Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2021/746 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/616 Esas
KARAR NO : 2021/746

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketince sigortalı olan …Sok. No…Bayraklı – İZMİR adresinde faaliyet gösteren … isimli işyerinde 06.01.2020 tarihinde yaşanan su sirayeti nedeniyle ürünlerde hasar meydana geldiğini, düzenlenen Eksper Raporunda hasarın oluş şekli ve nedeni ile ilgili olarak, “sigortalı işyerinin üst sokağında yapılan kazılarda uzun süre açık bırakılan alanlara su dolması ve sigortalı işyerine su sirayetine neden olması yüzünden, yapılan çalışmalardan sorumlu …Dağıtım Şirketinden rücu edilmesi imkanı olduğu”nu, bu nedenlerle söz konusu hasara ilişkin olarak sigortalı işyerine ödenmiş olan 17.292,41TL’nin ödeme tarihi olan 21/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle;Dava dilekçesinde bahsi geçen kazı çalışmasının İzmir …Elk. Tesisi kapsamında müvekkili şirket (….Dağıtım A.Ş.) ile yüklenici sıfatıyla ….. San. Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan 15.03.2018 tarihli “Yapım Sözleşmesi” kapsamında yüklenici firma tarafından yapıldığını, sözleşmenin 14. Maddesine göre 3. Kişilere verilen zararlardan yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, bu sebeple davanın öncelikle yüklenici firma …. Şti.’ne ihbar edilmesini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; açılan davanın niteliği bakımından yasanın aradığı süre içinde açılmadığını, davanın zamanaşımı ve hakdüşürücü süre yönünden reddini talep ettiklerini, Davayı Kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Sorumluluğun Anahtar Teslim Yapım İşi Sözleşmesi Gereği Yüklenici firmada olduğunu, Nitekim; kazanın meydana geldiği yerin yapım işi …. LTD. ŞTİ. yükleminde YAPIM SÖZLEŞMESİ hükümlerine göre gerçekleştirilmektedir. Sözleşmenin 4.maddesinde işin adı ve genel ilkeler hakkında bilgi verildiğini, dava konusu kazada müvekkili şirkete kusur izafe edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olup, müvekkili şirket yönünden reddinin gerektiğini, somut olayda müvekkili şirketin haksız fiilinden söz edilemeyeceğini, davaya konu yerde çalışma yapan şirket ….TİC. LTD. ŞTİ. olup müvekkili şirketin dava konusu olayla ilgili sorumluluğunun söz konusu olmadığını, yüklenicinin, üzerine aldığı işi doğrudan doğruya iş sahibinden bağımsız olarak yapma yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenlerle davanın husumet, zaman aşımı, hak düşürücü süre ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Hasar dosyası, Sigorta Poliçesi, Ekspertiz Raporu, faturalar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 03/05/2021tarihli raporun sonuç kısmına göre; “…Taktir Hakimliğinize ait olmak üzere ;
a-) Davaya konu hasarın kazıdan dolayı gerçekleşmiş olduğu,
b-) Toplam 22 cins tekstil ürününün ve dekorasyon malzemesi zarar-ziyanının 31/01/2020 tarihli ekspertiz raporunda hesap edildiği gibi 17.292,41 TL olabileceği …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı işyerinde meydana gelen su baskını dolayısı ile oluşan hasar nedeniyle ödenen tazminatın davalı elektrik dağıtım şirketinden rücuen tahsili talepli rücuen tazmin davasıdır.
2-Dava halefiyet ilkesi temeline dayanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde davalı şirket ile davacının sigortacısı olduğu dava dışı…..arasındaki ilişkinin irdelenmesi gerekmektedir. Dava dışı sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hasarın nedeni haksız fiil niteliğindedir.
3-Maddi tazminat davalarının dayanağı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlıklı ikinci ayrımında yer alan 49/1. maddesi düzenlemesidir.
“Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;
-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması,
olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
4-Dosyada dava konusu su baskının gerçekleşmesinde davalı kusurunun bulunup bulunmadığı, hasarın miktarı konularında rapor aldırılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 28/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı şirketin hizmet faaliyetleri kapsamında gerçekleştirdiği kazılar sırasında yol üzerinde yer alan asfalt zemin kaplamasının açılması neticesinde sel suların toprak zemine sızdığı, zeminden ilerleyen suların apartman temel ve duvarlarından sızmak suretiyle dava dışı işyerine ve eşyalara zarar vermiş olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede dava konusu işyerinin ve kazı yapılan yolun konumu itibariyle yaşanan su baskının doğrudan kazı ile bağlantısının bulunduğu değerlendirilmiştir. Zira bilirkişi raporunda da değinildiği üzere asfalt kaplamanın açılması ile suyun zeminde biriktiği ve toprak zeminde olağan süreçte dava dışı işyerine sızdığı, davalı şirketin gerçekleştirdiği kazı işleminin su baskınına neden olduğu değerlendirilmiştir.
5-Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda zarar gören emtiaların değerine ilişkin olarak ekspertiz raporunda yapılan tespit miktarında olabileceği yönünde görüş bildirilmiştir. Davalı şirket tarafından rapora itiraz dilekçesinde zarar miktarına itiraz edilmiş ise de itiraz gerekçesinde somut bir neden gösterilmemiştir. Somut bir itiraz gerekçesi bulunmadığından yeniden rapor aldırılmasına gerek görülmemiştir.
6-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacı sigorta şirketinin sigortalısı olan işyerinde meydana gelen su baskını hasarının davalı şirketin altyapı çalışmaları sırasında gerçekleştirdiği kazı alanından toprak zemine sızan suların neden olduğu yönünde tespit yapıldığı, su baskını sonucu oluşan hasarın 17.292,41-TL olarak tespit edildiği, davalı tarafın hasar miktarına yönelik esaslı bir itirazının bulunmadığı gözetilerek raporda tespit edilen hasar ve zarar miktarı benimsenmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, 17.292,41-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacak miktarına ödeme tarihi 21/02/2020’den itibaren avans faizi işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.181,24-TL harçtan peşin olarak alınan 295,32-TL harcın mahsubu ile bakiye 885,92-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 295,32-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.782,1‬0-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸