Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/454 E. 2021/471 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156 Esas
KARAR NO : 2021/480

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 01/10/2019 tarihli sözleşme yapıldığını, buna ilişkin olarak 07/10/2019 tarihli … nolu 41.648,80 USD bedelli e fatura kesilerek davalı firmaya gönderildiğini, anılan anlaşma uyarınca teslim yerinin … teslimi olarak belirlendiğini sözleşemeye konu malların 07/10/2019 tarhli sevk ve taşıma irsaliyesin ile taşıyıcıya teslim edildiğini, alıcı davalı firma anılan mallarda hsar olduğundan bahisle anılan fatura tahtında ödemesi gereken fatura bedelinin 7.696,00 USD ‘lik kısmını ödemediğini, davalı şirket aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından icra takibi haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden İİK m 67/II uyarınca davalı şirket aleyhine alacağın%20 ‘sinden aşağı olamamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; Sözleşmede belirtilen hususların tamamına ve içerisindeki imzaya itiraz ettiğini, Davacı tarafından sözleşmenin aslının mahkeme dosyasına ibraz edilerek, bilirkişi marifetiyle imzanın müvekkil firmaya ait olup-olmadığının, imzanın fotokopi mi yoksa asıl mı(ıslak imzalı mı) olup-olmadığının tespitini talep ettiğini, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma gereği davacı firma tarafından müvekkil firmaya 26 ton susamın sorunsuz bir şekilde teslim edilmesi gerektiğini, teslim günü olan 08/10/2019 günü susamların müvekkil firmaya geldiğinde bunların 116 çuvalı yani 5.800 kg’ mın kullanılmayacak halde olduğunu, ıslak olduğunu tutanak ile kayıt altına alınarak söz konusu tutanağın davacı tarafa da iletildiğini, Müvekkil firmaya teslim edilen söz konusu 5.800 kg ürün hasarlı ve bozuk çıktığını, müvekkil firma tarafından gerekli tutanakların tutularak ve davacı tarafa gerekli bildirimler yapılarak bozuk olan ürünleri davacı tarafın beyanları doğrultusunda teslim aldığını, dava dilekçesine ve davacı tarafından dosyaya sunulan bütün bilgi ve belgelere süresi içerisinde itirazla davacının davasında haklı olmamasından dolayı işbu davanın reddi ile yetkili mahkemenin HMK m.6 gereği Bursa Mahkemelerinin yetkili olmasından dolayı ayrıca yetki yönüyle de reddine, İşbu davanın açılmasında müvekkilin sebebiyet vermemesinden dolayı yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın tarafların Susam alışverişi yaptığı ve bu kapsamda davacının davalıya mal gönderdiği ve buna karşılık olarak 41.648,80 USD ‘lik fatura düzenlediği ve bu faturanında davalı tarafından kabul edildiği, teslim edilen mallardan 116 çuval içerisinde yer alan 5800 kg ürünün hasarlı olduğu hususunda bir tartışma bulunmamakta olup taraflar arasındaki uyuşmazlık mahkememizin yetkisi, taraflar arasında yazılı bir sözleşme olup olmadığı davacı tarafından dosyaya sunulan sözleşmenin altında bulunan imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı taraflar arasındaki alım satım sözleşmesine konu malın teslim yerinin neresi olduğu hasarın miktarı ve hasardan kimin sorumlu olduğu hususlarında uyuşamadıkları görüldü.” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları ile dosya içerisine sunmuş oldukları e-mail ve whatsap yazışmaları incelendiğinde tarafların elektronik ortamda iletişime geçerek görüşme sağladıkları ve mal alım satım hususunda anlaştıkları davalı şirket yetkilisi …’nun 01/10/2019 tarihli sözleşmeyi imzalayarak bunun fotoğrafını elektronik ortamda davacı şirkete gönderdiği, ve ayrıca yine … tarafından sözleşmenin imzalanmış fotoğrafının … adresinden davacı çalışanı …’ın … adresine gönderildiği, söz konusu sözleşmedeki imza ile cevap dilekçesi ekinde sunulan davalı vekaletnamesindeki imza ve …’e hitaben yazılan talepteki imza ve yine taşıma irsaliyesi ile sevk irsaliyesindeki ve hasar tespit tutanağındaki imzalar ile karşılaştırıldığında elektronik ortamda gönderilen dava konusu edilen sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisi …’ya ait olduğu ve tarafların söz konusu 01/10/2019 tarihli sözleşmeye göre anlaştıkları ve buna göre edimini ifası için harekete geçtikleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davacının davalıya susam gönderdiği , teslim sırasında bir kısım ürünün hasarlı olduğu ve hasarlı ürünün miktarı hususunda taraflar arasında bir anlaşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmazlık satış sözleşmesine konu susamların taşıma sırasında uğradığı zarardan kimin sorumlu olduğu ve satış sözleşmesine konu ürünün teslim yerinin neresi olduğudur.
Dosya içerisinde yer alan e-mail, whatsap yazışmaları ve taraflarca sunulan diğer delil ve beyanlar dikkate alındığında 01/10/2019 tarihli sözleşmenin sözleşmenin taraflar arasında akdedildiği mahkememizce kabul edilmiştir. Söz konusu sözleşme içeriği incelendiğinde sözleşme konusu ürünlerin teslim yerinin satıcının …’deki deposu olduğu anlaşılmıştır.
Susamların nakliye sırasında hasar gördüğü 08/10/2019 tarihli hasar tespit tutanağında sabit olup davalı şirket yetkilisi … ile birlikte taşımayı yapan … ve şahitlerin katılımı ile imzalanan tutanaktan anlaşılmıştır. Bu sebeple hasarın ne zaman meydana geldiği diğer bir anlatımla satıcı tarafından malın satıcıya teslim edildiğinde (nakliyeciye verildiğinde) ayıplı olmadığı (ıslak olmadığı) anlaşıldığından ayrıca araştırılmamıştır.
Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmelere göre taraflar arasındaki sözleşme gereğince malın teslim yerinin satıcının … deposu olduğu ve nakliye sırasındaki hasarın davalıya ait olduğu taşıma sırasında meydana gelen hasarın taşıyıcı ile alıcı arasındaki bir husus olduğu bundan dolayı davacı satıcının sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenle asıl alacak miktarı açısından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf başlatmış olduğu icra takibinde asıl alacağa işlemiş faiz talebinde bulunulmuş ise de: icra takibinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair bir bilgi ve belge sunmamış olduğundan dolayı icra takibinde talep etmiş olduğu işlemiş faiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı taraf her ne kadar 01/10/2019 tarihli sözleşmedeki imzanın şirket temsilcisine ait olmadığını ileri sürmüş ise de ; verilen kesin süre içinde ihtara rağmen imza örneklerinin bulunduğu yeri bildirmemiştir. Ayrıca dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere davacı tarafta davalının imzalayarak fotoğrafını göndermiş olduğu 01/10/2019 tarihli sözleşmenin ıslak imzalı orjinal halinin davalıda olduğu, bunun davacıya hiçbir zaman ulaştırılmadığı hususu da dikkate alındığında davalının imza inkarı ile birlikte imza incelemesi talebinin TMK madde 2 gereğince hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirildiğinden imza incelemesi yapılmamıştır.
Yukarıda izah edilen nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile ;
Davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 7.696,00-USD asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak bir yıllık USD mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan değişken oranlarda faiz uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın %20 ‘si oranında hesaplanan 11.898,00- TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 3.241,86-TL harçtan peşin alınan 591,09-TL nin mahsubu ile 2.665,77-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 6.969,56 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 219,29-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 30,00-TL posta ve tebligat ücreti ile ilk dava açılış harcı olan 653,29-TL harç olmak üzere toplam 683,29-TL harcın kabul ve red oranına göre takdiren 680,14-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/06/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza