Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/727 E. 2021/1010 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/251 Esas
KARAR NO : 2021/1008

DAVA : İstirdat (Sebepsiz Zenginleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/04/2021
KARAR TARİHİ : 18/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Mah. …. Sokak No:….. Çeşme — İzmir adresindeki 20 odalı pansiyon işletmesinin 2011 yılından beri kiracısı olduğunu, 17.12.2019 tarihinde davalı … şirketi tarafından “sayacın arka kısmından delinerek sayaç içerisinde bulunan akım bobinlerinin patlatılmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı” yönünde Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanağı düzenlendiğini ve bu tutanağa dayanılarak 19.12.2019 tarih ve 153.024,44 TL tutarındaki faturanın tahakkuk ettirildiğini, sonrasında davalı şirkete çağrılan müvekkilinin elektriğin kesilmesi sebebiyle söz konusu borcu ihtirazi kayıtla kabul ederek taksitlendirdiğini, bu şekilde elektriği açtırarak faaliyetine devam ettiğini, müvekkilince davalı … şirketine itiraz edilerek borcu kabul etmediği beyan edildiğinde, yetkililer tarafından konunun henüz net olmadığını, sayacın kontrole gönderileceği belirtilerek borcu ödemeye ikna edilmesine karşılık tekrar bir inceleme yapılmadığını, müvekkilince kaçak elektrik tutanağı ile ilgili olarak CİMER aracılığı ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu ve davalı şirketin Urla Müdürlüğü nezdinde itiraz ettiği halde bu itirazlarının kabul görmediğini, müvekkilinin kesinlikle elektrik sayacına müdahale etmediği gibi başka kişilere de müdahale ettirmediğini, sonradan yaptıkları araştırmalara göre kabul anlamına gelmemek üzere, sayacın arkasına ulaşıp delik delerek kaçak elektrik kullanılmak istenilse dahil öncelikle sayacın sökülebilmesi için sayacın önünde bulunan mühürlerin sökülmesi gerektiğini, oysa sayaca ve mühürlere yapılmış bir müdahale olmadığını, kaçak elektrik tutanağında belirtilen elektrikli cihazların sürekli tüketim yapıp yapmadığını, günlük çalışma süresi tespit edilmeden varsayım üzerinden borç tahakkuk ettirilmesinin hak, nefaset ve eşitlik ilkesi ile bağdaşmadığını, tutanak öncesi ve tutanak sonrası tüketimler incelendiğinde müvekkilinin 153.024,44 TL borcu olmadığının ortaya çıkacağını, yapılacak bilirkişiincelemesi ile müvekkiline tahakkuk ettirilen 153.024,44 TL tutarındaki faturadan sorumlu olmadığı ortaya çıkacağından davalı şirketçe sebepsiz zenginleşme sağladığı 157.724,02 TL’nın ödeme günleri esas alınarak yasal faizi ile birlikte müvekkiline geri ödenmesine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde, 31.01.2020 tarih ve 10518 sayılı Kaçak Kayıt Dökümü belgesinde gösterilen ‘dağıtım + PSH ve İletim’ bedeli olarak tahsil edilen 34.169,78-TL’nin ödeme tarihinden itibaren faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı süresinde açılmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın kaçak elektrik kullandığının tutanak ve fotoğraflarla sabit olduğunu, kaçak elektrik tahakkuku ve hesaplamalarının EPTHY çerçevesinde yapıldığını, davacı tarafın yukarıda anlatıldığı şekilde gerçekleşen kaçak elektrik kullanımına istinaden Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği gereği … seri numaralı fatura; 12.12.2019 kaçak elektrik tespit tarihi ile 13.09.2019 (90 gün öncesi) tarihi arası 90 gün kaçak kullanım için, abonenin tespit edilen 41,400 KVA kurulu gücünün %60’I 24,840 KVA sözleşme gücü alınarak, “21” çalışma saati ile çarpılmasıyla, 90 x 24,840 x 21 = 46948 kwh tüketimin, kurul onaylı tarife tablolarındaki ilgili tüketicinin tüketici grubuna ilişkin tek terimli, tek zamanlı aktif enerji ve dağıtım tarifenin “1,5” katı ile çarpılmasıyla elde edilen bedel ile 13.09.2019 – 12.12.2018 tarihleri arası 275 gün kaçak ek tüketimi için, 275 x 24,840 x 21 = 143451 kwh tüketim abonenin bu dönemde tahakkuk etmiş 23467 kwh tüketim tenzil edilerek 143451 – 23467 = 119984 kwh tüketimin kurul onaylı tarife tablolarındaki ilgili tüketicinin dâhil olduğu abone grubuna ilişkin tek terimli, tek zamanlı tarife üzerinden kaçak elektrik enerjisi kullandığı dönemde uygulanmakta olan fonsuz tarife birim fiyatının çarpılmasıyla 153.024,44 TL oluşturulduğunu,
haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sayaç Okumaları, Abone Dosyası, Kaçak Kayıt Dökümü, Perakende Satış Sözleşmesi, faturalar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişiden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…Dosya içerisindeki belgeler değerlendirildiğinde;
1) … görevlilerinin 12.12.2019 tarihinde … Mah. …. Sokak No:…. Çeşme- İzmir adresinde Muzaffer Paktaş adına kayıtlı ve … kullanımındaki …. tesisat nolu elektrik aboneliğinde yaptıkları kontrol sırasında; “sayacın arka kısmından delinerek sayaç içerisinde bulunan akım bobinlerini patlatmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı” tespit edilerek … seri nolu Kaçak Elektrik Tespit Tutanağı düzenlenmiştir.
2) Tutanağın düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin “Kaçak elektrik enerjisi tüketimi halleri” başlıklı 42. Maddesinde;
(1) Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak;
a) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.” denilmektedir.
3) İşyerindeki sayacın arka kısmının delinerek, sayaç içerisinde bulunan akım bobinlerinin patlatılması halinde bu askım bobinleri üzerinden geçecek elektrik enerjisi kaydedilmeyecektir. Bu eylem sayacın eksik değer kaydetmesine yönelik olduğundan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42.1.c maddesine göre kaçak elektrik kullanımıdır.
4) Bu aboneliğe ait tüketim kayıtları incelendiğinde; Davacının 2015-2016-2017-2018-2019 yılları kış dönemi günlük ortalama elektrik tüketimi 102,2 kWh/gün iken, yeni sayaç takıldıktan sonra 2020 yılı kış dönemi günlük ortalama tüketiminin 219,5 kWh/gün değerine yükseldiği, yani yeni sayaç takıldıktan sonra tüketim kaydının %115 seviyesinde bariz artış gösterdiği görülmektedir.
Bu durum, sayaca müdahale edilerek uzun yıllardır kaçak elektrik kullanıldığını doğrulamaktadır.
5) Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 44. maddesi gereği, davacının işyerinde tespit edilen elektrikli alıcıların kurulu gücü ve günlük 8 saatlik kullanım süresine göre hesaplama yapıldığında; davacıya düzenlenecek toplam kaçak elektrik faturası tutarı; 42.314,38 TL olarak hesaplanmıştır.
6) Davacıya … tarafından tahakkuk ettirilen fatura toplamı 153.024,44 TL olduğundan;
a) Davacının bu faturanın 42.314,38 TL’lık bölümünden borçlu olduğu,
b) Davacının söz konusu faturanın 153.024,44 — 42.314,38 = 110.710,06 TL’lık bölümünden borçlu olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
7) Davacıya … tarafından tahakkuk ettirilen 153.024,44 TL’lık kaçak elektrik faturası 19.12.2019 tarihinde davacının müracaatı üzerine 1 peşin + 2 taksit halinde taksitlendirilmiştir.
Davacı, …’ne (gecikme zamları ile birlikte);
19.12.2019 tarihinde … Bankası kanalıyla ve ihtirazi kayıtla; 52.357,16 TL,
20.12.2019 tarihinde … Bankası kanalıyla : 53.009,69 TL,
20.01.2020 tarihinde … Bankası kanalıyla : 52.357,17 TL ödeme yapmıştır.
8) Bu durumda davacının 19.12.2019 tarihli 52.357,16 TL tutarlı ödemesinden, kaçak
elektrik kullanımı sebebiyle düzenlenmesi gereken 42.314,38 TL tutarlı fatura düşüldüğünde, 52.357,16 — 42.314,38 = 10.042,78 TL alacaklı olduğu ve iadesinin gerektiği,
Davacının 20.12.2019 tarihinde ödediği 53.009,69 TL ile 20.01.2020 tarihinde ödediği 52.357,17 TL’lık ödemelerin tümüyle iadesinin gerektiği görüşüne varılmıştır.
9) Buna göre davacının dava tarihi itibariyle alacağı,
Asıl alacak (iadesi gereken tutar) olarak ; 115.409,64 TL,
Yasal faiz olarak ; 12.950,22 TL olmak üzere;
TOPLAM ;128.329,86 TL olmaktadır….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan tahakkuka istinaden yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iadesi talepli alacak davasıdır.
2-Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
3-Yargılama konusu kaçak elektrik tahakkukuna dayanak belge 13/12/2019 tarihli … seri nolu Kaçak Elektrik Tespit Tutanağıdır. Kaçak elektrik tespit tutanağında her ne kadar davacı kullanıcı imzası bulunmuyor ise de tespit tutanağı içinde güç tespiti için kullanılan eşyaların yazılmış olması ve tutanak ekinde eşyaların iç ortamda çekildiği anlaşılan fotoğraflarının da bulunduğu gözetildiğinde kaçak elektrik tespit tutanağının davacıya ait işyerinde düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
4-Tespit tarihinde 30/05/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği yürürlükte olup, kaçak elektrik tespiti, ücretlendirmesi ve sair hususlar bu yönetmelik uyarınca gerçekleştirilmektedir.
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. Maddesine göre;
“Gerçek veya tüzel kişinin kullanım yerine ilişkin olarak;
a) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi,
b) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken ayrı bir hat çekmek suretiyle dağıtım sistemine müdahale ederek sayaçtan geçirilmeksizin elektrik enerjisi tüketmesi,
c) Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşması mevcutken sayaçlara veya ölçü sistemine müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtan geçirilerek, mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
ç) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında açması”
kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmektedir. Dava konusu kaçak elektrik tahakkuku yönetmeliğin 42/c fıkrası kapsamında yapılan tespit olarak değerlendirilmiştir.
5-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı şirket çalışanlarınca tutulan 13/12/2019 tarihli tutanağın incelenmesinde sayaca duvar arkasından müdahale edilerek sayaç bobinlerinin arızası ile kaçak elektrik tüketimi yapıldığı yönünde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Dosyaya celb edilen davacıya ait 13/12/2019 tespit tarihi öncesi tüketim kayıtları ile tespit tarihinden sonraki tüketim kayıtlarının incelenmesinde tespit sonrası ihtilafsız tüketim döneminde tespit öncesine göre yaklaşık 5 kat tüketim miktarı artışı olduğu görülmüştür.
Davacı taraf dava dilekçesinde, yargılama aşamalarında ve bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanlarında tespit sonrası gerçekleşen fahiş miktardaki tüketim artışına ilişkin herhangi bir açıklama getirememiştir.
Bu nedenle davalı şirket yetkililerince yapılan kaçak elektrik tespiti geçerli bir tespit olarak kabul edilmiştir.
6-Kaçak elektrik tespiti sonrası davacı adına tahakkuk ettirilmesi gereken kaçak tüketim bedelinin hesaplanması gerekmektedir.
Dosyaya sunulan 27.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle davalı şirket tarafından düzenlenen tahakkukta yönetmeliğe aykırı olarak hareket edildiği vurgulanmış, netice itibariyle bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada davacı adına 42.314,38-TL miktarda tahakkuk yapılması gerektiği yönünde kanaat bildirilmiştir.
7-Bilirkişi raporuna karşı her iki taraf vekilince ayrı ayrı itirazda bulunulmuştur. İtirazlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Davalı şirket tarafından davacıya ait pansiyonda 3 vardiya esasına göre tüketim hesaplaması yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de işletmenin pansiyon niteliğinde olduğu, konaklamanın 24 saat yapılabildiği gözetilse dahi konaklama yapan kişilerin 24 saat boyunca aynı tüketimi yapmalarının olağan hayat akışına uygun olmadığı, pansiyonun deniz turizminin revaçta olduğu Çeşme ilçesinde bulunduğu gözetildiğinde davacı müşterilerinin günün önemli bir kısmını pansiyon dışında geçirebilecekleri değerlendirildiğinden davacının işletmesinde 1 vardiya esasına göre tahakkuk yapılması hukuka uygun bulunmuştur. Nitekim davacıya ait tesisatın kaçak tespiti sonrası oluşan ihtilafsız tüketim kayıtlarında aylık ortalama 4000-5000KWH ay olarak göze çarptığı görülmektedir. Tek vardiya esasına göre tahakkuk yapıldığında davacı adına toplam 46.778KWH ek tahakkuka esas ek tüketim hesaplandığı, davacının ihtilafsız dönem tüketimleri de gözetildiğinde bu haliyle tek vardiya esasına göre tahakkuk yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davalı şirketin bir diğer itirazı ise kaçak tüketimin 21 gün üzerinden hesaplandığına yöneliktir. Yönetmeliğin 45. Maddesinin c bendine göre kaçak tüketiminde esas alınacak sürenin başlangıcı olarak son endeks okuma tarihinin baz alınacağı düzenlenmiştir. Davalı şirket tarafından 21.11.2019 tarihinde sayaç okuması yapılmış olup kaçak tespitinin yapıldığı 12.12.2019 tarihine kadar arada geçen 21 günlük sürenin kaçak tüketim miktarına esas alınması hukuka uygundur. Davalı şirket yetkilisinin bu yöndeki itirazları da kabul edilmemiştir.
Davacı vekilince de hesaplamaya itiraz edilmiş ise de somut bir hesaplama yanlışlığı gösterilmediği, davacının kaçak elektrik tüketiminin sabit olduğu gözetilerek yeniden rapor aldırılmamıştır.
8-Bilirkişi raporu doğrultusunda davacı hakkında düzenlenmesi gereken tahakkuk bedeli olarak 42.314,38-TL belirlenmiştir.
Dosyaya getirtilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden davacının başvurusu üzerine 153.024,44-TL miktarlı tahakkukun taksitlendirildiği ve toplam 156.731,33-TL olarak faiz dahil ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının ödemiş olduğu ilk taksidin ödeme tarihi 19.12.2019 olup 52.017,00-TL miktarlı ödeme ile sorumlu olunan miktarın tamamının ödenmiş olduğu, bakiye borcun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından yapılan ödeme ile ilk taksit sonrası fazladan 9.702,62-TL ödeme yapılmış olduğu, davalı şirket tarafından ödeme tarihi itibariyle bu fazla ödemenin ve diğer taksitlerdeki ödemelerin davacıya iadesi gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça her ne kadar 3 adet ödeme dekontu ile toplam 157.724,02-TL ödeme yapılmış ise de ödemenin 992,69-TL’sinin birinci taksitte fazla olarak ödendiği, bunun damga vergisi tahsilatı olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça tahakkuklara yönelik olarak dava açılmış olup dava dilekçesinde damga vergisinin iadesi talep edilmediği gözetilerek bu miktar yönünden ret kararı verilmiştir.
9-Hükümde ödenen paranın iadesine ilişkin kısımda mahkememizce sehven “davacıdan alınarak davalıya verilmesine” yönelik hüküm kurulduğu gerekçeli karar yazım aşamasında fark edilmiş, ayrıca davacı vekilinin bu hususta tashih talep ettiği görülmüştür. Davanın niteliği ve dosya içeriği itibariyle yapılan hatanın basit yazım yanlışı niteliğinde olduğu, davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik hüküm kurulması gerekirken zıttı yönde hüküm tesis edildiğinin ilk bakışta dahi anlaşılabildiği gözetilerek bu hususta tahsis şerhi düzenlenerek hata giderilmiştir.
10-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere; davacıya ait pansiyon niteliğindeki işletmenin kaçak tespiti öncesi tüketim kayıtları ile tespit sonrası tüketim kayıtları arasındaki olağanüstü artış da gözetildiğinde davalı şirket çalışanları tarafından yapılan kaçak tüketim tespitinin doğru olduğu, davacı tarafça kaçak elektrik tüketimi yapıldığı yönünde kanaat oluşmuş, elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın itirazlarla sınırlı olarak yapılan incelemesinde hukuka aykırı bir uygulama tespit edilemediği değerlendirilmiş, davacının pansiyon niteliğinde olan işletmesinde 24 saat konaklama yapılıyor olması 3 vardiya şeklinde hesaplama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmemiş, ihtilafsız dönem tüketim kayıtları da gözetildiğinde tek vardiyaya dayalı tahakkukun daha hakkaniyete uygun ve tüketim kayıtlarına yakın olduğu gözetilerek bilirkişi raporu ile tespit edilen miktar üzerinde yapılan tahakkuk yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, sebepsiz zenginleşmenin ödeme tarihleri itibariyle gerçekleştiği gözetilerek bu tarihler itibariyle fazla ödenen paranın davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair-tashih şerhine göre- aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davacının davalı şirkete … seri ve sıra nolu 153.024,44-TL bedelli kaçak elektrik tahakkuku nedeniyle 110.710,06-TL MİKTARDA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, davacı tarafça fazla ödendiği anlaşılan 114.416,95-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacak miktarının 9.702,62-TL’sine 19.12.2019, 52.357,17-TL’sine 20.01.2020, 52.357,17-TL’sine 19.02.2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlasına dair istemlerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.815,82-TL harçtan peşin olarak alınan 2.693,54-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.122,28-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 14.819,61-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden davalı yararına takdir edilen 6.429,92-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 2.693,54-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 658,80-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre 481,90-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
¸e-imza

TASHİH ŞERHİ

Davacı vekili, 18.11.2021 tarihli dilekçesi ile; hükümde “davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresi yer alması gerekirken hataen tersi yönde hüküm kurulduğu ileri sürülerek maddi hatanın düzeltilmesi talep edilmiş, talep mahkememizce tashih talebi olarak değerlendirilerek davalı tarafa dilekçe tebliğ edilmiştir. Davalı tarafça dilekçeye karşı herhangi bir cevap verilmemiş olup dosyanın ele alınması ile davanın niteliği ve talebin davacı tarafça sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade talebi olduğu gözetilerek davalı aleyhine tahsil hükmü kurulması gerekirken sehven davacı aleyhine tahsil hükmü kurulduğu, talep, dava konusu ve hükmün diğer bölümleri incelendiğinde hatanın yazım yanlışlığına dayandığı ve tashih yoluyla düzeltilebileceği değerlendirilmiştir.
Karar;
Mahkememizin ….. Esas ….. Karar sayılı 18.11.2021 tarihli kararın 1 nolu hüküm fıkrasında “yasal faizi ile birlikte” ibaresinden sonra yer alan “davacıdan alınarak davalıya” ibaresinin hükümden çıkartılarak aynı yere “davalıdan alınarak davacıya” ibaresinin eklenmesine,
Hükmün bu şekilde tashihine,
Dair, 6100 sayılı HMK’nın 304. Maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu esas hükümle birlikte istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13.12.2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸