Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/411 E. 2022/694 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/411 Esas
KARAR NO : 2022/694

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2019
KARAR TARİHİ : 20/10/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; taraflar arasında İzmir 9. Aile Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile görülen bir boşanma davasının mevcut olduğunu, evlilik birliği içerisinde müvekkili tarafından davalıya teminat amacıyla çeşitli tarihlerde senetler verildiğini, bu 12 adet senedin evliliğin kurtulması için verildiğini, vadesi gelen 7 senedin davalı tarafından icraya konulduğunu, 27/07/2012 tarihli senet ile diğer 6 senedin farklı sebeplerle verilmiş olup bu şekilde açıklama yapılacağını , davalının eşinin savurgan olduğunu , parayı elinde tutamadığı için kendisini güvende hissetmek amacıyla teminat senedi aldığını, İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile beş senedin icraya konulduğunu, davalının öğretmen olması ve kolay kredi alabilmesi nedeni ile aile için ihtiyaç duyulduğunda kredilerin davalı tarafından çekildiğini yada kredilere kefil olduğunu, 2012 yılında müvekkilinin sahip olduğu aracı satıp yerien … plakalı Wosvogen Crafter minibüs satın aldığını, bu araç için 20.000 TL nakit ödemenin dışında 80.000 TL kredi çekildiğini, davalının da bunun kefili olduğunu, davalı kefil olduğu için müvekkilinden 80.000,00 TL’lik teminat istediğini, müvekkilinin de bunu düzenleyip davalıya verdiğini, bu kredinin geri ödemesinin bir süre davalının maaş hesabından yapıldığını, sonrasındaki 20 aylık geri ödemeyi ise müvekkilinin kendisinin bankaya yatırdığını, davalının maaşından kesinti yapıldığı dönemde de müvekkilinin her ay elden davalıya para verdiğini, sonuç olarak 80.000,00 TL’lik senedin davalıya borç karşılığında verilmediğini, diğer dört senedin de bir borç ilişkisi nedeni ile davalıya verilmediğini, senetlerin borç ilişkisine dair verilmediğinin de aile mahkemesinde davalı tarafından beyan edildiğini, diğer bir başka senedin de İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konulduğunu , bu dosyadaki senedin de veriliş nedeninin diğerleri ile aynı olduğunu, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu, belirterek İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı ile İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasındaki evlilik birliği devam ettiği yıllarda, yani müvekkilinin başka bir kadınla aldatılmadan ve müvekkili tarafından boşanma davası açılmadan önce davacıya alınan tüm araçlara ilişkin kredilerin müvekkili tarafından çekildiğini yada müvekkilinin bu kredilere kefil olduğunu,
Müvekkilinin öğretmen, yazar ve akademisyen olduğunu, işbu sebeplerle bankalardan kolaylıkla kredi çekebildiğini, davacının ise, SGK kayıtlarından da anlaşılacağı üzere uzun vadede belirli bir geçim kaynağı olmadığından, banka kredisi kullanamadığını, davacı ile davalı müvekkili arasında, çekilen bu kredilere ve davacının müvekkiline ödemediği borçlarına istinaden senet düzenlendiğini, davacı tarafın düzenlenen bu senetleri ödemediğini, düzenlenen bu senetlere istinaden taraflarınca; 11. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ve İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibine başlandığını, başlatılan bu takiplerin; davacı tarafından itiraz edilmediği için kesinleştiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde senetlerin teminat senedi niteliğinde olduğunu ve davalı müvekkilinin davacıya güvenmediği için bu senetleri imzalattığını beyan ettiğini, oysa ki bu hususun gerçeği hiçbir surette yansıtmadığını, 11. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davacının, evlilik birliği içinde sürekli müvekkiline servis aracı olarak kullanılmak üzere araç satın aldırdığını, ancak bu araçların ya hacizlerde satıldığını yada davacının diğer borçları yüzünden satıldığını, herhangi bir geliri bulunmayan davalının bankaların kendisine kredi vermediğini beyan ederek müvekkilinden kredi çekmek hususunda yardım istediğini beyan ettiğini, müvekkilinin, evlilik birliğinin kendisine düşen sorumluluklarını hala elinden geldiğince yerine getirmeye çalışarak eşini kırmadığını ve davacının işbu talebini kabul ettiğini, davacının çektiği krediye kefil olduğunu, çekilen bu kredi ile … plakalı Volkswagen Crafter marka araç 01/06/2012 tarihinde davacı üzerine alındığını, davacının henüz çalışmadığından ve bu krediyi ödeyecek maddi imkanı olmadığından müvekkiline 80.000,00-TL bedelli senet verdiğini, verilen bu senede güvenen davacının, çektiği krediyi ödemediğini ve müvekkilinin kendi öğretmen aylığından İş Bankası Yenigün Şubesi’nden, 09/07/2012 tarihinde otomatik ödeme talimatı vererek işbu borcu 41 ay boyunca ödediğini, ancak bu borca istinaden müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını ve evlilik birliğine güvenerek her defasında geçiştirdiğini, taksitlerin 41 ayını müvekkilinin otomatik ödeme talimatı ile gerçekleştirmesine rağmen davacının ödemelere katkı sağlamaması , hatta kazancını dahi müvekkilinden saklamasının ardından müvekkilinin talimatını iptal ettirdiğini, davacının kalan 19 ayı müvekkilinin abisi …’dan ve yine müvekkilinden elden para almak sureti ile zorla ve sürekli gecikmelerle bitirdiğini, müvekkilinin, kendi borcu olmadığı halde ödediği bu kredilere istinaden düzenlenen senedi icra takibine koymak istemediğini ve davacıyı bu borcu ödemesi için defalarca ikaz ettiğini, ancak davacının borcu ödemediğini, 16. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası için de eve düzenli bir katkı sağlamayan davacının müvekkilinin serzenişlerinden kurtulmak için ben kazandım diyerek 2004 yilında müvekkilin abisi …’tan 5.000,00 TL, kendi yeğeni … den 3.000,00 TL ve müvekkilinin üniversite yıllarından arkadaşı …’den 1.250,00 TL (sakın Nurdan’a söylemeyin )diyerek aldığını ve geri ödemediğini, müvekkilinin tüm bu borçlardan sonradan haberi olduğunu ve bu borçların tamamını bu kişilere bizzat ödediğini, ancak davacının bu borçların hiçbirini ödemediğini, 7.500-TL tutarlı araç tamir masrafını müvekkilinin kredi kartından 4 taksit olmak suretiyle çektiren davacının bu borca istinaden müvekkiline senet verdiğini, davacıya ait, tüm faturaları, borçları müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını ve davacının bu borçlarına istinaden müvekkiline senet verdiğini, yapılan icra takibine yine itiraz etmediklerini, senedin teminat senedi vasfında olmadığını, borcu ve imzayı kabul ettiği halde huzurdaki işbu davayı kötüniyetli bir şekilde açtığını, davacının senedin davalı müvekkili tarafından doldurulduğunu ve bu senetlerin teminat senedi olduğunu beyan etmişse de, kendi beyanında çelişkiye düştüğünü, öncelikle, senedin teminat senediyse ve bunu davacı taraf vermişse senedi müvekkilinin doldurma ihtimalinin bulunamayacağını, teminat senedi değilse ve bunu müvekkili doldurmuşsa senedi verdiğini
kabul etmemesi gerektiğini, ancak, senetlerin borç içermekte olduğunu ve teminat senedi olmadığını, müvekkilinin bu senetlere hiçbir müdahalede bulunmadığını belirterek, hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın reddine, takibin devamına, kötüniyetli olarak açılan davaya istinaden %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, İzmir 16. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası, İzmir 9. Aile Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, Yargıtay kararları, tanık delil olarak değerlendirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
2-Davacı tarafça takibe konu bonoların gerçek bir alacak borç ilişkisine dayalı olarak düzenlenmediği, davacı ile davalının evlilik birliği içerisinde yaşadığı sorunlar nedeniyle davacının evliliğin sürdürülmesi maksadıyla gerçek bir para alımı olmadığı halde takibe konu bonoların teminat senedi olarak düzenlendiğini, davacının gerçekte davalıya bir para borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olunmadığının tespitini talep etmiştir.
3-Davalı taraf cevap dilekçesinde davacının evlilik birliği içerisinde düzenli bir gelirinin bulunmadığını, davalının maddi yardımları ile geçimini sürdürdüğünü, araç alımı ve aracın tamir-bakım masraflarının davalı tarafça karşılandığını, ayrıca davacının üçüncü kişilerden almış olduğu borçların davalı tarafça ödenmesi nedeniyle takibe konu bonoların düzenlendiğini, her bir bononun para alış verişi karşılığında düzenlendiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.
4-Dosya kapsamında toplanan bilgi ve belgelerin incelenmesinden ve taraflara dinlenen tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere, evlilik birliği sürecinde davacının kullanmış olduğu taşıt kredisinin 41 taksidinin davalının hesabından otomatik ödeme talimatı ile ödendiği, bakiye taksitlerin davalı beyanına göre elden davacıya verilmesi suretiyle ödendiğinin beyan edildiği, yine davalı tarafça davacının mahkememizce de dinlenen bir kısım tanıklara olan borcunun davalı tarafça ödenmiş olduğunun beyan edildiği görülmüştür.
5-Mahkememizce dosya kapsamı ve toplanan deliller doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde; bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi ticari senet (kambiyo senedi) alacağı da prensip olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren veya elindeki kambiyo senedini devreden ve bu senedi alan herkes, bütün bu hukukî işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. Senedi alan şahsın, bu senede sahip olup olmayacağı, yani senette mündemiç hakkı iktisap edip etmeyeceği bu gayeye bakılarak tespit olunur. Dolayısıyla söz konusu gaye, bir kambiyo senedinde (kıymetli evrakta) mündemiç hakkın husulü (doğumu) veya devri açısından hukukî sebebi teşkil eder. Senet bu gaye yönünden “ifa amacıyla”, daha açık bir ifadesiyle “mevcut bir borcu ifa için” veya “mevcut borcun yerine kaim olmak üzere” verilmiş olabilir. Senedin teminat amacıyla veya başka bir maksatla verilmesi (mesela kredi sağlamak, hibe vs.) de mümkündür (Öztan, s. 376).
Bir “teminat bonosu”ndan söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir. Öğretide verilen örneklerde, örneğin bir müteahhidin inşaatı zamanında bitirememesi durumunda ödemek zorunda kalacağı cezai şart karşılığında verdiği bono bir teminat bonosu olduğu gibi, satın alınıp, bedeli ödenmekle birlikte tapuda henüz devri yapılmadığı için satın alan kişinin adına tescil edilemeyen bir taşınmazın bedeline ilişkin olarak düzenlenip alıcıya verilen ve devir gerçekleştikten sonra karşılıksız kalacağı öngörülen bir bono da bu niteliktedir. Aynı şekilde, kiracının, kiralanana vereceği muhtemel zararların teminatı olarak kiralayana verdiği bono da bu anlamda bir teminat bonosudur (Türk, A.: Kambiyo Senedi Borçlusu Tarafından Açılan Bedelsizliğe ve Hükümsüzlüğe Dayalı Menfi Tespit Davalarının Gösterdiği Özellikler, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl 2005, Cilt 7, s. 329, 330).
Bir borç ilişkisi gereği taraflardan biri lehine bir para alacağı doğacağı kesin ise ve bu sözleşmede doğacak alacakların tahsili için bir kambiyo senedi verileceği öngörülmüş ise bu kambiyo senedinin teknik anlamda teminat gayesiyle değil, ifa uğruna (ifa amacıyla) verildiğinin kabulü gerekir. Çoğu hâlde, alacaklı, temel ilişkiden doğan alacağının ifası uğruna, kambiyo senedine dayalı alacağın takibi daha kolay olduğu için (İİK m. 167 vd.) ya da senedi iskonto ettirerek vadeden önce alacağına kavuşmak olanağını elde etmek için borçludan bir kambiyo senedi vermesini ister. Bu senet ifa uğruna, temel borcun ifasını teminen düzenlenmiş olduğundan, alacaklı öncelikle bu senede dayanarak icra takibi yapmak isteyecektir. Teminat senedi verilmesi durumunda ise, ya temel ilişkide bir alacağın doğup doğmadığı kesin değildir, ya da senedi düzenleyen kişinin borcu, paradan başka bir edimdir (Türk, s. 328-329).
Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz (Ülgen, H./ Helvacı, M./ Kendigelen, A./Kaya, A.: Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 2015, s. 148)
Görülmekte olan davada takibe dayanak senet 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesi uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bono olup, senet üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Davacı tarafça bonoların teminat amacıyla verildiğine dair yazılı bir delil gösterilmemiştir. Davalı taraf ise davacı tarafça kullanılan kredilerin davalı tarafından ödendiğine dair yazılı delil gösterdiği gibi dinlenen tanık beyanları da evlilik birliği içerisinde davacının davalı taraftan para aldığını doğrulamaktadır. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve aşamalarda yer alan bonoların kredi borcunu ve davacının üçüncü şahıslardan aldığı borçlara istinaden alındığı yönündeki beyanları takip konusu bonoların teminat olarak verildiği anlamına gelmez. Bu açıklama söz konusu bononun borçlu tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ve yine üçüncü kişilerden alınıp da davalı tarafça ödenen borçların ifası amacıyla verildiğini gösterdiğinden, davacı tarafın bonoların teminat senedi niteliğinde olduğuna yönelik iddiasını ispat edemediği değerlendirilmiştir.
6-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere davacı tarafça takibe konu bonoların teminat amacıyla verildiğine dair yazılı bir delil gösterilmediği, davalı tarafça sunulan deliller dikkate alındığında davacı ile davalı arasında bono düzenlenmesini gerektirecek nitelikte para alış verişi bulunduğunun anlaşıldığı, davalıdan her bir bono bedelini davacıya vermiş olduğunu ayrı ayrı ispat etmesi beklenemeyeceği, bu husustaki ispat külfetinin bonoların gerçek bir borç ilişkisine dayanmaksızın düzenlendiğini ileri süren davacı üzerinde olduğu ancak davacı tarafça bu hususta yazılı bir delil gösterilmediği gibi dinlenen davacı tanıklarının da bu husustaki iddiayı ispata yeterli olmadığı değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
7-Davalı tarafça kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de 2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir uygulanması halinde %20’den az olmamak üzere tazminat istenebileceği, görülmekte olan davada takibin durmadığı ve ihtiyati tedbir uygulanmadığı dikkate alındığında tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL harcın peşin olarak alınan 1.917,27-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.836,57‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 17.840,27-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafça yargılama gideri olarak sarf edilen 113,25‬-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır