Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/660 E. 2022/366 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/563
KARAR NO : 2022/374

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalılardan … arasında, 04.10.2017 tarihinde Torbalı-Bayındır Karayolu üzerinde .. mevkinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı …, sevk ve idaresindeki …. plakalı kamyoneti ile müvekkilin sevk idaresindeki … plakalı motosiklete çarpıştığını, Müvekkilin tedavi için hastanede yattığı dönem ve sonrasındaki döneminde çalışamayarak mahrum kaldığını kazanç kaybının tazmini adına fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 04.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak tarafımıza verilmesini, Müvekkilin kaza nedeniyle %23 engelli hale gelmesiyle hayatının geri kalan kısmında standarda erişebilmek adına fazla efor harcamak zorunda kalacağı için güç kaybı tazminatı ve ileride mahrum kalacağı kazançlar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 04.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber şimdilik 100 TL maddi tazminatın davalılardan alınmasını müvekkilin kazadan sonra ilaç tedavi, bakıcı giderleri-taksi giderleri ve sair tüm giderler tam belirlenemediğinden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla toplam 100 TL maddi tazminatın 04.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan alınarak tarafımıza verilmesine, müvekkilin yaşadığı acıların hafifletilmesi amacıyla 50.000 TL manevi tazminatın 04.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı gerçek kişilerden alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı … Sigorta AŞ vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Dava esasına sunulan 16.03.2022 tarihli adli tıp kurumu genişletilmiş uzmanlar kurulu kusur bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığını Defaatle belirttiğimiz üzere ve dosya kapsamından anlaşılacağı üzere sigortalı aracın meydana gelen kazaya etkisinin olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması sebebiyle işbu davanın reddi talep etmiştir.
Davalılar … ile … vekilinin mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; Müvekkili … 04.10.2017 tarihinde diğer müvekkil … adına kayıtlı bulunan …. plakalı araç ile Torbalı ilçesinden Bayındır istikametine doğru seyir halinde iken, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin ön kısmı ile davalı ..’in sevk ve idaresindeki kamyonun sağ arka çamurluk kısmından çarpması neticesinde kaza meydana gelmiştir. Meydana gelen kazada kusurun tamamen davacı tarafa ait olduğunu müvekkillerin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, Kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi gereği işbu davanın mesnetsiz , haksız ve dahi hukuka aykırı olup usul ve esastan reddini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın 04/10/2017 tarihinde meydana gelen kazada tarafların kusur oranı davacının maluliyet oranı davacının maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilip bulunamayacağı bulunabilecek ise miktarı hususlarında uyuşamadıkları görüldü. Sigorta şirketi tarafından davacıya 59.412,00-TL ödendiği yönünde taraflar arasında bir tartışma bulunmamaktadır. ” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Mahkememiz 2 nolu celsesi ara kararı uyarınca Tarafların kusur oranının belirlenmesi için İstanbul Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 02/11/2021 tarihli raporda Davacı sürücü …’ün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davalı sürücü …’ün kusursuz olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Mahkememiz 13/01/2022 tarihli celsesi ara kararı uyarınca İstanbul ATK raporu ile ceza dosyası içerisinde yer alan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi, ceza dosyasındaki maddi vakıanın oluşuna ilişkin kabul de dikkate alınarak tarafların kusur oranının değerlendirilmesi için İstanbul ATK üst kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 06/03/2022 tarihli raporda Sürücü …’ün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ün kusursuz olduğu, oy birliği ile karar verildiği görüş ve kanaatini bildirilmiştir.
Bayındır Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilmiş olup, mahkemece yapılan yargılama sonucunda hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında ve ceza mahkemesinde yapılan yargılamadaki kazanın oluş şekli ile ATK tarafından değerlendirilen kazanın oluş şekli açısından bir farklılık bulunmadığı anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesince verilen hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair karar mahiyeti itibari ile mahkememizi bağlayıcı nitelikte değildir. Zira hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair ceza mahkemesi kararı kesin bir mahkumiyet içermemekte ve sonuçlanmış bir yargılamanın ürünü bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/4-307 esas, 2021/833 karar sayılı ilamı ile Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2021/12423 esas, 2022/342 karar sayılı ilamlarındaki gerekçede aynı yöndedir. )
Ceza mahkemesince belirlenen kusur oranı TBK ‘nun 74/2 maddesi gereğince mahkememizi bağlamamaktadır. Bu nedenle tarafların kusur değerlendirilmesi tazminat hukuku ilkeleri açısından değerlendirilmiştir.
Dava dosyası içerisinde yer alan kaza tespit tutanağı ceza mahkemesi dosyası içerisindeki bilgi ve belgeler ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında her iki aracın aynı yönde aynı şeritte ilerlediği anlaşılmıştır. Davacı motorsiklet sürücüsü koruması gereken takip mesafesini koruyarak gerekli dikkat ve özeni göstererek önünde seyir halinde bulunan aracın ani durması veyahutta herhangi bir başka sebeple oluşabilecek ani trafik akışının durması nedeniyle güvenli duruş için gerekli takip mesafesini korumadığı gerekli takip mesafesini koruyarak yolu kontrol ederek seyir halinde bulunmuş olması durumunda önünde aynı şeritte seyreden aracın yavaşladığını ve dönüş yaptığını fark edebilecek olup kendisi de yavaşlayarak durabileceği gibi şerit değiştirerek yoluna devam edebilme imkanı var iken gerekli takip mesafesini korumayarak yola gerekli özen ve dikkati göstermediği ve bu suretle kazanın meydana geldiği kazanın meydana gelmesinde davacı motosiklet sürücüsünün tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Kazanın oluşu açısından davalı kamyon sürücüsünün sinyal verip vermemesinin sinyalinin kırık olup olmamasının kazanın oluşuna bir etkisinin olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporlardaki tespit ve değerlendirmeler mahkememizce de benimsenerek davaya konu kazanın meydana gelmesinde davacının tam kusurlu olması nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın, peşin alınan 171,80-TL ‘den mahsubu ile davacıya iadesi gereken bakiye 91,10-TL ‘nin, Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’den mahsubu ile bakiye 1.228,90‬-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Maddi tazminat davası açısından Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Manevi tazminat davası açısından Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar İsmail ÖREN ve İbranim ÜZMEZ’e verilmesine,
5- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair Davacı vekilinin ve Davalılar İbrahim ve İsmail vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”