Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/439 E. 2023/507 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/439 Esas
KARAR NO : 2023/507
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı, Bornova … Noterliğinin 25.08.2016 tarih ve … yevmiye nolu kuruluş belgesiyle kurulan dava dışı … ve Vinç Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirkete, 05.05.2017 tarihinde şirket ortakları arasında imzalanan ’’İş Ortaklığı Sözleşmesi’’ ile dava dışı şirketin %33,3 lük payının sahibi olduğunu, Ticaret Sicil Gazetesinde 25.09.2017 tarihinde ilan edildiğini, ortaklık yapısının ARALIK 2019 tarihine kadar devam ettiğini, dava dışı şirketin hissedarı olduğu dönemde ticari açıdan oldukça başarılı olduğunu, fakat son dönemlerde şirket ortakları arasında başlayan uyuşmazlıklardan dolayı şirketin mevcut ortaklık yapısıyla varlığını sürdüremeyeceğinin görülmesi üzerine, şirket ortaklarıyla 06.02.2020 tarihinde ’’Ortaklıktan Ayrılık Mutabakatı’’ imzalayarak 31.12.2019 tarihi itibariyle yapılacak hesaplama kapsamında dava dışı şirketin ortaklık yapısından ayrılmasının kararlaştırıldığını, bu mutabakat uyarınca, paylarını davalılara eşit biçimde devredeceğini, davalıların bunun karşılığında mutabakatta belirlenen nakdi değerleri ve birtakım malları hisse devri karşılığında ödemeyi taahhüt ettiğini, ancak davalıların hisse devrine yönelik çağrılarını yanıtsız bıraktığını ve mütabakatta gösterilen süreler içersinde gerekli ödemeleride yapmadıklarını, davalılarla arasında uzun süren bir ortaklık olması nedeni ile konuyu sulh yoluyla çözmeyi denediğini, yapılan görüşmeler sonucu davalıların sözleşme hükümlerini yerine getireceklerini beyan ettiğini, ancak Nisan 2020 tarihinde ödemeden vazgeçtiklerini beyan ettiklerini, davalıların bu tutumu üzerine Torbalı … Noterliğinin 17.04.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile mutabakat şartlarının yerine getirilmesini ihtar ettiğini, ancak davalıların Kadıköy … Noterliğinin 27.04.2020 tarih ve … yevmiye sayılı cevap ihtarnamesi ile mutabakat gereği ödeme yapmaları gerektiğini zımnen kabul ederek ödememe gerekçelerini dava dışı şirkette müdür olarak görev yaptığı dönemdeki eylemleri sebebi ile şirketi zarara uğratmasını gerekçe göstererek hisseleri devralmaktan ve bunun karşılığı olan ödemeleri yapmaktan imtina ettiğini, davalıların, şirketin iyi yönetilmediği ve bu sebeple zarara uğradığı yönündeki iddialarının mutabakatla belirlenen nakdi değerleri ödememeye yönelik soyut ve gerçek dışı iddialar olduğunu, hisse devrilerinin tamamlanmasının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, bu bakımdan davalıların böyle bir gerekçe göstermelerinin genel ilkelere aykırı olduğunu, davalıların gerek ortaklığın sonlandırılması öncesinde gerekse sonrasında devam eden süreçte kötü niyetli davrandığını, taraflar arasında ayrılma koşullarının görüşüldüğü süreçte davalıların dava dışı şirkete benzer … Endüstiriyel Vinç Sistemleri San. Tic. A.Ş. ünvanıyla 03.01.2020 tarihinde yeni bir şirket kurduklarını, Dava dışı şirketin 02.09.2019 tarihinde alınan karar gereğince ortaklardan ikisinin müşterek imzası ile temsil edilmesine karar verildiğini, bu karar ardından devre dışı bırakıldığını, özellikle Aralık 2019 tarihinden itibaren davalıların çift imzası ile şirketin temsil edildiğini ve şirketin gayrıfaal duruma getirildiğini, bu sebeple dava dışı şirketin ticari değerinin kalmadığını, ayrılık süreci devam ederken, davalılardan …’in usülsüz olarak ortağı olduğu dava dışı şirkete 19.12.2019 tarihinde 119.890,00 TL ve 23.01.2020 tarihinde 75.000,00 TL borç açıklaması ile ödeme yaptığını, devamında İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, usüsüz ortak ve şirket arasındaki borç alışverişi nedeni ile ortağı olduğu dava dışı şirketten bağımsız işlettiği iş yerine haciz gönderildiğini, bu durumun borçlu şirketle ilgisi olmadığını amacın taciz ve alacak talebinden vaz geçirme çabası olduğunu, … ve Vinç Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. ve … Endüstiriyel Vinç Sistemleri San. Tic. A.Ş. nin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi tarafından incelenmesi ile davalılardan tahsil edilmesi gereken alacak rakamının tespit edilmiş olacağını, 6102 s. TTK’nın m.5/A düzenlemesi uyarınca arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak bu süreçte herhangi bir sonuç elde edilemediğini, alacağının tahsili için dava ikame etmesinin zorunlu olduğunu, açıklanan nedenlerle,fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında imzalı mutabakata dayanan alacağının şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının davalılardan temerrüt tarihi olan 17.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, dava şartı olan Arabuluculuk Başvurusu Anlaşamama evrak aslını Sayın Mahkemeye süresi içinde ibraz etmediğini, davacının, delillerini tebliğ etmediğini, bu sebeple bu delilere ilişkin beyan ve itirazlarını sunma hakkını saklı tuttuğunu, davacının ortaklığının halen devam ettiğini, davacı yan ile Ortaklıktan Ayrılma Mutabakatı yapılarak, davacı yana hisselerin ödeneceği ve davacı yanında hisselerini devredeceğinin kararlaştırıldığını, mutabakat kapsamında 10.179,00 TL ödeme yapıldığını, kalan ödemelerin mutabakat metninde yer alan piyasa alacaklarına göre yapılacağını ancak mevcut piyasa şartlarından dolayı piyasa alacaklarının aksaması, davacının sorumluluğunda olan imalat yönetimindeki eksik ve hatalı yönetimden kaynaklı olarak yaşanan teslimat gecikmeleri, ön görülmeyen ilave maliyetler, sözleşme iptalleri ve itibar kayıpları sebebi ile maddi yönden güçlük yaşanmasından dolayı yapılamadığını, davacıya gecikmelerin bildirildiğini, akabinde bir miktar nakit para ödemesi yapıldığını, yüklü miktarda maddi değere sahip dava dışı şirkete ait makine,araç ve yazılımın zilliyetinin davacıya bırakıldığını, ancak davacının hisse devri yönünde hiçbir eylem gerçekleştirmediğini, edimlerini kısmen yerine getirdiğini ancak davacı yanın kendi edimlerini ifa etmediğini, bu sebeple şirketin ortağı durumunda olduğunu, taraflar arasında imzalı mutabakatın 1. Maddesine göre gerçekleştirilecek ödemelerin belirlenen tarihlerde gerçekleşmemesi durumunda mutabakatın geçersiz olacağının ifade edildiğini, bu sebeple mevcut durumda mutabakatın geçersiz hale geldiğini, davacının bu aşamadan sonra şirket ortaklığındaki hissesini devretmeye yönelik talebinin kabulünün mümkün olmadığını, davacıya yapılacak ödemelerin yapılamamasının tamamiyle davacının usulsüz işlemlerinden kaynaklandığını bu hususta herhangi bir kusurunun olmadığını, davacı yanın şirket ortaklığındaki asıl amacının İş Ortaklığı Sözleşmesinin 6. Maddesinde yer aldığı üzere üretim, planlama,satın alma, lojistik sorumluluğuna bağlı imalat sorumluluğunu yürütme olduğunu, dava dışı şirketin, davacı yanın sorumluluğunda olan imalat yönetimindeki eksik ve hatalı yönetimden kaynaklı olarak yaşanan teslimat gecikmeleri, ön görülmeyen ilave maliyetler, sözleşme iptalleri ve itibar kayıpları sebebi ile maddi yönden güçlük yaşadığını, iş, itibar alacak ve müşteri kaybına uğradığını, davacının dava dışı şirkete uğrattığı zararın bilirkişi incelemesi ile net bir şekilde ortaya çıkacağını; tüm bu sebeplerle davalıların 266.101,15 TL ve 20.000 Euro zararının söz konusu olduğunu, davacının hisse devrini yapmadığı gibi, kabul anlamına gelmemekle birlikte hisse devir alacağının kabulü halinde dahi uğrattığı zararların mahsubu neticesinde alacağının kalmadığının kabulü gerektiğini, davalılarca kurulan dava dışı … Endüstriyel A.Ş. firması tarafından tarafların ortak olduğu … Ltd.Şti. ne ait hiçbir demirbaşının kullanılmadığını, devir işlemlerinin yapılmadığını, aksine tarafların ortak olduğu şirketin borçlarını ödemesi neticesinde alacaklı duruma geçtiğini, taraflar arasında imzalanan mutabakatın 4.maddesinde şirket ünvanının kullanılması yönünde de mutabakata varıldığını, bu mutabakat çerçevesinde davacının yeni kurulmuş şirket üzerinde hak iddia edemeyeceğini, davacının devre dışı bırakıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıya yönelik bir karar alınmadığını herhangi bir ortak ile müşterek imza yetkilisi olduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava, talep, suç duyurusu ve sair yasal hakları saklı kalmak kaydı ile, öncelikle usulü itirazlarının kabulü ve davanın usulden reddine, sonrasında cevaplarının kabulü ile davacı yanın açmış olduğu haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep etmişlerdir.
Bilirkişiden alınan 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “Dava dosyası içindeki taraf beyanları ve dava dosyası içindeki belgeler ışığında ayrıntısını raporumun ilgili bölümlerinde izah ettiğim üzere;Davacı dava dilekçesinde; davalılar ile imzalanan 06.02.2020 tarihli mutabakata göre kendisine nakit ödenmesi gereken meblağların ödenmediği iddiası ile şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının davalılardan temerrüt tarihi olan 17.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği, Davalılarca savunmalarında; davacının görevini yerine getirmemekten kaynaklı ortağı oldukları şirketin 20.000 Euro kar kaybı ve 266.101,15 TL zarara uğradığını, iş bu zarardan tamamı ile davacının sorumlu olduğunu, mutabakatın geçerli olacağına karar verilse dahi alacağından iş bu zararın mahsubu ile alacağının kalmadığı iddia edilerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri,Sayın Mahkemenizin 08.12.2020 tarihli duruşmasında uyuşmazlığın tespiti yapılmış olup, dava konusu ile Sayın Mahkemenizce tespit edilen uyuşmazlık ve görevlendirmem kapsamında taraflarca imzalanan 06.02.2020 tarihli mutabakatın davacıya nakit ödemenin yapılma koşullarının belirlendiği sayfa 8 deki ödeme planındaki ;100.000 TL lik KDV iadesinin ortak oldukları şirketçe tahsil edilip edilmediğinin bilgisine dava dosyasında rastlanılmadığı,Kalan 234.642,00 TL nin net rakam olmadığı, Tablo C deki alacak kalemlerinden yeni borçların olması durumunda bu yeni borcun düşüleceğinin yazılı olduğu, ancak iş bu yeni borca ilişkin davalı yanca sunulmuş bir belgeye dava dosyasında rastlanılmadığı, Anmak işi ile ilgili doğacak maliyetlerin 1/3 ünün davacının alacağından mahsup edileceğinin yazılı olduğu, davalılarca Anmak firmasına ilişkin ayrıntısını raporumda yazdığım üzere 44.810 TL lik masrafa katlanıldığı belirtilmiş olup, Sayın Mahkemenizce iş bu masraf bedelinin mutabakatta belirtilen Anmak işi ile ilgili doğmuş bir maliyet olarak nitelendirilir ise 44.810/3=14.936,67 TL sinin davacının alacağından düşülmesi gerekeceği, aksi takdirde davalının ispatlaması gerekeceği, Mutabakatta belirtilen personelin kimler olduğu yazılı olmayıp, mutabakat kapsamındaki Personele tazminat ödenip ödenmediğine dair davalılarca sunulmuş bir belgeye rastlanılmadığı, Davalılarca davacıya 10.179,00 TL hurda bedeli ödemesi yapıldığı belirtilmiş, ancak bu hususta 31.12.2019 sonrasına ait ödeme belgesine dava dosyasında rastlanılmamış olup; Sayın Mahkemenizce taraflarca imzalanmış 06.02.2020 tarihli mutabakat geçerli sayılır ise Davalılarca mutabakat kapsamında davacıya 334.642 TL ödenmesine karar verildiği, dava dosyasına sadece Anmak işi ile ilgili 44.810 TL lik masraf belgesi sunulduğu, 44.810 TL nin ödendiğine dair belge sunulmadığı, Mutabakat kapsamında belirtildiği “yeni borç” mahiyetinde başkaca tevsik edici bir belge sunulmadığı, sunulu belgelere göre aksi ispat edilmedikçe iş bu masrafın mutabakat kapsamında masraf olarak nitelendirilmesi durumunda davacının kalan alacak tutarının (334.642- 14.936,67=) 319.705,33 TL olacağı, sunulu belgenin mutabakatta belirtilen masraf olarak nitelendirilmemesi durumunda 334.642 TL alacağının kaldığı kanaatine varılabilmekte olup, Sayın Mahkemenin görevlendirmesi kapsamında görüşlerimi belirttiğim iş bu raporumu saygılarım ile Sayın Mahkemenizin takdirlerine sunarım.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişiden alınan 07/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun sonuç kısmına göre; “Dava dosyası içindeki taraf beyanları ve dava dosyası içindeki belgeler ışığında ayrıntısını raporumun ilgili bölümlerinde izah ettiğim üzere; Davacı dava dilekçesinde; davalılar ile imzalanan 06.02.2020 tarihli mutabakata göre kendisine nakit ödenmesi gereken meblağların ödenmediği iddiası ile şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının davalılardan temerrüt tarihi olan 17.04.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ettiği, Davalılarca savunmalarında; davacının görevini yerine getirmemekten kaynaklı ortağı oldukları şirketin 20.000 Euro kar kaybı ve 266.101,15 TL zarara uğradığını, iş bu zarardan tamamı ile davacının sorumlu olduğunu, mutabakatın geçerli olacağına karar verilse dahi alacağından iş bu zararın mahsubu ile alacağının kalmadığı iddia edilerek davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri, Sayın Mahkemenizin 08.12.2020 tarihli duruşmasında uyuşmazlığın tespiti yapılmış olup, dava konusu ile Sayın Mahkemenizce tespit edilen uyuşmazlık ve görevlendirmem kapsamında taraflarca imzalanan 06.02.2020 tarihli mutabakatın davacıya ödenmesi planlanan 334.642,00 TL nakit ödemenin yapılma koşullarının belirlendiği sayfa 8 deki ödeme planındaki ;100.000 TL lik KDV iadesinin ortak oldukları şirketçe tahsil edilip edilmediğine dair şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden gelen bir bilgisine dava dosyasında rastlanılmadığı, Şirketin Mali Müşaviri …’dan edindiğim bilgiye göre KDV iade alacak tutarının 141.728,12 TL olduğu ve henüz incelemelerin son bulmaması sebebi ile tahsil edilmediği yönünde olup, tahsil edilecek tutarın ne kadar olduğunun kesinleşmemesi ve protokol gereği hesaplamalara dahil edilemeyeceği, Kalan 234.642,00 TL nin net rakam olmadığı taraflarca belirtildiği, dava dosyasına sunulan belgelere göre ve raporumun ilgili bölümlerinde ayrıntısına değinildiği üzere; Anmak işi ile ilgili olarak 6.479,28 TL nin eklenmesi, Personel tazminatları ile ilgili olarak 12.653,08 TL nin eklenmesi, 2019/12.dönem SGK ödemesi ile ilgili, olarak 216,59 TL nin düşülmesi neticesinde taraflarca imzalanmış ortakların ayrılma protokolü ödeme planına göre davacının hissesine düşen payın (234.642+6.479,28+12.653,08-216,59=)253.557,77 TL olarak hesaplanmıştır. Davalılarca dava dosyasındaki birçok dilekçesinde ve davacıya gönderilen noter ihtarnamesinde davacıya mutabakat sonrası hurda satışından kaynaklı 10.179,00 TL ödendiği başkaca da bir ödemenin yapılmadığı belirtilmiştir. Davalının mutabakat gereği davacıya ödedim dediği 10.179,00 TL iddiasına karşılık davacının sunduğu dilekçelerinde itiraz olmadığı, itiraz olmamasının zımni kabul sayılıp sayılmayacağı hususu Sayın Mahkemenizin takdirinde olup, davalı yanca mutabakat kapsamında ödedim dediği 10.179,00 TL ye ilişkin herhangi bir ödeme belgesi sunmadığı, Sayın Mahkemenizce davacıya 10.179,00 TL ödendiğine karar verilmesi durumunda davacının mutabakat kapsamında tevsik edici belgelere dayalı olarak 243.378,77 TL alacağının kaldığı aksi takdirde 253.557,77 TL alacağı kaldığı kanaatine varılmaktadır. Sayın Mahkemenin görevlendirmesi kapsamında görüşlerimi belirttiğim iş bu raporumu saygılarım ile Sayın Mahkemenizin takdirlerine sunarım.” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Dava, hisse devir sözleşmesi kapsamında davacı ortağın ayrılma payı istemine ilişkindir.
Davanın taraflarının dava dışı …. LTD. ŞTİ’ nin 120′ şer pay ile ortakları oldukları, taraflar arasında 06/02/2020 tarihi itibari ile ” Ortaklıktan Ayrılma Mutabakatı” başlıklı, davacının dava dışı şirketin ortaklığından ayrılması ve bunun karşılığında davalıların ödeme yapacağının kararlaştırıldığı sabittir. Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur (TTK madde 573.) Limited şirket hisse devir sözleşmeleri 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayı şarttır. 6098 sayılı TBK’nın 13. maddesinde sözleşmelerde yasal şekil “Kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak sözleşme metniyle çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Dosya arasında kanunun aradığı şekil şartlarına uygun olmayan ortaklıktan ayrılma sözleşmesinde davacı tarafa tablo halinde ödenmesi kararlaştırılan bedellerin muaccel olacağı tarihin açıkça belirtilmediği bu hali ayrılma akçesinin ortaklıktan çıkma sonucu muaccel hale geleceği ancak dosyaya celp edilen kayıtlara göre davacının dava dışı şirkette ortaklığının devam ettiği anlaşıldığından henüz muaccel olmayan alacağın tahsili talep edilemeyeceğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcının (179,90 TL) başlangıçta yatan peşin harçtan mahsubuna, artan harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan ve harcanan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılardan … tarafından yatırılan ve harcanan 680,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak ismi belirtilen davalıya ödenmesine,
5-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 38.498,09 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-6325 sayılı HUAK uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak Hazine’ ye irat kaydına,
7-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesine hitaben mahkememize verilecek istinaf dilekçesi ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/06/2023
Katip …
e-imzalı
Hakim …
e-imzalı

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”