Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/482 E. 2021/568 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/482 Esas
KARAR NO : 2021/568

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davacı yanın nakliye işleri ile iştigal etmekte olduğunu ve tacir olduğunu, davacı yanın , davalı şirket adına İstanbul-İzmir arası yaptığı nakliye işi nedeni ile 04.01.2019 tarih … numralı 1.100,00.-TL bedelli ve 11.01.2019 tarih … numaralı 1.800,00.-TL bedelli iki adet fatura düzenlemiş olduğunu, faturalı davacı şirkete göndermiş olduğunu, şirketin bu faturaları ticari defter ve belgelerine kaydettiğini ve içeriğine 8 gün içerisinde itiraz etmediğini, iş bu faturalara dayalı olarak davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalı borçlunun takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki vaki itirazın iptali ile takibin devamına, haksız ve köyüniyetli olarak itiraz edilmiş olması nedeniyle davalı şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı, cevap dilekçesinde özetle; davacı ve … araçları ile davalı şirkete değişik araç ve şöförler ile mal getirdiğini, davacı yanın toplam 6.431,00.-TL alacağı olduğunu ve davacı yana ve şöförlerine bankadan havale ve değişik tarihlerde elden ödeyerek topla 6.320,00-TL toplam ödeme yapıldığını, davacı yana 111,00.-TL borçlarının olduğunu, davalı yana gelen tüm kamyoncuların ve nakliye bedellerinin 1994 yılından bu yana aynı gün veya birkaç gün içersinde şöförlerine veya kendilerine elden ödeme varsa banka hesap numaralarına havale yaparak ödeme yaptıklarını, davacı ile aralarında geçen münakaşadan dolayı davacının açık kesilen faturalı fırsat bilip hayali bir alacak talep ettiğini, davalının beyanlarının dikkate alınarak mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLER:
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…1) Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının-beratlarının, 2019 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış onayının yaptırılmış olduğu, 2020 yılı ticari defterlerinin vergi incelemesinde olduğu gerekçesi ile ibraz edilmediği, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2)Davalı şirketin Ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 222.maddesi 3. fıkrasının hukuki yorumunun Sayın Mahkemenize ait olduğu,
3)Davacı tarafından davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu yapılan faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yanca cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme tablosunda iş bu faturaların kayıtlı olması nedeni ile takip ve dava konusu yapılan faturaların davalı şirketin kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından iddia edilen yapılan ödemelere ait makbuz, dekont vb. gibi tevsik edici belge sunulmaması nedeni ile ; davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispat edilmedikçe, takip ve dava tarihi itibari ile davacı yanın davalıdan 3.422,00.-TL takip ve dava konusu yapılan faturalardan dolayı alacaklı olduğu,
4)İşlemiş faiz talebinin değerlendirilmesi; Davacının davalıdan 40,77.-TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair noter ihtarnamesi ya da sözleşme benzeri tevsik edici bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı tespit edilmiş olup, işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı hakkındaki hukuki yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu, …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının davaya konu icra takibine dayanak yapılan 2 adet fatura nedeniyle davalı şirketten alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davalı şirket tarafından sunulan cevap dilekçesinde davacının ticari ilişkiden dolayı oluşan 6.431,00TL alacağının 6.320,00TL’sinin ödendiğini, yalnızca 111,00TL borçlu bulunduklarını beyan etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ekinde 1 adet ödeme bordrosu sunmuş ise de ödemeleri ispat edici başkaca bir delil göstermediği görülmüştür.
4-Davacı tarafça takipte ve davada faturalara, ticari defterlere ve bilirkişi incelemesi delillerine dayanılmıştır.
5-Mahkememizin 19/01/2021 tarihli celsesinin 3 nolu ara kararı ile her iki tarafa ticari defter ve belgelerin ibrazı hususunda süre verilmiş, duruşma zaptı ihtarlı davetiye ile davalı şirketin bilinen adresine tebliğe çıkartılmış, tebligat 04/02/2021 tarihlinde usulüne uygun olarak davalı şirkete tebliğ edilmiştir. Davacı taraf süresi içerisinde defterler hakkında yerinde inceleme talep ederken, davalı tarafça defter ve kayıtların ibraz edilmediği görülmüştür.
6-Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının SMMM Bilirkişi aracılığı ile yapılan ticari defter incelemesi neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda …1)Davacı şirketin 2019 yılına ait Ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının-beratlarının, 2019 yılına ait yevmiye defterlerinin kapanış onayının yaptırılmış olduğu, 2020 yılı ticari defterlerinin vergi incelemesinde olduğu gerekçesi ile ibraz edilmediği, Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin 2019 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2)Davalı şirketin Ticari defterlerini ibraz etmediği, HMK’nun 222.maddesi 3. fıkrasının hukuki yorumunun Sayın Mahkemenize ait olduğu,
3)Davacı tarafından davalı adına düzenlenen takip ve dava konusu yapılan faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yanca cevap dilekçesi ekinde sunulan ödeme tablosunda iş bu faturaların kayıtlı olması nedeni ile takip ve dava konusu yapılan faturaların davalı şirketin kabulünde olduğu, davalı şirket tarafından iddia edilen yapılan ödemelere ait makbuz, dekont vb. gibi tevsik edici belge sunulmaması nedeni ile ; davacı yanın incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispat edilmedikçe, takip ve dava tarihi itibari ile davacı yanın davalıdan 3.422,00.-TL takip ve dava konusu yapılan faturalardan dolayı alacaklı olduğu,
4)İşlemiş faiz talebinin değerlendirilmesi; Davacının davalıdan 40,77.-TL işlemiş faiz talep ettiği, ancak davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair noter ihtarnamesi ya da sözleşme benzeri tevsik edici bir belgenin dava dosyasına sunulmadığı tespit edilmiş olup, işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı hakkındaki hukuki yorumun Sayın Mahkemenize ait olduğu, …” şeklinde kanaat bildirildiği görülmüştür.
6-Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde yer almaktadır.
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
7-Somut olayda davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 04.01.2019 tarih … numralı 1.298,00-TL bedelli ve 11.01.2019 tarih … numaralı 2.124,00.-TL bedelli iki adet fatura nedeniyle toplam 3.422,00TL alacaklı göründüğü, davalı tarafın ise usulüne uygun davetiye ve ihtara rağmen ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği görülmüştür. Bu durumda davacının ticari defter ve kayıtlarında yer alan alacak kaydının davacı lehine delil teşkil edebileceği değerlendirilmiştir.
8-Davalı tarafça her ne kadar davacının alacağının 111,00TL ikrar edilen borç dışında ödendiği ileri sürülmüş ise de bu hususta geçerli bir ispat aracı gösterilmediği, cevap dilekçesi ekinde gösterilen tablonun ödemeyi kanıtlar nitelikte olmadığı gözetilerek davalının ödeme iddiasını ispat edemediği değerlendirilmiştir.
9-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacının ticari defter ve kayıtlarının takibe konu alacağın varlığını doğruladığı, davalı şirketin ticari defterlerinin usulüne uygun ihtarlı davetiyeye rağmen ibraz edilmediği, bu nedenle davacının ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edildiği, bu haliyle fatura içeriği mal veya hizmetin davalıya verilmiş olduğu kabul edilerek, tüm bu delillerin birlikte değerlendirilmesinden dava konusu 2 adet fatura nedeniyle davacının davalıdan alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı taraf takipte işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de takip öncesinde davalının temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir delil sunulmadığından işlemiş faiz alacağı yönünden ret kararı verilmiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. maddesinde “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur.” düzenlemesi mevcuttur. Her ne kadar dava sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de aktarılan düzenleme doğrultusunda yapılan incelemede dosyaya sunulan 05/12/2019 tarihli arabuluculuk son tutanağına göre davalı şirketin arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşıldığından davalılar yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuştur.
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 14/01/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.,
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının asıl alacak yönünden kaldırılarak takibin 3.422,00TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlasına dair istemlerin reddine,
2-Alacağın likit olduğu değerlendirilmekle kabul edilen tutar üzerinden takdir edilen %20 oranında hesaplanan 684,40TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 233,75-TL harçtan peşin olarak alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 179,35-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 3.422,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL. harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen başvuru harcı, bilirkişi ücreti ve posta ücreti toplamı 615,90-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, dava değerinin 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesinde gösterilen İstinaf kanun yolu başvuru sınırının altında kalması nedeniyle kesin nitelikte olduğu ve kanun yoluna başvurulamayacağı açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır