Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/130 E. 2022/50 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/283 Esas
KARAR NO : 2022/19

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 11/01/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 24.01.2020 tarihinde, davalı … Sigorta şirketince zorunlu trafik sigortası ile sigortalı, maliki ve kaza tarihindeki sürücüsü … olan …plakalı aracın, maliki ve kaza tarihindeki sürücüsü müvekkili olan … plakalı araca arkadan çarpması sonucu müvekkilinin aracında maddi hasar oluştuğunu, kaza tutanağına göre aracın (…) kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davaya konu hasarın kasko sigortacısına başvurularak araç onarımının tamamlandığını, ancak aracın piyasa değerinde ciddi düşüş olduğunu, bu değer kaybı nedeniyle müvekkilinin aracını daha düşük bedelle satmak durumunda kalacağını, bu zararın tazmininin gerektiğini, hasar dosyasında ödenen miktarın hasara ilişkin olup gerçek zararı karşılamadığını, aracın onarımı süresince araç mahrumiyet zararı (kazanç kaybı) doğduğunu, hukuki sebepler ve delillerin sunulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 50 TL değer kaybı zararının davalı …’den kaza tarihinden, davalı … Sigorta A. Ş.’den temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline; 50 TL araç mahrumiyet zararının davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; aldırılan bilirkişi raporuna göre; dava konusu maddi hasara neden olan kazanın oluşumununda davalı yanın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç sürücüsü asli ve tam kusurlu olarak belirlendiğini, yine bilirkişi raporunda araç değer kaybı zararı bedeli 2.609,18 TL (dava öncesi ödemenin mahsubu ile 1.212,18 TL) ve araç mahrumiyet zararının ise 5.918,00 TL olarak belirlendiğini, . Buna göre HMK m. 107 uyarınca; davada 50,00 TL olan bakiye değer kaybı zararına ilişkin taleplerini 1.212,18 TL’ye ve yine 50,00 TL olan araç mahrumiyet zararına ilişkin taleplerini 5.918,00 TL’ye çıkartıklarını, bu nedenlerle 1.212,18 TL bakiye değer kaybı zararının davalı araç sürücüsü …’den kaza tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş.’den eksik ödemenin yapıldığı 10.06.2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, 5.918,00 TL araç mahrumiyet zararının davalı araç sürücüsü …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta vekili, dilekçesi ile; başvurucuya dava öncesi değer kaybı açısından bir ödeme söz konusu olup davacının ödeme sonrası eksik yattığı iddia edilen tutar açısından müvekkili şirkete herhangi bir yeni başvurusunun olmadığını, araç mahrumiyet bedeli talebinin ZMMS poliçesi kapsamında olmadığını, yapılan ekspertiz incelemesinde davacı taraf aracında 1.397,62-TL değer kaybı tespit edilmiş olup müvekkili şirket tarafından ödendiğini, üzerine düşen edimi ifa eden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, talebin reddinin gerektiğini, Mahkeme aksi kanaatte ise kusur incelemesi yapılmasını ve kazanın meydana gelmesinde var ise sürücülerin kusurları ve kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, değer kaybı zararının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları Ek-1’de yer alan Değer Kaybı Hesaplaması hükümleri çerçevesinde hesaplanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, bu konuda mahkeme ve hakemlerin takdir yetkisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin başvuru öncesi ödemiş olduğu tazminatın bilirkişice takdir edilen miktardan karar tarihine dek işlemiş olan faizi ile tenzilinin gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı …’e dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Kusur bilirkişisinden alınan 21/12/2020 tarihli rapora göre; “…A) Davalı sigorta poliçeli …plakalı aracı kullanan davalı …’in yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafık Kanununun 47/1-d, 48/5 ve 56/l-c maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
B) Davacı …’ nün (…) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili mevzuatı ihlal eden zararlı sonuç üzerinde etken bir davranışının bulunmadığı…” şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
Hasar bilirkişisinden alınan 15/06/2021 tarihli raporun sonuç kısmında göre; “…1- Davacıya ait … plakalı, 2013 model, 150.845 km’deki araçta trafik kazası nedeniyle 2.609,18 TL değer kaybı oluştuğu, buna göre, kaza nedeniyle aracın kaza öncesi değerinde (272.215,00 TL) hesaplanan değer kaybı miktarı kadar düşüş meydana geldiği,
2- Davacıya ait … plakalı aracın 11 günlük onarımı süresinde 5.918,00 TL araç yoksunluğu zararı oluştuğu,..” şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketinin KZMMS sigortacısı olduğu diğer davalı …’e ait … plaka sayılı araç arasında meydana gelen 24/01/2020 tarihli trafik kazası sonucu davacıya ait araçta meydana gelen hasarın onarımı sonrası oluşan değer kaybının ve mahrum kalınan süreye ilişkin ikame araç bedeli zararının tazmini talepli maddi tazminat davasıdır.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde görev ve yetki itirazlarında bulunmuş, ayrıca değer kaybı zararının ödendiğini, bakiye değer kaybı zararı bulunmadığını, hesaplama yapılacak ise poliçe genel şartlarına göre yapılması gerektiğini, yapılan ödemenin mahsubu gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı sigorta şirketi yetki itirazında bulunmuş ise de dava konusu kazanın İzmir ili Kemalpaşa ilçesinde gerçekleştiği, mahkememiz yargı sınırları içerisinde haksız fiilin meydana geldiği ve mahkememizin yetkili olduğu gözetilerek yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere kusurun oran ve ağırlığının takdiri münhasıran hakimin yetkisindedir. Bilirkişi tarafından yapılan işlem tarafların ihlal etmiş oldukları trafik kurallarının tespitini sağlamaktan ibaret olup kazanın gerçekleşmesinde hangi tarafın kusurunun daha ağır nitelikte olduğu ve tazminat ağırlığının belirlenmesindeki kusur dağılımın takdiri hâkim tarafından yapılması gerekmektedir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede kaza tespit tutanağında sabit olduğu üzere dava konusu kazanın davalı …’in sevk ve idaresindeki aracın davacıya ait araca arkadan çarpması neticesinde meydana geldiği, kazanın oluşumunda davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kendisi şeridinde seyir halindeyken davalının arkadan aracıyla çarparak zarara neden olduğu gözetilerek davalı araç sürücüsünün asli ve %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Kaldı ki, davalı sigorta şirketi tarafından dosyaya sunulan hasar dosyasında da dava konusu kazanın gerçekleşmesinde %100 oranında davalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğu, bu kabul üzerinden davacıya ödeme yapıldığı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle mahkememizce ayrıca bir kusur raporu alınmaksızın resen değerlendirme yapılarak davacının aracında meydana gelen zararın tamamının davalılardan sorumluluklarıyla sınırlı olarak tahsili gerektiği değerlendirilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar unsurunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Zarar yönünden yapılan incelemede dosyaya sunulan 15/06/2021 tarihli raporda “…A) Davalı sigorta poliçeli …plakalı aracı kullanan davalı …’in yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafık Kanununun 47/1-d, 48/5 ve 56/l-c maddelerinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
B) Davacı …’ nün (…) yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile ilgili mevzuatı ihlal eden zararlı sonuç üzerinde etken bir davranışının bulunmadığı…” şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
Hasar bilirkişisinden alınan 15/06/2021 tarihli raporun sonuç kısmında göre; “…1- Davacıya ait … plakalı, 2013 model, 150.845 km’deki araçta trafik kazası nedeniyle 2.609,18 TL değer kaybı oluştuğu, buna göre, kaza nedeniyle aracın kaza öncesi değerinde (272.215,00 TL) hesaplanan değer kaybı miktarı kadar düşüş meydana geldiği,
2- Davacıya ait … plakalı aracın 11 günlük onarımı süresinde 5.918,00 TL araç yoksunluğu zararı oluştuğu,..” şeklinde kanaat ve görüş belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde mahkememizce benzer dava dosyalarında alınan bilirkişi raporları ve parça fiyatları ile uyumlu bir değer kaybı bedelinin tespit edildiği, davacıya ait aracın onarımı sonrası oluşan değer kaybının ve araç yoksunluğu zararının yerleşik yargısal içtihatlara uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi sunulmuş ise de itiraz nedenleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirmede yeniden rapor alınmasını gerektirir nitelikte bir hata veya eksiklik görülmediğinden yeniden rapor aldırılmamış, dosyaya sunulan hasar ve değer kaybı raporu hükme esas alınmıştır.
10-Davacı tarafça bilirkişi raporu ile tespit edilen zararlar üzerinden ıslah dilekçesi sunularak dava değeri ıslah edilmiştir.
11-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 08/06/2020 tarihinde sigorta şirketine ulaştığı, davalı sigorta şirketinin 10/06/2020 tarihinde yapmış olduğu 1.397,62-TL ödeme ile kısmi ödeme yapmak suretiyle bakiye zarar yönünden temerrüde düştüğü gözetilerek 10/06/2020 tarihinden itibaren talep edildiği üzere yasal faize hükmedilmiştir.
12-Davalı … yönünden araç mahrumiyetinden kaynaklanan zararın da tazmini talep edilmiştir.
Bilindiği üzere haksız fiil sonucu zarar görenin bu fiilden dolayı uğradığı tüm zararın zarar veren tarafından karşılanması esastır. Dava konusu kaza neticesinde aracın tamiri süresince davacı kendisine ait araçtan faydalanamamış, bu süreçte bir zararı oluşmuştur. Bu zararın giderilmesi için davacının bir araç kiralamış olması gerekmemekte olup kendisine ait araçtan faydalanamamış olması emsal araç kiralama ücreti kadar zararının oluştuğu kabul edilmelidir. Nitekim Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması da bu yöndedir.
Somut olayda bilirkişi incelemesi ile dava konusu kaza nedeniyle davacıya ait aracın onarım süresinin 11 gün olabileceği ve bu süreçte emsal bir aracın kiralama bedelinin 5.918,00-TL olabileceği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu davalıya tebliğ edilmiş olup herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan incelemede de davacıya ait aracın Audi A6 marka model olduğu, kiralama şirketleri tarafından bu sınıf bir araç kiralama bedelinin rapor ile belirlenen miktarlar civarında olabildiği gözetilerek bilirkişi raporu ile belirlenen bedel miktarınca bir zararın oluştuğu kabul edilmiş, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte bu zararın giderilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 30/06/2020 tarihli sarf kararı ile karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
A-1.212,18-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına davalı … yönünden haksız fiil tarihi 24/01/2020, diğer davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi 10/06/2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
B-5.918,00-TL araç yoksunluğundan kaynaklanan maddi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına haksız fiil tarihi 24/01/2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 487,00-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40-TL ile ıslah harcı olarak alınan 121,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 311,60-TL. harcın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin vekalet ücretininyalnızca 1.212,18-TL’lik kısmıyla sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 121-TL toplamı 175,40-TL. harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin harcın 28,40-TL’si miktarınca sorumlu olduğuna,
5-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.180,50-TL. yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2022

Katip …
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸