Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/511 E. 2021/1142 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/511 Esas
KARAR NO : 2021/1142

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin sahibi olduğu ve kendi sevk ve idaresindeki…plakalı araç ile davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olan, sürücüsü … olan … plakalı aracın çarpıştığını ve müvekkiline ait araçta maddi hasar ve değer kaybı oluştuğunu, zararın tazmini davalı … şirketine başvurulduğunu ve aracın tamirinin gerçekleştiğini, müvekkili aracının onarımı süresince araç mahrumiyet zararının doğduğunu, davalı … şirketinin araç mahrumiyet zararı yönünden sorumluluğu bulunmadığından araç maliki ve sürücüye müracaat haklarının saklı olduğunu, davalı … şirketine yaptıkları başvuruya rağmen davalı şirketin 15 gün içinde hiçbir cevap vermediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik hakkımız saklı kalmak kaydıyla haklı davamızın kabulüne; hasar bedelinden oluşan 2.690,42 EUR maddi tazminatın davalı … şirketinden temerrüde düştüğü 20.08.2020 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve filli ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak tahsiline, arabuluculuk aşaması ile ilgili yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında ayrıca hüküm kurulmasına ve kanuni vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte delil ve belgelerini göndermemiş olması nedeniyle HMK.121 md. gereğince delillerin müvekkil şirkete tebliği gerektiğinden esasa ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarımızı saklı tutmak kaydıyla; davacının huzurdaki dava ile müvekkil şirketten talepleri haksız ve yersiz olmakla huzurdaki davanın reddi gerektiğini, poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararının tazmini ile sınırlı olduğunu, hesaplanan miktarın son derece fahiş ve tarafımızdan kabul edilemez nitelikte olduğunu, teminat kapsamının Türk lirası olarak belirlendiğini, davacının TL olarak düzenlenmiş ve teminat verilmiş bir poliçe için EURO cinsinden talepte bulunması da tarafımızdan kabul edileme nitelikte olduğunu, bu nedenlerle huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri, masraf ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, hasarı gösterir fotoğraflar, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, Türkçe tercümeler, ihtarname ve tebliğ çıktısı, ticaret sicil kaydı, Yargıtay kararları, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumları ile davacı aracında oluşan hasar ve değer kaybının tespit edilmesi için bilirkişi heyetinden alınan raporun sonuç kısmına göre; “… … plaka sayılı davalı … poliçeli aracının sürücüsü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46.maddesini ihlal ettiğini, kazanın oluşumunda etken olduğunu, davacı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kural ihlali bulunmadığını, davalı …Ş.’nin, poliçe teminat limiti olan 39.000,00 TL’yi aşmamak üzere … plaka sayılı araçta meydana gelen 2.690,42 €. hasar onarım bedelinden sorumlu olduğunu, 04.07.2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı yanın maliki olduğu … plaka sayılı araçta meydana gelen gerçek zararın tazmini için davalı … şirketine 06.08.2020 tarihinde yapılan müracaatın 07.08.2020 tarihi itibarıyla tebliğ edilmiş olduğunu, bu bilgiler ışığında 20.08.2020 tarihi itibari ile sigorta şirketinin temerrüde düşeceğini, davalı …Ş.’nin, 20.08.2020 temerrüt tarihi itibarıyla 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesine göre (Sözleşmede daha yüksek akdî veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde Devlet Bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı uygulanır.) belirlenen değişken oranlı faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası (€) Efektif satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak sorumlu olduğu …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacının sevk ve idaresindeki…plaka sayılı aracı ile davalı … tarafından sigortalı olan … plaka sayılı araç arasında meydana gelen kaza sonu oluşan hasar bedelinin davalıdan poliçe limitleri dahilinde tahsili davasıdır.
2-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Davalının sigortalısı olan araç sürücüsünün kaza sonrası kaza mahallini terk ettiği ileri sürülmüştür. Bu hususta davacı tarafça 2 tanık dinletilmiş, tanıklar … plaka sayılı aracın davacıya ait araca çarpmış olduğunu ve trafik polisleri gelmeden olay yerini terk etmiş olduklarını doğrulamıştır. Davalı tarafça bu hususta karşı bir delil gösterilmemiş olup tanık beyanları ve kaza tespit tutanağı birlikte değerlendirildiğinde davacıya ait aracın davalının sigortalısı olan aracın çarpması neticesinde hasar gördüğünün ispat edildiği kabul edilmiştir.
Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların kusur durumlarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan 01.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda “…. … plaka sayılı davalı … poliçeli aracının sürücüsü 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46.maddesini ihlal ettiğini, kazanın oluşumunda etken olduğunu, davacı sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kural ihlali bulunmadığını,” belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede dava konusu kazanın davalı … şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün şerit ihlali nedeniyle meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde … plaka sayılı aracın sürücüsünü asli ve tam kusurlu olduğu, davacının ihlal etmiş olduğu herhangi bir trafik kuralının bulunmadığı değerlendirilerek zararın oluşmasında davalı tarafın %100 oranında kusurlu ve sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar yönünden yapılan incelemede dosyaya sunulan 01.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın sürekli yaşadığı ülke koşullarında onarımının 2.690,42-Euro olabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce benzer araç kazalarında da yaklaşık olarak bu miktarlarda onarım bedeli belirlendiği, her ne kadar ülkemiz koşullarına göre oldukça yüksek miktarlar olarak görünse dahi davacının sınırlı bir süre için geldiği Türkiye’de aracın onarımına zaman ayırmasının beklenemeyeceği, davacının sürekli ikamet ettiği ülkede araç onarımı yaptırmasının salt onarımın daha yüksek bedelli olmasından kaynaklanan bir nedenle hukuka aykırı sayılamayacağı değerlendirilmiş ve davacının sürekli yaşadığı Almanya koşullarındaki onarım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
10-Davacı tarafından davalı … şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 07/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından 20/08/2020 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, alacak yabancı para cinsi olmakla yürütülecek faiz türü olarak 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz belirlenmiştir.
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 21/10/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
12-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı … şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sonucu davacının olduğu araçta meydana gelen hasarın bilirkişi raporu ile tespit edildiği, haksız fiilden doğan borç ilişkilerinin oluşması için gereken haksız fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı unsurlarının ayrı ayrı ispat edildiği değerlendirilmekle tespit edilen gerçek zarar üzerinden poliçe limitini aşmamak kaydı ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 2.690,42-Euro hasar onarım bedelinin KZMSS poliçe limitini geçmemek üzere 20/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.626,82-TL harçtan peşin olarak alınan 406,71-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.220,11-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 406,71-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.175,40-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸