Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/109 E. 2021/295 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/109 Esas
KARAR NO : 2021/295

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/12/2014
KARAR TARİHİ : 24/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili, davalının müvekkilinden sözleşmelere istinaden ticari krediler kullandığını, ayrıca yine sözleşme ile kredi kartı tahsis edildiğini, davalının borcunu zamanında ödemediğini, kredileri kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, borç ödenmediğinden tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili, müvekkilinin borcunun olmadığını, davacının alacağının varlığını ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanının reddine karar verilmesini istemiştir.
KANITLAR :Davacının, 30/01/2014 tarihinde davalı aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yönünde icra takibi başlattığı, anılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğu ve işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, ticari taşıt ve plaka rehni sözleşmesi, 29/07/2010 ve 10/09/2012 tarihli genel ticari kredi sözleşmeleri, şirket kredi kartı üyelik ve kredi sözleşmesi ile İzmir … Noterliğinin 10/12/2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini ibraz etmiştir.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasının tetkikinde, davacı banka tarafından davalı aleyhine ödeme emri göndermek suretiyle 30/01/2014 tarihinde toplam 1.420.043,15-TL üzerinden taşınır rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takibe başladığı, alacağın takip tarihinden itibaren 51.413,12-TL asıl alacağa %34, 987.266,07-TL asıl alacağa %28,8, 287.610,00-TL asıl alacağa %30,24 oranlarında temerrüt faizi, faizin %5 gider vergisi icra giderleri, avukatlık ücreti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili talebinde bulunduğu, ödeme emrinin davalı borçluya 04/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 07/02/2014 tarihinde söz konusu borca, asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faiz, faiz oranı ve tüm ferilerine itiraz edildiği, takibin 07/02/2014 tarihinde icra müdürlüğünce durdurulduğu görülmüştür.
Hesap hareketleri sunulmuştur.
Davacının kredi kullandırdığı şubesinin defter ve kayıtları ile dosya üzerinden bankacı bilirkişi vasıtasıyla inceleme yaptırılmış, düzenlenen raporda; taraflar arasında 29/07/2010 düzenleme tarihli ve 1.000.000,00 TL limitli, 10/09/2012 düzenleme tarihli ve 2.000.000,00 TL limitli genel ticari kredi sözleşmeleri imzalandığı, sözleşmelere istinaden davalı şirkete taksitli ticari krediler kullandırıldığı, teminat mektupları ve şirket kredi kartı verildiği, kredilerin teminatı için 4 adet taşıt rehni alındığı, teminat mektuplarının tazmin edilmesi ve kredilerin riske girmesi üzerine kredi hesapları kat edilerek davalıya ihtarname keşide edildiği, 26/07/2013 tarihinde davalının temerrüde düştüğü, ihtara rağmen ödeme yapılmaması üzerine takibe başlanıldığı, davalının borcun tamamına ve fer’ilerine itiraz ettiği ve takibin durduğu, takip tarihi itibariyle davacının toplam asıl alacağının 1.344.360,00 TL, işlemiş faiz alacağının daha fazla olmasına rağmen talep gibi 69.303,00 TL, BSMV alacağının ise 3.465,15 TL olduğu, masrafın belgelendirilmesi gerektiği, ancak davadan önce 24.03.2014 tarihinde 251.400,00 TL ödeme gerçekleştirildiği, TBK’nın 100. maddesi uyarınca mahsup yapıldığında davacı alacağının kısmi ödeme tarihi itibariyle 1.226.300,67 TL olduğu, bunun 987.266,07 TL’sinin taksitli ticari kredi, 220.964,60 TL’sinin yapılandırılan teminat mektubu kredisi ve 18.070,00 TL’sinin ise şirket kredi kartı borcu olduğu, faiz istemlerinin de sözleşmelere uygun bulunduğu görüş olarak açıklanmıştır.
Davacı taraf bir kısım gider belgesi sunmuştur.
Mahkememizin 16/12/2016 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile bilirkişi raporu hükmü esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen kararın İstinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nce yapılan istinaf incelemesi sonucu verilen 10/01/2019 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile, davacı vekilinin İstinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucu, 18/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile “Takipten sonra davadan önce yapılan ödemeler, asıl alacak kaleminden düşülerek bakiye miktar üzerinden itirazın iptali davası açılmalıdır. Ne var ki davacı ödemeyi ferilere mahsup ederek, takibe konu alacağın tamamı üzerinden itirazın iptali davası açmıştır. Bu durumda mahkemece ödenen miktar yönünden davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde red kararı verilerek, davacı aleyhine nispi vekalet ücreti takdiri bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderilerek yukarıda belirtilen esasa kaydedilip usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
DEĞERLENDİRME :Dava, banka kredi alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu, usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamında belirtilen gerekçeler ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, davalının, davacıdan çeşitli tarihlerde kredi kullandığı, ayrıca sözleşme ile kendisine kredi kartı tahsis edildiği, davacının, alacağını teminat altına almak amacıyla taşınır rehinleri aldığı, borcun ödenmediği gerekçesiyle davacının hesabı kat ettiği, davalıyı temerrüde düşürdüğü, daha sonra davacının menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlattığı, davalının borcunun olmadığını gerekçe göstererek takibe itiraz ettiği, takibin durduğu ve işbu itirazın iptali davasının süresinde açıldığı hususları uyuşmazlık konusu değildir.
Taraflar arasındaki çekişme, aralarındaki imzaladıkları kredi sözleşmeleri uyarınca davacının, takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan bir alacağının olup olmadığı, varsa miktarı, davacının talep ettiği faiz ve diğer fer’ilerin yerinde bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava konusu olayda davacı tarafından davalı şirkete birden ziyade kredi kullandırılmış ve bu kredinin teminatı olarak davalıya ait taşınır nitelikteki araçlar üzerinde menkul rehni tesis edilmiştir. Toplanan kanıtlardan ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, davalı kredi kullanan kredi borcunu ödeyememiş, davacı hesabı kat ederek davalıyı temerrüde düşürmüştür. Davacı taraf, alacağını temin bakımından yasa gereği öncelikle menkul rehninin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatmış, davalının itirazı ile bu takip durmuştur. Davalı, borcunun olmadığını savunmuştur. Ancak, imzası inkar edilmeyen kredi sözleşmeleri ve ekleri ile kredi kullandığı, tahsis edilen kredi kartı ile harcamalar yaptığı hususu denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, borcun tamamen ödendiği hususu da kanıtlanmamıştır. Ayrıca, talep edilen işlemiş akdi ve temerrüt faizi tutarı ile temerrüt faizi oranının sözleşmeye uygun olduğu belirlenmiştir. BSMV’den sorumluluk, sözleşme hükmü gereği olup, talep edilmesinde bir yanlışlık görülmemiştir. Davalının, takipten sonra ancak davadan önce kısmi ödemesi tespit edilmiş olunduğundan, davacının kısmen ödenen iş bu alacağa ilişkin açtığı davada hukuki yarar bulunmadığından, iş bu kısım alacağa ilişkin davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, takip ve dava tarihi itibariyle ödenmeyen bakiye alacağa ilişkin davanın ise kabulüne, kabul edilen miktara ilişkin davalının itirazında haksız olması nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine, şartları bulunmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmemesi karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile,
Davalı borçlu şirketin İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına konu 1.226.300,67-TL asıl alacağa ilişkin itirazının iptali ile asıl alacağın 987.266,07-TL kısmına kısmi ödemenin yapıldığı, 24/03/2014 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yıllık %28.80 oranında, asıl alacağın 220.964,60-TL kısmına yıllık %26.88 oranında ve asıl alacağın 18.070,00-TL lik kısmına ise yıllık %30.24 (bu kısımla ilgili olarak 5464 sayılı kanunun 26/3 maddesi uyarınca TCMB değişikliğinin infazda dikkate alınmasına,) oranında faiz ve faizin BSMV’si ile birlikte tahsili suretiyle takibin devamına,
Davalı tarafça takipten sonra davadan önce 24/03/2014 tarihinde ödenen 251.400,00-TL alacağa ilişkin dava açılmasın da davacının hukuki yararı bulunmadığından iş bu miktar alacağa ilişkin davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
Kabul edilen alacağın %20’si miktarında ki 245.260,13-TL ‘sı icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Kötü niyet tazminat şartları oluşmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
İspatlanan 527,27-TL noter masrafının icra müdürlüğünce dikkate alınmasına,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 83.768,59-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 75.720,52-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 191,88-TL tebligat ve posta gideri, 400,00-TL Bilirkişi ücreti dahil olmak üzere toplam 591,88-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 511,12-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davcı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair taraf vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.24/03/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır