Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/501 E. 2021/823 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/501 Esas
KARAR NO : 2021/823

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili, Mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Serbest Mali Müşavirlik yaptığını, …tarihli sözleşme ile …….Tic.Ltd.Şti.’nin mali müşaviri olarak hizmet vermekte iken şirket ortağı ve müdürü …’ın ortaklıktan ayrılıp tüm hisselerini diğer ortak ve aynı zamanda eşi olan …’a devretmesi ve şirket müdürlüğüne devam etmesi üzerine …’ın emekli olması nedeniyle, sigorta kaydının yapılmasına ve sigorta pirimi ödenmesine gerek olmadığını mesleki görüş olarak vererek ve bu doğrultuda şirket adına gerekli işlemleri yaptığını, bu kararın sonucu olarak Sosyal Güvenlik Kurumu …tarihli tebliğ ile şirket hakkında 121.020,00 TL para cezası uygulandığını, söz konusu cezanın müvekkili tarafından kendi kooperatif hissesini satmak suretiyle indirim hakkı kullanılarak bizzat ödendiğini ,ayrıca ek olarak muhtasar beyanname düzeltmeleri sonucu 7.803,24 TL daha müvekkil tarafından ödendiğini, toplamda müvekkili 123.014,10 TL ödeme yapıldığını, söz konusu şirket müdürünün sigorta kaydının yapılıp yapılmaması ve sigorta pirimi ödenmemesi kararının tamamen müvekkili mali müşavirin vermiş olduğu karar doğrultusunda alındığını, davacı mali müşavirin söz konusu mesleki hatası neticesinde idarece kesilen dava konusu para cezaları ve ek mali yükümlülüklerle karşı karşıya kalındığını, şirket yetkilisi ve ortaklarının bu konuda yeterli teknik bilgiye sahip olmadıklarından işin profesyoneli olan şirket mali müşavirinin bu konudaki mesleki görüşünü uyguladıklarını ve onun vermiş olduğu karar neticesinde sigorta girişi yaptırmadıklarını, dolayısıyla sigorta kaydının yapılmaması, şirket ile mali müşavirlik sözleşmesine dayalı olarak bizzat davacının sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle sigorta kapsamında risk gerçekleşmiş olup zararın tazmini gerektiğini, bu nedenle mesleki sorumluluk sigortası kapsamında davacının yapmış olduğu meslek hatası sonucu ödenmek zorunda kalınan cezalar ve mali külfetlerden oluşan zararın davalı sigorta şirketinden tazmini için şirkete yapmış olduğumuz başvurunun reddedilmesi üzerine iş bu davayı açtıklarını, bu nedenlerle; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 123.014,10 TL mesleki hata kaynaklı zararın davalı sigorta şirketinden yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiş olmakla yapılan açık yargılama sonunda;
GEREKÇE: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Serbest Muhasebeci …, müvekkili şirket nezdinde … numaralı Mesleki Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, ancak, davacının müvekkil şirketçe söz konusu poliçe teminatı altına alınmış olması teminatın tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmediğini, Poliçe teminat limitinin 100.000 TL olup, poliçe kapsamında muafiyet şartı yer aldığını, buna göre ,Bu poliçeye uygulanacak muafiyet tutarının her bir hasarda en az 250 TL olmak üzere hasarın %10’u; aynı poliçe dönemi içerisinde üçüncü ve sonraki her bir ihbarı içinse asgari 1.000 TL olmak üzere hasarın %10’u olduğunu, ayrıca açılan hasar dosyası gereği yapılan eksper incelemesinde, “…’ın emekli olduktan sonra da şirket müdürü olarak sigortalılığının devam etmesi gerektiği hem şirket ortağı … hem de … tarafından bilinmesine rağmen emeklilik durumu göz önünde bulundurularak mükellef temsilcileri tarafından sigortalılık durumunun sona erdirilmesi sonucu söz konusu idari para cezalarının uygulandığı görüş ve kanaatine varılarak hasarın mükellefin sorumluluğunda olduğu, dolayısı ile şirket sigortalısının kusuru oranında zarardan sorumlu olacağından ve huzurdaki dava kapsamında talep edilen zarardan sigortalı sorumlu tutulamayacağından ödeme sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile hasar talebi reddedilerek dosyanın kapatıldığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafından sunulan …tarihli sözleşmeye göre, taraflarının … (meslek mensubu) ile ….. San.Tic.Ltd.Şti ( iş sahibi) olduğu, sözleşmenin konusunun iş sahibinin yasal defterlerini tutmak ,V.U.K Mükerrer 227.maddesine göre beyannameleri tanzim etmek , Mali konularda danışmanlık yapmak ve S.G.K işlemlerini yapmak olduğu belirtilmiştir. 4.maddede tarafların karşılıklı sorumluluk ve yükümlülükleri belirlenmiştir.4.6 da iş sahibinin meslek mensubunun ilgili mevzuatın gerekleri açısından yapacağı sözlü uyarıları dikkate almak zorunda olduğu, iş sahibinin sözlü uyarıları dikkate almadığı takdirde meslek mensubunun uyarıyı yazılı olarak yapacağı belirtilmiştir.4.8 de iş sahibinin meslek mensubunun kayıtlara esas aldığı belgelerin doğru ve gerçek olmamasından maddi ve/veya şekli noksanlıklar içermesinden yahut idarece kabul edilmemesinden ve bu sözleşmedeki her türlü yükümlülüklerinden ve her derecedeki kusurundan dolayı sorumlu olduğu,4.10 da kamu kurumları tarafından iş sahibi aleyhine hukuki, idari veya cezai tatbikat yapılması halinde kamu kurumuna gerekli ödemenin yapılmasından 1. derecede sorumlu olduğu, belirlenmiştir.
Davalının sunduğu hasar dosyasının incelenmesinde, davacı meslek mensubu ile davalı Sigorta Şirketi arasında Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiği, Poliçenin başlangıç tarihinin 24.02.2017 olduğu bitiş tarihinin ise 24.02.2018 olduğu, hasara ilişkin olayın Poliçe teminat süresi içerisinde oluştuğu anlaşılmıştır. Hasar dosyası kapsamında yapılan eksper incelemesinde, sigortalının beyanı ile gerçekleşen hasarın uyumlu olmadığı, …’ın şirket ortaklığından ayrıldığı 11.11.2013 tarihinden emekli olduğu 02.10.2017 tarihine kadar şirkette müdür vasfı ile sigortalı olarak çalıştığı, …’ın emekli olduktan sonra da şirkette şirkette sigortalı olarak çalışması gerektiğinin hem Şirket ortağı … ve … tarafından bilinmesi gerektiğinden bahisle hasarın mükellefin sorumluluğunda bulunduğundan bahisle davacının hasarın tazmini talebinin reddedildiği görülmüştür.
Davalı tarafça yukarıda belirtildiği şekilde hasarın mükellefin sorumluluğunda olduğundan bahisle hasarın tazmini reddedilmiş ise de, davacı tarafça davalı Sigorta Şirketine müracaat edilirken iş sahibi ve meslek mensubu arasındaki sözleşmenin de davalıya takdim edildiği, buna göre mali konularda danışmalık hizmeti veren ve SGK işlemlerini yapan davacının bizatihi kendisi olup, sözleşme gereğince davacının mükellef şirkete danışmanlık hizmeti verdiği, neticede en son kendi eliyle işlemleri yaptığından burada onun vermiş olduğu karar neticesinde sigorta girişi yapılmadığı, dolayısıyla sigorta kaydının yapılmaması, şirket ile mali müşavirlik sözleşmesine dayalı olarak bizzat davacının sorumluluğunda olduğu gözönüne alındığında, bu nedenle sigorta kapsamında risk gerçekleştiği Mahkememizce değerlendirilmiş olup, davacının zararı düşürmek için yeterli önlemleri alıp almadığı, Poliçe Genel ve Özel şartları ile düzenlenen ve resmi kurumların uyguladığı idari ve vergi cezalarının kaldırılması yönünden her türlü gerekli koruma ve kurtarma önlemlerini alma yükümlülüğüne aykırı hareket edip etmediği, ve bu nedenle tazminat tutarının tenzilinin gerekip gerekmediği konusunda SMM ve Sigortacı bilirkişilerden rapor da alınmıştır.
Alınan bilirkişi heyeti raporuna göre de, SGK işlemlerine dair tazminat taleplerinin sigorta teminatı içinde bulunduğunu, sigorta üst limitinin 100.00,00 TL olduğu, ve her bir hasarda zarar miktarından %10 muafiyet uygulanmasının kararlaştırıldığını, Menemen SGK ve vergi dairelerinden gelen belgelerdeki indirimli tutarlar dikkate alındığında ve %10 tenzilat uygulanması sonucu davacının toplam ödediği bedelin 123.014,10 TL nin %10’u olan 12.301,41 TL tenzilatın poliçe limitinden mahsup edilmesi halinde davacının talep edebileceği miktarın 87.698,59 TL olacağı anlaşılmasına göre davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE; 87.698,59.-TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Karar ve ilam harcı olan 5.990,69.- TL’den peşin alınan 2.100,78.-TL harcın mahsubuyla bakiye eksik kalan harç olan 3.889,91.- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00.-TL arabuluculuk ücretinden; tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 941,04.-TL’sinin davalıdan, kalan 378,96.-TL’sinin ise davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Davacı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince hesap edilip takdir edilen 12.200,82.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davalı taraf kendini bir vekille temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesap edilen ve takdir olunan 5.297,33.- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Yapılan yargılama gideri olarak davanın ilk açılış gideri olan 2.162,98.- TL, tebligat, posta ve bilirkişi ücreti gideri 1.073,00- TL olmak üzere toplam 3.235,98.-TL yargılama giderinden tarafların haklılık oranına göre hesap edilen 2.306,93.-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Kullanılmayan gider avansının kalan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,

Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal istinaf süresi içinde, İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 14/10/2021

Katip…
e-imza

Hakim….
e-imza
¸