Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/81 E. 2021/817 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/584 Esas
KARAR NO : 2021/828

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Sigorta A.Ş.’ye …no.lu sigorta poliçesi ile sigortalı … ve Paz Org Hiz Tic Ltd Şti’ne ait “,,,Cad No:,,,,D:,,,,,,, İZMİR” adresindeki taşınmazda 09/12/2018 tarihinde bölgedeki yağmur esnasında İZSU şebeke kanalizasyon hattındaki tıkanma ve davalının kurduğu pompaların bozulması sonucu taşan su nedeni ile taşınmaz içerisinde su basması meydana geldiğini, olaydan sonra yapılan eksper incelemesinde İZSU hatlarında tıkanıklık neticesinde yağmur sularının binaya girdiğini, asansör ve sigortalı konuta dolduğunu, İzmir Büyükşehir Belediyesi itfaiyesinden yardım istenerek dalgıç pompa ile suyun tahliye edildiğini, daha önce de birden çok benzer olay olduğunu, İZSU’nun hasarı engellemek için pompa kurduğu ve fakat pompaların aküsünün bitmesi sebebi ile sel olayının yinelendiğini, hasarın davalının kusurundan meydana gelmiş olduğunun tespit edildiğini, hasar sonrası sigortalı taşınmazda yapılan ekspertiz sonucuna göre toplam 10.966,72- TL. hasar meydana geldiği tespit edilmekle anılan bedelden muafiyet mahsubu ile kalan 10.345,19-TL.si 09/12/2018 tarihinde Davacı Müvekkili Sigorta Şirketinin sigortalısına ödendiğini, davacı Müvekkili Şirketin hasar bedelini ödemekle mukavele şartlarına ve TTK. m. 1472 ve TBK m. 183 hükümlerine göre sigortalısının yerine kaim (halef) olmuş ve sigortalının zarara sebebiyet verenler aleyhine mevcut her türlü talep ve dava haklan Davacı Müvekkil Şirkete intikal ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 10.345,19-TL tazminat alacağının ödeme günü olan 04.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; ekspertiz raporunun özel, tek yanlı olup, objektif olmadığını, davacı tarafından talep edilen hasar bedelinin de fahiş olduğunu, davacının uğradığı ileri sürülen zararın oluşmasında müvekkili idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, rücu ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla belirtmek gerekir ki, talep edilen tazminat (hasar bedeli) fahiş olup kabulünün mümkün olmadığını, haksız ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın öncelikle usulden, mahkeme aksi kanaatte olur ise esastan reddine, davacı tarafından idare aleyhine kötü niyetli olarak dava ikame edildiği için %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: Sigorta poliçesi, itfaiye raporu, ekspertiz raporu, faturalar, ödeme dekontu, bilirkişi raporları delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan 16/04/2021 tarihli heyet raporuna göre; “… 1- Su basma olayı yaşanan binanın pis su tahliyesi için kullanılan rögarların o bölgede bulunan kanalizasyon hattının üzerinde olduğu, yapının atık su deşarjı için kanal bağlantısının binanın yapıldığı 1967 yılındaki imar yönetmeliğine uygun olduğu, daha sonraki dönemlerde de kanalizasyondan gelen geri tepmelerin önlenmesi için ilgili idare tarafından yapı sahiplerinin bu hususta uyarılmaması nedeniyle bina yönetiminin bu hususta sorumlu olamayacağı,
2-İZSU’nun denetim ve gözetimindeki atık su kanalizasyon sisteminin bölgenin gelişimi ve koşullarına göre zamanında ve teknik gerekliliğe uygun şekilde kurmadığı ve denetimini zamanında yapmadığı anlaşılmış olup davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu,
3-09.12.2018 tarihinde yağan yağış sularının tahliyesinde kanalizasyon hattının yetersizliği nedeniyle kanalizasyon suyunun taşması sonucu binanın zemin katında bulunan sigortalı işyerini basması ve hasarın önlenmesinde sigortalının herhangi bir kusuru ve ihmalinin olmadığı,
4-Meydana gelen su basma olayında oluşan hasar sonucu sigortacı tarafından sigortalıya ödenen eşya tazmin bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu,…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan 18/08/2021 tarihli rapora göre; “… ,,, Caddesi, No:…..–İZMİR adresindeki taşınmazda 09.12.2018 tarihinde bölgede yağan yağmur esnasında İZSU şebekesi kanalizasyon hattındaki tıkanma nedeniyle taşınmaz içerisine su basması nedeniyle taşınmazda ve içindeki eşyalarda zarar meydana geldiği,
Olayın oluşum ve irdelenmesi ile …Cad No:… …İzmir adresindeki taşınmazın zarar görmesi ile ilgili;
1-Su basma olayı yaşanan binanın pis su tahliyesi için kullanılan rögarların o bölgede bulunan kanalizasyon hattının üzerinde olduğu, yapının atık su deşarjı için kanal bağlantısının binanın yapıldığı 1967 yılındaki imar yönetmeliğine uygun olduğu, daha sonraki dönemlerde de kanalizasyondan gelen geri tepmelerin önlenmesi için ilgili idare tarafından yapı sahiplerinin bu hususta uyarılmaması nedeniyle bina yönetiminin bu hususta sorumlu olamayacağı,
2-İZSU’nun denetim ve gözetimindeki atık su kanalizasyon sisteminin bölgenin gelişimi ve koşullarına göre zamanında ve teknik gerekliliğe uygun şekilde kurmadığı ve denetimini zamanında yapmadığı anlaşılmış olup davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğu,
3-09.12.2018 tarihinde yağan yağış sularının tahliyesinde kanalizasyon hattının yetersizliği nedeniyle kanalizasyon suyunun taşması sonucu binanın zemin katında bulunan sigortalı işyerini basması ve hasarın önlenmesinde sigortalının herhangi bir kusuru ve ihmalinin olmadığı,
4-Meydana gelen su basma olayında oluşan eşya hasar miktarının 11.466,72.-TL sı olarak tespit edildiği ve 500 TL sovtaj bedeli mahsubu ile tespit edilen 10.966,72.-TL sı bedel iş bu eşya tazmin bedellerinin piyasa rayiçlerine uygun olduğu,
Dosya içinde taraflarca varlığı ihtilaf dışı olduğu üzere, sigorta ettiren ….Rek. ve Paz. Org Hiz Tic Ltd Şti. ‘nin ….Mah. …Cad No:…. İzmir adresindeki apartman dairesi 23.03.2018 ile 23.03.2019 tarihleri arasında geçerli …numaralı poliçe ile % 5 enflasyon korumalı … Sigorta AŞ tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı,
Bu poliçe ile …SİGORTA AŞ, risk adresinde; meydana gelebilecek zararlarda
Bina yangın 255.000,00.-TL
Toplam Eşya-Yangın 30.000,00.-TL
Normal Eşya 21.000,00.-TL
Kıymetli Eşya 7.500,00.-TL
Açıkta Mücevherat 1.500,00.-TL
…….
Ek teminatlar
Hırsızlık eşya 285.000,00.-TL
Sel-Su baskını 285.000,00.-TL
Dahili Su 285.000,00.-TL
…………….. teminat verildiği,

Sigorta teminat başlangıcı 23.03.2018 ile zarar tarihi arasında 09.12.2018 arasında 261 gün olup, sigorta poliçesi % 5 enflasyon koruması ile zarar tarihindeki teminatlar
* 255.000,00.-TL Bina yangın teminatı ( 255.000*%9 / 365*261 = ) 271.410,82 TL
*30.000,00.-TL Toplam Eşya-Yangın teminatı ( 30.000*%9 /365*261=)31.930,68-TL olduğu,
Teknik inceleme ile 09.12.2018 tarihinde “ yağan yağış sularının tahliyesinde kanalizasyon hattının yetersizliği nedeniyle kanalizasyon suyunun taşması sonucu binanın zemin katında bulunan sigortalı işyerini basması ve hasarın önlenmesinde sigortalının herhangi bir kusuru ve ihmalinin olmadığı“ tespiti ile zararın gelişi dikkate alındığında, risk adresinde meydana gelen zararın teminat içinde kaldığı söylenebildiği,

SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN 4/10. sayfasında SEL SU BASKINI TEMİNATI incelendiğinde
“ Her bir sel/su baskını hasarında
c- Bina ve sabit dekorasyon
d- Eşya gruplarının her biri için ayrı ayrı olmak üzere
Sigorta bedelleri üzerinden % 2 tenzili muafiyet uygulanack olup, uygulanack muafiyet azami 1.500 Euro ile sınırlı olacaktır.
Hükümleri ile MUAFİYET düzenlendiği görüldüğü, buna göre hangi miktar muafiyetin uygulanacağının belirlenmesi gerektiği,
– Sigorta poliçesindeki sel – su teminat miktarı eşya için 31.930,68.-TL olup
– % 2 tenzili muafiyeti Eşya için 31.930,68.-TL * % 2 = 638,61.- TL sı olmakla
Bu halde, davacı sigortacının , sigortalısına ödeyebileceği zarar miktarı
– Heyetimiz tarafından tespit edilen HASAR MİKTARI 10.966,72.-TL sından % 2 muafiyet 638,61.-TL mahsubu ile 10.328,11.-TL hesap edildiği,
– Davacı … tarafından hasara ilişkin dava dışı sigortalısı zararı için 04.02.2019 tarihinde 10.345.19-TL sı ödeme yaptığı,
– TTK m. 1472 maddesinin, sigortalısının zararını gideren sigortacıya zarar sorumlularına karşı dava ve talepte bulunma- halefiyet hakkı verdiği,
Davacı tarafından eldeki davada tespit edilen zarardan bir miktar fazla olan 10.345,19.-TL sı ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile talepte bulunduğu…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacı … tarafından dava dışı şirkete ait konutta meydana gelen su baskını dolayısı ile oluşan hasar nedeniyle ödenen tazminatın davalı su ve kanalizasyon idaresinden rücuen tahsili talepli tazminat davasıdır.
2-Dava halefiyet ilkesi temeline dayanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde davalı şirket ile davacının sigortacısı olduğu dava dışı ….Org.Hiz.Tic.Ltd.Şti. arasındaki ilişkinin irdelenmesi gerekmektedir. Dava dışı sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hasarın nedeni haksız fiil niteliğindedir. Davalı su ve kanalizasyon idaresinin tacir olduğu yerleşik yargısal içtihatlar ile sabittir. Dava dışı zarar gören ticaret şirketi olup zarar gören yerin konut olması malikin ve sigortalının şirket olması nedeniyle işin niteliğini ticari olmaktan çıkarmamaktadır. Bu nedenle halefiyet ilkesi gereği mahkememizin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
3-Maddi tazminat davalarının dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı ikinci ayrımında yer alan 49/1. maddesi düzenlemesidir.
“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;
-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması,
olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
4-Davalı şirket özel hukuk hükümlerine tabi olarak faaliyet gösteren kamu tüzel kişiliğine sahip idare olup, 2560 Sayılı İstanbul Su Ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun Ek-5. Maddesi uyarınca kurulmuş, görev alanı bu kanun içerisinde yer alan düzenlemeler ile çizilmiştir.
2560 sayılı İski kuruluş kanununda yer alan düzenlemelerden;
-Madde 1- “İstanbul Büyük Şehir Belediyesinin su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek ve bu amaçla gereken her türlü tesisi kurmak, kurulu olanları devralmak ve bir elden işletmek üzere İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü kurulmuştur”
-Madde 2- “d) Su ve kanalizasyon hizmetleri konusunda hizmet alanı içindeki belediyelere verilen görevleri yürütmek ve bu konulardaki yetkileri kullanmak,”
Düzenlemeleri ile kanalizasyonların yapım ve düzenlemesi işi büyükşehir belediyesi bulunan şehirlerde İski kanunu uyarınca kurulan özel bütçeli idareler tarafından yürütülmektedir.
5-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Daire Başkanlığı’nın 09/12/2018 tarihli su çekme zaptı başlıklı belgesinde dava konusu konuttan su çekme işlemi yapıldığı, mobilyaların ve parkelerin zarar gördüğünün tespit edildiği anlaşılmıştır.
6-Dosyada dava konusu su baskının gerçekleşmesinde davalı kusurunun bulunup bulunmadığı, hasarın miktarının belirlenmesi için dava konusu konuta ait proje ve konut çevresindeki kanalizasyon şebeke projesi dosyaya getirtilmiş, belirtilen konularda rapor aldırılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 16/04/2021 tarihli rapordaki inşaat mühendisi görüşüne göre binanın inşa edildiği yıldaki yönetmeliğe uygun inşa edildiği, sonraki yıllarda davalı idare tarafından bina yönetiminin geri tepmelere karşı değişiklik yapılması gerektiği konusunda uyarılmamasının davalı idarenin kusurunu doğurduğu, davalı idarenin bölgenin gelişimi ve teknik değişikliklere göre zamanında gerekli değişikliklerin yapılmaması nedeniyle meydana gelen hasarın oluşmasında kusurunun bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede inşaat mühendisi bilirkişinin görüşüne iştirak edilmiştir. Bilindiği üzere iklim değişikliği ve küresel ısınma etkisiyle son yıllarda ülkemizde çok kısa zaman içerisinde sele ve su taşkınlarına sebep olan yoğun yağışlar oluşabilmektedir. İzmir ili genelinde de son yıllarda bu şekilde sel felaketlerinin yaşandığı bilinmektedir. Davalı idare tarafından her ne kadar kanalizasyon şebekesinin kısa süre içerisinde yenilenmesi beklenmese de özellikle eski tarihli binalarda yoğun yağış sırasında yaşanabilecek geri tepmelerle ilgili gerekli tedbirlerin alınması hususunda bina sakinlerinin uyarılması, bu konuda gerekli bilgilendirme ve hatta gerektiğinde bizzat şirket tarafından masrafları ilgililerden karşılanmak suretiyle bu tür tedbirlerin alınması gerekmektedir. Dosyada davalı tarafça bu tür bir savunma sunulmadığı gibi dosyaya giren bilgi ve belgelerden bu yönde bir çalışma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğu değerlendirilmiştir.
7-Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda zarar gören emtiaların değerine ilişkin olarak yapılan incelemede sigorta eksperi tarafından tespit edilen ücret miktarının piyasa rayiçlerinde olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce yapılan incelemede de faturalandırıldığı görülen ürün fiyatlarının günümüz piyasa koşullarına uygun olduğu değerlendirilmiş, ürünlerin sel baskını sırasında zarar görmesi olağan eşyalar olduğu gözetilerek zararın ispat edildiği kabul edilmiştir.
8-Poliçede sel hasarı konusunda %2 oranında tenzili muafiyet klozu bulunmakta olup eşya kıymetine ilişkin sigorta bedeli üzerinden %2 oranında tenzili muafiyet uygulandıktan sonra bilirkişi raporu ile tespit edilen ve taraflarca da itiraz görmeyen rakam üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 12/12/2019 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.328,11-TL’nin ödeme tarihi 04/02/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 705,51-TL harçtan peşin olarak alınan 176,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 528,84-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına reddedilen miktar üzerinden takdir edilen 17,08-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 176,67-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.691,90-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 1.689,11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından sarf edilen 100,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 0,17-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
10-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranına göre belirlenen 1.317,82-TL’sinin davalıdan, bakiye 2,18-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, davacının sorumluğundaki miktar terkin sınırında kaldığından hazine üzerinde bırakılmasına, davalı açısından tahsili için harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸