Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1019 E. 2022/438 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1019
KARAR NO : 2022/438

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/06/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 01.09.2021 tarihinde Karayolları 7. Bölge Müdürlüğü’ne ait ve …’nın sevk ve idaresindeki … plakalı iş makinesinin müvekkiline ait … no’lu yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kolluk kuvvetlerince tanzim edilen kaza tespit tutanağına göre davalı şirket nezdinde sigortalı … plakalı iş makinesinin sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunun tespit edildiğini, her ne kadar aynı şekilde müvekkil de kusurlu bulunmuş ise de bunu kabul etmediklerini, davalı şirket ile kusurlu araç arasında geçerli … poliçe no’lu ve 22.11.2020-22.11.2021 tarihleri arası geçerli ZMMS poliçesi bulunduğunu, iş bu sebeple davalı şirketin bu kazadan dolayı teminatlar dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkilinin kazadan kısa bir zaman sonra daimi ikamet ettiği ülkeye döndüğünü, Almanya’ya döndükten sonra aracını …-… … isimli yetkili ekspertiz firmasına inceletiğini KDV dahil 3.615,51 EURO hasar miktarı tespit edildiğini, bu rapor için KDV dahil 752,56 EURO ücret ödendiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kaymak kaydı ile her ne kadar ekte sunulu raporlarla belirlenmiş 3.615,51-EURO hasar tazminatından şimdilik 100,00 EURO’nun yine kaza tarihi itibarı ile davalı sigortanın teminat miktarının EURO kuruna göre belirlenip, teminat limitleri içinde, temerrüt tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası EURO Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, taraflarınca ödenmiş ekspertiz rapor ücretinin yargılama giderlerinden sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; Fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile toplam tazminatın 903,87 Euro miktarın, davalı şirketin teminat limiti ile sınırlı olarak kabulüne, davalıya 08.11.2021 tarihinde ihbar yapılmış ve bu ihbar 09.11.2021 tarihinde davalıya ulaştığını, KTK m. 99’a göre sigorta şirketi 8 iş günü içinde tazminatı ödemek zorunda olduğundan 19.11.2021 tarihinde temerrüde düştüğünü, bu sebeple, 903,87 Euro tazminatın teminat limiti ile sınırlı olarak 19.11.2021 tarihinden itibaren işleyecek ( EURO karşılığı olarak) yabancı para bakımından 3095 sayılı kanunun 4-a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankasının Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalıdan tahsiline, bilirkişi raporunda belirtilen ekspertiz rapor ücreti olan 752,56 Euro’nun o ülke koşullarına göre makul olup, kadri maruf bulunduğundan, karar tarihi itibarıyla TC Merkez Bankası Efektif Satış kuru üzerinden TL olarak yargılama giderlerinden sayılmasına, ( Yargılama giderinin karar tarihi itibarıyla efektif satış kuru karşılığı hesap edilmesi gerektiği ile ilgili kararlar: TC İZMİR BAM 20. Hukuk dairesinin 24.03.2022 tarihli, 2020/1118 E ve 2022/532 K sayılı ilamı ve TC İZMİR BAM 20. Hukuk dairesinin 31.03.2022 tarihli, 2020/1083 E ve 2022/573 K sayılı ilamına göre) İstanbul BAM 28. Hukuk Dairesinin 2019/422 E. ve 2019/3214 K.sayılı ilamında da belirtildiği gibi, Arabuluculuk faaliyeti anlaşmazlık ile sonuçlandığından AAÜT’nin 16/2-c maddesine göre avukatlık maktu ücretin tarafımıza ödenmesine karar verilmesine, (dava dilekçesinde ayrıntılı açıklanmıştır), diğer tüm yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücetinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan 55.18.3011 plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından … numaralı trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla; yargılama sırasında konusunda uzman bilirkişi eliyle rapor alınmasını, kazadaki kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, aracın rayiç değeri, geçmiş kazaları ve tamir gören kalemlerinin değerlendirmede dikkate alınmasını, hasar kalemlerinin tespit edilmesi ve de kaza ile uyumlu olup – olmadığının belirlenmesini, değerlendirme yapılırken de müvekkil şirketin indirim – ıskonto hakkının gözetilmesini, talep ederiz. aracın tamirinin ekonomik olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, poliçede sigorta bedellerine KDV dahil olduğuna dair bir ifade bulunmadığını, onarım ve yenileme farklarının faturalarla ispatı zorunludur. Buna göre sigortalı kıymetler KDV dahil bildirilmiş ise, hasar ödemelerinin KDV dahil olabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kapsamda da yapılacak KDV ödemelerinin ancak ve ancak müvekkil şirket adına düzenlenecek yansıtma fatura sonrası yapılacağı düzenlenmiştir. Poliçede sigorta bedellerine KDV dahil olduğuna dair bir ifade bulunmamaktadır. Bu nedenle söz konusu kalemin de reddinin talep edildiğini, tazminat bedelinde makul oranda ıskonto uygulanması gerektiğini, mevcut durumda başvuranın görevlendirdiği eksper tarafından tedarik ıskonto sisteminin çalıştırılmadığı görülmektedir. İyi niyet kuralları çerçevesinde başvuranın talep etmesi durumunda ilgili markada piyasada kolayca ulaşabileceği ıskonto oranlarının %20-25 olduğu yapılan araştırmalar sonucu anlaşılmıştır. Başvurana hiçbir zarar sağlamayan söz konusu ıskontoyu iyi niyet kapsamında talep etmesi gerekmektedir. Piyasada kolayca ulaşılabilen parça ıskonto oranları ile hadise tarihindeki işçilik fiyatları esas alınıp değerlendirme yapılması Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesi kapsamı yönünden uygun olacağını, haksız fiil kaynaklı işbu dosyada, yasal faiz dışındaki faiz taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, ekspertiz raporu, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…Davacı sürücü … 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 47/d maddesini ihlal etmesi nedeni ile kazanın oluşumuna hatası ile etken olduğu,
Davalı sigorta poliçeli araç operatörü … 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 67/b maddesini ihlal etmesi nedeni ile davacı sürücüye göre kazanın oluşumuna daha az hatası ile etken olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…. plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zarar KDV dahil 3.615,51€. olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin, poliçe teminat limiti olan 43.000,00 TL’yi aşmamak üzere Sn. Mahkemenin takdir edeceği kusur oranı ile çarpılarak bulunacak hasar onarım bedelinden sorumlu olduğu,
01.09.2021tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı yanın maliki olduğu … … … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zararın tazmini için davalı sigorta şirketine 08.11.2021tarihinde yapılan müracaatın 09.11.2021tarihi itibarıyla tebliğ edilmiş olduğu, bu bilgiler ışığında 22.11.2021 tarihi itibari ile sigorta şirketinin temerrüde düşeceği,
Sn. Mahkemenin takdir edeceği kusur oranı ile çarpılarak bulunacak hasar onarım bedelinden; davalı … Sigorta A.Ş.nin temerrüde düşeceği 22.11.2021 tarihinden itibaren poliçe teminat limiti olan 43.000,00 TL’yi aşmamak üzere 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre (Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.) belirlenen değişken oranlı faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası (€) Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … … … plaka sayılı aracı ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan … … … plaka sayılı araç arasında meydana gelen 01/09/2021 tarihli kaza sonu oluşan hasar bedelinin davalıdan poliçe limitleri dahilinde tahsili davasıdır.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların kusur durumlarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda “….Davacı sürücü … 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 47/d maddesini ihlal etmesi nedeni ile kazanın oluşumuna hatası ile etken olduğu,
Davalı sigorta poliçeli araç operatörü … 2918 sayılı K.Y.T.K’nun 67/b maddesini ihlal etmesi nedeni ile davacı sürücüye göre kazanın oluşumuna daha az hatası ile etken olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde, dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davacı araç sürücüsünün davalının sigortalısı olan iş makinesinin hareket alanına fazla miktarda yaklaşarak öncelikle kazanın gerçekleşmesine neden olduğu, davalının sigortalısı olan iş makinesi sürücüsünün ise çevresindeki araçların durumunu gözetmesi gerekirken bu hususta gerekli dikkat ve özeni göstermemiş olması nedeniyle davacıya oranla daha az da olsa kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Kusur oranları Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre mahkemenin takdirinde olup mahkememizce yapılan değerlendirmede her iki tarafın kazanın oluşumunda ihlal ettikleri trafik kuralları ve kazanın oluş şekli dikkate alınarak davacı araç sürücüsü %75 oranında kusurlu bulunmuş, davalı sigorta şirketinin sigortalısı araç sürücüsünün ise kazanın gerçekleşmesinde %25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar yönünden yapılan incelemede dosyaya sunulan 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda
“… plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zarar KDV dahil 3.615,51€. olduğu, Davalı … Sigorta A.Ş.’nin, poliçe teminat limiti olan 43.000,00 TL’yi aşmamak üzere Sn. Mahkemenin takdir edeceği kusur oranı ile çarpılarak bulunacak hasar onarım bedelinden sorumlu olduğu,
01.09.2021tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı yanın maliki olduğu … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zararın tazmini için davalı sigorta şirketine 08.11.2021tarihinde yapılan müracaatın 09.11.2021tarihi itibarıyla tebliğ edilmiş olduğu, bu bilgiler ışığında 22.11.2021 tarihi itibari ile sigorta şirketinin temerrüde düşeceği,
Sn. Mahkemenin takdir edeceği kusur oranı ile çarpılarak bulunacak hasar onarım bedelinden; davalı … Sigorta A.Ş.nin temerrüde düşeceği 22.11.2021 tarihinden itibaren poliçe teminat limiti olan 43.000,00 TL’yi aşmamak üzere 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre (Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.) belirlenen değişken oranlı faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası (€) Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır….”
Şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuş ise de, dosya kapsamının incelenmesinde davacı tarafça kaza sonrası aracın fotoğraflarının dosyaya sunulduğu, davacının ikamet ettiği ülkede düzenlenen ekspertiz raporu ile mahkememizce aracın kaza sonrası hasarlarını gösterir fotoğraflar üzerinde yapılan incelemeye göre kaza ile onarımı gereken hasarlar arasındaki bağlantının varlığı da irdelenmek suretiyle davacının sürekli olarak yaşadığı Almanya Federal Cumhuriyeti ülkesindeki rayiç onarım değerleri üzerinden hesaplama yapılmasının hukuka uygun olduğu, hasarın onarım bedelinin tahsili için araçla ilgili onarım faturası sunulmasının gerekmediği, zira davacının aracının onarımını hiçbir zaman yaptırmasa dahi bu durumun oluşan zarar miktarını azaltmayacağı, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacının sahibi olduğu aracın onarımı için gereken tutar hesaplamasının mahkememizde görülmekte olan benzer nitelikli araç kazalarında elde edilen verilerle uyumlu olduğu, davalı tarafça itirazda yeniden rapor alınmasını gerektirir somut bir veri sunulmadığı dikkate alınarak bilirkişi raporu ile tespit edilen zarar miktarı hükme esas alınmıştır.
10-Dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre davacıya ait aracın onarımı için 3.615,51-Euro gerektiği belirtilmiş, mahkememizce %25 oranında belirlenen davalı kusur sorumluluğuna isabet eden zarar bedelinin 903,87-TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafça bu miktar üzerinden dava değeri ıslah edilmiştir.
Mahkememizce ıslah edilen dava değeri üzerinden davnaın kabulüne karar verilmiş, kaza tarihi 2021 yılında KZMSS Genel Şartları uyarınca poliçe limiti 43.000,00-TL olup davalının sorumluluğu bu miktarı geçmemek üzere yabancı paranın ödeme tarihindeki miktarı olarak tespit edilmiştir.
11-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 09/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından 20/11/202020 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, alacak yabancı para cinsi olmakla yürütülecek faiz türü olarak 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz belirlenmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 03/06/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
13-Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde vekil olarak yer alınmasından dolayı A.A.Ü.T. 16/2. Maddesi uyarınca arabuluculuk vekalet ücretine hükmolunması talep edilmiş ise de bahsi geçen düzenlemede açık bir şekilde “akdi avukatlık ücretinin” düzenlendiği, akdi avukatlık ücreti ile tarafın kendisi ile vekili arasındaki ücrete ilişkin asgari ücretin belirlenmiş olduğu, bu ücretin karşı tarafa yükletileceğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek arabuluculuk vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
14-Davacı dava dilekçesinde ayrıca ekspertiz ücreti talebinde bulunmuş olup, davacının talepte bulunduğu ve faturasını sunduğu 752,56-Euro tutarlı ekspertiz ücretinin mahkememizde görülmekte olan benzer nitelikteki tazminat davalarında sunulan ekspertiz ücretlendirmeleriyle yakın tutarlı olduğu, Almanya ülkesindeki serbest piyasa rayicinde gerçekleştirilen bu harcamanın yargılama giderlerine dahil edilmesi talebinin yerinde olduğu gözetilerek 752,56-Euro ekspertiz ücreti dava tarihindeki Euro-TL kuru üzerinden yargılama giderlerine dahil edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 903,87-Euro maddi tazminatın KZMSS poliçe limitini aşmamak geçmemek üzere 20/11/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Ekspertiz ücreti talebinin yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 854,94-TL harçtan peşin olarak alınan 59,30-TL harç ile ıslah harçı olarak alınan 217,63-TL harcın mahsubu ile bakiye 578,01-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL. İle ıslah harcı olarak yatırılan 217,63-TL toplamı 276,93-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 59,30-TL başvuru harcı, 37,35-TL posta ücreti ve tebligat ücreti, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti ve yargılama gideri kapsamına alınan (752,56-Euro x 13,8467-TL) 10.420,47-TL ekspertiz ücreti toplamı 11.617,12‬-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/06/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”