Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/498 E. 2023/572 K. 23.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2020/498 Esas
KARAR NO : 2023/572
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 19.09.2017 tarihinde, yaşı küçük müvekkil …’nın Güneşli Mahallesi Şelale Parkından evine doğru gitmek için abisi ile birlikte cadde üzerinden karşıya geçtiği esnada Halide Edivar Caddesi üzeri Üçyol istikametinde kimliği belirlenemeyen bir sürücünün kullandığı plakası bilinmeyen beyaz renkli bir otomobil tarafından kendisine çarpılıp kaçılması neticesinde yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığını, Bu kazanın oluşumunda plakası ve araç sürücüsü belli olmayan şahsın kusurlu olduğunu, ilgili yönetmelikler ve kanunlar uyarınca müvekkilinin uğramış olduğu zararın tazmini için Güvence Hesabına başvurunun zorunluluğu hâsıl olduğunu açıklanan nedenlerle şimdilik 100-TL Geçici İş göremezlik tazminatı, 5.900-TL Sürekli maluliyet tazminatı olmak üzere toplam 6.000,00-TL tazminatın davalı sigorta şirketinden alınarak başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine, Dava masrafları ve vekâlet ücretlerinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının açtığı davaya ilişikin HMK uyarınca dava dilekçesi ekinde belgelerin taraflarına tebliğ edilmesi gerektiğini, işbu dosyada davacı tarafından bu hususa uyulmadığını, taraflarına dava dilekçesinde belirtilen herhangi bir delillin tebliğ edilmediğini Bu bakımdan, öncelikle, delillerin taraflarına tebliğine karar verilmesini, delillerin taraflarına tebliğine dek esasa ilişkin sair cevap haklarını saklı tutulmasını ve yargılama aşamasında ibraz edilen ve dosyaya giren tüm yazılı delil, dosya ve belgelerin birer örneklerinin taraflarına tebliğine karar verilmesini talep ettiği, Bu konuda gerekli görülürse, yargılama aşamasında uygun görülecek posta masraflarını karşılamaya amade olduğunu, bu nedenle, bu eksikliğin giderilmesini ve giderilmezse dava şartı yoksunluğundan davanın reddedilmesini talep etmiştir. İşbu davada başvuru şartının yerine getirilmediğinden dolayı davanın usulden reddini talep etmiştir davacının, müvekkil kuruma başvuru dilekçesinde uğradığı maluliyete ilişkin yasa ve yönetmeliğe uygun bir maluliyet raporunu sunmadığına müvekkil kurumca 19/08/2019 tarihinde verilen cevabi yazıda davacının maluliyetiyle başvurularının değerlendirilebilmesi için, Çocuklar İçin Özel Gereksinim Yönetmelik kapsamında düzenlenmiş bir Sağlık Kurulu Raporu düzenlenmesi gerektiğini, bu kapsamda müvekkil kurum tarafından Yönetmeliğin 9. Maddesine istinaden, davacı …’nın söz konusu kazadan kaynaklanan kesin ve kalıcı vücut fonksiyon kaybı oranının belirlenmesi hususunda mezkur Yönetmeliğin 9. Maddesine istinaden T.C. SBÜ Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne aynı tarihli yazı ile başvurulduğu ve davacının adı geçen hastanenin Sağlık Kurulu Birimine başvurması gerektiğini ancak davacı tarafından gönderilen sağlık kurulu raporunun T.C. Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlendiğini yönetmelikte açıklanan Sağlık Bakanlığı tarafından yetkili kılınmış sağlık kurum ve kuruluşlarının sağlık kurulları tarafından düzenlenmiş bir rapor olmadığını bu nedenle söz konusu raporun mevzuat gereği değerlendirilmesinin mümkün olmadığını bu nedenlerle davanın öncelikle usul yönünden yapmış oldukları itirazları doğrultusunda davanın usulden reddini, usul yönünden yapmış oldukları itirazların kabul görmemesi durumunda haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
1-. Dava trafik kazasından kaynaklanan Sürekli ve Geçici İş Göremezlik talebine ilişkin tazminat davasıdır.
2- İzmir ili Konak ilçesinde, 19.09.2017 tarihinde, plakası bilinmeyen beyaz renkli bir otomobilin kimliği bilinmeyen sürücüsü tarafından yaya olan …’ya çarpmasıyla yaralanan …’nın geçici ve sürekli maluliyetine ilişkin tazmin talebidir.
3- Dava öncesi Arabuluculuk başvurusu yapıldığı ancak anlaşmanın sağlanamadığı görülmüştür.
4- Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun “Güvence Hesabı” başlıklı 14. maddesi “Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde Güvence Hesabı oluşturulur.
Hesaba;
A) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için,
ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için,
D) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesine göre; trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu zararları teminat altına alınmaktadır. 2918 sayılı KTK’nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir. Buna göre rizikonun meydana geldiği tarihte 2918 sayılı kanun gereğince ZMMS bulunmayan ya da sigortası olup da sigortalısı belirlenemeyen kazalar neticesinde kişiye gelen bedensel zararlar için güvence hesabı oluşturulacağı ve bu tip zararlardan dolayı Güvence Hesabının sorumlu olduğu kabul edilmiştir. Güvence Hesabının sorumluluğu rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları ile sınırlıdır.
5- Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6- Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;
-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
7- Somut olayda; plakası bilinmeyen beyaz renkli bir otomobilin kimliği bilinmeyen sürücüsünün yaya …’ya çarptıktan sonra olay yerini terk ettiği, firari olduğu, dosyada mevcut 22.09.2017 tarihli ve Polis memuru … ve Komiser Yardımcısı …’in imzalarını taşıyan Araştırma Tutanağında Konak ilçesi Şelale Parkı üstü Halide Edip Adıvar Caddesi üzeri Üçyol istikametinde olan olay yerine olay tanığı olan …’nın refakatinde gelindiği, olay yerini gösterir herhangi bir güvenlik kamera gözüne rastlanmadığının belirtildiği, yine Polis Memurları … ile …’in imzalarını taşıyan 02.03.2018 tarihli Araştırma Tutanağında zabıt tarihine kadar yapılan çalışmalarda meçhul araç sürücüsünün açık kimliğinin tespitinin ve de yakalanmasının mümkün olmadığı görülmektedir.
8- İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın aynı kazaya ilişkin olarak yürüttüğü … Srş. No’lu soruşturma dosyasında Daimi Arama Kararı verildiği anlaşılmaktadır.
9- Kazaya neden olan aracın plakası tespit olunamadığından kaza tarihini kapsayan bir ZMMS poliçesine ulaşılamamıştır.
10- Dosya kapsamında imza altına alınmış bir Kaza Tespit Tutanağının bulunmadığı görülmektedir.
11- Mahkememizce davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın çözümlenmesinde öncelikle haksız fiilin KUSUR UNSURU yönünden inceleme yapılmıştır.
15/03/2021 tarihli TRAFİK BİLİRKİŞİSİ RAPORUNDA;
Davacı yaya … bulunduğu noktadan yolun karşısına geçmek isterken yoldan geçen araçların kendi can güvenliğini tehlikeye düşüreceğini ön görmesi, her ne kadar da 100 metre yakınında yaya geçidi yok ise de orta refüjü çevreleyen 60 cm yükseklikteki bordür taşlarının fiziki engeli, yayalar için kullanılmaya elverişli olmaması, bu yolun transit trafiğe açık olması sebebiyle de tüm sayılan olumsuz faktörleri hesaplayıp riski sıfıra indirme adına kaplama alanına bu alanda asla girmeyip, kendisine yaklaşık 120 metre mesafede bulunan yaya üst geçidine yönelerek çok az bir zaman kaybı ile yaya üst geçidini kullanmasının can güvenliği açısından çok daha önemli olacakken yaya bu hususlara riayet etmeyerek yoldan geçen araçların kendisi için tehlike arz edecek ehemmiyetini idrak etmeden, bu alanda yol üzerinde ilk geçiş hakkına sahip olan araç/araçlara rağmen dikkatsiz ve yeterli derecede yol kontrolünü yapmadan kaplama alanı içerisinde girip yolun karşısına geçmek isterken aracın kendisine çarpmasına maruz kalarak yaralandığı olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68/b (Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır.) maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
Sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen dava dışı araç sürücüsü sevk ve idaresindeki aracı ile gündüz vakti görüş mesafesinin açık olduğu güzergahında seyir halinde iken yola gereken dikkat ve özeni göstermesi, olay mahalline yaklaşırken görüş alanında bulunan ve kaplamaya inen yayayı gördüğü esnada korna çalıp yayayı ikaz etmesi ve derhal etkin fren tedbiri ile kazayı önlemeye çalışması gerekirken sürücü bu hususlara riayet etmediği, gündüz vakti görüş mesafesinin bayağı açık olduğu güzergahında seyir halinde iken yola gereken dikkat ve özeni göstermeyerek, aracının seyrini ve hızını trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, olay mahallinde kaplama inen ve görüş alanında bulunan yaya/yayaların varlığında zamanında gerekenleri yapmayıp, bulunduğu şeridi diğer iki şeritten ayıran sarı renkli taramalı alana doğrultu değiştirip, taramalı alandan diğer şeride geçmek isterken yayaya çarpıp olay mahallini terk etmesi ile karıştığı olayda dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-b “Sürücüler, Hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” hükmünde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
Sonuç Olarak;
A) Davacı yaya …’nın yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 68/b maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu;
B) Sürücüsü ve plakası tespit edilemeyen dava dışı araç sürücüsünün yukarıda kanaat bölümünde açıklanan teknik değerlendirmeler doğrultusunda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/1-b a maddesinde belirtilen hükmünü ihlal etmekle kazanın oluşumunda etken olduğu yönünde kanaat belirtildiği görülmektedir.
Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 27/04/2021 tarih ve 7194 sayılı ATK RAPORUNDA;
Dosya muhteviyatından olay mahallinde yolun; üç şeritli, üç şeridin ikisi Karabağlar yönünden gelen şerit olduğu, diğer bir şerit ise Yeşildere yönünden gelen araçların şeridi olduğu, her iki yolun bağlantı yolu olup, yer zemininde taramalı alan olduğu, düz, eğimsiz, şerit genişliğinin 3,5 metre olduğu, zeminin asfalt olduğu, yol platform genişliğinin 22 metre olduğu, orta refüjün genişliği 3,70 metre olduğu, orta refüjü çevreleyen bordür taşlarının yüksekliğinin 60 cm olduğu, yaya üst geçidinin kaza noktasına uzaklığının 120 metre olduğu, havanın açık, görüşün açık, yol yüzeyinin kuru, kaza yerindeki azami hız limitinin 50 km/s, vaktin gündüz, mahallin meskun olduğu anlaşılmıştır.
Tanık … 10.02.2018 tarihli ifadesinde özetle: “… Kardeşim … ile birlikte amcamlara giderken yolun karşı tarafına geçiyorduk bu esnada bana göre yolun sol tarafından bir anda araç geldi, ben geri kaldırıma kaçtım ancak araba kardeşime çarptı. … çarpan araç beyaz renkli bir araç ama marka ve modelini bilmiyorum …” şeklinde belirtmiştir.
Mevcut verilere göre;
A) Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsü, meskun mahalde seyrini mahal şartlarına göre ayarlamamış, gidiş istikametine göre sağından karşıdan karşıya geçmek üzere taşıt yoluna giren yayaya karşı zamanında etkin tedbir almadan çarpması sonucu meydana gelen olayda tali kusurludur.
B) Davacı 2010 doğumlu çocuk yaya … orta ayırıcıda beton bariyer ile kapalı olan yaya geçişine uygun olmayan yolda kurallara aykırı şekilde ve can güvenliğini tehlikeye atarak ilk geçiş hakkına haiz gelen araçlara rağmen, kontrolsüzce yola girip karşıya geçmek istediği esnada, solundan gelen ve geçiş hakkını bırakmadığı aracın kendisine çarpması sonucu meydana gelen olayda, yaşının müdrik olmayışı nedeniyle oluş üzerine asli etken görülmüştür.
Sonuç olarak;
A) Plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen araç sürücüsünün % 20 (yüzde yirmi) oranında kusurlu olduğu,
B) Davacı 2010 doğumlu çocuk yaya …’nın davranış faktörlerinin oluş üzerine % 80 (yüzde seksen) oranında etken olduğu, şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
12) MALULİYETİN TESPİTİ için dosya uzman kurumlara gönderilerek raporlar aldırılmıştır:
Ege Üniversitesince hazırlanan 03/05/2021 tarihli ASK RAPORUNDA;
Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ve bu yönetmeliğin yetersiz kaldığı durumlar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği faydalanılarak yapılan hesaplama neticesinde;
…’nın davaya konu trafik kazasına bağlı olarak oluşan Meslekte Kazanma Gücünde meydana gelen Azalma Oranı, şahısta birden fazla arıza olduğu için Balthazard formülünden faydalanıldığında şahsın olay tarihindeki ve bugünkü yaşına göre %13 (yüzde onüç) olarak hesaplanmıştır.
Tıbbi iyileşme süresinin ise 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varıldığı belirtilmektedir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 21.09.2022 tarihli ATK RAPORUNDA;
Mevcut belgelere göre;
A- Her ne kadar Mahkemenizin 07/06/2022 tarih 2020/498 Esas nolu yazısında değerlendirilmesi istenen davalı vekilinin itiraz dilekçesi ile …’nın 17/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe göre incelenmesi istenmiş ise de dava konusu trafik kazası 17/09/2017 tarihinde ilgili yönetmeliğin uygulanmasının uygun olmadığı,
B- İbrahim ve Delel oğlu, 05/08/2010 doğumlu, …’nın 17/09/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının;
B-1) Sorulduğu üzere; 20/02/2019 tarihli 30692 sayılı Resmi Gazetede Yayınlanan Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğinin EK-3 kısmında bulunan ÇÖZGER’in mevzuatla uyumu arandığında kullanılacak tablo dikkate alındığında, Küçüğün Özel Gereksinimi bulunmadığı,
B-2) 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde;
I. Kas-İskelet Sistemi, Alt ekstremitenin uzunluk farklılıklarından kaynaklanan özürlülük, Tablo 3.3’e göre alt ekstremite özürlülük oranı %10 olup Tablo 3.2’ye göre;
1. Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının % 5 (yüzde beş) olduğu,
2. İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür.
13) TAZMİNAT MİKTARININ HESABI için AKTÜERYA BİLİRKİŞİSİNDEN rapor aldırılmıştır:
13/02/2023 tarihli BİLİRKİŞİ RAPORUNDA;
Maluliyet raporunda, geçici iş göremezlik süresi kaza tarihinden itibaren 9 ay olarak belirtilmiş ise de davacı 7 yaşında küçük çocuk olup 18 yaşından sonra kazanç sağlayacağı ve bu nedenle gelir getiren bir işte çalışmadığından Geçici İş Göremezlik tazminat alacağı bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
19.09.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanarak % 5 oranında kalıcı bedensel zarara uğrayan …’nın Kalıcı Maluliyet Kazançları toplamının 321.069,65-TL olduğu, Sürekli İş Göremezlik tazminatının plakası belirlenemeyen otomobilin meçhul sürücüsünün % 20 kusur oranına göre 64.213,93-TL tutarında hesaplandığı,
Hesaplanan tazminatın ZMSS teminat limiti kapsamında kaldığı,
24.09.2019 tarihinde muaccel hale geldiği, temerrüt faizinin yasal faiz olabileceği, şeklinde kanaat bildirilmiştir.
14) Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde;
…’ya çarpan beyaz otomobilin plakası ve sürücüsü tespit olunamadığı, davanın bu nedenle Güvence Hesabı’na yöneltilmiş olduğu, sürücünün olay yerini terk etmiş firari olduğu ve olay yerini gören kamera kaydının bulunmadığı, bu nedenlerle kaza tespit tutanağının tutulamadığı, trafik bilirkişisi ve ATK’dan alınan kusur raporlarında yaya …’nın ve de firari meçhul sürücünün her ikisinin de kusurlu olduğunun belirtildiği, ATK’dan alınan 27.04.2021 tarihli kusur raporunda yaya …’nın % 80 Kusurlu olduğu, meçhul sürücünün ise % 20 Kusurlu olduğunun belirtildiği görülmekle; Mahkememizce yapılan değerlendirmede yetkin kurumca hazırlanmış olması ve oransal kusur dağılımı yapmış olması nedeniyle, denetlenebilir ve de dosya kapsamı ile uyumlu olduğu görülen 27.04.2021 tarihli ATK Kusur Raporu hükme esas alınmış ve yaya …’nın % 80 oranında Asli, meçhul sürücünün ise % 20 oranında Tali Kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Maluliyet oranı ve tıbbi iyileşme süresinin tespiti için alınan raporların ilki olan ve Ege Üniversitesi Hastanesince hazırlanan 03.05.2021 tarihli ASK Raporu’nda Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği ve bu yönetmeliğin yetersiz kaldığı durumlar için Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’nin esas alındığı, halbuki kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğin Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik olduğu anlaşılmakla Ege Üniversitesi Hastanesi’nin 03.05.2021 tarihli ASK Raporu nazara alınmamıştır. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 21.09.2022 tarihli ATK RAPORUNDA ise; … kaza tarihinde her ne kadar 7 yaşında ise de o tarihte Çocuklar İçin Özel Gereksinim Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğin henüz yürürlüğe girmediği belirtilerek Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirme yapıldığı ve buna göre Tüm Vücut Engellilik Oranının % 5, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği görülmektedir. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 21.09.2022 tarihli ATK RAPORU’nun doğru yönetmeliğe göre hazırlanmış olduğu, dosya kapsamı ile uyumlu ve denetime elverişli olduğu görülmekle mahkememizce hükme esas alınmış ve …’nın Tüm Vücut Engellilik Oranının % 5, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceği kabul edilmiştir.
Aktüerya Bilirkişisinin 13.02.2023 tarihli Raporuna göre geçici iş göremezlik süresi kaza tarihinden itibaren 9 ay olarak belirtilmiş ise de davacı 7 yaşında küçük çocuk olup 18 yaşından sonra kazanç sağlayacağı ve bu nedenle gelir getiren bir işte çalışmadığından Geçici İş Göremezlik tazminat alacağı bulunmadığı, meydana gelen trafik kazasında yaralanarak % 5 oranında kalıcı bedensel zarara uğrayan …’nın Kalıcı Maluliyet Kazançları toplamının 321.069,65-TL olduğu, Sürekli İş Göremezlik tazminatının plakası belirlenemeyen otomobilin meçhul sürücüsünün % 20 kusur oranına göre 64.213,93-TL hesaplandığı, raporun denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla 100,00-TL’lik Geçici İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebinin reddine, Dava Dilekçesi ve Değer Artırım Dilekçesi nazara alınarak 64.213,93-TL Sürekli İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
64.213,93-TL Sürekli İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarının temerrüt tarihi olan 24/09/2019 tarihinden itibaren Yasal Faiz işletilmesine,
Geçici İş Göremezlikten kaynaklanan maddi tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 4.386,45-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL ve Tamamlama Harcı olarak alınan 200,00-TL’den mahsubu ile bakiye 4.132,05-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.274,23-TL Vekalet Ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 100,00-TL Vekalet Ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 2.000,00-TL Bilirkişi ücreti, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fatura bedeli 723,00-TL ile 498,00-TL posta ve tebligat ücreti ile 54,40-TL Başvurma Harcı, 54,40-TL Peşin Harç ve 7,80-TL’den oluşan 116,60-TL olmak üzere toplam 3.337,6‬0-TL Yargılama Giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 3.332,41-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Taraflarca yatırılan Gider Avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/06/2023
Katip…
e-imza
Hakim…
e-imza