Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/497 E. 2021/591 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/497 Esas
KARAR NO : 2021/591

DAVA : Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ihbar olunan … 03/05/2017 tarihli Kooperatif Hisse Devir Senedi ile sahibi olduğu 21 ortak numarasında kayıtlı 3.500 adet hisseyi 350.000,00-TL bedel ile müvekkiline devir ve temlik ettiğini, müvekkilinin yapılan hisse devir sözleşmesi kapsamında hisse bedeli olan 350.000,00-TL bedeli ödeyebilmek adına … Seferihisar İzmir adresinde bulunan yazlığını sattığını ve elindeki tüm birikimi ihbar olunan …’ya ödediğini, ödemenin … Bank kanalı ile 02/05/2017 tarihinde 250.000,00-TL ve 03/05/2017 tarihide 100.000,00-TL olarak şekilde gerçekleştiğini, davalı kooperatif hisselerinin müvekkiline devir olduğundan, hisse devrinin davalı kooperatif nezdinde tesciline ilişkin olarak ihbar olunan … tarafından tescil başvurusunda bulunulacağının müvekkiline bildirildiğini, müvekkilinin gerekli bildirimin yapıldığı kanaatiyle başkaca bir işlem bulunmadığını, müvekkilinin 2019 yılında henüz hisselerinin devredilmediği fark etmesi üzerine bu defa 30/09/2019 tarihinde müvekkilinin davalı kooperatife devir ve tescilin işlenmesi amacıyla yazılı olarak talepte bulunduğunu ve talep dilekçesi ekinde devir anlaşma ve evraklarını sunduğunu, iş bu tescil talebine davalı kooperatif tarafından verilen karar ile ihbar olunan …’nun ve müvekkilinin kooperatifin münfesih acentesi ortakları ve bu acentenin kooperatife olan borçları sebebi ile hukuki takibe gidildiğini, borçlar tasfiye olana kadar hisse devrinin onaylanmayacağına karar verildiğinin bildirildiğini, davalı kooperatifin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline ait olan davalı kooperatif hisselerinin devrinin onaylanması ve tescilinin gerektiğini, bu nedenlerle müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinin/ortaklığının tespiti ile tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket sigorta kooperatifi olduğunu. ana sözleşmede kooperatif ortaklığına giriş ve çıkışın düzenlendiğini, ihbar olunan …’nun müvekkili şirketin 04.12.2015 ila 09.03.2020 tarihleri arasında … ortak numarası ile ortaklığı bulunduğunu, İhbar olunan … ve davacı …’in, sigortacılık işi ile iştigal eden … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketinin 2011 yılından itibaren ortağı olduğunu, iş bu şirket unvanın tadili ile … … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi ünvanını aldığını, İhbar olunan … ve davacı …’in ortağı bulunduğu … … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi’nin bir süre müvekkili şirketin acentesi olarak faaliyet gösterdiğini, bu acenteliklerinin, tahsil etmiş oldukları poliçe bedellerini müvekkili şirkete ödememeleri sebebiyle acentelik sözleşmesinin fesih edildiğini, alacağın tahsili için şirket tüzel kişiliği ile ihbar olunan ve davacı hakkında İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, alacağın bir kısmının 31.10.2019 tarihli protokol gereğince tahsil edilmesi sebebiyle davacı ile dilekçesinde bahsi geçen feragat protokolü yapıldığını, ancak alacağın tamamının tahsil olmadığı için kalan bakiye yönünden İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını davanın devam ettiğini, ihbar olunan …’nun yine ortağı olduğu … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi de aynı dönemlerde müvekkili şirketin acenteliğini yapmış olup poliçe bedellerini ödemediği için şirket tüzel kişiliği ile … ve … hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borca itiraz nedeniyle İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin …-Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açılmış olup davanın derdest olduğunu, ayrıca ihbar olunan ve davacının ortağı bulunduğu … … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi ile … Sigorta Aracılık Hizmetleri Limited Şirketi yetkilileri hakkında emniyeti suiistimalden şikayetçi olunduğunu, ve haklarında İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile ceza davası açılmış olup davanın derdest olduğunu, ihbar olunan ve davacının birlikte hareket etmekte olup müvekkili şirketi zarara soktuklarını, müvekkili şirketin alacağına ulaşmaması için ihbar olunan ile davacı arasında gerçek olmayan bir ortaklık devir sözleşmesi yapıldığını, tam da bu gerekçelerle 04.11.2019 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının hisse devri talebinin haklı olarak reddedildiğini, bu nedenlerle davacı … ve ihbar olunan …’nun birlikte hareket etmek suretiyle müvekkilim şirketi zarara soktuğu alacağının tahsilini önlemeye yönelik olarak iş bu hisse devrini muvazaalı olarak yapmış olması sebebiyle üyelik koşullarını taşımadığının açık olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Sigorta Kooperatifi Hisse Devir Sözleşmesi, ödeme dekontları, hisse devir tescil başvurusu, …’nun Ortaklık senedi, ortaklıktan çıktığına ilişkin yönetim kurulu kararı, 31.10.2019 tarihli protokol, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLERİNDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava kooperatif üyeliğinin tespiti davasıdır.
2-Davacı vekili dava dilekçesi ile dava dışı … ‘ya ait kooperatif hisselerinin devralındığını, talebe rağmen davalı kooperatif tarafından tescil işlemi yapılmadığını ileri sürerek kooperatif üyeliğinin tespitini talep etmiştir.
3-Davalı taraf cevap dilekçesine davacının dava dışı … … ile ortak hareket ederek davalı kooperatifin zararına neden olduğunu, taraflar arasındaki devrin muvazaalı olduğunu, dava dışı … …’nun kooperatif ortaklığından çıkarıldığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık dava dışı … …’nun ortağı ve yöneticisi olduğu acentenin kooperatif ve şahsi borçları ile sürmekte olan ceza davasının kendisine ait kooperetif üyelik ve hisselerinin davacıya devrine engel olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
5-Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. Maddesi uyarınca: “Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.”
Hükmü yer almaktadır.
Kanun koyucu kooperatif yönetim veya denetim kuruluna üyeliğe kabulde ortaklık niteliklerinin sağlanması dışınca başkaca bir takdir hakkı tanımamıştır. Bu nedenle kooperatif ana sözleşmesi ile belirlenecek ortaklık şartlarını taşıyan herkesin üyeliğe kabulü zorunludur. Nitekim davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 17/2. Maddesinde de kanuni düzenlemeyle uyumlu olarak;
“Ortaklık, yazılı olarak yönetim kuruluna bildirilmek suretiyle 10’uncu maddedeki ortaklık şartlarını taşıyan kişilere devredilebilir.
Yönetim kurulu, bu şekilde ortaklığı devralan kişiye ortaklığa kabulden kaçınamaz.
Devir halinde eski ortağın kooperatife karşı olan tüm hak ve yükümlülükleri yeni ortağa geçer, kooperatifçe, bu devir sebebiyle taraflardan ayrıca bir ödemede bulunmaları istenemez.” düzenlemesi yer almıştır.
6-Kooperatif üyeliği şartları ana sözleşmenin 10. Maddesinde düzenlenmiş olup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup medeni hak ve yetkileri kullanma ehliyetine sahip, kooperatifin faaliyet gösterdiği sigorta branşlarından en az birinde sigorta işlemlerini davalı kooperatife yaptırmayı taahhüt etmek veya yaptırmak üyelik şartları olarak sayılmıştır.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden davacı ile davalı arasındaki devrin davalı kooperatife bildirildiği, davacının kooperatife hitaben sunduğu dilekçe ile hak ve yükümlülükleri yerine getirmek istediği yönünde beyanda bulunduğu, davacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğu, hak ve yetkilerini kullanma ehliyetine ilişkin bir eksiklik bulunmadığı hususları birlikte gözetildiğinde davacının kooperatif üyelik şartlarını taşıdığı anlaşılmıştır.
7-Davalı tarafça dava dışı kooperatif üyesi … … hakkında kooperatiften halen İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı yargılamanın sürdüğü, davalının … … ile birlikte hareket ederek davalı … zarara uğrattığı, davalı kooperatife yüksek miktarda prim borcu bulunan şirkette ortaklığının bulunduğu ileri sürülmüş, belirtilen nedenlerle üyeliğe kabul edilmeme kararının hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
8-Gerek Kooperatifler Kanunu gerekse davalı kooperatif ana sözleşmesinin üyelik şartları, üyeliğin devri ve üyelikten çıkarma şartlarının incelenmesi neticesinde davacının dava dışı şirketlerde ortaklığının bulunması, davalı kooperatife borç oluşturan işlemlerde dahiliyetinin bulunmasının üyeliğe engel şart olarak düzenlenmediği anlaşılmıştır.
9-Her ne kadar dava dışı … … hakkında süren ceza davası sonucunda mahkumiyet kararı alınması halinde üyelikten çıkarılması konusunda kooperatifin hak ve yetkisi oluşmakla birlikte kooperatif üyeliğinden çıkarılmanın üyenin şahsından doğan bir kısım çıkarma nedeninin sahip olunan üyeliğe ve hisselerin devrine engel olamayacağının kabulü gerekir. Davalı kooperatif tarafından dava dışı … …’nun 09/03/2020 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten çıkarıldığı ileri sürülmüş ise de davacının kooperatif hisse devri ve üyeliğe kabul için başvurusunun üyelikten çıkarma tarihinden önce olduğu, davacının bu durumda dava dışı … … hakkında verilen üyelikten çıkarma kararının davalının üyeliğe kabulüne engel olarak gösterilemeyeceği açıktır.
10-Davalının kooperatifin … … ve ortağı-yöneticisi olduğu şirketlerden olan alacakları da üyeliğe engel olarak gösterilmekte ise de gerek kooperatif ana sözleşmesi gerekse genel hükümlere göre davacıya kooperatif üyeliğinin devrinin davalı kooperatifin hak ve borçlarının tahsil edilmesine engel olmayacağı, aksine devreden üye ile birlikte devralan üyenin de devredenin borçlarından sorumluluğunun devam edeceği gözetildiğinde davalı kooperatifin alacaklarını tahsil edememiş olmasının da üyeliğin devrine engel teşkil etmeyeceği değerlendirilmiştir.
11-Yargılama sırasında davalı vekili tarafından dava dışı …’nun devir sözleşmesinde yer alan hisse kadar kooperatif hissesi bulunmadığı ileri sürülmüş ise de cevap dilekçesinde ve davacıya dava öncesi bildirilen üyelik talebinin reddine ilişkin kooperatif cevabında bu hususa değinilmediği, bir an için gerçekten de …’nun devrettiği pay adetince hissesinin bulunmadığı kabul edilse dahi bunun kooperatif üyeliğine kabule engel olmadığı, devredenin kayıtlı payı miktarınca davacının ortaklığa kabulünün gerektiği, taraflar arasında hisse adetine ilişkin bir uyuşmazlık çıkması halinde bunun başka bir yargılamanın konusu olabileceği değerlendirildiğinden davalı vekilinin bu yöndeki itirazları davacının kooperatif üyeliğine kabulüne engel görülmemiştir.
12-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere her ne kadar davalı kooperatif tarafından dava dışı üye ve hisse sahibi … …’nun kooperatife olan borçları, kooperatife karşı eylemleri ve davalının da bu eylemlere iştirakinin olduğu ileri sürülmüş ise Kooperatifler Kanunu ve kooperatif ana sözleşmesine göre davacının üyeliğini engelleyen bir düzenleme bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davacının davalı … Kooperatifi üyesi olduğunun tespitine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, bakiye harç terkin sınırları içinde kaldığından alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 271,90-TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/07/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”