Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/144 E. 2023/585 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/144 Esas
KARAR NO : 2023/585
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkili şirket alacağının tahsili amacıyla İzmir … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden davalı hakkında cari hesaptan kaynaklanan alacak sebebiyle ilamsız icar takibi başlatıldığını, davalının takibe itirazı nedeniyle takibin durduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin takip tarihi itibariyle işleyecek faiz, vekalet ücreti ve tüm ferileri ile birlikte devamına, alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Borcun sebebi olarak gösterilen cari hesap ekstresinin icra dosyasına sunulmadığını, müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin alacağın sebebi hakkında bilgi sahibi olmadığını, davacı şirket kayıtlarına göre müvekkile ilişkin cari hesapta görünen 27.12.2017 tarihli … seri numaralı 14.752,00-TL’lık faturanın müvekkilinin defterlerinde kayıtlı olmadığını, bu faturanın müvekkiline gönderilmediğini, incelemek için faturanın davacı şirketten talep edildiğini, ancak müvekkiline gönderilmediğini, müvekkili kayıtlarına göre davacı şirketten 1.616,47-TL alacaklı olunduğunu, cari hesapta bulunan faturanın içeriği bilinmemekle birlikte tahminleri olduğunu, davacının dava dışı … Ltd.Şti. (Kırıkkale Sosyal Tesis proje yapımı işini üstlenen firma) ile imzaladığı sözleşme gereği davacı şirketten klima satın aldığını, müvekkilinin ise bu klimaların sadece montaj işini yaptığını, dava dışı şirketin klima ve bağlantı parçalarının bedelini çek veya çeklerle ödediğini, klimaların bağlantı parçalarının stoklarında bulunmaması nedeni ile sonradan gönderildiğini, belirterek bu nedenlerle davanın reddine, icra takibinin kötü niyetli olarak yapılması sebebiyle davacı aleyhine reddolunan meblağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, dava ve yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtları, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat sonucunda … Tal sayılı dosyasından alınan rapora göre; “…
Dava dosyası ile davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemelerde,
Davacı tarafın ticari defterlerine göre, davalı adına 560.336,32.-TL. tutarındaki faturanın borç kaydedildiği, karşılığında 547.200,01.-TL. tutarında tahsilat yapıldığı, dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacı şirketin bakiye ( 560396,32 — 547.200,01) 13.136,31.-TL. tutarında davalıdan alacağının kayıtlı olduğu,
Davacı şirketin ticari defterlerindeki bakiye alacağı olan 13.136,31.-TL.nın, davacı şirketin davalı adına borç kaydettiği 27.12.2017 tarihli 975011 sıra nolu 14.752,78.-TL. bedelli irsaliyeli faturadan kaynaklandığı,
Dava konusu alacağın dayanağı olan 27.12.2017 tarihli 975011 sıra nolu 14.752,78.-TL. Bedelli irsaliyeli faturanın ve muhteviyatındaki malların davalıya teslim edildiği ile ilgili olarak dava dosyasına teşvik edici bir belge ibraz edilmediği…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 17/01/2022 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…2017 yılı yevmiye defteri ve 2018 yılı ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2017-2018 yılı yevmiye defterleri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve 2018 yılı ticari defterlerinin birbirini doğruladığı,
Davalı ticari defter kayıtlarında;
Davacının davalıya 11 adet fatura karşılığı 545.583,54 TL tutarında fatura düzenlediği, davalının davacıya toplamı 547.200,00 TL tutarında ödeme yaptığı, dolayısıyla davalının davacıdan 1.616,46 TL alacaklı olduğu, 27.12.2017 tarih 975011 seri numaralı 14.720,00 TL tutarlı faturanın davalı ticari defter kayıtlarında yer almadığı, Dosya kapsamında yapılan incelemede 27.12.2017 tarih … numaralı faturanın davalıya teslimine ilişkin İrsaliye fatura üzerinde yapılan incelemede “Teslim Alan” bölümünde “Ersin” imzasının bulunduğu, davalının. … Dönem SGK Hizmet listesinde “…” isimli birinin sigortalı olarak çalışmadığı (SGK Hizmet belgesi dosya kapsamına eklenmiştir.), borca konu irsaliyeli faturanın ve fatura içeriği malların davalıya teslimine ilişkin tevsik edici bir belgenin dosya kapsamında bulunmadığı,
Dosya kapsamına Sayın mahkemece istenilen davalıya ait BA formlarında davaya konu fatura dönemine ait … dönem BA formunda, bu faturaya ilişkin bir beyanın bulunmadığı
Davalı ticari defterlerinde, Takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.616,46 TL alacaklı olduğu, takip talebindeki tutarda bir borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi nedeniyle davacı tarafından davalı adına düzenlenen muhtelif faturalardan kaynaklı olarak davalının borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Dava konusu alacak faturaya dayanmakta olup, dosyaya sunulan bilgi ve belgelere göre davacı ile davalı arasında satış sözleşmesinden kaynaklanan bir ticari ilişki bulunduğu, süren ticari ilişkinin açık hesap şeklinde ilerlediği, davacı tarafça düzenlenen faturalara karşılık davalının farklı tarihlerde açık hesap bakiyesinden düşmek üzere ödemeler gerçekleştirdiği görülmüştür.
5-Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
6-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
7-Somut olayda mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları ayrı ayrı incelenmiş, ticari ilişkide her iki tarafın kayıtlarının 1 adet fatura dışında uyumlu olduğu görülmüştür.

Tarafların ticari defterlerinde farklılık yaratan uyuşmazlık davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kaydedilmemiş olan 27/12/2017 tarihli, … sıra nolu 14.752,78-TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır.
Davacı tarafça anılan fatura altında davalı adına fatura içeriği malı teslim alan …’ın imzasının bulunduğu, aynı imzanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 31/10/2017 tarih ve 2.827,28-TL bedelli fatura altında da bulunduğunu, … isimli kişi tarafından atılan imza karşılığı teslim edilen mallarla ilgili olarak düzenlenen faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu nedenle dava konusu faturanın da davalıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği ileri sürülmüştür.
Mahkememizce yapılan araştırmada SGK kayıtlarında davalı nezdinde … isimli bir çalışan bulunmadığı, davalının isticvabında da …isimli kişinin tanınmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Her ne kadar davacının davalı adına düzenlediği 2.872,28-TL bedelli faturada yer alan imza ile uyuşmazlık konusu 14.752,78-TL bedelli faturada yer alan teslim alan imzaları aynı kişiye ait ise de, davalının bizzat yapılan isticvabında imza sahibinin tanınmadığını beyan ettiği, bu haliyle ticari defterlerde kayıtlı olan bir faturada yer alan imza nedeniyle aynı kişinin imzasını içerir tüm evrakların bir kişi aleyhinde delil kabul edilmesinin mümkün olmadığı, zira alacaklının tek taraflı olarak düzenlemiş olduğu faturaların her zaman belirli bir isim ile imzalanabileceği, daha önce borçlu ticari defterlerine işlenmiş bulunan ve teslim edilmiş bir faturanın, sonradan düzenlenecek bir nüshasına atılacak herhangi bir imzanın, daha sonra gerçekte teslim edilmemiş başka bir faturaya da tatbik edilmesinin mümkün olduğu, bu haliyle 2 faturadan 1 tanesinin ticari defterlere işli olmasının diğer faturanın imza sahibinin davalı adına hareket ettiği ispat edilmedikçe salt üzerinde aynı kişinin imzası bulunması nedeniyle davalıya sağlandığının kabulü mümkün görülmemiştir. Bununla birlikte böyle bir uyuşmazlıkta davalının isticvabı gerekmekte olup, mahkememizce gerçekleştirilen isticvapta davalının fatura içeriği malların alınmadığı ve …isimli kişinin tanınmadığına dair davalı savunmasıyla tutarlı şekilde beyanda bulunduğu görülmüştür. Bu kapsamda, satıcının basiretli bir tacir olarak teslim ettiği malları kimin teslim aldığını, davalı adına hareket edip etmediğini, örneğin davalı veya 3.kişi işçisi olup olmadığını araştırması ve buna göre mal teslim etmesi gerekmektedir. Bu yükümlülüğünü ihmal ederek davalının çalışanı olmayan bir kimseye gerçekleştirilen mal teslimatından dolayı davalının sorumlu tutulabilmesi için ayrıca malların davalıya teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekir. Netice itibariyle davacının sunduğu imzalı sevk irsaliyesi üzerinde yer alan imzanın davalı adına hareket eden bir kimse tarafından atıldığının ispat edilemediği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça fatura içeriği malların … Kargo vasıtasıyla gönderildiği beyan edilmiştir. Mahkememizce kargo şirketine birden fazla kez müzekkere yazılarak gönderi kayıtları istenilmiş ise de yapılan araştırmalarda uyuşmazlık konusu fatura içeriği mallara ilişkin gönderi ve teslimat bilgilerine ulaşılamamıştır. Davacı tarafça gönderi kodu bildirilemediğinden bu hususta detaylı sorgulama yapılamadığı ve davacının vermiş olduğu gönderici, alıcı ve adres bilgilerine göre de tespit yapılamadığı anlaşıldığından davacının malların teslimini ispat edemediği değerlendirilmiştir.
8-Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere davacının uyuşmazlık konusu fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğini ispat edemediği, faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve irsaliyeli fatura üzerinde yer alan imzanın davalı adına atıldığının ispat edilemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de davacının takipte ve davada kötü niyetli hareket ettiğine dair somut bir delil bulunmadığı, salt alacak iddiasının ispat edilememesinin kötü niyetin varlığını göstermeyeceği değerlendirildiğinden kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderlerine dahil edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin olarak alınan 224,34-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 44,44‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça posta masrafı ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 93,45-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/07/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”