Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2021/453 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/571 Esas
KARAR NO : 2021/453

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla İzmir …İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz edip takibi durdurduğunu, borçlunun itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, çünkü takibe konu alacak miktarlarının davalının uhdesinde olan borçlar olup davalının sırf zaman kazanmak amacıyla kötüniyetle takibe itiraz ettiğini, haksız ve dayanaksız itirazın iptaline takibin devamına, borçlunun %20’den aşağıda olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; öncelikle dava dilekçesinde (Ve konu icra takibi ödeme emrinde de) ücret, kira, mal veya hizmet gibi iddia edilen alacağın kaynağı eşsöyleyişle sebebi belirtilmemiş olmakla HMK 26 ve 119 maddesi hükümleri gereği dava dilekçesinin kabulü mümkün ve yine HMK 199.maddesi 2. fıkrası gereği bu eksikler sonradan tamamlanabilecek eksiklik olmadığından davanın usulden reddine, usulden ret taleplerinin kabul görmemesi ve alacağın sebebinin bildirilmesi halinde ek cevap bildirme hakları saklı olmak ve esasa cevap vererek usulden ret talebinden feragat anlamına da gelmemek kaydı ile, davacının Müvekkilinden herhangi bir alacağı olmadığından haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava, İİK 67.Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
2-Dava dilekçesinde ve icra takibinde alacağın kaynağına yönelik herhangi bir açıklama yapılmadığı görülmüştür.
3-Davalı tarafın cevap dilekçesinde yer alan anlatımlardan davacı ile davalı arasında danışmanlık hizmeti alımı hususunda süren bir şifahi sözleşme bulunduğu, davacının davalı kooperatife, kooperatifin faaliyet alanıyla ilgili danışmanlık hizmeti verdiği anlaşılmaktadır.
4-Görev, taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Davacı hakkında yapılan tacir araştırması neticesinde dava konusu danışmanlık hizmetinin ticari faaliyet kapsamında verilmediği anlaşılmıştır.
5-Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
5-Somut olayda uyuşmazlık konusu mutlak ticari dava, nispi ticari dava veya taraflardan birinin tacir olması yeterli olan havale, vedia veya fikri haklara ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı kooperatifin uyuşmazlık konusu hizmet alımında tacir olarak hareket etmediği, davacının da tacir olmadığı, bu haliyle davacının davalı için sunmuş olduğu danışmanlık hizmetinin ticari nitelikte olduğu söylenemez. Nitekim Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2016/7466 Esas 2019/8334 Karar sayılı 16/09/2019 tarihli ilamında ” Dava konusu olay danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık olup, davalının tacir olmadığı, davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı gözetildiğinde davanın görüm ve çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü zorunludur. Bu itibarla eldeki davada Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” şeklinde değerlendirme yapılmış, danışmanlık sözleşmesinden doğan davada asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
6-Açıklanan nedenlerle davacının tacir sıfatını haiz olmaksızın yürüttüğü danışmanlık faaliyetinden doğan alacağına ilişkin davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği değerlendirilmekle mahkememizin görevsizliğine, İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN, HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsiz olması nedeniyle dava şartı yokluğundan HMK 115/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİ ile, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır