Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/595 E. 2021/818 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/595 Esas
KARAR NO : 2021/818

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında açık cari hesap ilişkisi kurulduğunu, davalının bu cari ilişkiden dolayı müvekkiline 24.629,00 TL borcu olduğunu, davalının 09/07/2020 düzenleme tarihli, 31/03/2021 ödeme tarihli senet gönderdiğini, müvekkilinin senedi kabul etmeyerek iade ettiğini, buna ilişkin olarak noterden de ihtarname çektiğini, borcun tahsili amacıyla 20/07/2020 tarihinde davalı aleyhine Torbalı İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verildiğini, dava şartı olarak ara buluculuğa başvurduklarını, yapılan müzakereler sonucunda uzlaşma sağlanamadığını bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının haksız itirazının kaldırılmasına, haksız itiraz nedeniyle %40’dan az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı ile yıllardır süregelen ticari ilişkilerine güvenerek ilgili borç için senet düzenlenmiş olup, davacı yana tebliğ ettiğini, fakat davacı yanın, kötüniyetli olarak daha fazla haksız kazanç elde etmek niyetiyle müvekkili şirket aleyhine haksız ve hukuki mesnetten yoksun işbu davayı açtığını, bu doğrultuda davacının icra-inkar tazminatı talebinin ve davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, davacı tarafça müvekkilinden haksız kazanç elde etmeye yönelik olarak açılmış olan işbu davanın açıkça reddi gerektiğini, davacının kötü niyetinin açıkça göstergesi olan, hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir,
DELİLLER: Torbalı İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Davalı tarafça ödenen paranın öncelikle takip giderleri , faiz ve vekalet ücretinden mahsup edileceği gözetilerek Torbalı İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının borçlu tarafça alacaklı tarafa yapılan harici ödeme tarihi olan 03.04.2021 tarihi itibari ile kısmi ödeme TBK 100. Maddesi gereğince öncelikle ferilerden mahsup edilmek üzere yapılan hesaplamaya göre 7.091,50 TL bakiye borç tespit edilmiştir …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca faturaya dayalı alacak nedeniyle açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı ile davalı arasında süregelen ticari ilişki sırasında oluşan açık hesap bakiyesi olan takibe konu 24.619,40-TL miktarlı alacak bakiyesinin takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı, davalı tarafça ödemeye ilişkin davacıya gönderilen bono üzerinde bulunan tarihin ödeme tarihi olarak belirlenip belirlenmediği, davalı tarafça yargılama sırasında yapılan ödemenin borcu sona erdirip erdirmediği noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı taraf davaya cevap dilekçesinde dava konusu borcun varlığını kabul etmekle birlikte ticari ilişkinin vadeli olduğunu ileri sürmüş, davacıya 31/03/2021 ödeme tarihli 24.620,00-TL bedelli bononun gönderildiği fakat bu ödemenin davacı tarafça kabul edilmediğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4-Borçlar Kanunu’nun 90. Maddesine göre İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Somut olayda davalı tarafça takip tarihi itibariyle borcun muaccel olmadığı ileri sürülmüş ise de bu hususta herhangi bir sözleşme sunulmadığı, borcun ileri tarihte muaccel olacağına yönelik ticari teamül veya süregelen bir ticari ilişki bulunduğuna dair delil de gösterilmediği görülmüştür. Bu durumda davalının fatura içeriği ürünlerin karşılığı olan para ödeme borcunun teslim tarihi itibariyle doğduğunun kabulü gerekmektedir Davacı tarafça dosyaya sunulan faturaların tümünün takip tarihinden öncesine ait olduğu ve davalının teslim olgusunu kabul etmiş olduğu da gözetildiğinde takip tarihi itibarile dava konusu borcun muaccel olduğu değerlendirilmiştir.
5-Davalı tarafça dava konusu borç miktarınca davacıya bono düzenlenerek gönderilmiş ise de bononun bir ödeme aracı olmadığı gözetildiğinde davacının bu ifayı kabul etmeme hakkının bulunduğu değerlendirilmiş, davalının bono ile ödeme yapmak istemesinin geçerli bir ödeme olarak kabul edilemeyeceği yönünde kanaat oluşmuştur.
6-Yargılama sırasında davalı tarafça davacı hesabına 01/04/2021 tarihinde 24.629,40-TL EFT gönderimi ile ödeme yapılmıştır.
7-Mahkememizce dosya icra hesaplamaları konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, yapılan ödemenin öncelikle takip giderleri ve faizden mahsubu ile bakiye alacak bulunup bulunmadığı konusunda rapor aldırılmıştır. Dosyaya sunulan 14.09.2021 tarihli bilirkişi raporuna göre kısmi ödemenin öncelikle yargılama giderleri, faiz, harçlar ve vekalet ücretinden mahsubu sonrası bakiye 7.091,50-TL borç bulunduğu belirtilmiştir.
8-Mahkememizce yapılan değerlendirmede, ödeme miktarınca yargılama gideri dışında ana paradan düşülecek borçla ilgili olarak kısmen davanın konusuz kaldığı, bakiye borç yönünden ise ana para alacağının mevcudiyetinin sürdüğü değerlendirilmiştir. Ana paraya ödeme tarihi itibariyle yeniden ticari faiz işletilmesi gerektiği yönünde değerlendirme yapılmıştır.
9-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davalının vadesi gelen faturaya dayalı para borcuyla ilgili davacıya sunmuş olduğu bononun bir ödeme teklifi olmakla birlikte davacının bu teklifi kabul etmediğinin açıkça anlaşıldığı, davalı tarafça vadeye ilişkin geçerli bir delil sunulmadığı, takip tarihi itibariyle takibe konu miktarda davalının davacıya borcunun bulunduğu değerlendirilmiş, dava sırasında yapılan ödeme öncelikle takip giderleri ile vekalet ücretinden mahsup edilmiş, bakiye kısım yönünden takibin devamına karar verilmiştir.
10-Davalının borcu faturaya dayalı ve davalı tarafça da bilindiği açıkça anlaşılmaktadır. Alacak likit nitelikte görülmekle dava sırasında ödeme yapılması inkar tazminatına hükmedilmesine engel teşkil etmemektedir. Bu nedenle itirazla duran tüm miktar yönünden inkar tazminatına hükmedilmiştir.
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 16.12.2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalının Torbalı İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin 7.091,50-TL üzerinden devamına, alacak miktarına kısmi ödeme 01/04/2021 tarihi itibariyle ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2-Talebin fazlasına dair 17.537,50-TL’lik kısmı dava sırasında ödendiğinden bu kısım hakkında dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Alacak likit nitelikte görülmekle dava değerinin %20’si oranında hesaplanan 4.925,80-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 484,42-TL harçtan peşin olarak alınan 420,61-TL harcın mahsubu ile bakiye 63,81-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 420,61-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olmak üzere sarf edilen toplam 766,90-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸