Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/203 E. 2021/600 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/203 Esas
KARAR NO : 2021/600

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/10/2016
KARAR TARİHİ : 06/07/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı tarafın müvekkili aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takibe girişildiğini, ancak müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, davalı ile müvekkilinin öğretmen olduğunu, davalının, müvekkilinin yetkilisi olduğu … Özel Öğretim Hiz. … Ltd. Şti için soru ve deneme sınavı hazırlaması konusunda anlaştıklarını, ancak davalının işini tamamlamadığı gibi, müvekkilinin elinden takibe konu senedi hile ile aldığını, bu hususun tanık beyanları ve şirket kayıtları ile ispatlanacağını, müvekkilinin davalıya icra dosyasından dolayı 16.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkilinin uzun yıllardır Kimya öğretmenliği yapan başarılı biri olduğunu, davacı ile aynı meslekte olmalarından dolayı tanışıklıklarını. davacı …’in müvekkiline olan borcundan dolayı davaya konu 16.000,00-TL bedelli senedi müvekkiline verdiğini, işbu senedin ödeme tarihinin 15/06/2016 tarihi olup senedin ödeme günün yaklaşık 5 ay geçtiğini, müvekkilinin senedin vade tarihi olan Haziran ayında davacıyı aradığını ve ödeme gününü hatırlattığını, bunun üzerine davacının senedi haziran ayında ödeyemeyeceğini, ancak eylül ayında ödeyebileceğini beyan ettiğini, ancak eylül ayı geldiğinde davacı yan yine ödeme yapmadığı gibi müvekkilin telefonlarına dahi yanıt vermediğini, müvekkilinin uzun uğraşları neticesinde davacıya ulaştığında ise davacı 15 Temmuz olaylarından dolayı işlerinin çok bozulduğunu, hatta eski eşinin soruşturma geçirdiği bu sebeplerle çok büyük sıkıntı içinde olduğunu söylediğini ve senedi ödeyemeyeceği yönünde beyanlarda bulunduğunu, tüm çabaları sonuçsuz kalan müvekkilinin davacı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile takip açtığını, davacının açılan takibin hemen akabinde işbu davayı açtığını, davacı tarafından açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BOZMA ÖNCESİ;
Dava, menfi tespit davası olup, Mahkememizin 10/07/2018 tarih ve … Esas … sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş,
Bölge Adliye Mah….Hukuk Dairesinin 14/01/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı bozma ilamı ile “..Hile iddiası tanık dahil her türlü delil ile ispat edilebilir.Davacı tanıklarının bir kısmı dinlenmiş olup, davacı tanığı …’nin senet düzenlenirken hazır olmadığı gerekçesi ile reddedilmesi, usule aykırıdır. Ayrıca davacı taraf açıkça yemin deliline dayanmış olup,davacı tarafa yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, hile-aldatma iddiasına dayalı açılan menfi tespit davasıdır.
2-Hile veya kanunda geçen ifadeyle aldatma, 6098 sayılı TBK’nın 36. Maddesinde düzenlenmiştir.
“MADDE 36- Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir.”
3-6100 sayılı HMK’nın 201.maddesinde senede karşı tanıkla ispat yasağı düzenlenmiş olup, bu kuralın istinası olarak da 6098 Sayılı TBK’nın 30 ve devamı maddelerinde düzenlenen irade bozukluğu hallerinde iddianın tanıkla ispat edilebileceği uygulamada kabul edilmiştir.
4-Hile/aldatma, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
5-Somut olayda davacı tarafça davalının soru ve deneme sınavı hazırlanması konusunda davacı ile sözlü olarak anlaştığı, yazılı sözleşme imzalanmaksızın davalının ısrarları sonucu sözleşme sonucunda kendisine ödenecek bedel kadar senedin davacının hile ile aldatılması sonucu davalıya verildiğini, davalının sözleşmeyi imzalamadığı gibi teslim etmesi gereken işi de gereği gibi yerine getirmediğini, gerçekte senet bedelinin hak edilmediği halde davalının ısrarları sonucu kendisine bu senedin verildiğini ileri sürerek hile hukuki nedenine dayalı olarak menfi tespit talep etmiştir.
6-Davacı tarafın dayandığı irade fesadını oluşturan davranış, davalının gerçekte bir alacağı bulunmamasına rağmen kişisel durumunu gerekçe göstermek suretiyle davacının iradesini etkilediği ve bu hileli hareketle dava konusu senedin düzenlenmesini sağladığı yönündedir.
7-Davacı taraf her ne kadar davalının kendi kişisel durumu nedeniyle kendisini acındırmak suretiyle senet düzenlenmesini sağladığını ileri sürmüş ise de davalının bir alacağından dolayı senet düzenlenmesini sağlaması için kendi kişisel durumunu gerekçe göstermesi, alacağını güvence altına almak istemesi hile veya aldatma olarak kabul edilemez. Zira aldatmanın oluşması için o an için gerçekte var olmayan bir durumun varmış gibi gösterilmesi, veya gerçekte ortaya çıkan hukuki durum arzu edilmediği halde hile yoluyla arzu edilmeyen bir hukuki durumun ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Somut olayda senet düzenlendiği anda davacının senet düzenleme iradesi bulunmaktadır ve senet düzenlendiği anda -davacı iddiasına göre- davalının kişisel durumu nedeniyle -bekar olması maddi durumunun güç olması vs.- alacağını güvence altına almak maksadıyla senet düzenlenmesini istemesinde davacının yanıltılan bir iradesinden söz edilemez.
Hile iddiasında senetle ispat kuralının istisnası olarak tanıkla hilenin ispatı mümkündür. Bununla birlikte tanıkla ispat edilecek husus senet karşılığı davacının bir para borcu alıp almadığı, davalıya borcunun bulunup bulunmadığı değil, senedin düzenlenmesi sırasında gerçek bir borcunun bulunmadığı halde aldatma sonucu bu senedin düzenlendiği noktasındadır. Somut olayda tanık beyanları ekseriyetle senedin öncesi ve sonrasına ilişkin hukuki ilişkiye dair bilgi ve görgüler içermekle birlikte senedin düzenlendiği anda davacının ne şekilde irade fesadına uğratıldığına dair bir bilgi veya görgü içermemektedir. Bozma öncesi dinlenen tanık beyanları ve bozma sonrası dinlenen tanık beyanlarından davacının mutat olarak soru hazırlayan öğretmenlere senet düzenleyip vermediği anlaşılmaktadır. Yine dosyaya sunulan sözleşme örneklerinden de senet düzenleneceğine dair bir izlenim edinilememiştir. Bu durumda dava konusu senedin düzenlendiği anda, öncesinde veya sonrasında davacı iradesinin ne şekilde fesada uğratıldığının muğlak kalmaktadır. Zira davacı tarafın iddia ettiği hileli hareketler gerçekten bir para borcu bulunmamasına rağmen senet düzenlenmesini sağlayacak düzeyde aldatıcı nitelikte değildir. Kaldı ki davalı taraf savunmasında bir para borcuna karşılık senedin alındığını ileri sürmüştür. Davacı taraf davalının kişisel durumu ve acındırıcı hareketlerinin aldatmaya yönelik hareketler olduğu ileri sürmüş ise de yine senedin düzenlendiği anda davacı tanıklarının hazır bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bir diğer taraftan senet lehtarının kendi kişisel durumunun zorluğundan bahsetmesinin, hiç borcu bulunmayan bir kimseyi senet borçlusu olarak senet düzenlemeye itecek derecede iradeyi fesada uğratabileceğinin kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle davacı tarafın hile iddiasını kanıtlayamadığı değerlendirilmiştir.
8-Davacı taraf yemin deliline dayanmıştır. Mahkememiz tarafından davacı vekiline yemin teklif edip etmeyecekleri hususu sorulmuş. Yemin teklif edilmeyeceğinin beyan edilmesi üzerine dosyada toplanan mevcut delillerin değerlendirilmesi sonucu kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 273,24-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 213,94-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”