Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/694 E. 2021/461 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/694 Esas
KARAR NO : 2021/461

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/11/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davalı …’un, işleteni ve sürücüsü olduğu … plakalı araçla, 14.08.2019 tarihinde, müvekkili …’a ait … plakalı araca çarpması sonucunda hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin, kazaya neden olan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, davacı müvekkilinin kazadan bir süre sonra, yerleşik olduğu Almanya’ya döndüğünü, hasarlı aracını, anılan ülkede faaliyet gösteren … unvanlı hasar tespit bilirkişine muayene ettirdiğini, yapılan muayene sonucu, araçta, KDV dahil 2.155,35-Euro tutarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, bu gelişmeler üzerine, davalı sigorta şirketine hasar başvurusunda bulunulduğunu, ancak, bu başvurudan olumlu bir sonuç alınmadığını, davacı müvekkilinin aracında oluşan (KDV dahil) toplam 2.155,35-Euro tutarındaki hasar bedelinin ödeme günündeki TL karşılığının; davalı sigorta şirketi bakımından, poliçe teminat limitinin temerrüt tarihindeki Euro ile sınırlı olmak üzere, hasar başvurusunun kendisine ulaştığı 13.08.2020 tarihine 8 iş günü eklenmesiyle ulaşılacak 26.08.2020 tarihinden itibaren 3095 S.K. m:4/a uyarınca işletilecek faizi ile birlikte; diğer davalılar bakımından ise, kaza tarihi olan 14.08.2019 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta şirketi vekili, cevap dilekçesinde; uyuşmazlığa konu araçta meydana gelen zarar tutarının davacı tarafa ödenmiş olduğundan huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacının aracın meydana gelen zararın karşılandığını, yapılan müracaat üzerine müvekkili şirket tarafından ekspertiz çalışması yapıldığını, bunun üzerine araçta meydana gelen toplam zararın; 921,39-TL yedek parça bedeli ve 1.450,00-TL işçilik ücreti olmak üzere KDV dahil 2.945,00-TL olduğunun tespit edildiğini, tespit edilen bu tutarın, 10.04.2020 tarihinde davacı hesabına ödendiğini, dolayısıyla davacının zararının karşılandığı dikkate alınarak huzurdaki davanın reddi gerektiğini, araçta meydana gelen zararın ZMMS Sigortası Genel Şartları B.2. maddesi kapsamında gerçek zararın tespit ettirilmesini, her durumda bunun Yargıtay kararları uyarınca Türk piyasasına göre, Türk Lirası üzerinden yapılmasını, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “…. plaka sayılı araç sürücüsü …’un kazanın oluşumunda tamamen hatası ile etken olduğu, … yabancı plaka sayılı araç sürücüsü …’un kazanın meydana gelmesinde kural ihlali bulunmadığı ve kazanın oluşumunda etken olmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
14.08.2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı yanın maliki olduğu … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zarar KDV dahil 2.155,35 €. olarak tespit edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 10.04.2020 tarihinde 401,41 €. ödeme yapılmış olmakla (2.155,35 €. – 401,41 €.) = 1.753,94 €. bakiye hasar bedelinden … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin işletenin üçüncü şahıslara vermiş olduğu bu hasarı (davada … plaka sayılı araç) kusuru oranında (% 100) Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Sigortacısının sorumluluk riski ve K.T.K 85/1 ve 91 kapsamında müteselsilen sorumlu ve ödemekle yükümlüdür.
… plaka sayılı aracın 1.753,94 €. olarak hesaplanan bakiye hasar bedelinden davalı ….’nin, poliçe teminat limiti olan 39.000,00 TL’yi aşmamak üzere 28.09.2020 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre (Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.) belirlenen değişken oranlı faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası (€) Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak sorumlu olduğu,
Dosya kapsamında KTK m.97 gereği zarar gören davacının bakiye hasar bedeli için 14.09.2020 tarihinde sigortacıya yazılı olarak müracaat ettiği, müracaatın 15.09.2020 tarihinde tebliği edilmiş olduğu, bu bilgiler ışığında 28.09.2020 tarihi itibari ile davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, davacıya ait … plaka sayılı araç ile davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan, diğer davalı …’a ait ve kendisinin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza sonu oluşan hasar bedelinin davalılardan tahsili talepli tazminat davasıdır.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların kusur durumlarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinde “…. plaka sayılı araç sürücüsü …’un kazanın oluşumunda tamamen hatası ile etken olduğu, … yabancı plaka sayılı araç sürücüsü …’un kazanın meydana gelmesinde kural ihlali bulunmadığı ve kazanın oluşumunda etken olmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede davacıya aracın fren yaptığı sırada davalının yeterli durma mesafesi bulunup bulunmadığı hususuna dikkat etmeksizin trafikte seyrettiği, bu haliyle davacıya ait araca çarpmak suretiyle asli ve tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği, davacının ani fren yapmış olmasının davalının kusurunu ortadan kaldırmayacağı, takip eden araç sürücüsünün öndeki aracın hızına göre durabilecek mesafede seyretmesi gerektiği, davalının bu yöndeki kusuru ile kazanın gerçekleşmesine neden olduğu gözetilerek davalı araç sürücüsü asli ve %100 oranında kusurlu kabul edilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar yönünden yapılan incelemede “
14.08.2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı yanın maliki olduğu … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zarar KDV dahil 2.155,35 €. olarak tespit edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 10.04.2020 tarihinde 401,41 €. ödeme yapılmış olmakla (2.155,35 €. – 401,41 €.) = 1.753,94 €. bakiye hasar bedelinden … plaka sayılı aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin işletenin üçüncü şahıslara vermiş olduğu bu hasarı (davada … plaka sayılı araç) kusuru oranında (% 100) Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Sigortacısının sorumluluk riski ve K.T.K 85/1 ve 91 kapsamında müteselsilen sorumlu ve ödemekle yükümlüdür.
… plaka sayılı aracın 1.753,94 €. olarak hesaplanan bakiye hasar bedelinden davalı ….’nin, poliçe teminat limiti olan 39.000,00 TL’yi aşmamak üzere 28.09.2020 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre (Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.) belirlenen değişken oranlı faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası (€) Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak sorumlu olduğu,
Dosya kapsamında KTK m.97 gereği zarar gören davacının bakiye hasar bedeli için 14.09.2020 tarihinde sigortacıya yazılı olarak müracaat ettiği, müracaatın 15.09.2020 tarihinde tebliği edilmiş olduğu, bu bilgiler ışığında 28.09.2020 tarihi itibari ile davalı sigorta şirketinin temerrüde düşeceği görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde kanaat ve görüş belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde mahkememizce benzer dava dosyalarında alınan bilirkişi raporları ve parça fiyatları ile uyumlu bir hasar bedelinin tespit edildiği, davacıya ait aracın yurtdışında sürekli olarak kullanıldığı gözetildiğinde parça ve işçilik maliyetleri nedeniyle ülkemiz piyasa fiyatları rayicinin üzerinde bir hasar oluşmasının olağan olduğu, Yargıtay uygulamasında davacının sürekli ikamet etmiş olduğu ülkenin rayiç fiyatları üzerinden hasar bedeli tazmin edilmesinin hukuka uygun bulunduğu gözetilerek bilirkişi raporu ile tespit edilen hasar bedeli mahkememizce de uygun bulunmuştur.
11-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 15/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından 26/09/2019 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, alacak yabancı para cinsi olmakla yürütülecek faiz türü olarak 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz belirlenmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 03/06/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı sigorta şirketi üzerine yükletilmesine karar verilmiştir. Davacı ile davalı … arasındaki ilişki ticari nitelikte olmadığından ve arabuluculuk sürecinin davalı açısından mecbur olmadığı gözetilerek arabuluculuk ücretinden bu davalı sorumlu tutulmamıştır.
13-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan diğer davalı …’un asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sonucu davacının olduğu araçta meydana gelen hasarın v bilirkişi raporu ile tespit edildiği, haksız fiilden doğan borç ilişkilerinin oluşması için gereken haksız fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı unsurlarının ayrı ayrı ispat edildiği, dava konusu aracın sürekli kullanımının ve davacının ikametinin Almanya Federal Cumhuriyeti’nde olduğu, bu durumda davacının olağan hayatını sürdürdüğü ülke içerisinde aracın onarımını yaptırma hakkına sahip olması gerektiği, her ne kadar ülkemiz rayiç onarım bedellerine nazaran oldukça yüksek sayılabilecek miktarda hasar bedeli ortaya çıkmakta ise de davacının zararın artmasında doğrudan kasıtlı bir davranışının bulunmadığı değerlendirilmekle tespit edilen gerçek zarar üzerinden, davalı sigorta şirketi tarafından 10/04/2020 tarihinde yapılan kısmi ödemenin mahsubu ile bakiye hasar bedeli üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 1.753,94-Euro maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 26/08/2020 tarihinden, davalı … yönünden haksız fiil tarihi 14/08/2019 itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 1.236,32-TL harçtan peşin olarak alınan 261,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 974,76-TL. harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı sigorta şirketi yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp iş bu davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 261,56-TL. harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 900,00TL bilirkişi ücreti, 69,00TL posta ve tebligat ücreti ile 54,40TL başvuru harcı toplamı 1.023,40TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 832,80-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın ret ve kabul oranına göre 1.074,00-TL’sinin davalı sigorta şirketinden, 246,00-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır