Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/597 E. 2022/348 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/597
KARAR NO : 2022/348

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı şirkete ait … plakalı Renault Talisman marka aracın 24.12.2019 tarihinde İzmir’in…İlçesinde …. seyir halinde iken, … sokaktan gelen ve …’ın idaresindeki … plakalı aracın çarpması ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, olay olduğunda aracın kilometresinin 82.901 olduğunu, kaza esnasında üçüncü kişi …’in de orada bulunup kazaya tanıklık ettiğini, kaza sonrası tarafların kendi aralarında düzenledikleri kaza tespit tutanağının müvekkili şirkete ait … plakalı aracın sigortacısı … Sigorta ve … plakalı aracın sigortacısı …’ya gönderildiğini ve sigorta şirketleri arasında yapılan görüşme sonucu, … plakalı araç aleyhine %100 kusur izafe edildiğini ve bu konuda mutabakata varıldığını, kazadan sonra müvekkili şirkete ait araçta 13.056,68 TL. tutarında hasar meydana geldiğini, bu hasar müvekkile Kasko şirketi olan … Sigorta tarafından ödendiğini, ancak arabasında meydana gelen değer kaybının müvekkili şirkete ödenmediğini, araçtaki hasar nedeni ile oluşan değer kaybının tahsili için açılan işbu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000 TL araç değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; bilirkişi raporuna göre araç değer kaybı 10.000,00-TL olarak hesaplanmış olup, müvekkilinin %70 kusurlu olduğunun mahkemenizce kabul edildiğini, bu halde müvekkilinin araç değer kaybı olarak talep edebileceği meblağın 3.000,00TL olacağını, bu nedenlerle dava değerini 3000TL’ye ıslah ettiklerini, kaza tarihi olan 24.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber 3000TL araç değer kaybının davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili, cevap dilekçesinde; davanın, yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, huzurdaki dava hem yasa hem de sözleşme hükümlerinde öngörülen sürelerin geçmiş olması nedeniyle zamanaşımına uğradığını, işbu nedenle davacının zamanaşımına uğrayan tüm taleplerinin reddini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı araç müvekkili şirket nezdinde …. No’Iu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile 30/04/2019-2020 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, davacı yanıın işbu davada 24.12.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle … plakalı araçta oluştuğu iddia olunan hasar nedeniyle değer kaybı talebinde bulunduğunu, davaya konu hiçbir meblağı kabul teşkil etmemek kaydıyla, poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına 39.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, poliçede gösterilen limit meblağının tamamından değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırılıp, saptanması neticesinde bulunacak meblağdan, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, müvekkili şirket nezdinde sigortalı aracın 24.12.2019 tarihinde … plakalı araçla trafik kazasına karıştığını ve zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı tazmini talebiyle açılan hasar dosyası bulunmadığını, davacı tarafça gerekli evraklar tarafımıza iletilmediğinden, dosya açılamamış inceleme yapılamadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu kaza sonucu araçta bir değer kaybının meydana gelip gelmediğini söyleyebilmek için; aracın markası, modeli, trafiğe çıkış tarihi, daha önce hasara uğrayıp uğramadığı, parçalarının orijinal olup olmadığını, dava konusu kaza sonucu hangi parçalarının değiştiğini, değişen ya da tamiratı yapılan parçaların aracın değerini olumsuz yönde etkiler nitelikte olup olmadığı hususları hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre somut ve denetlenebilir bir şekilde değer kaybının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi gerektiğini, davacı yanın faiz talebini de kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “… Davacı şirketin maliki olduğu … plakalı aracı kullanan dava dışı sürücü ….’ın yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 57/c-2 maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu;
Davalı sigorta poliçeli …. plakalı aracı kullanan dava dışı sürücü …’ın yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-a maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumuna etken olduğu;
… plaka sayılı 2018 model Renault Talisman …. serisi otomobilde maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle;
Meydana gelen değer kaybı bedeli 10.000,00 TL. olarak tespit edilmiştir. Somut olayda davalı sigorta şirketinin 10.000,00 TL. olarak belirlenen değer kaybı bedelinden sigortalısının kusuru oranında (somut olayda Yüzdelik kusur oranı takdiri Sn. Mahkemeye ait olmakla) sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
2-Taraflar arasında kazanın gerçekleşmesindeki kusur dağılımı ve değer kaybı oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının tespiti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
4-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
5-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
6-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
7-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
8-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
9-Somut olayda öncelikle dava konusu kazanın meydana gelmesindeki kusur dağılımı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Mahkememizce kusur dağılımına ilişkin adli trafik bilirkişiden rapor alınmış, dosyaya sunulan 10/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda kazanın oluşumunda her iki taraf araç sürücüsünün kural ihlallerinin etken olduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve araştırmada dava konusu kazanın meydana geldiği İzmir ili … kesişiminde yer alan kavşağın imar planında eşit büyüklükte oldukları, sokağın uydu fotoğraflarının ve görüntülerinin yer aldığı fotoğraflardan bir sokağın diğerine göre daha büyük ve ana yol niteliğinde değerlendirilebilecek ölçüde geniş olmadığı, bu itibarla kontrolsüz kavşakta geçiş üstünlüğünün sağdaki araçta olduğu yönündeki Karayolları Trafik Kanunu’nun57/c-2 maddesinin uygulanması gerektiği değerlendirilmiştir.
Davacıya ait … plaka sayılı araç … sokaktan seyir halinde olup davalının sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç …sokaktan geldiği sırada kaza gerçekleşmiştir. Kaza tespit tutanağının ve olay yerinin kroki üzerinden incelenmesinde davacıya ait aracın davalının sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın solundan geldiği ve geçiş üstünlüğünün … plaka sayılı araçta olduğu anlaşılmaktadır. Ancak her ne kadar geçiş üstünlüğü … plaka sayılı araçta ise de geçiş üstünlüğüne sahip olmanın tek başına kusursuzluk anlamına gelmeyeceği, geçiş sırasında azami dikkat ve özenin gösterilerek hareket edilmesi gerektiği, kaza fotoğraflarının incelenmesinden davacıya ait aracın kavşağa girmiş olduğu ve çarpma noktası itibariyle … plaka sayılı araç sürücüsünün hızını yol şartlarına göre tehlikeyi önleyebilecek seviyede tutması halinde kazanın gerçekleşmeyeceği, bu yönüyle davacı araç sürücüsüne kıyasla daha az ölçüde de olsa kusurlu olduğu değerlendirilmiş, kazanın gerçekleşme şekli, çarpma noktası ve geçiş üstünlüğü hususları birlikte incelenerek kusur dağılımı %70 oranında davacıya ait … plakalı araç sürücüsünde, %30 oranında davalının sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç sürücüsünde olacak şekilde kabul edilmiştir.
10-Kusur oranlarının tespiti ile birlikte 10/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda değer kaybı yönünden yapılan incelemede davacıya ait aracın kaza öncesi durumuna göre 10.000,00-TL değer kaybına uğradığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede hasarın şekli, onarım gören parçalar ve aracın yaşı, kilometresi ve segmenti dikkate alındığında tespit edilen değer kaybı miktarının dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilmekle 10.000,00-TL değer kaybı miktarı hükme esas alınmış, davalının kusuruna isabet eden 3.000,00-TL’lik kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
11-Yargılama sırasında davacı tarafça kaza mahallinde keşif yapılması talep edilmiş ise de…. Belediyesi’nden kaza mahalline ilişkin kroki ve kayıtlar getirtilmiş, her iki yol arasında diğerine göre trafiğin daha hızlı aktığına dair başkaca bir delil bulunmadığı, yolların planda yer alan genişliklerinin eşit olduğu, her iki yolun da ara sokak niteliğinde olup bir yolun diğerine göre belirgin şekilde daha hızlı trafik akışına sahip olmasına neden olabilecek objektif bir nedenin bulunmadığı, bu hususta yapılacak keşfin keşif sırasındaki yalnızca yaklaşık 1 saatlik trafik akışına göre belirlenmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı, keza bir sokağın diğerine göre daha çok kullanılmasının da tek başına ana yol, tali yol ayrımı yapılmasını gerektirmeyeceği, ana yol niteliği kazanılması için yolun daha hızlı trafik akışına uygun, diğer yola nazaran daha çok araçla beslenen bir yol olması gerektiği, somut olayda … nolu sokağın daha yoğun trafikle beslenmesini gerektiren objektif bir neden bulunmadığı, kaldı ki her iki sokağın da imar planında yaya yolu olarak tasarlanmış olduğu ve doğrudan konut kapılarının sokağa açıldığı, sürücülerin olabildiğince düşük hızda seyretmeleri gereken sokaklar olduğu dikkate alındığında yollardan herhangi birinin ana yol olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek keşif yapılmaksızın dosya üzerinden değerlendirme yapılarak kusur dağılımına gidilmiştir.
12-Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden dava öncesi davalı sigorta şirketinine dava öncesi başvuru yapıldığı anlaşılmakta ise de davacının başvuru tarihini gösterir bir kaydın dosyaya sunulmadığı, hasar dosyasında da başvuru tarihinin yer almadığı, bu itibarla faizin dava tarihinden itibaren işletilebileceği gözetilerek tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmiştir. Davacıya ait araç ticari nitelikte ise de dava dilekçesinde yasal faiz talep edilmiş olup taleple bağlı kalınarak faiz türü olarak yasal faiz belirlenmiştir.
13-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, değer kaybından kaynaklanan 3.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 204,93-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40-TL ile ıslah harcı olarak alınan 34,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 116,38‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç ile ile 34,15-TL ıslah harcı toplamı 88,55‬-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen 54,40-TL başvuru harcı, 85,80-TL posta ve tebligat ücreti, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.040,2‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”