Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/474 E. 2022/302 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/474
KARAR NO : 2022/302

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/08/2020
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; 01.01.2020 tarih ve saat 15.20 sıralarında malikinin … olduğu ve sürücüsünün davalı …’ olan … plaka sayılı araç ile sürücüsü davacı … olan … plakalı aracına şeridine girerek kafa kafaya çarpışmaları sonucu yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada davalı sürücünün şerit ihlali yapmak süreti ile asli ve tam kusur izafesi kaza raporunda verildiğini, kazada davacı yolcular … ve …’nın yaralandığını, aracın ağır hasarlandığını, … plaka sayılı araç davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracı olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere davacı … için miktarın kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere davacı geçirdiği kaza sonucu uğradığı geçici iş göremezlik sebebi ile şimdilik 50 TL geçici iş göremezlik tazminat tutarı bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini, davacının kaza sonrası uğradığı daimi iş göremezlik sebebiyle şimdilik 50 TL daimi iş göremezlik tazminat tutarının bütün davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesi, Davacı …’nın omuz köprücük kemiğinin kırılmasından dolayı ömür boyu malul kalması gerektirdiği üzüntü araç sürücüsünün kusurunun ağırlığı ve davacı hayatının geri kalanında yaşamaya devam edeceği sıkıntıların hafifletilmesi amacıyla 25.000,00-TL manevi tazminat tutarının davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini, Davacı … için kaza sonucu yaralanmasına sebep olduğu acılar sebebiyle 10.000,00-TL manevi tazminat bedelinin davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesini, hüküm altına alınacak tüm alacak kalemlerine haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 01/01/2020 tarihinden itibaren … plakalı aracın ticari vasıfta bir araç olması ve … Sigorta A.Ş. sebebi ile avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, değer arttırım dilekçesi ile; 01.02.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacı yaşı küçük …’nın İstanbul ATK’nın raporuna göre 1 hafta başkasının yardımına muhtaç olduğu dönem olduğu tespit edilmiştir. Aktüerya hukukunda ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği geçici dönem bakıcı gideri brüt asgari ücret rakamı üzerinden hesaplanması gerektiği yerleşik içtihatlaşmış bir uygulamadır. Kaza tarihi olan 01.01.2020 tarihinde brüt asgari ücretin 2.943,00-TL olduğunu, 2.943,00TL / 30 = 98,10TL (bir günlük brüt asgari ücret tutarıdır. 98,10 * 7 gün = 686,70TL olduğunu, geçici dönem bakıcı giderini 50,00TL bedelden 686,70TL bedele arttırdıklarını, dava değeri arttırım dilekçesi dışında dava dilekçesinin sonuç kısmında yer alan tüm asıl alacak taleplerini ve faiz başlangıcı konusunda dava dilekçesinin sonuç kısmında yer alan talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili, cevap dilekçesi ile; başvurunun dava şartı eksikliği nedeniyle reddine, dosyada kusur ve maluliyet tespiti yapılmasına, geçici iş göremezlik ve tedavi gideri tazminatı talebinin ZMMS poliçesi teminatı kapsamında olmadığından reddine, tazminat sorumluluklarının doğması durumunda hesaplamaların hazine müsteşarlığına kayıtlı uzman bilirkişilerce, TRH 2010 mortalite tablosu esas alınarak yapılmasına, müterafik kusur araştırması yapılmasına, taraflarına faize hükmedilmemesine, aleyhlerine yargılama ücreti ve vekalet ücretine hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesi ile; her ne kadar 01.01.2020 tarihli kaza tespit tutanağında müvekkili sürücü …’ya asli ve tam kusur verilmişse de kollukça hazırlanan bu kaza tespit tutanağının kesin delil oluşturmadığını, bilirkişi incelemesi yapılarak kusur ve hasarın tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili sürücünün, kaza sonrası davacı …’nın hastane masraflarını karşıladığını, iyileşmesinde gerekli olacak malzemeler için maddi destekte bulunduğunu, davacının maddi tazminat talebiyle ilgili ispat yükünün altında olduğunu, talep edilen geçici dönem bakıcı giderlerinin davacı tarafından somut delillerle ispat edilmesi gerektiğini, Davacı … 2011 doğumlu olup, gelir getiren bir işte çalışmamakta ve bu nedenle mahrum kaldığı herhangi bir kazancı bulunmadığını, Geçici iş göremezlik zararı doğmayacağından, davacı tarafça talep edilen geçici iş göremezlik tazminatının yerinde olmadığını, somut olayda davacının kaza tarihinde 15 yaşında olup hükme esas alınan raporuna göre davacı küçüğün sürekli maluliyet oranı tayinine mahal olmadığını, iyileşme süresinin 24 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiğini, hesap bilirkişisi tarafından küçük için kaza tarihinden itibaren 24 ay esas alınarak davacı küçük bakımından 5.409,58-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedildiğini, küçüğün kaza tarihinde henüz 15 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilmediği gibi bu yönde de bir talebinin bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, cevap dilekçesi ile; dava şartı eksikliği sebebiyle müvekkili Belediye yönünden davanın reddine, dosyada kusur ve maluliyet tespiti yapılmasında dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini, “Geçici İş Görmezlik Tazminatı” ve ” Geçici Dönem Bakıcı Gideri Tazminat” taleplerinin SGK’ ya yöneltilmesi gerektiğinden bu taleplerin tamamının reddine, tazminat sorumluluğunun doğması durumunda hesaplamanın TRH 2010 mortalite tablosuna göre yapılmasına, manevi tazminat ve avans faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Hastane tedavi evrakları, SGK kayıtları, hasar dosyası, maluliyet raporu, kusur raporu, aktüer raporu, delil olarak değerlendirilmiştir.
Tarafların kusur durumlarının tespiti için yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapora göre; “…Davalı sigorta poliçeli araç sürücüsü … 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a-b maddelerini ihlal ettiğinden dolayı kazanın oluşumuna tamamen hatası ile etken olduğu, Davacı sürücü … kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hatası ve kural ihlali görülmediği, Davacı yolcular … ve …’nın kazanın oluşumunda atfedilecek her hangi bir hataları ve kural ihlalleri görülmediği….” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davacının maluliyet oranının tespiti için Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dali Başkanlığından alınan raporun sonuç kısmına göre; “…çocuğun engel oranı %0 olduğu mütalaasına varılmıştır.
Klavikula (köprücük kemiği) kırığına bağlı tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (bir buçuk) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varılmıştır.
Değerlendirmeye esas yönetmelik uyarınca şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı, geçici olarak bakıcıya muhtaç olunan süre ile ilgili olarak yönetmelikte bir değerlendirme olmamakla birlikte olaya bağlı sağ klavikula (köprücük kemiği) kırığı nedeniyle yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 (bir) hafta olarak kabulünün uygun olacağı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacılar vekili dava dilekçesinde davacıların içerisinde bulunduğu … plaka sayılı araca davalı …’nin maliki, davalı …’nun sürücüsü ve diğer davalının KZMSS sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarptığını, kazada davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, çarpması sonrası davacı küçük …’nın omzunun kırıldığı, bu nedenle geçici ve sürekli iş gücü kaybının meydana geldiği, davacı …’nın ise kaza sonrası sürekli maluliyeti bulunmamakla birlikte ruhsal sıkıntılar yaşadığı ileri sürülerek manevi tazminat talebinde bulunulmuştur.
2-Davalı sigorta şirketi vekili tarafından cevap dilekçesinde sigorta şirketine başvuru şartının yerine getirilmediği, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı ücretinin poliçe kapsamında olmadığı, müterafik kusur araştırması yapılması gerektiği ve bir kısım hususlar ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde kazanın oluşumunda davalının kusur oranının kabul edilmediğini, davalı tarafça …’nın hastane masraflarının karşılandığını, davacı küçüğün gelir getirici bir işte çalışmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararı oluşmayacağı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştiri.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde davacıların dava açılışı öncesi sigorta şirketine başvuruda bulunmadığını, özel dava şartı yerine getirilmediğinden davanın reddi gerektiğini, davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, kusur tespitinin ATK tarafından yerine getirilmesi gerektiği, müterafik kusur araştırması yapılması gerektiği, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin SGK’ya yöneltilmesi gerektiği, …’nın geçici ve sürekli iş göremezlik zararı bulunmadığı, … yönünden ise küçüğün geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği, küçüğün çocuk oto koltuğunda seyahat etmesi halinde yaralanmayacağını, aracın ticari araç olmadığını, manevi tazminatı gerektirir bir yaralanma bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
Mahkememizce öncelikle dava şartı sigortaya yazılı başvuruda bulunulup bulunulmadığı hususunda inceleme yapılmış, dava dilekçesi ekinde yer alan kargo teslim tutanakları ve gönderi hareket kayıtlarından davalı sigorta şirketine dava öncesi 10/04/2020 tarihinde yazılı başvuru gerçekleştirildiği anlaşıldığından bu yöndeki davalı itirazlarına itibar edilememiş, uyuşmazlığın esası yönünden inceleme yapılmıştır.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
90. Maddesinde, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun… öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun… düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Mahkememizce davacının zararı olup olmadığı ve varsa miktarı ile davalının sorumluluğunun sınırının tespiti için öncelikle kusur incelemesi yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 26/03/2021 tarihli adli trafik bilirkişi raporunda dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı araç sürücüsü …’nun kazanın gerçekleşmesinde kural ihlali yaparak etken olduğu, davacı araç sürücüsünün ise kaza oluşumunda bir kural hatasının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan incelemede kaza sonrası çekilen olay yeri fotoğraflarında çarpışmanın davacı tarafın yolcu olarak bulunduğu şeritte gerçekleştiğinin net bir şekilde görüldüğü, davalının sevk ve idaresindeki aracın da karşı şeride geçmiş olduğu, bu itibarla davalı araç sürücüsü …’nun viraj dönüşünde gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle kaza oluşumuna sebebiyet verdiği değerlendirildiğinden asli ve %100 oranında kusurlu kabul edilmiştir.
9-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Kusur durumlarının tespiti sonrasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı öğretim üyelerinden oluşan sağlık kurulundan maluliyet raporu alınmış, dosyaya sunulan … tarihli maluliyet raporuna göre davacı küçük …’nın kaza nedeniyle sürekli iş gücü kaybı oluşmadığı, köprücük kemiği kırığına bağlı olarak iyileşme süresinin 1,5 ay olduğu ve 1 hafta bakım ihtiyacı duyacağı yönünde rapor sunulduğu görülmüştür.
Tarafların itirazları üzerine dosya maluliyet raporu düzenlenmesi için Adli Tıp Kurmu 2.Adli Tıp İhtisas Dairesi’ne tevdi edilmişi düzenlenen … tarihli maluliyet raporuna göre davacı …’nın sürekli maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş göremezlik süresinin 1,5 ay olduğu ve bakıcı ihtiyacı bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
10-Taraflarca düzenlenen maluliyet raporlarına karşı itirazlarda bulunulmuş ise de hem Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından hem de Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporların dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, davacı küçüğün omuz kırığı nedeniyle tariflenen ağrıları bulunduğu ileri sürülmekte ise de hareket kısıtlılığı yaratmayan kırıklar nedeniyle maluliyet tayinine yer olmamasının hukuka uygun olduğu, kaza nedeniyle kaza sonrası yaşanan bir kısım ağrı, güç kayı ve biçim değişikliğinin tek başına iş gücü kaybına yol açmayacağı, her iki maluliyet raporunun birbiriyle uyumlu olduğu gözetilerek davacının sürekli iş gücü kaybının bulunmadığı, geçici iş gücü kaybı süresinin ise 1,5 ay olduğu kabul edilmiştir.
Adli Tıp 2.İhtisas Kurulu raporunda davacı küçüğün bakıcı ihtiyacı bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de kaza tarihinde 9 yaşında olduğu anlaşılan küçüğün omuz kırığı sonucu kişisel ihtiyaçlarını tek başına karşılayabilmesinin olağan hayat akışına uygun olmadığı, yaş ve fiziki güç itibariyle küçüğün bir büyüğün yardımı ile günlük hayatını devam ettirebileceği gözetilerek bu hususta Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp A.B.D.B. Raporunda gösterilen 1 haftalık bakıcı ihtiyacı süresi hükme esas alınmıştır.
11-Yargılama neticesinde davacı küçük …’nın 1,5 aylık geçici iş göremezlik süresi ile 1 haftalık bakıcı süresi ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiş, sürelerin ve asgari ücret bilgisinin herkesçe bilinebilecek nitelikte olduğu gözetilerek teknik bilgi gerektirmeyen hesaplama için ayrıca bilirkişi görevlendirmesi yapılmamış, mahkememizce davacının değer artırımı sonrası resen değerlendirme yapılmıştır.
12-Davacı tarafça 1,5 aylık geçici iş göremezlik süresi için 3.155,85-TL maddi tazminat talep edilmiştir.
Davacı küçük … kaza tarihinde henüz 9 yaşında olup gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilmediği, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancı olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim Yargıtay 17. HD’nin emsal nitelikteki 17.06.2019 tarih ve 2016/17823 E.-2019/7660 K., 28.06.2018 tarih ve 2017/3713 E.-2018/6498 K., 08.03.2018 tarih ve 2015/8255 E.-2018/1671 K. sayılı kararları da bu yöndedir.
Diğer taraftan Yargıtay 17. HD yerleşik içtihatlarında trafik kazası sonucu beden gücü eksilen çocuk günlük yaşamını sürdürürken, okula giderken, geleceğini hazırlarken, yaşıtlarına oranla sakatlığı nedeniyle daha fazla güç (efor) harcayacağını belirterek güç (efor) kaybı tazminatı verilmesini kabul etmektedir. (Bkz. Yargıtay 17. HD’nin 09.12.2015 tarih ve 2014/1724 E. sy. 2015/13653 karar sayılı ilamında olduğu gibi) Efor tazminatı sürekli maluliyetin varlığı halinde gözönüne alınması gereken bir husustur. Ne var ki, somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde güç (efor) kaybı tazminatı talep etmemiş, geçici iş göremezlik (işgücü kaybı) tazminatı talep etmiştir. HMK’nın 26. maddesi gereği hakim taleple bağlı olup talepten başka bir şeye karar veremez. Kaldı ki efor tazminatı da sürekli maluliyetin varlığı halinde gözönüne alınması gereken bir husus olup davacının kaza nedeniyle sürekli maluliyeti de bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davacı küçüğün geçici iş gücü kaybına yönelik maddi tazminat talebi reddedilmiştir.
13-Davacı tarafça 1 haftalık bakıcı gideri için 686,70-TL tazminat talebinde bulunulmuştur.
Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin ve Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları uyarınca bakıcı ihtiyacının aile içi yardımlaşma ile karşılanması halinde hesaplanan tazminat üzerinden belirli bir miktar indirim uygulanması gerekmektedir.
Somut olayda yaralanmanın niteliği, davacının yaşı ve olağan zaman içerisinde de bir büyük gözetiminde yaşantısını sürdürebileceği hususları dikkate alınarak takdiren %50 oranında indirim uygulanmak suretiyle davanın 343,35-TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Takdiri indirimle reddedilen kısım yönünden davalılar lehine karşı vekalet ücretine hükmedilmemiştir.
Davalılar tarafından müterafik kusur savunmasında bulunulmuş ise de bakıcı gideri tazminatı üzerinden %50 oranında aile içi bakım nedeniyle indirim uygulandığı gözetilerek ayrıca müterafik kusur indirimi uygulanamayacağı değerlendirildiğinden yeniden indirim uygulanmamıştır.
14-Davalılarca ileri sürülen bir diğer husus ise davalı …’nun dava öncesi davacılara gönderdiği ileri sürülen tedavi masraflarına ilişkindir.
Davalının davacı … hesabına bir kısım para ödemeleri göndermiş olduğu sunulan dekont ve makbuzlarla sabit ise de bu ödemelerin maddi tazminat veya manevi tazminat alacağının ifasına yönelik olarak gerçekleştirildiğine dair bir kayıt bulunmadığı dikkate alınarak ödenen paraların tazminat hesaplamalarından mahsubu yapılmamıştır.
15-Manevi tazminat talebi yönünden ise, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Mahkememizce kazanın oluş şekli, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın gerçekleşmesindeki kusur durumları, davacıların her birinin yaşları, maluliyetinin boyutu ve maluliyetin günlük hayatını etkileme derecesi, paranın alım gücü hususları ile birlikte değerlendirildiğinde davacı küçük yönünden 2.500,00-TL manevi tazminatın uygun olacağı, davacı … yönünden ise her ne kadar kaza sonucu davacının sürekli veya geçici iş gücü kaybı oluşmamış ise de kaza nedeniyle yaşanan basit tıbbi müdahale ile giderilebilir yaralanma ve kaza nedeniyle oluşan üzüntü ve stres gibi etkiler dikkate alınarak takdiren 1.000,00-TL manevi tazminat verilmesi uygun bulunmuştur.
16-Davalıların hükmedilen tazminatlar yönünden temerrüt tarihleri malik ve sürücü yönünden kaza tarihinden itibaren başlamakta, davalı sigorta şirketi yönünden ise 19/02/2020 tarihli başvuruyu izleyen 8. İş günü sonrası ilk günden itibaren temerrüt oluşmaktadır. Faiz türü yönünden avans faizi talep edilmiş ise de zarar veren aracın ticari nitelikte olmadığı, davalı belediye adına kayıtlı yangın idaresine bağlı çalışan bir araç olduğu gözetilerek yasal faize hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı …’nın maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 343,35-TL bakıcı giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi 01/01/2020, davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 03/03/2020 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair taleplerin REDDİNE,
2-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 2.500,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına haksız fiil tarihi 01/01/2020’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair taleplerin REDDİNE,
3-Davacı …’nın manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE, 1.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, tazminat miktarına haksız fiil tarihi 01/01/2020’den itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlasına dair taleplerin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 262,53-TL harçtan peşin olarak alınan 120,00-TL ile ıslah harcı olarak alınan 12,78-TL harcın mahsubu ile geri kalan 132,78-TL karar ve ilam harcının davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen maddi tazminat yönünden takdir edilen 343,35-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak işbu davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalılar lehine 3.155,85-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 2.500,00-TL. vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … yararına kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 1.000,00-TL. vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak iş bu davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … tarafından talep edilip reddedilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 2.500,00-TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınıp davalılar … ve …’ya verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … tarafından talep edilip reddedilen manevi tazminat yönünden takdir edilen 1.000,00-TL vekalet ücretinin işbu davacıdan alınıp davalılar … ve …’ya verilmesine,
11-Davacılar tarafından peşin harç olarak yatırılan 120,00-TL harç ile ıslah harcı 12,78-TL toplamı 132,78-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacılara verilmesin, davalı sigorta şirketinin harcın 80,70-TL’si ile sınırlı sorumlu olduğuna,
12-Davacı tarafça sarf edilen 54,40-TL. başvuru harcı, 244,00-TL posta ve tebligat ücreti, 450,00-TL bilirkişi ücreti, 485,00-TL Ege Üniversitesi rapor düzenleme ücreti ve 820,00-TL İstanbul ATK rapor düzenleme ücreti olarak sarf edilen toplam 2.053,40-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranına göre taktiren 923,12-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davalı … ve …’nun yalnızca 204,72-TL ile sınırlı olarak sorumlu olduğuna, fazlasına dair giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
13-Davalı … tarafından posta ve tebligat ücreti olarak sarf edilen 100,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 90,03-TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, fazlasına dair giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
14-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
15-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.360,00TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve ret oranında hesaplanan 54,62-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 1.305,38-TL’sinin davacılardan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”