Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/51 E. 2022/330 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/51
KARAR NO : 2022/330

DAVA : Alacak, Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/05/2006
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı kooperatife üye olduğunu ve 29.08.1994 tarihi itibariyle ödemelerini yaptığını, kooperatifin 15.01.1995 tarihinde yapılan genel kurulunda kooperatifin arsası içerisinde bulunan B blokun 2.bodrum katındaki dükkanlarını fırın olarak kullanmak şartı ile üye olan müvekkiline satılmasının kararlaştırıldığını, protokol uyarınca müvekkilinin gerekli ödemeleri yaptığını, ancak fırınlarla ilgili resmi gazetenin 06.07.2001 tarih ve 24101 sayısında çıkan yönetmelikte değişiklik yapıldığı, bu değişikliğe göre fırınların aylık nizamlarda ve müstakil olarak kurulması gerektiğinin şart koşulduğu, daha sonra kooperatifin 25.03.2001 tarihinde yapılan genel kurulunda B blokun arsasının tamamının müvekkiline 62.000-YTL. bedelle satılmasına karar verildiği ve müvekkilinin genel kurulda takdir edilen bu bedelin tamamını davalıya ödediğini, müvekkili tarafından kooperatif üyesi olarak arsa bedeli için ödenen 62.000-YTL. nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini, ayrıca fırın için yapılan masrafın ve fırının teslim edilmemesinden kaynaklanan zararın da tespit edilerek müvekkiline ödenmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak davası olup, Mahkememizin 04/12/2008 tarih ve …. Esas, …. karar sayılı kararı ile; davanın Kısmen Kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 19/09/2011 tarih, … Esas, … Karar sayılı bozma ilamı ile “…. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Dava, kooperatif ortaklığına dayalı istemlere ilişkindir. Mahkemece, davacının kooperatif üyesi olduğu sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.madde hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumda olduklarından, yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği taktirde, bu hususu genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça veya zımnen benimsemiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın, ortaklık aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra ortaklık aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğuna engel değildir. Dava dosyasında, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa kabul konusunda genel kurul tarafından yönetim kuruluna açık yetki verildiğine dair genel kurul kararına veya bu uygulamanın genel kurulca benimsendiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Diğer yandan, Mahkemece, davacının kooperatifin normal statüde üyesi olduğu sonucuna varılmış ise de, Mahkeme’nin bu kabulü yeterli araştırma ve incelemeye dayanmamaktadır. Davacının üye olarak gösterildiği fırın satış protokolü, davacı ve yönetimce feshedilmiş olup, dosya kapsamında, bu belge dışında, davacı üyeliğine işaret edebilecek bilgi ve belge tespit edilememiştir. Kooperatif üyeliği, kooperatif yetkili organlarının açık kabulü ile gerçekleşebileceği gibi, bu hususta açıkça bir karar alınmasa da, kooperatifin bu kişi ile üye sıfatıyla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, ödemeleri kabul etmesi ve inşaatlarda kullanması gibi olgularla zımnen de gerçekleşebilir. Bu durumda, davacının, kooperatif üyeliği hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılarak üyeliğin açıkça veya zımnen gerçekleşip gerçekleşmediğinin kesinliğe kavuşturulması gerekmektedir. Bu aşamadan sonra, davacı üyeliğinin kabul edilmesi halinde, ödenecek tazminat, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre belirlenmelidir. Davalı kooperatif elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenecek tazminatın hesaplanması şekli, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre aşağıdaki şekilde formüle edilmiştir. Önce, ortaklara tahsis edilen konut veya arsanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri saptanmalıdır. Davalı kooperatife normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın ödemelerinin, ödeme yaptıkları tarihler itibariyle toplam ödemeleri dava tarihine kadar (Toptan Eşya Fiyat Endeksi Artış ortalama rakamları esas alınarak) taşınarak, güncel değeri bulunmalıdır. Bundan sonra, yukarıda (1) numaralı bentte bulunan değerden (2) numaralı bentte bulunan değer çıkarılarak kooperatife normal ödeme yapan bir ortağın, bu ödemelerine karşı ne miktarda yararlanma elde ettikleri ortaya çıkarılmalıdır. Bunu takiben, davacı eksik ödeme yapan ortağın ödentileri (2) numaralı bentteki ilkelere göre dava tarihine taşınarak eksik ödeme miktarı da güncelleştirilmelidir. Bu hesaplamalardan sonra, normal ödentilerini gerçekleştiren bir ortağın yukarıda (2) numaralı bentte bulunan ödemelerinin güncel değeri karşılığı, yine yukarıda (3) numaralı bentte bulunan bir yararlanmayı sağladığına göre, davacının (4) numaralı bentte eksik ödemelerinin güncel değerinin ne miktarda yarar sağlaması gerektiği, orantı kurallarına göre belirlenmelidir. Yani sonuç olarak, (4) numaralı bentte bulunan miktar, (3) numaralı bentte bulunan değerle çarpıldıktan sonra bulunan miktarın (2) numaralı bentte bulunan miktara bölünmesi sonucu bulunacak miktara (4) numaralı bentte bulunan davacı ödemelerinin güncel değerinin ilave edilmesi sonucu bulunacak miktar, davacı ortağın bu davada kooperatiften talep etmesi mümkün olan zarar miktarını belirleyecek ve mahkemece tesbit edilecek miktara hükmedilecektir. Mahkemece yeterli inceleme yapılmadan, davacının üye kabulü ve yukarıdaki ilkeler dikkate alınmadan yapılan hesaplama sonucu verilen hüküm tesisi eksik incelemeye dayalı olduğu….” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda bozmaya uyulmuştur.
Mahkememizin 09/05/2019 tarih ve … Esas, … karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 07/11/2019 tarih, …. Esas, …. karar sayılı bozma ilamı ile “…Davalı vekili, genel kurul kararlarının, yapılan sözleşmelerin geçersiz olduğunu, davacının kooperatif üyesi olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin 25.05.2006 tarihli ve …. E. … K. sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne dair kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 19.09.2011 tarihli ve … E. …. K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacının dava tarihi itibari ile kooperatif üyesi olmadığı bu durumda davacı, kooperatife ödediği paralar ile taşınmaz için yaptığı faydalı masrafları isteyebileceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 58.721,15 TL nin dava tarihinden, 42.660,00 TL nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı kooperatifin 15.01.1995 tarihli genel kurulunda B blok 2. bodrum katta yer alan bağımsız bölümün fırın yapımına uygun hale getirilmesi ve bu fırın için şartlı üyelik kaydedilmesine karar verildiği, davacı … ile şartlı üyelik şeklinde fırın satış protokolü imzalandığı, davacının Ağustos 1994 yılında kooperatif üyesi olduğu, 1994 Ağustostan -2001 yılına kadar toplam 62.000 YTL ödeme yaptığı, genel kurul hazirun cetvellerinde isminin yer aldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Yönetmelik değişikliği nedeniyle fırına ruhsat alınması imkanı kalmayınca davalı kooperatifçe 25.03.2001 tarihli genel kurul kararına istinaden B blok arsası 09.07.2001 tarihli gayrimenkul taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davacı …’ ye satılmış ve davacı … ile yapılan şartlı üyelik şeklinde fırın satış protokolü sözleşmesi feshedilmiştir.
Mahkemece fırın satış protokolü sözleşmesinin feshedilmesi nedeniyle davacının üyeliğinin sonlandırıldığı kabul edilerek, davacının üye olmadığı gerekçesi davalı kooperatife ödediği paralar ile taşınmaz için yaptığı faydalı masrafları isteyebileceğine karar verilmiş ise de; davacının kooperatif ortaklığından istifa ettiği veya usulüne uygun şekilde ihraç edildiğine ilişkin bir karar bulunmadığından, davacının kooperatif üyesi olduğu sabittir. Davacı kooperatif üyesi olduğuna göre bu durumda mahkemece uyulan daha önceki bozma ilamında belirtildiği üzere davalı kooperatifin elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenecek tazminatın hesaplanması şekline göre davacının kooperatiften talep etmesi mümkün olan tazminat miktarının belirlenerek bu miktara hükmedilmesi gerekirken davacının dava tarihi itibari ile kooperatif üyesi olmadığı gerekçesi ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan davalı kooperatifçe faydalı masraflara ilişkin mahkeme hükmü temyiz edilmediğinden bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, (1) numaralı bent dışındaki diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA,…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkememizin…. Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda bozma ilamına uyularak Yargıtay ilamı ile gösterilen hususlarda inceleme yapılmıştır.
Dava konusu ile ilgili olarak Yargıtayın bozma ilamı doğrultusunda yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Heyetimize verilen göre doğrultusunda, Yargıtay’ın bozma ilamında belirlenen yöntemle, davacının, dava tarihi itibariyle talep edebileceği tazminat miktarı 172.539,54 TL olarak hesap ve tespit edilmiştir..” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyetinden alınan ek raporun sonuç kısmına göre; “…1- Davalı kooperatif ile …. ve davacı … arasında, tarihsiz olarak Şartlı Üyelik Şeklinde Fırın Satış Sözleşmesi imzalanmış olup, bir örneği dosyada mevcut olan bu sözleşme ile ilgili tespitlerimiz aşağıdaki gibidir.
Sözleşme tarihi :–
Sözleşmenin konusu :…. üzerinde yer alan B Bloğun 2’nci bodrum katındaki dükkanların proje tadilatı yapılarak üye …’a şartlı üyelik şeklinde satılması (firının üzerine denk gelen 1’inci bodrum kattaki 2 daire kura dışı bırakılarak …’a verilecektir).
Sözleşmenin dayanağı :15.01.1995 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar
Ödenecek toplam bedel : 894.651.438 TL
Yapılan ödeme miktarı :205.000.000 TL (22.09.1995 itibariyle)
Kalan borç bakiyesi :689.651.438 TL
Fırının teslim tarihi :1996/Ocak ayının sonu
Teslim şekli : Fırın kaba inşaat halinde alıcıya teslim edilecek; ince inşaat imalatları alıcı (…) tarafından yapılacaktır.
2- Davacı …’un fırın yapımı için çalışmalara başladığı aşamadığı Fırın Yönetmeliği değiştirilmiş olup, konutların altına fırın yapma ve ruhsat alma imkânı ortadan kalkmıştır. Bunun üzerine Kooperatif ile …, 09.07.2001 tarihinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi imzalamışlardır. Bir örneği dosyada mevcut olan bu sözleşme
aşağıdaki şartları içermektedir.
Sözleşmenin tarihi 109,07.2001
Sözleşmenin konusu …’a satılması
Sözleşmenin dayanağı : 25.03.2001 tarihinde yapılan genel kurulda alınan karar
Satış bedeli : 62.000.000.000 TL
Ödeme şekli : …’un bugüne kadar ödediği meblağ, 62.000.000.000-TL’den mahsup edilerek, bakiyesi 2001 yılının sonuna kadar ödenecektir.
Tapu devri : Borcun tamamının ödenmesinden sonra alıcının yazılı talebi halinde en geç 2 ay içinde tapu devri yapılacaktır.
3- Davalı vekili tarafından 05.12.2007 tarihli dilekçe ekinde dosyaya ibraz edilen “Belge” başlıklı yazı, …’un talebi üzerine kooperatif yetkilileri tarafından düzenlenerek imzalanmış ve kendisine verilmiştir. Söz konusu yazıya göre, 09.07.2001 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken 62.000.000.000-TL’nin tamamı …’dan tahsil edilmiştir. İlaveten …’un, kooperatife hiçbir borcunun kalmadığı da belirtilmiştir.
4 T. C. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin, 19.09.2011 tarih, E…. – K… sayıl kararında, amacına ulaşmış ortaklardan birisinin esas alınarak, ödemelerin dava tarihine uyarlanması ve ortaklık nedeniyle elde edilen menfaat miktarı esas alınarak 5 aşamalı formüle göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Aynı Daire’nin 07.11.2019 tarih, E… – … sayılı kararında ise, “Davacının kooperatif ortaklığından istifa ettiği veya usulüne uygun şekilde ihraç edildiğine ilişkin bir karar bulunmadığından, davacının kooperatif üyesi olduğu sabittir. Davacı kooperatif üyesi olduğuna göre bu durumda mahkemece uygulan daha önceki bozma ilamında belirtildiği üzere davalı kooperatifin elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenecek tazminatın hesaplanması şekline göre davacının kooperatiften talep etmesi mümkün olan tazminat miktarının belirlenerek, bu miktara hükmedilmesi gerekirken, davacının dava tarihi itibariyle kooperatif üyesi olmadığı gerekçesiyle hüküm kurulması doğru olmamıştır” denilmekle, ilk bozma kararında belirtilen esaslara göre hesaplama yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Yukarıdaki Yargıtay kararlarında bahsedilen formül, ödemesi eksik olan ortaklara ödenecek tazminatın hesaplanmasında kullanılmaktadır. Oysa bir önceki maddede belirtildiği üzere davacı …’un, Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi gerekince B Blok arsası için ödenmesi gereken 62.000.000.000 TL’nin tamamını ödediği anlaşılmaktadır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin, 15.02.2016 tarih, E….3 – K…. sayılı kararı ile 03.04.2018 tarih, E… – K… sayılı kararında, ödemesi eksik olmayan (yani ortaklık borçlarının tamamını ödeyen) ortaklara ödenecek tazminatın, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri ile eşdeğerde olacağı belirtilmiştir (sözü edilen kararların birer örneği rapor ekinde dosyaya konulmuştur)
5- Dosyada mevcut olan 06.06.2008 tarihli bilirkişi raporunda (….), davacı …’a satılması vaat edilen B Blok arsasının dava tarihindeki rayiç değeri 474.000YTL olarak hesap ve tespit edilmiştir. Bu hesap ve tespite heyetimizde katılmaktadır.
Sayın Mahkemenizce, davacının eksiksiz ödeme yaptığından hareketle, eksik ödeme yapan ortaklara ödenecek tazminat hesabında kullanılan 5 aşamalı formüle gerek kalmaksızın, taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin esas alınması halinde davacı …’a 474.000 YTL tazminat ödenmesi gerekecektir.
6- Yargıtay’ın bozma ilamları doğrultusunda, ödemesi eksik olan ortaklara ödenecek tazminat hesaplarında kullanılan 5 aşamalı formüle göre talep edilebilecek tazminat miktarı 11.09.2018 tarihli raporumuzda hesaplanmış olup 172.539,54 TL’dir. İtirazlar üzerine düzenlenen 06.04.2021 tarihli Taporumuzda da, bir ortağın esas alınması suretiyle 5 aşamalı formülün uygulanması halinde talep edilebilecek tazminat miktarının 172.539,54 TL olabileceği belirtilmiştir…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
1-Dava kooperatif üyeliğinden kaynaklanan alacak davasıdır.
2-Mahkememizce bozma ilamı öncesinde davacının kooperatif üyeliğinin sona erdiği değerlendirilmiş ise de Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 07/11/2019 tarihli bozma ilamında da değinildiği üzere davacının kooperatif üyeliğinden ayrıldığına dair istifa veya ihraç kararı bulunmadığı, bu suretle davacının kooperatif üyeliği devam ettiğinin kabulü gerektiği gözetilerek davacının talep edebileceği alacak miktarıyla ilgili olarak kooperatifin elinde arsa veya konut kalmaması halinde üyesine ödenmesi gereken tazminat miktarına ilişkin hesaplama esas alınarak inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.
3-Mahkememizce kooperatif alacak-borçları hesaplamaları konusunda uzman bilirkişi heyetinden davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması hususunda rapor alınmış, Yargıtay bozma ilamında gösterilen yöntem uygulanmak suretiyle düzenlenen 06/04/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda 172.539,54-TL talep edilebileceği yönünde görüş bildirilmiştir.
4-Davacı vekilince yargılama sırasında davacının davalı kooperatif üyeliğinde ticari alan niteliğindeki fırının kendisine devir ve teslimi için üye olup ödeme yapıldığını, hesaplamanın diğer ortaklar gibi konut ödemeleri ve konut edinilmesi halinde oluşacak duruma göre yapılmasının hatalı olduğunu, davacının üyeliğinin ticari alan üyeliği olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği ileri sürülmüştür.
Mahkememizce yapılan inceleme ve değerlendirmede, her ne kadar davacı tarafça kooperatif üyeliği şartlı üyelik şeklinde fırın satış sözleşmesi imzalanmak suretiyle başlamış ise de sonraki süreçte yönetmelik değişikliği nedeniyle fırın ruhsatı alma imkanı olmadığının anlaşılması ile 09/07/2001 tarihinde davacı ile davalı kooperatif arasında Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi İmzalandığı, sözleşme ile davacıya …. sayılı taşınmazın davacıya satışının yapılacağı, daha önce düzenlenen şartlı üyelik şeklinde fırın satış sözleşmesinin feshedildiği düzenlenmiştir. Dolayısı ile davacı kendisine fırın teslim edilmesine yönelik şartlı üyelik ile kooperatif üyeliğine girmiş ise de sonraki süreçte fırın tesliminin imkansız hale gelmesi ile davacıya arsa teslimi yönünde sözleşme imzalandığı, davacının imzaladığı 09/07/2001 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile önceki hakkından vazgeçmiş olduğunun ve kendisine arsa teslimini kabul ettiği gözetilerek bilirkişi heyeti tarafından yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, ayrıca ticari alan değeri gözetilerek hesaplama yapılmasının gerekmediği değerlendirilmiştir.
5-Mahkememizce Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin bozma ilamında gösterilen usule uygun olarak yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının talep edebileceği alacak miktarının 172.539,54-TL olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından davacının talep edebileceği tazminat miktarının arsanın rayiç değerine eşit olabileceği belirtilmiş ise de Yargıtay bozma ilamında 2011 tarihli önceki bozma ilamına atıf yapılarak hesaplama yönteminin gösterildiği, mahkememizce bozma ilamına uyulduğu dikkate alınarak Yargıtay ilamı ile gösterilen hesaplama yöntemi ile tespit edilen miktar hükme esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 172.539,54-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, alacağın 62.0000-TL’sine dava tarihi 25/05/2006’dan, 110.539,54-TL’sine ıslah tarihi 28/07/2008’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 11.786,17-TL harçtan peşin olarak alınan 837,00-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.646,10-TL ile bozma öncesi karar ile bakiye karar harcı olarak hesaplanan ve davacı tarafından yatırılan 5.145,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.158,07-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 20.341,26-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 837,00-TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 1.646,10-TL ile bozma öncesi karar ile bakiye karar harcı olarak hesaplanan ve davacı tarafından yatırılan 5.145,00-TL toplamı 7.628,1‬0-TL harcın harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 54,40-TL. başvuru harcı 285,7‬0-TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 726,85-TL posta ve tebligat ücreti, 3.300,00-TL bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 4.366,95‬-TL. yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 4.096,52-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz hâkimi tarafından onaylanması sureti ile temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, yasal süre içinde temyiz kanun yoluna başvurulmadığı takdirde verilen kararın kesinleşeceği, yasal sürede temyiz kanun yoluna başvurulması halinde dosyanın ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi’ne temyiz konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”