Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/180 E. 2021/891 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/180 Esas
KARAR NO : 2021/891

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 25.11.2019 tarihinde müvekkili şirkete ZMMS ile sigortalı … plakalı araç ile …plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, sonrasında tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre, iş bu kazanın oluşumuna müvekkili şirkete sigortalı bulunan … plakalı aracın sürücüsünün ASLİ kusuru ile sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olmasının yanında aynı zamanda 65 yaş üstü olması sebebi ile ticari araç kullanmak için geçerli sürücü sertifikasına haiz olmadığını, yapılan ekspertiz incelemesi neticesinde … plakalı araç maliki ile poliçe limiti dahilinde 39.000,00-TL’ye ilişkin mutabakata varıldığını, bu bedelin müvekkili şirket tarafından ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza anında geçerli sürücü sertifikası bulunmadığını, Karayolları Motorlu Araç Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartları B-4 Maddesine göre “ b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise ” denilmek suretiyle sigortacının sigorta ettirene geçerli sürücü sertifikası bulunmadığından rücu edebileceğinin belirtildiğini, sigortalı hakkında İzmir ….icra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup borçluya ödeme emri gönderildiğini, ancak borçlu/davalının ilgili takibe haksız olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; 25.11.2019 Tarihinde tarafıma ait … Plakalı ticari taksi ile …plakalı araç arasında gerçekleşen maddi hasarlı trafik kazasında kusur oranı %100 oranında tarafıma ait olan … plakalı aracın kusurlu bulunduğunu, ancak 2918 sayılı Trafik Kanununun 52-a ve 52-b maddelerine göre “Sürücüler, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine yaklaşırken, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızlarını azaltmak zorundadır.“ kuralına göre %25 oranında kusurlu olduğunu, konu ile ilgili Sigorta Tahkim Kuruluna yaptıkları kusur oranının değiştirilmesi başvurularının sonuç aşamasında olduğunu, sigortacının hasarı tarafına rücu edebilmesi için kazanın salt yetersiz ehliyet etkisiyle oluşması ve başka etmenlerin bulunmamasının gerektiğini, oysaki mevcut kazada karşı sürücünün kaza fotoğraflarında anlaşılacağı üzere hızla gelip aracıma çarpması ve kusurlu olması nedeniyle yapılan rücu haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle kusur incelemesi ve dosyanın kusur bilirkişisine gönderilmesi gerektiğini, ayrıca … plakalı anacın kaza anındaki sürücüsü …’nın 66 yaşında olması aracının sigortalılık halini ortadan kaldırmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir 25. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, sigorta poliçesi, kaza tutanağı, ekspertiz raporu, ödeme dekontu delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalıya ait ticari aracın karıştığı kaza neticesinde aracın KZMMS poliçesi ile sigortacısı olan davacının karşı taraf malikine ödemiş olduğu hasar bedelinin davalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2-Davacı taraf dava dilekçesinde özetle davalıya ait ticari taksi niteliğindeki aracın kaza sırasında 65 yaş üstünde bir sürücü tarafından kullanıldığını, ticari araçların kullanılması için 65 yaş üstünün geçerli sertifika sahibi olamayacağını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B-4 maddesine göre geçerli bir sürücü sertifikası bulunmama halinin rücu koşullarından biri olduğu ileri sürülmüştür. Davalı taraf cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuştur.
3-Davacı tarafın dayandığı rücu sebebi Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları
‘nın Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması Ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı
başlıklı B.4. Maddesinin “b” fıkrasıdır.
Anılan düzenleme ;
“Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise..”
4-Madde metnine göre ;
A-Gereken ehliyetin bulunmaması,
B-Geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip olunması,
C-Ehliyetine geçici-sürekli el konulmuş kimselerin aracın kullanması,
Durumları rücu nedeni olarak gösterilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’ne göre;
Sürücü belgesi: 2918 sayılı Kanunda belirtilen motorlu araçların sürülmesine yetki veren belgeyi,
Motorlu taşıt sürücüsü sertifikası: Teorik ve uygulamalı sınavlarda başarı gösteren sürücü adaylarına verilen belgeyi,
İfade etmektedir.
Dolayısı ile Genel Şartlarda bahsedilen sürücü belgesi ile halk arasında bilinen adıyla ehliyet kastedilmekte, sertifika ise sürücü belgesi düzenlenmeden önce kişilerin gerekli şartları sağladığına dair kendilerine verilen belgeyi ifade etmektedir. Genel Şartlarda kastedilen sertifika ticari amaçlı taşımalarda aranan diğer düzenleyici kurumlarca öngörülen sertifikaları değil, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde düzenlenen, sürücü belgesinin dayanağı olan Motorlu taşıt sürücüsü sertifikasını ifade etmektedir.
5-Somut olayda davalıya ait aracın dava dışı … tarafından kullanıldığı sırada dava konusu kazanın gerçekleştiği, Konak İlçe Nüfus Müdürlüğü’nün 22.06.2021 tarihli cevabi yazısı ekinde davalı araç sürücüsünün 25.12.2028 tarihine kadar B, B1, D1, F ve M sınıfı araçların kullanımı için geçerli ehliyetinin bulunduğu, ehliyetin kaza tarihi 25.11.2019’da geçerli olduğu belirtilmiştir.
6-Sürücü belgelerinin sınıfları Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde gösterilmiştir, davalıya ait aracın sınıfı otomobil olup B sınıfı sürücü belgesi ile kullanılabilmektedir. Davalıya ait aracın sürücüsünün B sınıfı ehliyet sahibi olduğu açıktır.
7-Uyuşmazlıkta esasen davalıya ait aracın sürücüsünün otomobil kullanımı için geçerli ehliyetinin bulunduğu her iki tarafın da kabulündedir. Davacı tarafın iddiası ticari araç sürücülerinin 65 yaş üzerinde olmaması gerektiği, geçerli sertifikanın bu nedenle bulunmadığı yönündeki iddiadır. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde sürücü belgeleriyle ilgili olarak üst yaş şartı belirlenmediği gibi ticari araçlar için de ayrı bir üst yaş şartı belirlenmemiştir. Davacı sigorta şirketinin ileri sürdüğü yaş şartı ticari araçların ticari faaliyeti kapsamında diğer düzenleyici kurumların getirmiş olduğu yaş şartına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
8-Nitekim mahkememizce yapılan incelemede Ulaştırma Bakanlığı’nca çıkartılan Karayolları Taşıma Yönetmeliği’nin Taşıma İşlerinde İstihdam Edilenler başlıklı İkinci Bölümü’nde ticari araç sürücülerinin istihdamında çeşitli şartların(yaş, eğitim, sabıka v.b.) arandığı görülmüştür.
Anılan yönetmelikte;
Şoförlerde aranacak nitelik ve şartlar
“MADDE 34 – (1) Bu Yönetmelik kapsamındaki taşıtları kullanan şoförlerin;
a) İlgili mevzuatın öngördüğü mesleki yeterlilik belgesine sahip olmaları,
b) Büyük otobüs kullananlarının 26 yaşından gün almış olmaları,
c) 66 yaşından gün almamış olmaları,
ç) Tehlikeli madde taşıyan taşıtları kullananlarının, ilgili mevzuatın öngördüğü eğitimi aldığını gösteren belgeye sahip olmaları,
d) Uyuşturucu, silah, insan ve gümrük kaçakçılığı ile terör suçlarından dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olmaları,
e) Şoförlük mesleği bakımından bedeni ve psiko-teknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren bir sağlık raporunu, yetkili sağlık kuruluşlarından her beş yılda bir almaları, şarttır.
Fakat yönetmelik metninin girişinde “Bu Yönetmeliğin amacı, karayolu taşımacılık faaliyetlerini ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlemek; taşımacılık faaliyetlerinde düzeni ve güvenliği sağlamak; taşımacı, acente, taşıma işleri komisyonculuğu, taşıma işleri organizatörlüğü, nakliyat ambarı işletmeciliği, kargo işletmeciliği, lojistik işletmeciliği, dağıtım işletmeciliği, terminal işletmeciliği ve benzeri taşımacılık faaliyetleri için mali yeterlilik, mesleki yeterlilik, mesleki saygınlık ilkelerine uygun olarak pazara giriş şartları ile bu faaliyetlerde bulunanların, gönderenlerin, yolcuların, çalışanların haklarını, sorumluluklarını, yükümlülüklerini tespit etmek; taşımacılık faaliyetlerinde istihdam edilenler ile taşımacılık faaliyetlerinde yararlanılan taşıt, araç, gereç, yapı, tesis ve benzerlerinin niteliklerini belirlemek; karayolu taşımalarının diğer taşıma sistemleriyle birlikte ve birbirlerini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini, denetimini ve mevcut imkânların daha yararlı bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır.”
İbareleri ile açık bir şekilde yönetmeliğin amacının karayollarında ticari taşımacılık alanında belirli standartların sağlanması ve hizmet kalitesinin yükseltilmesine yönelik olduğu ifade edilmiştir. Bu yönetmelikte gösterilen sürücülere ilişkin şartların, KZMSS Genel Şartları’nda gösterilen rücu şartları ile bir bağlantısı bulunmamaktadır. Zira ticari taşımacılıkta taşımacılığın niteliğinin yükseltilmesi için Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde aranmayan başkaca şartların getirilmesi ancak yönetmeliğin düzenlediği alanla ilgili olarak bunlara bir yaptırım bağlayabilir. Genel şartlarda tahdidi olarak sayılan rücu nedenleri dışında, genişletici yorum yapılarak açıkça gösterilmeyen bir sebebe dayanılarak zararın rücu edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, örneğin Karayolları Taşıma Yönetmeliği’nde ticari araç sürücülerinin insan ticareti suçundan hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olmaları gerektiği şartı öngörülmüştür. Bu hiç kuşkusuz taşıma işleri sırasında olası bir suçu önlemeye yönelik düzenlemedir. Ticari araç sürücüsünün insan kaçakçılığı suçundan mahkumiyetinin bulunması, sigorta şirketi açısından rücu sebebi olamayacağı izahtan varestedir. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği yönünde vicdani kanaat oluşmuştur.
9-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklanmış olmakla birlikte, özet olarak davacı sigorta şirketinin ZMMS sigortacısı olduğu davalıya ait ticari araç sürücüsünün geçerli bir sertifikaya sahip olmaksızın aracı kullandığından bahisle karşı taraf araç malikine ödenen hasar bedelinin rücu talep edilmiş ise de, araç sürücüsünün kaza tarihinde kazaya konu otomobil cinsi aracı kullanım için geçerli sürücü belgesinin bulunduğu, davacının ticari araçlarda 65 yaş üzeri kullanım yasağı iddiasının yalnızca ticari taşımacılığın düzenlenmesine yönelik olarak getirilen bir düzenleme olduğu, Genel Şartlar’ın B.4. Maddesinde yer alan sertifika bulunmamasına yönelik hüküm ile sürücü belgesi düzenlenmeden önce sürücü adaylarına yeterliliği sağladıklarına dair verilen belgenin kastedildiği, ticari taşımacılığın belirli standartlara ulaştırılması amacıyla araç sürücülerinde aranan niteliklerin rücu şartlarına etkisinin bulunmadığı, bu türden şartların taşımacılık sektörüne yönelik olduğu ve müeyyidelerinin farklı idari yaptırımlar olarak belirlendiği, değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
10-Dava itirazın iptali davası olup talep üzerine ve davacının haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde kötü niyet tazminatına hükmedilebilmektedir., davalının kötü niyet tazminatı talebi bulunmadığından bu hususta herhangi bir hüküm kurulmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 467,57-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 408,27-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı …’ın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/10/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸