Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/808 E. 2021/312 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/808 Esas
KARAR NO : 2021/312

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 22/08/2014
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı … Yönetim kurulu 04/08/2014 gün ve … sayılı kararı ile ortak sebeplere dayalı olarak müvekkillerin ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiği, söz konusu ortaklıktan çıkarma kararı Bornova … Noterliğinin 07/08/2014 tarihli ve … sayılı ihtarnamesi ile müvekkillerine tebliğ edildiği, müvekkilleri tarafından tebelüğ edilmiş olan bu çıkarma kararının iptali için itiraz davası açmak zorunlu hale geldiği, çıkarma kararının gerekçesi müvekkillerinin görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş oldukları, müvekkillerinin davalı … 113.081.489.660 TL zarara soktukları, kooperatif ana sözleşmesinde kooperatifin para mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlar nedeniyle mahkum olan maddesine dayanarak ihraç kararı verildiğinin belirtildiği, müvekkilleri aleyhine verilen ortak gerekçelere dayalı çıkarma kararı kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğu, İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonunda müvekkillerinin zimmet suçundan ayrı ayrı beraatlerine karar verildiği, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ise ceza davasının sonucunu beklemekte olduğu, yapılan bilirkişi incelemesinde kooperatifin yükleniciye borçlu olduğu saptanmış ancak dosya ceza davasının Yargıtay’dan dönüşü beklendiği, bu nedenlerle müvekkilleri hakkında verilmiş olan ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile müvekkillerinin ortaklığının devamını, müvekkillerine ait taşınmazların tapu kayıtları üzerine tedbir konulmasını, masraf ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin İzmir …. Ağır Ceza Mahkemesinin Yargıtay …. Ceza dairesince onan ilamının hüküm fıkrasının 3. Maddesine göre davacı sanıkların suçlarının görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu, öte yandan davanın davacı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı ve halen derdest davanın davalılarından … mahkemeye verdiği davaya cevap dilekçesinde özetle formalite yönetici olduğunu işlerin yürütülmesine karışmadığını ifade ettiği, 10/03/2002 tarihinde yapılan genel kurulunda davacı … iki defa söz alarak ilkinde neye imza attığını bilmediğini, ikincisinde biz gölge yönetim olarak çalıştık sorumlu … olduğunu söylediği, yüklenici şirketin hakim ortağı ve müdürü davacı … yüklenici ile kooperatif arasındaki sözleşmenin imzalandığı tarihte kooperatifin yöneticisi olan davacı …’ün eniştesi olduğu kooperatiften ihraç olunan davacılar arasındaki bu akrabalık ilişkisinin sabit olduğu, ana sözleşmenin 53/3 ve KKnun 59/6 maddelerine aykırı ve KKnun ek 2/1 maddesine göre suç teşkil eden bu vakıa haklı ihraç kararının inkar edilemeyeceği, yüklenici hak edişlerinden stopaj yapılmaması nedeni ile vergi dairesine ödenen 55.425.080.000 TL paranın davalı yöneticinin … esasına kayıtlı dava ile ruhsatsız inşaat yapılması nedeniyle davalılar aleyhine açılan ve Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına kayıtlı dava dava dilekçesinde zikredilen … esas sayılı dava ile birleştiği, dava halen derdest olup mevcut bilirkişi raporuna itibar edilmemiş ve birleşen yeni davaların da değerlendirileceği yeni bir bilirkişi incelemesi yapıldığı, bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememizin 23/06/2016 tarih ve … Esas, … karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 03/12/2019 tarih, … Esas, … Karar sayılı bozma ilamı ile “….Dava, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından alınan ortaklıktan ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, 297/2. maddesinde ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Keza kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur.
Mahkemece, verilen kararın gerekçesinde davanın kabulü sonucunu doğuracak tespit ve değerlendirmelere dayanılmasına rağmen, hüküm bölümünde, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile, HMK’nın 297/1-c ve 297/2 maddelerine aykırı olarak gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratacak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, davacılar, kooperatif ortaklıklarından ihraç kararının iptalini talep etmiş olup; işbu talepleri bakımından mecburi dava arkadaşı değillerdir. Davacıların her birinin ayrı dava açması gerektiğinden, Harçlar Kanunu 30 ve 32. maddesine göre ihraç edilen davacı ortak sayısı kadar (eksik 2 adet) dava başvuru ve peşin harcın tamamlanması gerekir. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi gereğince eksik harç tamamlanmadan müteakip işlemler yapılmaz. Mahkemece, harcın ikmali için aynı Kanun’un 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re’sen eksik harcın tamamlatılması, harç ikmal edildiğinde, yargılamaya devam edilmesi, aksi halde yatırılmış harçların hangi davacı için yatırıldığı davacılar vekilinden sorularak, diğer davacılar yönünden dosyanın işlemden kaldırılması, üç ay içinde davanın yenilenmemesi halinde açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik harçla davanın yürütülüp karar verilmesi de doğru olmamıştır.,…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin 2020/808 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda bozmaya uyulmuştur.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıların davalı kooperatif ortaklığından çıkarılmasına yönelik 04/08/2014 tarihli yönetim kurulu kararının iptali davasıdır.
2-İlgili yönetim kurulu kararının incelenmesi neticesinde davacıların Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesi ile … Yapı Kooperatifi Ana Sözleşmesi’nin 14/5. Maddesi uyarınca kooperatif ortaklıklarından ihraçlarına karar verildiği görülmüştür.
3-Kooperatifler Kanunu 16. Maddesi ile ;
Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar.
Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Anasözleşme,çıkarılanın genel kurula başvurma hakkı saklı kalmak üzere, bu hususta yönetim kurulunu da yetkili kılabilir.
Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır.
Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmiyen çıkarılma kararları kesinleşir.
(Ek: 6/10/1988 – 3476/4 md.) Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder.
Hükümleri düzenlenmiştir.
Dosya içeriğinde bulunan kooperatif ana sözleşmesinin 14/5. Maddesi ile “Kooperatifin para, mal ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı mahkum olanlar” hakkında ortaklıktan çıkarılma kararı alınacağı düzenlenmiştir.
4-Kooperatifler Kanunu’nun 16. Maddesinde kooperatif ortaklığından çıkarılma nedenlerinin ana sözleşmede açıkça gösterilmesi gerektiği, gösterilmeyen nedenlere bağlı olarak ortaklıktan çıkarma kararı verilemeyeceği düzenlenmiştir.
5-Somut olayda davacıların yargılanmış olduğu İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası Uyap üzerinden incelenmiş, davacılar hakkında yürütülen kovuşturmada zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle düşme kararı verildiği görülmüştür.
6-Her ne kadar ceza yargılaması dosyasında davacılar aleyhinde bilirkişi raporu düzenlenmiş ve kooperatifin zarara uğratıldığı yönünde tespitlerde bulunulmuş ise de bu tespitlerin mahkeme kararı ile hüküm altına alınmadığı müddetçe tam ve kesin olarak kanıtlandığı kabul edilemez. Zira bilirkişi raporları teknik bir kısım değerlendirmeler içermekte ise de mahkumiyet kararının varlığı için tipiklik ve kast unsuru gibi başkaca unsurların da değerlendirilerek mahkemenin bu hususta vereceği cezalandırma kararının bulunması şarttır. Somut olayda mahkeme tarafından böyle bir değerlendirme yapılmaksızın dava zamanaşımı dolduğundan bahisle düşme kararı verilmiştir.
7-Gerek Kooperatifler Kanunu 16. Maddesi gerekse kooperatif ana sözleşmesinin 14/5. Maddesi hiçbir yoruma mahal vermeyecek şekilde ortaklıktan çıkarma kararı alınmasını mahkumiyet şartına bağlamıştır. Davacılar hakkında mahkumiyet kararı bulunmamakta olup, yorum yoluyla mahkumiyet kararı bulunmaksızın salt zarara neden olunması yönündeki tespitlere dayalı olarak ortaklıktan çıkarma kararı verilmesi yerinde görülmediğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile, davalı … yönetim kurulunun 04/08/2014 tarih ve … karar sıra nolu üyelikten çıkarma kararının USUL VE YASAYA AYKIRI OLDUĞUNUN TESPİTİ İLE BU KARARIN İPTALİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 3 adet 59,30-TL=toplam 177,90TL maktu karar harcının peşin olarak alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 152,7-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, daha önce yazılmış harç tahsil müzekkeresi var ise bu miktarın ayrıca mahsubuna,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacılar yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25,20-TL. harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yargılama gideri olarak yapılan 300,00TL bilirkişi ücreti, 262,00TL posta ve tebligat ücreti, 287,30TL başvuru harç masrafları olmak üzere toplam 849,30-TL’nin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”