Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/598 E. 2021/713 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/598 Esas
KARAR NO : 2021/713

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında danışmanlık hizmeti sözleşmesi akdedilerek ticri ilişki kurulduğunu, sözleşmeye göre danışmanlık bedeli olarak aylık 1.770,00.-TL (KDV) dahil olarak anlaştıklarını, davacı şirketin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirerek danışmanlık hizmeti sunduğunu, Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül/2019 tarihlerine ait her biri 1.770,00.-TL bedelli faturanın davalıya gönderilmiş olduğunu, davalının faturalara itirazının olmayıp, iş bu faturaların karşılığınının ödenmediğini, 2020 yılına devreden toplam 10.490,00.-TL alacağın, 4.000,00.-TL’sinin davalı tarafından Şubat/2020’de ödenmiş olup, bakiye 6.490,00.-TL’nin kaldığını, İzmir ….icra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı yanca takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle İzmir …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan kötü niyetli itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER: İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…1) Davacı şirketin 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının ve 2019 yılı yevmiye defterinin kapanış onaylarının yaptırılmış olduğu, 2020 yılı kapanış tasdik süresinin henüz dolmadığı tespit edilmiş olup,Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2)Davalı şirketin ticari defter ve belgelerini veya bulunduğu adresi dava dosyasına sunmadığı, bu nedenle davalı yan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
3)Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılından önce başladığı, 2018 yılından devreden cari hesap bakiyesinin olduğu, davacı şirket tarafından takip ve dava konusu yapılan 9 adet faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yandan muhtelif tarih ve tutarlarda toplam 5.000,00.-TL tahsilat yapıldığı tespit edilmiş olup, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispat edilmedikçe, takip ve dava tarihi itibari ile takip ve dava konusu yapılan faturalardan kaynaklı 15.930,00.-TL alacaklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince davalı şirketten 6.490,00.-TL talep edebileceği,…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirketin davaya konu icra takibine dayanak yapılan 9 adet fatura nedeniyle davalı şirketten alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamış, icra takibine itirazda bulunulduğu görülmüştür.
4-Davacı tarafça takipte ve davada faturalara, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
5-Mahkememizin 09/02/2021 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, duruşma zaptı ihtarlı davetiye ile davalı şirketin bilinen adresine tebliğe çıkartılmış, şirket çalışanına tebliğ edilmiştir. Davacı taraf süresi içerisinde defterler hakkında yerinde inceleme talep ederken, davalı tarafça defter ve kayıtların ibraz edilmediği görülmüştür.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda “…1)Davacı şirketin 2019, 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının ve 2019 yılı yevmiye defterinin kapanış onaylarının yaptırılmış olduğu, 2020 yılı kapanış tasdik süresinin henüz dolmadığı tespit edilmiş olup,Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2)Davalı şirketin ticari defter ve belgelerini veya bulunduğu adresi dava dosyasına sunmadığı, bu nedenle davalı yan ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı,
3)Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2019 yılından önce başladığı, 2018 yılından devreden cari hesap bakiyesinin olduğu, davacı şirket tarafından takip ve dava konusu yapılan 9 adet faturanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yandan muhtelif tarih ve tutarlarda toplam 5.000,00.-TL tahsilat yapıldığı tespit edilmiş olup, davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispat edilmedikçe, takip ve dava tarihi itibari ile takip ve dava konusu yapılan faturalardan kaynaklı 15.930,00.-TL alacaklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince davalı şirketten 6.490,00.-TL talep edebileceği,…” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
6-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
7-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle 15.930,00-TL alacak bakiyesi bulunduğu görülmüştür. Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları sunulmadığı gözetildiğinde davacının kendi ticari defterlerinde lehine olarak tespit edilen alacak bakiyesinin ispat edilmiş olduğu kabul edilmiştir. Dava itirazın iptali davası olup gerek taleple bağlılık gerekse davanın takiple sıkı sıkıya bağlı olduğu hususları gözetilerek itirazın iptaline karar verilmiştir.
8-Davacı alacağı faturaya dayanmaktadır. Davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı gibi bilirkişi raporuna karşı itirazda da bulunulmamıştır. Davacının faturaya dayalı alacağının davalı tarafça miktarı belirlenebilir olduğu, bu itibarla likit nitelikte sayılması gerektiği değerlendirilmiş, kabul edilen dava değerinin %20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 25/05/2021 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.,
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalının İzmir …İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin itiraz öncesi koşullarda devamına,
2-Alacağın likit olduğu değerlendirilmekle kabul edilen tutar üzerinden takdir edilen %20 oranında hesaplanan 1.298,00-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 443,33-TL harçtan peşin olarak alınan 78,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 364,94-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 78,39-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 646,9‬0-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
21/09/2021

Katip …
e-imza

¸

Hakim ..
e-imza.
¸