Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/436 E. 2021/869 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/436 Esas
KARAR NO : 2021/869

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; İzmir …İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile davacı şirket tarafından borçlu-davalı aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takibi başlatılmış olup ödeme emrinin borçluya 23.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu şirketin 23.07.2020 tarihinde vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini, davacı ve davalı şirket arasında 02.04.2019 tarihli İş Sağlığı ve Güvenliği Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Hizmet Sözleşmesinin imzalandığını, ilgili sözleşme kapsamında davacı şirketin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı borçlunun, sözleşme konusu edimlerin ödenmesini fatura kesim tarihinden sonraki 7 gün içersinde yapmayı kabul ettiğini, ancak davalı tarafından ödemelerin zamanında ve tam yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalması kaydıyla, İzmir …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, borlu aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Davalı şirketin, taraflar arasında imzalanan 02.04.2019 tarihli belirli süreli iş sağlığı ve güvenliği sözleşmesi ile davacı şirkettenhizmet almış olduğunu, anvak davacı şirket tarafından hizmetin tam ve kusursuz ifa edildiğinin doğru olmadığını, davacı şirketin edimini sözleşmeye uygun olarak ifa etmediğini ve davalı şirkete hizmet vermediği dönem için fatura keserek haksız talepte bulunduğunu, Covid 19 pandemisi nedeniyle 2020/Nisan ve Mayıs aylarında davalı şirkette hiç çalışma olmadığını, Haziran ayında ise yalnızca 6 kişilk bir ekibin yarım gün işyerinde çalışıldığını, bu dönemde davacı şirketten herhangi bir iş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınmadığını, davacı şirketin vermediği hizmet için davalı şirkete toplu olarak 29.04.2020, 27.05.2020 ve 30.06.2020 tarihli faturaları düzenlendiğini, davalı şirketin bu faturalar için 30.06.2020 tarihli ve 9.375,00.-TL bedelli iade faturasını düzenlemek zorunda kalındığını, davalı şirketten alacaklı olduğunu iddia eden davacı şirketin hizmet verdiği hususunu kendisinin ispatlaması gerektiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin temerrüde düşürülmediği halde iş bu davaya konu icra takibinde gecikme faizinin talep edildiğini, talep edilen faiz tutarının asıl alacaktan dahi fazla ve fahiş olduğunu, iş bu davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı/takip alacaklısı aleyhinde asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir …İcra Müdürlüğü’nün ….E. sayılı dosyası, İrsaliyeli Fatura suretleri delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Mahkeme dosyası ve içindeki belgeler ile tarafların ticari defter kayıtlarının ve dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle,
1) Davacı şirketin 2019 ve 2020 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının ve 2019 yılı kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, 2020 yılı kapanış tasdik süresinin henüz dolmadığı tespit edilmiş olup,Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
2) Davalı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK 64/3. Maddesine göre noterden açılış onaylarının ve 2018,2019 yılı kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu, 2020 yılı kapanış tasdik süresinin henüz dolmadığı tespit edilmiş olup,Takdiri Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere; davacı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfına sahip olma niteliğinde olduğu,
3) Taraflar arasında 02.04.2019 yılında yapılan sözleşme devam etmiştir. Davalı işveren tarafından, kapalı olduğu 2020/Nisan Mayıs aylarında, çalışanlarının SGK primlerini ödemeye devam etmesi sebebi ile çalışanlarına ücretli izin vermiş demektir. Bu durumda çalışma hayatı kesintiye uğramamış olduğundan iş sağlığı ve güvenliği yükümlülükleri de aynı şekilde devam edecektir. İş sağlığı ve güvenliği hizmeti alınan … OSGB’ye bağlı çalışan iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personelinin İsg-katip sistemi üzerinde sözleşmeleri devam etmektedir. Görevlendirilen sürelerde hizmet verecek olan iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli o sürelerde bir başka yerde görevlendirilemez. Davalı işveren sözleşmeyi feshetmeyip, hizmet alımına devam etmiş olduğu,
4) Tarafların incelen ticari defterlerine göre tarafların cari hesap bakiyeleri arasında 9.375,00.-TL fark olduğu, iş bu farkın sebebinin ise davalı yanca davacı şirket adına düzenlenen … nolu 9.37500.-TL bedelli iade faturasının davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit eilmiştir. İş bu iade faturası dışında kalan muhasebe kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu tespit edilmiştir. Davalı yanca davacı adına düzenlenen iş bu iade faturası ticari defterlerinde kayıtlı olup davacı şirketin alacağından mahsup edilmiş olduğundan davalının kayıtlarına göre davacı yanın cari hesap bakiyesi sıfırdır.Buna karşılık iş bu iade faturası davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığından, davacı yanın kayıtlarına göre davalı şirketten 9.375,00.-TL alacaklı göründüğü tespit edilmiştir.Davalı yanın iade faturasını davacı yana teslim ettiğini ispatlaması gerektiği kanatine varılmıştır. Sayın Mahkemizce iş bu iade faturası kabul edilmediği takdirde, tarafların incelenen ticari defter kayıtlarına göre, aksi ispatlanmadıkça, takip ve dava tarihi itibari ile davacı yanın davalı şirketten 9.375,00.-TL alacaklı olduğu, taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı yanın faturaya dayalı cari hesap bakiyesinden kaynaklı 9.340,40.-TL talep edebileceği,
5) İşlemiş faiz talebinin değerlendirilmesi; Davacının dava dosyası ekine sunduğu sözleşme hükümlerine göre talep ettiği faiz oranının aylık %4 (yıllık %48 ) olduğu, takip talep dilekçesinde aylık %4 (yıllık %48) talebinin olduğu, TBK 120.maddeye göre ise talep edebileceği temerrüt faiz oranının 2020 yılı için %27,50 üzerinden hesaplanması gerekmekte olup, talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 329,62.-TL olduğu, …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı şirket tarafından 02.04.2019 tarihli Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Hizmet Sözleşmesi kapsamında açık hesap ilişkisinde düzenlenen faturalar nedeniyle 9.340,40-TL asıl alacak, 1.111,89-TL Tüfe fiyat farkı bedeli ve 14.625,14-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 25.077,43-TL tutarlı alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2-Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının vermiş olduğu hizmetlerin eksik olduğunu ve bir kısım hizmetlerin hiç verilmediğini, 2020 yılında Nisan, MAyıs aylarında hiç çalışma olmadığını, Haziran ayında 6 kişilik ekibin yarım gün çalıştığı bu dönemlerde davacı şirketin iş sağlığı ve güvenliği hizmeti vermediğini, bu nedenle davacı tarafça düzenlenen 29.04.2020, 27.05.2020 ve 30.06.2020 tarihli toplam bedeli 9.375,00-TL bedelli faturaların iade edildiği ileri sürülerek davanın reddi talep edilmiştir.
3-Mahkememizce davacı ve davalı şirketin ticari defter ve kayıtları SMMM bilirkişi marifetiyle incelenmiş, düzenlenen 24.06.2021 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre davacının ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirketin 9.340,40-TL alacaklı göründüğü, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre ise bakiye davalı borcu bulunmadığı, tarafların ticari defterlerindeki farklılığın davalı tarafın ticari defterine kayıtlı olan 9.375,00-TL bedelli iade faturasının davacı ticari defterlerine kayıtlı olmamasından kaynaklandığı belirtilmiştir.
4-Genel olarak bir ticari ilişkide mal veya hizmetin verildiği, sağlandığı hususunun ispatı külfeti hizmet verende, karşılığı ücretin ödendiğinin ispat külfeti ise borçlu üzerindedir.
5-Somut olayda davacı tarafça düzenlenen faturalar davalının ticari defterlerine kaydedilmiştir. Fakat 3 adet faturayla ilgili olarak yine davalı ticari defterlerinde iade faturası düzenlendiği görülmektedir. Dolayısı ile 3 adet faturaya istinaden düzenlendiği anlaşılan iade faturası nedeniyle 3 adet fatura içeriği mal veya hizmetin davalıya sağlandığının ispatı külfeti davacı üzerindedir.
6-Davacı tarafça dava dilekçesinde sözleşmeye, icra dosyasına, tanık ve ticari defterlere dayanılmıştır. Mal veya hizmetin verildiğine ilişkin başkaca bir delile dayanılmamıştır.
7-Davalı tarafça 2020 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında şirketlerinde çalışma olmadığı ve kendilerine davacı tarafça hizmet verilmediğini ileri sürmüştür.
8-Yukarıda da açıklandığı üzere, taraflar arasında her ne kadar akdedilen bir sözleşme bulunmakta ise de sözleşmenin bulunması sözleşme içeriği edimin taraflarca yerine getirildiğini tek başına göstermemektedir. Davacı tarafça sözleşmenin ifasına dair herhangi bir delile dayanılmamıştır. Her ne kadar tanık deliline dayanıldığı görülmekte ise de dava konusu hizmetlerin toplam bedelinin tanıkla ispat sınırının üzerinde olması ve her iki tarafın tacir olduğu hususları gözetildiğinde dava konusu fatura içeriği hizmetin davalıya verildiğinin tanıkla ispat edilemeyeceği değerlendirilmiş bu nedenle tanık dinlenmesi yönünde işlem yapılmamıştır.
9-Her ne kadar davacının iş sağlığı ve güvenliği hizmetini verip vermediği Çalışma Bakanlığı kayıtlarından da anlaşılabilecek ise de görülmekte olan davada taraflarca getirilme ilkesi esas olup davacı veya davalı tarafça bu delile dayanılmamıştır. Bu nedenle bakanlık kayıtları resen getirtilmemiş, tarafların sunmuş oldukları deliller itibariyle inceleme yapılmıştır.
10-Toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden, taraflar arasındaki temel uyuşmazlığın Koronavirüs pandemisi nedeniyle tam kapanma tedbirlerinin uygulandığı dönemler içerisinde davacı tarafça davalıya iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verilip verilmediği noktasında toplandığı, davacı tarafın sözleşme kapsamında hizmet görme borcunu yerine getirdiği noktasında ispat külfetinin üzerinde olduğu, davacının sunmuş olduğu delillerden davalı şirkete ortak iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin yerine getirilmesine dair sözleşme şartlarında gerekli iş ve işlemlerin yerine getirildiğinin ispatlanamadığının değerlendirildiği, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde davacının kendi ticari defterlerine göre alacaklı görünmekle birlikte davalının ticari defterlerinin düzenlenen iade faturası nedeniyle bu alacak miktarını doğrulamadığı, iade faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasının etkisinin davacı açısından bağlayıcı olmamasıyla sınırlı olduğu, bu durumun davacının üzerindeki ispat külfetini ortadan kaldırmayacağı değerlendirilmekle ispat edilemediği değerlendirilen davanın reddine karar verilmiştir.
11-Dava konusu alacak yargılamayı gerektirir nitelikte olup davacının kötü niyetle hareket ettiğine dair herhangi bir delil bulunmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 22.09.2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davacı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti kanıtlanmadığından haksız icra tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 302,87-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 243,57‬-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve resen yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/10/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸