % 40’dan aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, dava harç ve masraflan ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı ile davalı arasında “Tedarikçi Anlaşma Formu” akdedildiğini, davacı tarafından davalı şirkete düzenlenen faturalann vadesi geldiğinde mal bedellerinin tedarikçiye ödendiğini, ancak taraflar arasında akdedilen anlaşma formuna uygun olarak davacı şirket tarafından düzenlenen faturalann tümü davacı nezdindeki davalı cari hesabına işlenmemiş olduğundan taraflar arsında mutabakat sağlanamadığı ve davacı carisinde davalı şirkete ilişkin borç bakiyesi oluştuğu, oysa davalı şirket tarafından davacıya düzenlenen faturalara tebliğ alındığı andan itibaren süresinde herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı tarafından düzenlenen faturalann “Tedarikçi Anlaşma Formu’ na uygun düzenlendiğini, davacının davalı şirket nezdinde herhangi bir alacağı bulunmadığı halde haksız ve kötüniyetli olarak icra takibini başlattığını, bu nedenlerle davanın reddi ile dava masraflan ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Mahkememizin 05/06/2017 tarih ve … Esas … karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 15/12/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı bozma ilamı ile “…Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu her iki tarafın da kabulünde olup, uyuşmazlık; mal tedariki ilişkisinde davacının davalıdan faturaya dayalı bir alacağı bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir. Davalı vekilinin davaya verdiği cevabında, davacı tarafından müvekkili şirkete düzenlenen ve icra takibine konu edilen tüm mal bedeli faturalarının davacının cari hesabına işlendiğini ve ödendiğini, ancak, anlaşma formuna uygun olarak müvekkili şirket tarafından düzenlenen faturaların ise tümünün davacı nezdindeki müvekkili şirket cari hesabına işlenmemiş olması nedeniyle taraflar arasında mutabakatın sağlanamadığını beyan ettiği, düplik dilekçesinde de, davacının ihtarında belirttiği tüm faturaların defterlerine işlendiğini, bu nedenle ihtara itiraz edilmediğini, ancak davacının ticari ilişki süresince teamül haline gelen ve daha önceleri davacı tarafça da kabul edilip cari hesaptan düşülen birkısım faturaları sebepsiz bir şekilde kabul etmemesinden dolayı uyuşmazlığın çıktığını beyan ettiği görülmüştür. Buna göre, davacı tarafından davalıya satışı yapılan malların davalıya teslim edildiği konusu tarafların kabulündedir. Ancak, taraflar arasındaki ticari ilişki çerçevesinde, davalı yanın davacıya düzenlediği faturalardaki hizmetleri sunduğunu davalının usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Benimsenen bilirkişi raporu kapsamından anlaşıldığı üzere; davalının bu konuda düzenlediği faturaların sadece kendi ticari defterlerinde kayıtlı olması davalının savunmalarının ispatı için yeterli değildir.
O halde, yanlar arasında akdolunan sözleşme hükümleri de gözetilerek, aralarındaki ticari ilişki çerçevesinde davalının davacıya düzenlediği faturalar uyarınca davacıya mal veya hizmet verip vermediğinin araştırılarak, gerektiğinde yeniden bilirkişi incelemesi de yaptırılıp, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. …” gerekçesi ile karar bozulmuştur.
2-Mahkememizin 2021/209 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda bozmaya uyulmuştur.
3-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, karşılıklı olarak faturaların kaydedildiği, ödemelerde bulunulduğu her iki tarafın da kabulündedir. Yargıtay ….Hukuk Dairesi’nin bozma ilamından önce yapılan bilirkişi incelemelerinde taraflar arasındaki cari hesap ilişkisindeki miktar farklılığının tarafların karşı tarafın düzenlemiş olduğu bir kısım faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmemesi nedeniyle ortaya çıktığı anlaşılmıştır.
4-Bozma öncesi mahkememizce verilen kararda davalının yalnızca kendi ticari defterlerinde kayıtlı bulunan bir kısım faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı bulunduğu, alacaklı olunan miktarın mahsubu sonrasında davacı alacağı bulunmadığı yönünde karar verilmiş ise de bu kararın dayanağı olarak davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olduğunun gerekçe gösterildiği anlaşılmaktadır. Oysa yalnızca davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmamış olması davalının ticari defterlerine kaydettiği fatura içeriği mal veya hizmetin karşı tarafa verildiğini kanıtlamaya yetmemektedir. Ayrıca fatura içeriğinin karşı tarafa teslim edildiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Somut olayda davalı tarafın alacak olarak ticari defterlerine kaydettiği faturalarla ilgili mal veya hizmetin davacıya verildiğine dair yeterli ispatın bulunmadığı, bu nedenle bozma öncesi bilirkişi raporu ile tespit edilen 10.307,23TL tutarlı fatura alacağının kanıtlanamadığı değerlendirilmiştir.
5-Davacının alacaklı olduğunu ileri sürdüğü faturaların davalı tarafın kabulünde olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafça düzenlenen faturaların davacının ticari defterlerine kaydedilmemesi nedeniyle cari hesapların uyuşmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Yargıtay bozma ilamında da değinildiği üzere faturayı düzenleyen tarafın bundan dolayı karşı taraftan alacak talep edebilmesi için bunun karşı tarafın kabulünde olması, ticari defterlerinde kayıtlı olması veya davalı tarafça fatura içeriği mal veya hizmetin karşı tarafa sağlandığının ispat edilmesi gerekmektedir. Somut olayda davalı tarafça düzenlenen bir kısım faturalar davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi kabulünde de değildir. Davalı tarafça yine bu faturalarla ilgili içeriğin davacıya sağlandığına dair yeterli ispat koşullarının sağlanamadığı görülmüştür. Bu durumda davalının yalnızca kendi ticari defterlerine kaydetmiş olduğu faturalar nedeniyle davacıdan alacaklı olduğunun kabulü mümkün değildir. Diğer taraftan davacı tarafın takibe dayanak yapmış olduğu faturalar davalının kabulünde olup cevap dilekçesinde yer alan ifadelerden de fatura içeriği mal veya hizmetin davalıya sağlanması hususunda bir ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının karşılıklı cari hesaplarda lehine oluşan alacak bakiyesince alacaklı olduğu, davalının ticari defterinde yer alan davacı alacağına karşılık davalının kendi lehine olan alacak kalemlerinin ispat edilemediği, bu nedenle davacının takip tutarı kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
6-Hükmedilen alacak faturaya dayanmakta olup davalının basiretli bir tacir olarak borçlu olduğu miktarı ticari kayıtları ile tespit etmesi mümkündür. Bu nedenle alacak likit olarak değerlendirilmiştir. Takip ve dava tarihi itibariyle İİK 67/2. Maddesi uyarınca hükmedilmesi gereken asgari inkar tazminatı miktarı alacağın %40’ı olup bu oran üzerinden inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına,
2-Alacak likit nitelikte görüldüğünden takip tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuat hükümleri uyarınca alacak miktarının %40’ı oranında hesaplanan 3.366,48TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 574,90-TL harçtan peşin olarak alınan 82,98-TL harcın mahsubu ile bakiye 491,92-TL. Harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 82,98-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başvuru harcı, bilirkişi ücreti ve posta masrafları olarak sarf edilen toplam 1.133,40TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır