Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2021/441 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/158 Esas
KARAR NO : 2021/441

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/05/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı sayılı araç 04/10/2012 günü Konak istikametinden … Cad. … önüne doğru hızla hareket ederken almış olduğu alkolün etkisiyle direksiyon hakimetini kaybetmesi nedeni ile yaya kaldırımına çıkarak müvekkiline çarptığını, müvekkili kazanın etkisiyle Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine kaldırıldığını, çarpmanın etkisiyle müvekkilinin sol dirseğinde ve sağ omuzunda kırılma meydana geldiğini ve platin takıldığını, ömür boyu platin ile yaşamak zorunda kaldığını, kazada aldığı yaralar nedeniyle yaklaşık 20 gnü kadar ayağa dahi kalkamadığını ve sonrasında da yürüme güçlüğü çektiğini, müvekkili aracın kendisine çarpmasıyla yere düştüğünü ve kafasını beton kaldırımına çarptığını bu nedenle 15 gün kadar kafasında ciddi bir şişliğinin meydana geldiğini, davalı … alkollü olarak araç kullandığı için tam ve asli kusurlu olduğunu, kusurlu olması nedeniyle davalı hakkında izmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı doyası ile ceza davasının açıldığıı, uzunca bir süre ayağa kalkamadığından ekonomik olarak da bütçe sıkıntısı içine girdiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, yaşana bu kazanın müvekkilinin psikolojisini olumsuz yönde etkilediğini, bu sebeplerle davalı …’den 80.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 04/10/2012 tarihinden itibaren işleyerek faizi ile birlikte ve fazlaya dair hakkımız saklı kalmak kaydıyla alacağının şimdilik 5.000,00-TL lik maddi tazminat talebinin olay tarihinden itibaren işleyerek faizi ile birlikte davalılardan alınmasını talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP :Davalı … vekili, cevap dilekçesi ile ve özetle; davacının iddia ettiği gibi kaza davalı müvekkilinin alkolün etkisi olması nedeni ile meydana gelmediğini, müvekkilinin alkol almış olması kazanın alkollün etkisi ile meydana geldiği sonucunu doğurmadığını, trafik kazasının meydana gelmesinin sebebi yanından hızla geçen aracın müvekkili aracını savurmasına sebep olmasından kaynaklandığını, kazanın meydana geldiği yerde yolun sağ şeridinde seyyar kokoreççilik yapan …’a ait araç kurallara aykırı bir şekilde park ettiğini, davalı müvekkili bu araca çarpmamak için aracın direksiyonunun önce sola sonra da sağa kırması nedeni ile trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkili davacının tüm sağlık probleri ile ilgilendiğini ve davacıya 10.500,00-TL nakit olarak ödeme yaptığını davacı İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … E sayılı dosyasında bu durumu ifade ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür
Davalı … Sigorta vekili, cevap dilekçesi ile ve özetle; söz konusu kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirketine bir müracaatının yapılmadığını, herhangi bir hasar dosyasının açılmadığını, müvekkili şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde de zarara ilişkin herhangi bir belgenin yer almadığını, … plaka sayılı araç müvekkili şirkete 19/09/2012-2013 tarihleri arasında … numarası ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğu sigorta kusuru oranında olmak üzere sürekli sakatlık halinde trafik ZMMS poliçesinde kişi başı azamı 225.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, teminat limitini bildirmememiz davayı kabul anlamına gelmediğini, maluliyet tazminatı için geçerli olan teminat her halükarda verilecek bir teminat olmadığını, kalıcı maluliyet tazminatı ve maluliyet oranı belirlenirlen bilinen ücret belirnebilir bir ücret yoksa asgari ücret baz alınmasının gerektiğini, bu nedenlerle davacının tedavi ve geçici iş göremezlik zararına ilişkin talebinin reddine, kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine ve dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini talep ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, tazminat davası olup, Mahkememizin 28/04/2015 tarih ve … Esas … karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekili ile katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay …Hukuk Darisenin 12/03/2019 tarih ve … Esas … Karar sayılı Karar sayılı bozma ilamı ile “…1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm ve davalı … vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarınn reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
TKK’nın 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun şekilde manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin 2021/158 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda bozmaya uyulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır. Davacı 04/10/2012 tarihinde davalı …’nin sevk ve idaresindeki aracın kaldırıma çıkarak kendisine çarpmak suretiyle yaraladığını ileri sürerek davalı …’den maddi ve manevi, diğer davalı sigorta şirketinden ise maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
3-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
4-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7-Mahkememizce Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı öncesi görülen dosyaya davalı …’nin dava konusu kazadan dolayı sanık olarak yargılandığı İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, ceza yargılaması sırasında alınan 28/02/2013 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’nin %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bozma öncesi kusur oranına ilişkin belirleme Yargıtay tarafından bozma nedeni olarak görülmemiş olup mahkememizce de uygun bulunmakla davalının %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
7-Bozma öncesi Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığı’ndan maluliyet raporu aldırılmış, düzenlenen rapora göre davacının %16 oranında sürekli maluliyetinin 45 gün iş gücüne engel ve 4 ay iyileşme süresi olarak tespit edildiği görülmüştür. Yargıtay denetiminden geçen ve bozma nedeni olarak görülmeyen maluliyet tespitine mahkememizce de iştirak edilmiş ve bozma öncesi ile aynı yönde değerlendirme yapılmıştır.
8-Aktüer bilirkişi kaza tarihinde geçerli poliçe tarihini dikkate alarak PMF 1931 tablosuna göre tazminat hesabı yapmış, dosyaya sunulan 02/03/2015 tarihli aktüerya raporuna göre davacının 2.996,80TL geçici iş göremezlik ve 76.098,60TL sürekli iş göremezlik zararının oluştuğu tespit edilmiştir.
Aktüerya raporu bozma öncesi verilen kararın temyiz kanun yolu incelemesi ile Yargıtay denetiminden geçtiği, bozma nedeni görülmediği, mahkememizce bozma sonrasında da bu yönde bir eksiklik bulunmadığı gözetilerek bozma öncesi tespit edilen miktar üzerinden kabul kararı verilmiştir.
9-Davada ayrıca manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Mahkememizce Yargıtay …Hukuk Dairesi’nin bozma ilamı öncesi 60.000,00TL manevi tazminata hükmedilmiş ise de temyiz incelemesi sonucu hükmedilen manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu belirtilmiştir. Bozma sonrası dosya kapsamında yapılan incelemede kazanın davalı araç sürücüsünün alkolün etkisi altında olduğu bir sırada gerçekleştiği, alkol miktarının 1,09 promil olduğu, kazanın davacının kaldırımda yürüdüğü sırada gerçekleştiği, bunların manevi tazminat miktarını yükselten objektif nedenler olarak değerlendirildiği, davalının öğretim üyesi(profesör) olarak çalıştığı, tazminat borçlusunun gelir durumu itibariyle manevi tazminatın bir miktar artırılmasının gerektiği, ayrıca yaralanmanın şekli, kalıcı maluliyetin davacı üzerinde ömür boyu sürecek etkileri birlikte gözetilerek 30.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmüş ve bu hususta aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVACININ MADDİ TAZMİNAT TALEBİNİN KABULÜ İLE; 76.098,60-TL maddi tazminatın davalı … yönünden olay tarihininden itibaren yasal faizi ile birlikte, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden alınıp davacıya verilmesine,
2-DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE, 30.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınıp davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 7.247,59-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 5.198,29-TL ile sınırlıdır.)
4-Bozma öncesi Mahkememizin 20/10/2015 tarih, … Esas, … Karar ve … Harç Tahsil Müzekkeresi ile 9.296,90 TL Bakiye Karar Harcın davalılardan tahsili için vergi dairesine harç tahsil müzekkeresi yazıldığından, karar kesinleştiğinde ve istek halinde iptali için müzekkere yazılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına kabul edilen maddi tazminat yönünden takdir edilen 10.692,82-TL. vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 4.500,00-TL. vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … yararına reddedilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 4.500,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp iş bu davalıya verilmesine,
8-Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan 295,70-TL’nin davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 95,70-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiyenin iş bu davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Adli yardım talebinin kabulü nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Adli Yardım Bürosunca karşılanan ve mahkememiz dosyasında yargılama gideri olarak yapılan 648,00-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, davalı …’nin yargılama giderinin yalnızca 440,43TL’lik kısmından sorumlu olduğuna, bu hususta karar kesinleştiğinde harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
10-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır