Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/774 E. 2022/840 K. 06.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/774 Esas
KARAR NO : 2022/840
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILMA TARİHİ : 03/01/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı sigorta tarafından ZMMS ile sigortalanan … plakalı ve maliki … ile kaza anında sürücüsü …’ın sevk ve idaresindeki araç İzmir ili Buca İlçesinde davacının maliki olduğu … plakalı araca çarptığı, kaza sonucu davacı aracında büyük maddi hasar meydana geldiğini, trafik ekipleri tarafında tanzim edilen kaza tespit tutanağında kazanın oluş biçimi ifade edildiğini, kazada kusurlu davalı sigorta poliçeli araç olduğunu, davacı kaza sonucu aracının kasko poliçesine başvurmuş olup aracının onarımını tamamladığını, ancak orijinal aracının piyasa değerinde yapılan tamirat ve tramerde gözükmesi nedeni ile değer kaybına uğrayacağını, ve düşük bedele satmak zorunda kalacağı, dolayısı ile davalı sürücünün haksız eyleminden doğan zararı tazmini gerektiğini, hasar dosyasında ödenen miktar hasara ilişkin olup gerçek miktarı karşılamadığını, davacı aracında onarım süreci boyunca araç mahrumiyet (kazanç kaybı) doğduğundan, bu nedenlerle HMK m.107 kapsamında 50,00-TL değer kaybı zararının davalı araç sürücüsü …’ten kaza tarihinden, davalı sigorta ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsili, 50,00-TL araç mahrumiyet zararını yalnızca …’ten kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretini davalıların sorumluluk oranına göre müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; 3.000,00-TL değer kaybının davalılardan müteselsil olmak üzere davalı … Sigorta Şirketi yönünden temerrüd tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine ve 1.125,00-TL araç mahrumiyet zararının davalı şahıstan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … SİGORTA A.Ş. vekili, cevap dilekçesi ile; sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşmasında kusuru olmadığını, sigortalı araç sürücüsü … kendi şeridinde normal seyrini sürdürürken yan tarafından dikkatsizce gelip aracının sol kapı kısımlarına çarpan sürücü …’a karşı kazayı önleme adına alabileceği tedbirin olmaması nedeni ile meydana gelen kazada kusursuz olduğunu, değer kaybına ilişkin yapılan hesaplamalar ZMSS genel şartlarına göre yapılmasını, faize ilişkin taleplerin kabulü mümkün olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığını, talep edilebilir muaccel bir alacak bulunmadığını, fer’i nitelikte olan faiz isteminin reddi gerektiğini, davalı şirketin başvuru ücreti, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespit edilmesi için bilirkişiden alınan 26/07/2021 tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Davacı taraf sürücü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 57. maddesini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna hatası ile etken olduğu, Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a-b maddelerini ihlal ettiğinden dolayı davacın taraf sürücüye göre azda olsa kazanın oluşumuna hatası ile etken olduğu… ” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Talimat sayılı dosyasından alınan 05/01/2022 tarihli rapora göre; “…. Sigorta A.Ş.’ye trafik sigortalı … plakalı kamyonetin sürücüsü …’in % 15 oranında kusurlu olduğu,
Davacıya ait … plakalı otomobilin sürücüsü …’ın % 85 oranında kusurlu olduğu,
Davacı adına tescilli … plakalı otomobilde meydana gelen hasarların, yukarıda izah edilen kazanın oluş şekli ile uyumlu olduğu,
Davacı adına tescilli … plakalı otomobil üzerinde meydana gelen değer kaybı zararının Yargıtay içtihatlarına göre 12.500,00 TL olduğu,
Davacı adına tescilli … plakalı otomobilin mahrumiyeti nedeniyle uğranacak zararın günlük KDV hariç 500,00 TL’den onarım için yeterli 15 gün boyunca KDV hariç 7.500,00 TL olduğu, …” şeklinde rapor sunulduğu rapor sunulduğu görülmüştür.
İstanbul Adli Tıp kurumundan alınan 31/03/2022 tarihli rapora göre; “… Dosya içerisindeki tüm veriler ve davacı vekilinin itirazları heyetimiz tarafından incelenmiştir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca değer kaybı, aracın kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kazadan sonra onarımı yapılması durumunda oluşan ikinci el piyasa değeri arasındaki fark olarak belirtilmiştir. Heyetimiz tarafından yapılan araştırmalar neticesinde aracın kaza tarihinde ikinci el piyasa değeri 325.000,00 TL olarak belirlenmiş; kaza tarihindeki aracın yaşı, kilometresi, hasarlı kısımları, değişen ve onarılan parçaları ve hasar miktarı incelenmiştir.
Plastik aksam olan tamponlardaki işlemler değer kaybı hesabına katılmamıştır. Hava yastığı ve emniyet kemeri mekanizmasının her ne kadar orijinali ile değiştirilmiş ise de ikinci el araç satışında alıcı üzerinde psikolojik etkenliği bulunduğu için bu parçalarda değer kaybı hesabına katılmıştır.
Araçta değer kaybı oluşturacak işlemler aşağıdaki şekilde listelenmiştir.
1-Motor kaputu değişim ve boyama
2-Ön panel değişim
3-Ön çamurluk sol onarım ve boyama
Mevcut işlemlerin yapılmasından sonra aracın ikinci el piyasasının kaza tarihinde 305.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
A. Değer Kaybı
Aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa değeri…… 325.000,00 TL
Aracın kaza sonrası ikinci el piyasa değeri………. 305.000,00 TL
Değer kaybı…………………………………. 20.000,00 TL
SONUÇ :
-Değer kaybının 20.000,00 TL olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile dava dışı …’in maliki olup davalı …’in sevk ve idaresindeki, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin KZMMS sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç arasında 03/06/2020 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazası nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasarın onarım onarımı sonrası oluştuğu ileri sürülen değer kaybı zararının her iki davalıdan ve aracın onarımı süresince kullanılamamasından dolayı uğranılan araç mahrumiyeti zararının davalı araç sürücüsünden tahsili talepli maddi tazminat davasıdır.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle sigortalı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde kusuru bulunmadığını, değer kaybı hesaplaması yapılması halinde bunun ZMMS genel şartlarında gösterilen usule göre yapılması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … tarafından süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, yargılama aşamalarında kendisinin kusursuz olduğu savunularak davanın reddi talep edilmiştir.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
3-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce dava konusu kazanın gerçekleşmesindeki kusur dağılımına yönelik olarak yapılan incelemede, kaza sonrası trafik polislerince düzenlenen kaza tespit tutanağında araçların geliş yönleri tespit edilemediğinden ve trafiğe kapalı alanda kazanın gerçekleşmiş olması nedeniyle kusur dağılımı yapılamadığı anlaşıldığından kaza mahallinde keşif yapılmak suretiyle kusur incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce 13/07/2021 tarihinde kaza mahallinde adli trafik bilirkişi eşliğinde keşif yapılmış, keşif sırasında davacıya ait araç sürücüsü ve davalı araç sürücüsünün beyanları alınmıştır.
Mahallinde yapılan keşif sonrası dosyaya sunulan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazanın davacıya ait araç sürücüsü …’ın daha ağır nitelikteki kusuruyla gerçekleştiği, davalının sigortalısı olan araç sürücüsü …’in daha az nitelikte kusurlu olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine dosya kusur incelemesi yönünden İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyeleri’nden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 05/01/2022 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre davacıya ait aracın sürücüsü kazanın gerçekleşmesinde %85 oranında, davalıya ait aracın sürücüsü ise %15 oranında kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce keşif gözlemi, kaza sonrası çekilmiş fotoğraflar ve bilirkişi raporlarında sunulan görüşler dikkate alınarak yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; dava konusu kazanın gerçekleştiği yerin pazar yeri olduğu ve kaza sonrası çekilen fotoğraflardan davalı taraf aracın davacıya göre sağ taraftan geçiş noktasına girmiş olduğunun görüldüğü, pazar yeri trafiğe kapalı alan ise de trafik akış yönü ve şoförün bulunduğu yer itibariyle soldan gelen araçların sağdan gelen aracı görme noktasında avantajlı olduğu dikkate alındığında soldan gelen aracın sağ taraftan gelen araç sürücüsünün sol kısmı kavşağa girmeden görmesinin mümkün olmayacağı bilinciyle ilk geçiş hakkını tanıması gerektiği, bunun yanı sıra kaza sonrası her iki araçta oluşan lastik izlerinde davalı aracın savrulması ile oluşan iz ve çarpma noktaları itibariyle davalı aracın geçişini orta noktaya kadar gerçekleştirdikten sonra kazanın meydana geldiği anlaşıldığından İTÜ Öğretim Üyelerinden teşekkül eden heyetin ileri sürdüğü kusur oranı mahkememizce de uygun bulunmakla davalı tarafa isabet eden kusur oranının %15 olduğu kabul edilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında dava konusu değer kaybı zararının ve ikame araç zararının belirlenmesi hususunda dosya İTÜ Öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda araçta kaza öncesine göre 12.500,00-TL değer kaybı oluştuğu ve onarım süresinin 15 gün olacağı bu süreçte günlüğü KDV dahil 500,00-TL’den 7.500,00-TL araç mahrumiyeti zararı oluşacağı yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapora karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. Vekili tarafından itiraz edildiği görülmüştür.
İkame araç ücretinin uygulanacağı tamirat süresi yönünden bilirkişi raporunda aracın 15 günlük sürede onarımının tamamlanacağı belirtilmiş olup rapora karşı yalnızca davacı vekili tarafından itiraz edilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede 15 günlük onarım süresinin olağan sayılabileceği ve kaza tarihi rayiçleri dikkate alındığında 500,00-TL günlük araç kiralama bedelinin aracın segment ve modeli itibariyle piyasa rayiçlerine uygun olduğu gözetilerek davacı vekilinin araç mahrumiyeti zararı yönünden itirazları yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilince ve davalı vekilince değer kaybı zararı hesaplamasına yönelik itirazda bulunulmuş olup, davacıya ait aracın kaza tarihi itibariyle 1 aylık tescil süresine sahip olduğu, hasar kaydının ve onarımının bulunmadığı ve meydana gelen hasarın miktarı ve onarım gören parçaların konumu dikkate alındığında 12.500,00-TL değer kaybı zararına davacı tarafın yaptığı itirazlar yerinde görüldüğünden itirazlar doğrultusunda ATK Trafik İhtisas Dairesi’ne dosya tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 31/03/2022 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre davacıya ait aracın 20.000,00-TL değer kaybına uğrayacağı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen rapora karşı davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin itirazları bulunmuş ise de, mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen rapora göre tespit edilen 20.000,00-TL değer kaybı zararının aracın km, hasarsızlık durumu ve segmenti dikkate alındığında piyasa rayiçlerine daha uygun olduğu gözetilerek yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiş, davacıya ait aracın kaza sonucu oluşan hasarın onarımı sonrasında hasarsız haline göre 20.000,00-TL değer kaybına uğradığı kabul edilmiştir.
10-Detayları yukarıda açıklandığı üzere dosyaya sunulan bilirkişi raporları ve mahkememiz görüşü doğrultusunda davalı sigorta ve araç malikinin %15 kusura denk gelecek miktarla zarardan sorumlu oldukları, araçta oluşan 20.000,00-TL değer kaybından dolayı kusura denk gelen 3.000,00-TL değer kaybı zararından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, 12.500,00-TL araç mahrumiyeti zararından ise yalnızca davalı araç sürücüsünün %15 kusuruna isabet eden 1.125,00-TL miktarla sorumlu olduğu kabul edilerek davacı vekilinin değer artırım dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
11-Davalı araç sürücüsü … yönünden temerrüt haksız fiil tarihi olarak gerçekleştiğinden haksız fiil tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Davacı tarafça dava öncesi davalı sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmış olup yazılı başvuru tarihi tespit edilememiş ise de davalı sigorta şirketinin 14/09/2020 tarihli talebin karşılanmayacağına dair cevabi yazısı ile davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü görülmüş ve bu tarihten itibaren faiz işletilmiştir. Faiz türü olarak davacı tarafça yasal faiz talep edilmiş olup talep üzerine faiz türü olarak yasal faiz belirlenmiştir.
12-Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde vekil olarak yer alınmasından dolayı A.A.Ü.T. 16/2. Maddesi uyarınca arabuluculuk vekalet ücretine hükmolunması talep edilmiş ise de bahsi geçen düzenlemede açık bir şekilde “akdi avukatlık ücretinin” düzenlendiği, akdi avukatlık ücreti ile tarafın kendisi ile vekili arasındaki ücrete ilişkin asgari ücretin belirlenmiş olduğu, bu ücretin karşı tarafa yükletileceğine dair bir değerlendirme yapılamayacağı gözetilerek arabuluculuk vekalet ücreti takdir edilmemiştir.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın yargılama giderleri kapsamında değerlendirilerek haklılık durumuna göre tahsili yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE;
a-3.000,00-TL değer kaybından kaynaklanan maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına davalı … yönünden haksız fiil tarihi 13/06/2020 tarihinden itibaren, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden 14/09/2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
b-1.125,00-TL araç mahrumiyetinden kaynaklanan maddi tazminatın davalı …’ten haksız fiil tarihi 13/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsil edilerek hazineye gelir kaydına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 281,77-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40-TL ile ıslah harcı olarak alınan 68,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 158,63-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin harcın 81,79-TL miktarı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.125,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nin vekalet ücretinin 3.000,00-TL’lik kısmıyla sınırlı sorumlu olduğuna,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL. ile ıslah harcı olarak yatırılan 68,74-TL toplamı 123,14-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 54,40-TL başvuru harcı, 419,90-TL keşif harcı, 700,00-TL ATK fatura bedeli, 250,00-TL keşif araç ücreti, 300,60-TL posta ve tebligat ücreti, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 3.724,9‬0-TL yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”