Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/791 E. 2022/921 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/791 Esas
KARAR NO : 2022/921
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZIM TARİHİ : 27/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Madencilik Endüstri Taahhüt Montaj San ve Tic adına İzmir 24. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı numarasıyla borçlu şirket ile aralarında görülen ticari işler neticesinde faturalandırılan alacak ve cari hesap alacaklarının tahsili amacıyla icra takibine başlandığını, davalı borçlu tarafından 20/11/2020 tarihinde icra takibine, ödeme emrine ,faize, faiz oranına tüm asli ve ferileriyle birlikte borca itiraz edildiğini, itiraz neticesinde takibin durduğunu, icra takip dosyasına ve dava dilekçesi ekine sunulan cari hesap özetinde yer alan faturalardan kaynaklı olarak davalının borcunun bulunduğunu, sunulan faturalara ait bir ödeme belgesi sunulmadığını belirterek fazlaya dair her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davamızın kabulü ile davalı borçlu tarafından İzmir 24.İcra Müdürlüğü… E.sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafça yapılan haksız ve takibi sürümcemede bırakmaya yönelik itiraz nedeniyle asıl alacağın asgari %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminarına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak davaya cevap verilmediği görülmüştür.
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu İzmir 24.İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalı aleyhine 16.440,25-TL Toplam üzerinden takibin başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/ borçluya tebliğ edildiği, davalı tarafından ödeme emrine itiraz edildiği ve itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Dava bir yıllık hakdüşürücü süre içerisinde açıldığından işin esasına geçilmiştir.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesinde davacı satıcı, davalı satın alandır. Satıcı davacı ürünü teslim ettiğini, davalı alıcı ise teslim edilen ürünlerin bedelini ispatla yükümlüdür.
Davacı tarafın ürünleri davalıya teslim ettiğini iddia ettiğinden davacı ticari defterleri incelenmiş yapılan inceleme sonucu bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; Mahkeme dosyası ve içindeki belgeler ile davacının yasal defter kayıtlarının ve dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporum içinde açıklanan nedenlerle,1)Davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait Ticari defterlerinden Envanter Defterinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noter açılış onaylarının yaptırılmış olduğu, Yevmiye Defteri ile Defteri Kebir beratlarının zamanında alındığı, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait yevmiye defterlerinin kapanış onayı babında Aralık beratlarının zamanında alındığı, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu, 2-Davacı yanca davalı adına 21.01.2018 tarihinden itibaren faturalar düzenlendiği ve davalıdan da kısmi tahsilatlar yapıldığı, en son 12.09.2019 tarihinde davalıdan olan bakiye alacağının davalıdan yapılan tahsilat ile sıfırlandığı, sonrasında 14.10.2019 , 21.10.2019 ve 28.10.2019 tarihli 3 adet fatura düzenlendiği ve toplamının 15.467,66 TL olduğu ve iş bu son 3 adet fatura bedelinin ödenmediği gerekçesi ile davacı yanca davalı adına icra takibi başlatıldığı, davalı yanca iş bu faturaların kendisine teslim edilmediğini beyan ettiği, ancak davalının bağlı olduğu vergi dairesinden gelen mal alışlarını beyan ettiği BA Bildirim formunda davacıdan Ekim 2019 döneminde 3 adet fatura karşılığı KDV Hariç 13.108 TL lik KDV Dahil 15.467,66 TL lik mal alımında bulunduğunu beyan ettiği, icra takibi sonrası ve dava tarihi öncesi 04.12.2020 tarihinde davalıdan 13.920,90 TL banka kanalı ile tahsilat kaydının olduğu, 3)Davacının yasal defterlerinde yapılan inceleme neticesinde; -davacının davalıdan icra takip tarihi itibari ile 15.647,66 TL , -davacının davalıdan dava tarihi itibari ile 1.546,77 TL alacaklı göründüğü, 4)Davacı yanca 972,56 TL İşlemiş Faiz talebinin olduğu, ancak davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair tevsik edici bir belge sunulmaması sebebi ile hesab edilmemiş olup Sayın Mahkemenizce aksi görüşte olunması durumunda temerrüt tarihinin belirtilmesi durumunda tarafımca hesab edilebilecek “şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
Davalı tarafa 25/10/2022 tarihli celsede ticari defterlerin ibrazı veya bulunduğu adresin bildirilmesi için kesin mehil içeren ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş ancak defterler mahkememize sunulmadığı gibi bulunduğu adreste bildirilmemiştir.
İki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri Yasa’da belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Tüm bu nedenler ile, davacı tarafın incelenen davacı ticari defterlerine göre 3 adet faturadan ötürü takip tarihi itibari ile 15.467,69 TL, dava tarihinden önce yapılan ödeme sonucu ise 1.546,77 TL alacaklı olduğu, her ne kadar takibe konu edilen borç davacı vekilinin sunduğu 26/09/2022 tarihli dilekçe ve eklerinin incelenmesi sonucu davalı/borçlu tarafından ödenmemiş ise de, 13.920,90 TL’ nin sigorta şirketi tarafından davacıya ödendiği ödeme sonucu davacı ile sigorta şirketi arasında “İbraname ve Temlik Belgesi” başlıklı belgenin imzalandığı ve söz konusu belgede üçüncü şahıslara karşı riziko sebebiyle mevcut olan talep ve dava haklarının ibra ve temlik edildiğinin yazıldığı bu hali ile yapılan ödeme miktarı kadar davacının aktif husumetinin bulunmadığı, bakiye kalan miktar yönünden ise davalı mahkememizce verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerinin bulunduğu adresi bildirmediğinden HMK’ nın 222/3. Maddesi gereği ve faturalar ile sevk irsaliyelerini içerir isticvap davetiyesine rağmen celsede hazır bulunmadığından takibe konu faturalarda yer alan ürünlerin davalıya teslim edildiği sonucuna ulaşılarak davanın kısmen kabulüne, kabul edilen bedel likit olduğundan da davacı lehine tazminata hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı/borçlunun İzmir 24. İcra Müdürlüğü’ nün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 1.546,79 TL Asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istem yönünden davanın AKTİF HUSUMETTEN REDDİNE
2-Davalının sorumlu olduğu 1.546,79 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatı olan 309,58 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 105,66 TL karar ve ilam harcının yatan 264,15 TL peşin harçtan mahsubuna, artan harcın davacıya iadesine,
6325 sayılı HUAK madde 18/A-11 gereği
4-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 105,66 TL peşin harç, 54,40 TL başvurma harcı, 273,00 TL posta ve diğer giderler ile 700,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.133,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir edilen 1.546,79 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
8-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/12/2022

Katip
¸

Hakim
¸

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”