Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/94 E. 2021/627 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/94 Esas
KARAR NO : 2021/627

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; …/2019 tarihinde davalılardan … Sigorta A.Ş’nin mali sorumluluk poliçesiyle sigortaladığı, diğer davalı sigortalı … Lisesi çatısından kopan plakanın davacının park halindeki … plakalı aracına düşerek hasar oluştuğunu, oluşan hasarın … Hizm. Ltd. Şti’nin 11/04/2019 tarih ve … nolu raporu ile tespit edildiğini, rapora göre aracın hasar bedelinin 2.250,00-TL olduğunu, bu hasarın tutarının davalı sigorta şirketinden istendiğini, ancak ödenmediğini, bu hasar bedelinden her iki davalının da sorumlu olduğunu belirterek; davacının aracına davalı meslek lisesinin çatısından düşen plakanın verdiği zarar tutarı olan 2.250,00-TL’nin davalılardan zincirleme olarak alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … Bakanlığı cevap dilekçesi ile özetle; 02/04/2019 tarihli tutanağa bakıldığında okulun 29/03/2019 tarihinde fırtına nedeniyle çatı kısmının gördüğü hasara ilişkin sigorta şirketine başvurulduğunu, çatı katında bulunan bilgisayar sınıfının hasar görmemesi için bir onarım gerektiğini, okul kamerasından hasarın 18:30 dolaylarında başladığının tespit edildiğini, ön bahçe ve arka bahçe çatısından uçan şingıllarla kaplandığıyla ilgili tutanak tutulduğunu, Anayasanın 125. Maddesinin son fıkrasına göre İdarenin kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunu, bu suretle idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceğinin Anayasada belirtilmemiş olup bu meselenin çözümünün doktrin ve yargı kararlarına bırakıldığını, idarenin sorumluluğunun hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırıldığını, kusursuz sorumluluğun idarenin sorumluluğu alanında prensip değil istisnai teşkil ettiğini, asıl olanın idarenin kusur sorumluluğunda olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; … … Lisesi’nin müvekkili sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, ancak işbu poliçenin işyerim paket poliçesi olduğunu ve davaya konu talebin açıkça poliçe teminatı ve kapsamı dışında kaldığını, bu nedenle de davacı yanın dava açılmadan evvel müvekkili sigorta şirketine yapmış olduğu hasar başvurusu üzerine açılan hasar dosyası ve hasar dosyası kapsamında aldırılan ekspertiz raporu ile yapılan tespit ve değerlendirmeler ile mevcut poliçemiz hükümlerinin teminatı ve kapsamının dikkate alınarak reddedildiğini, aynı somut ve haklı gerekçeler ile açılan haksız davanın da reddinin gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; ” Davacı ile davalı tarafların; hasarın meydana geldiği ve hasarın oluş şekli ve hasarın miktarı hususunda taraflar arasında bir tartışma bulunmamakta olup taraflar arasındaki uyuşmazlık meydana gelen hasardan dolayı davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin poliçesinin hasarı kapsayıp kapsamadığı hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmış olup, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında dosya içerisinde yer alan hasar dosyası ve hasar dosyası içerisinde yer alan ekspertiz raporundaki tespit ve değerlendirmeler ve poliçe dikkate alınarak hasarın poliçe kapsamında olup olmadığı ve hasardan davalıların sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi 07/05/2021 tarihli raporunda; 11/04/2019 tarihinde … Anadolu Lisesi çatısından kopan ağaç plakanın şiddetli rüzgar, fırtına nedeniyle düşerek … plakalı araç üzerine düştüğü ve … plakalı araçta üzerine plaka düşmesi nedeniyle meydana gelen zararın 2.250,00-TL’sı olduğu, davaya konu olayda çatısından panel düşen “… … İzmir” risk adresinin; davalı … Sigorta şirketi tarafından 01/02/2019 ile 01/02/2020 tarihleri arasındaki dönem için İŞYERİM PAKET SİGORTA POLİÇESİ ile sigorta örüntüsü içine alındığı ve poliçede ana taşınmaz ve içindeki eşyalar ile ilgili “Bina yangın, dekorasyon, cihaz yangın, ek teminatlar ve benzeri” teminatlar ile ayrıca olay başına 15.000,00-TL sına kadar 3. Şahıs mali sorumluluk teminatı verildiği, ayrıca 3. Şahıs mali sorumluluk sigortası teminatları için her bir hasarda 500-USD’ine kadar muafiyet uygulanacağının hüküm altına alındığı, olay tarihi itibariyle 500,00-USD’nin 2.865,00-TL’sına isabet ettiği, her ne kadar 3. Şahıs Mali Mesuliyet Genel Şartları çerçevesinde davacı yanın aracında meydana gelen zarar için b) Üçüncü şahıslara ait mallarda ziya ve hasar (maddi zarar ve ziyanlar) husule gelmesi sebebiyle poliçede gösterilen sıfat, faaliyet ve hukuki münasebetlerinden dolayı, kendisine karşı, üçüncü şahıslar tarafından ileri sürülecek zarar ve ziyan taleplerinin denilebilmek mümkün olup zararın teminat altında olduğu söylenebilecek ise de davacı yana ait araçta meydana gelen zarar miktarının 2.250,00-TL sı olmakla muafiyet sınırı altında kaldığından davalı sigorta şirketi bakımından ödeme sorumluluğunun söylenemeyeceği, ancak çatıdan düşen plakanın davacı yan aracına zarar verdiği dikkate alınarak diğer davalı okulun sorumluluğu hususundaki değerlendirmelerde dahil olmak üzere takdirin mahkememizde olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Dosya içerisinde yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde tarafların hasarın meydana geldiği ve hasarın oluş şekli ile hasarın miktarı hususunda bir uyuşmazlıklarının olmadığı ve davalıların bu açıdan bir itirazlarının bulunmadığı itirazlarının hasardan dolayı sorumlu bulunup bulunmadıkları yönünde toplanmıştır.
Dosya içerisine alınan hasar dosyası ve poliçe incelendiğinde sigorta şirketinin sorumluluğu açısından 500 USD muafiyetinin bulunduğu bununda kaza tarihi itibari ile 2.865,00 TL olduğu davacının hasarının da 2.250,00-TL olduğu dikkate alınarak hasar miktarının muafiyet miktarı içerisinde olduğu anlaşılmakla sigorta şirketinin söz konusu hasara ilişkin olarak poliçeden kaynaklı sorumluluğunun olmadığı anlaşılmıştır.
6098 sayılı yeni Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve önceki 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir.Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep,zarar görenin kendi kusuru,üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığı çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep,zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
Bunlardan mücbir sebep sorumluluğuna gelince;bilindiği gibi, mücbir sebep, önlenemez doğa olayıdır. Ancak her doğa olayı mücbir sebep değildir. Örneğin, çok şiddetli bir fırtınada uçan saç levhanın, reklam panosunun kişilere çarpıp yaralaması ya da yıkılan direğin park halindeki aracın üzerine düşmesi olaylarında, zararın nedeni şiddetli fırtına değil, saç levhanın, reklam panosunun sağlam monte edilmemiş, direğin hatalı dikilmiş olmasıdır.
Doğa olayı olarak nitelenebilecek fırtına, aşırı yağış, toprak kayması ve benzeri olaylarda, çoğu kez zararın temel nedeni bina ve yapıdaki bozukluk ve bakımsızlık olmaktadır. Örneğin, balkondaki saksının, çatıdaki kiremitin, işyeri tabelasının fırtınada düşebileceği önceden hesaplanmalı, ona göre önlem alınmalıdır. Şiddetli bir fırtınada yüksek voltajda akım taşıyan elektrik tellerinin kopabileceği, direklerin devrileceği önceden düşünülmeli, umulmayan haller ve doğa olayları gözetilerek ona göre hat çekilmelidir.Eğer, art arda yağan yağmur sırasında duvar yıkılmış, dam çökmüşse bunun nedeni, şiddetli yağış değil, duvarın ve çatının doğal etkilere dayanamayacak kadar kötü yapılmış olmasıdır (Y. 3. H.D. 25.03.2016 tarih 2015/6149 E. 2016/4594 K. Sayılı ilamı).
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davalı …’e karşı açılan dava ele alındığında; bu davalının sorumluğunun bina sahibinin kusursuz sorumluluğuna ilişkin olduğu anlaşılmakla okul binasının çatısından kopan parçanın davacı aracına zarar verdiği tarafların kabulünde olup, davalı … Bakanlığı’nın bina sahibi olarak davacı zararından sorumlu olduğu anlaşılmakla birlikte bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerde dikkate alınarak bu davalı açısından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı … Sigorta A.Ş. açısından dava reddedilmiş ise de davacının davayı açarken poliçe içeriğinde yer alan muafiyet miktarını bilmesinin mümkün olmaması ve hasar dosya içeriğine göre hasarın tazmini talebinin hasarın poliçe kapsamında olmadığından bahisle reddedilmiş olduğu anlaşılmıştır. Yapılan yargılamada hasarın poliçe kapsamında olduğu ve muafiyet miktarı içinde olduğu anlaşılmıştır. Davacının hak arama özgürlüğü kapsamında davasını açmış olduğu ve davalı sigorta şirketinin şeffaf ve doğru bilgi vermemesinden dolayı aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından Sigorta şirketine karşı açılmış olan davanın reddedilmesine rağmen hakkaniyet gereği davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davacı taraf dava dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığından bu açıdan bir karar verilmemiştir.
Tüm dosya kapsamı ile birlikte, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerde dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-… Sigorta A.Ş’ne karşı açılan davanın reddine,
2-… Bakanlığı’na karşı açılan davanın kabulü ile 2.250,00-TL’nin davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 153,69-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL nin mahsubu ile bakiye 99,29-TL harcın davalı … Bakanlığı’ndan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalı … Bakanlığı’ndan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 2.250,00-TL vekalet ücretinin davalı … Bakanlığından alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 500,00-TL Bilirkişi ücreti, 147,80-TL posta ve tebligat ücreti ile 116,60-TL ilk dava açılış harcı olmak üzere toplam 764,40-TL’nin davalı … Bakanlığı’ndan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.08/07/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”