Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/358 E. 2021/573 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/358 Esas
KARAR NO : 2021/573

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 04.09.2018 tarihinde …’a ait onun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın …’e ait ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın Tokat ili, … ilçesi, … Caddesi, … Bulvarı, … kavşağı üzerinde meydana geldiğini, müvekkili trafik kurallarına uygun bir şekilde kendi şeridinde ilerlerken, kırmızı ışığın yanması üzerine durduğunu ve fakat arkasında seyreden sigortalı araç sürücüsü takip mesafesini ayarlayamayarak V müvekkil aracına arkadan çarptığını, sigortalı araç sürücüsünün müvekkili aracına çarpmasının etkisiyle müvekkil aracının da çarpma ivmesiyle önünde durmakta olan … plakalı araca çarptığını, böylece müvekkili aracının ön ve arka kısımlarının hasar aldığını, kazanın oluş şekli ve Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından tutulan kaza tespit tutanağı nazara alındığında, … plakalı araç sürücüsünün işbu kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu hususu izahtan vareste olduğunu, nitekim Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından tutulan kaza tespit tutanağında “bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … KTK (2918 sayılı) 57/1-a (kavşaklara yaklaşırken kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak) maddesini ihlal ettiği, diğer araç sürücüleri (… ve …) kusurlarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.” İfadelerine yer verilerek, müvekkilin işbu kazanın oluşumunda kusursuz, sigortalı araç sürücüsünün ise asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, Karayolları Trafik Kanunu 56/1-c hükmüne göre sürücüler “önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorunda olduklarını, yine aynı kanunun 84/1-d hükmü ile “arkadan çarpma” trafikte asli kusurlu hallerden sayıldığını, sigortalı araç sürücüsünün araçta meydana gelen hasara tam kusuru ile sebebiyet vermiş olup sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile sebebiyet verdiği zarardan sorumlu olduğunu, 2 no.’lu davalı sigorta şirketinin 10.05.2018-10.05.2019 tarihleri arasında geçerli olan ZMMS poliçesi nedeniyle sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile neden olduğu maddi hasardan sorumlu olduğu hususu izahtan vareste olduğunu, husumetin, 1 nolu davalıya araç sahibi ve işleteni sıfatıyla ve 2 nolu davalıya kazaya sebep olan … plakalı aracın ZMMS poliçesini düzenleyen sigorta şirketi sıfatıyla yöneltildiğini, 2 numaralı davalının 10.05.2018-10.05.2019 tarihleri arasında geçerli olan “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası” ile riski üstlenmesi ve sigorta riskinin gerçekleşmesi nedeni ile maddi zarardan sigorta teminatları dâhilinde sorumlu olduğunu, 2 no’lu davalı açısından “zarar ve sigorta” arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, 1 no’lu davalının ise hem kusur sorumluluğu ilkelerine göre hem de araç işletenin kusursuz sorumluluğuna göre zararın tamamından sorumlu olduğunu, belirterek; fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulü ile; müvekkili aracının kaza sebebiyle total pert olması sebebi ile 11.300,00 EUR maddi tazminatın 1 nolu davalı bakımından kaza tarihi olan 04.09.2018’den, 2 nolu davalı sigorta şirketinden (kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limitinin temerrüt tarihindeki karşılığı ile sınırlı olarak) ise temerrüt tarihi olan 25.06.2020 tarihinden itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faiziyle birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinin maliyet tahmin rapor ücreti olarak ödediği 100,00EUR’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dâhil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, kanuni vekâlet ücretinin KDV hariç olarak hükmedilerek yargılama giderleri ile birlikte davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafından müvekkiline karşı açılmış davayı kabul etmediklerini, öncelikle mahkememizin yetkisine itirazlarının bulunduğunu, müvekkiline karşı açılmış olan iş bu davada yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı veya kazanın meydana geldiği yer mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin ikametgahının Tokat ili … ilçesi … kasabası olduğunu, kazanın meydana geldiği yerin ise Tokat ili … ilçesi olduğunu, bu sebeple yetkili mahkemenin Tokat adliyesi Asliye Ticaret mahkemeleri veya … Adliyesi asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, davacının dilekçesinde belirtilen zarar miktarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, zira kaza sonrası davacıya ait araçtaki hasar’a bakıldığında bu nevi miktarda zararın olmasının düşünülemez olduğunu, ayrıca kazanın 04.09.2018 tarihinde olduğunu, davacının zarar tespitinin ise 24.03.2020 tarihinde yapıldığını, davacı tarafından yapılan zarar tespitinin Yurt dışında yapılmış olup Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yapılmadığını, bu sebeple bu araç ile ilgili yapılmış olan zarar tespitinin kabul edilmesi mümkün olmadığını, fotoğraflarda görüldüğü gibi davacıya ait aracın arka kısmındaki hafif hasar için belirtilen miktarda bir zararın tespitinin hayatın olağan akışına ters olduğunu, belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesi ile özetle; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, maddi zararın kişinin mal varlığındaki azalmayı ve eksilmeyi ifade ettiğini, tazminat talebinde bulunabilmek için ise mal varlığındaki azalmanın mal sahibinin rızası dışında meydana geldiğini, huzurdaki davanın … plakalı araçta meydan gelen maddi zararın tazminine ilişkin olup araç malikinin davacı değil … olduğunu, dolayısıyla mal varlığında eksilme meydan gelen ve haksız fiil sorumluluğu kapsamında tazminat talebi için dava açmaya ehliyeti bulunan kişi araç maliki olduğunu, dolayısıyla araç maliki olmayan, yalnızca sürücü konumunda bulunan davacı …’ın işbu davayı açma ehliyeti bulunmadığını, mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerektiğini, bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğini, davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddedileceğini, söz konusu davada, davacının zarar gören konumunda bulunmadığından davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında;”Davacı ile davalı tarafın 04/09/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının aracında hasar meydana gelip gelmediği davacı arcında meydana gelen hasarın kaza ile uyumlu olup olmadığı, hasarın miktarı, mahkememizin yetkisi, tarafların kusur oranı, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanarak 02/03/2021 tarihli ara kararı uyarınca dosya ATK’ya gönderilerek davacının aracında oluşan hasarın miktarı, pert total uygulanıp uygulanamayacağı, uygulanması gerekirse davacı aracının değeri ve sovtaj bedeli, tarafların kusur oranının tespiti yönünden rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
ATK 16/04/2021 tarihli raporunda; sürücü …’nın atfı kabil kusurunun bulunmadığı, davacı sürücü …’ın atfı kabil kusurunun bulunmadığı, davalı sürücü …’ın %100(yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davaya konu kaza nedeniyle … plaka sayılı otomobilde meydana gelen toplam zararın 11.400,00.- EUR olduğuna yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davalı sigorta şirketi mahkememize sunmuş olduğu beyanında davacının araç sürücüsü olduğu, araç maliki olmadığı bu nedenle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını ileri sürmüş ise de araç sürücüsünün zilyet olmuş olması ve zilyetin malike karşı aracı aldığı gibi teslim etme yükümlülüğü bulunduğundan işbu davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğu
Dosya içerisinde yer alan ekspertiz raporu ile Adli Tıp Kurumu raporundaki hesaplamalar dikkate alınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile; 11.300-Euro maddi tazminatın davalı … açısından kaza tarihi olan 04/09/2018 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş açısından 25/06/2020 tarihinden itibaren (sigorta şirketi açısından kaza tarihindeki poliçe teminat limitinin temerrüt tarihi olan 25/06/2020 tarihindeki euro efektif satış kuru karşılığı ile sınırlı olmak üzere) işleyecek 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak bir yıllık euro mevduat hesabına devlet bankalarınca uygulanan değişken faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 6.009,72-TL harçtan peşin alınan 1.502,44-TL’nin mahsubu ile 4.507,28-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 1.564,64-TL ilk harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 12.237,05-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 823,00-TL ATK ücretinin ve 195,50-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 1.018,50-TL ve 100,00-Euro ekspertiz ücretinin fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır