Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/315 E. 2021/326 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/315 Esas
KARAR NO : 2021/326

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla borçlu hakkında ilamsız icra yoluyla icra takibine geçildiğini, Müvekkilinin iş bu icra takibinden önce haklı alacağının tahsili gayesi ile Menderes İcra Müdürlügünün … E sayılı icra takibi ile dava takip konusu alacak için icra takibi başlattığını, borçlunun itirazı üzerine İzmir … Tüketici Mahkemesinin … E. … K sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, bu davada …. Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğini ve dosyanın İzmir … ATM’ye gönderildiğini, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas ve … K sayılı ilamı ile 23.02.2016 tarihinde davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, yetkili icra müdürlüğünün İzmir İcra Müdürlüğü olarak kesinleşmesi üzerine, İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip açıldığını ve takip borçlusunun itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini karar ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Müvekkili firmanın, … ana dağıtım firması olup, düzenlediği alt bayileri aracalığıyla küçük bayilerde satılmak üzere kontör dağıtımı yaptığını ve bu kontörler alt bayilere verilen pos cihazları ile şifreli işlem olarak yapıldığını, alt bayinin satmış olduğu kontör kredi kartı ile ödenmekte ve ödemeyi yapan kişinin istediği üçüncü kişilere verilebildiğini, bunun kontrolünü bayinin yapmasının olanaksız olduğunu, kredi kartıyla kontör alımı yapmak için alıcının sadece kendisinin bildiği şifreyi girerek işlemi yaptığını ve kontörü aldığını, kaldı ki, yapılan işlemir müvekkili firma tarafından değil, müvekkili firmanın Sanal POS Kullanım Sözleşmesi ile alt bayisi olan … Gıda Turizm Aracılık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.’ne tahsis edilen POS cihazından yapıldığını, Sözleşme uyarınca sorumluluğun da bu firmaya ait olduğunu, bu nedenlerle davacının …’e de ihbar edilip davaya dahil edilmesini, … firması bu işlemle ilgili davacı …’nın sözlü talimatı ile …’a kontörleri teslim ettiğini, bununla ilgili … nolu faturayı düzenlediğini, bu tür işlemlerde kredi kartı sahibinin ödemeyi yapıp köntörün kime yükleneceğini kendisinin belirlediğini, ödemede sadece kart sahibinin bildiği şifreyle yapıldığını, ödeme yapıldığı anda kart sahibinin mal ve hizmeti maldığını, bu nedenlerle açılan davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
BOZMA ÖNCESİ;
Dava, itirazın iptali davası olup, Mahkememizin 22/03/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı kararı ile; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, İzmir BAM …. Hukuk Dairesinin 0/06/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı bozma ilamı ile “…Mahkeme kararına karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava; kontör satışı nedeni ile davacının ödeme yaptığı ve hizmetin alınmadığı iddiasına dayalı ödediği bedelin iadesi ve alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf incelemesi istinafa başvuran davacı vekilinin dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlarda reesen gözetilerek yapılmıştır.
SMMM bilirkişi raporunda; davacının kredi kartı kullanılarak dava dışı … isimli kişi tarafından kontörlerin alındığı ve dava dışı … -… Hizmetleri Çağrı Merkezi adına fatura kesildiği, kontörlerin kart şeklinde elden teslim edildiği, davacının şifresinin dava dışı … tarafından kullanıldığı kanaatinde olduğunun belirtimiştir.
Dava dilekçesinde bahsi geçen, Menderes İcra Müdürlügünün … E sayılı icra takibi dosyası, İzmir …. Tüketici Mahkemesinin … K sayılı dosyası ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas ve … K sayılı ilamı aynı talep ile açılan ve icra müdürlüğünün yetkisizlik kararı ile sonuçlanan davaya ilişkin olup, eldeki davanın öncesine aittir.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında, davacı tarafından davalı şirket aleyhine 20.000,00-TL asıl alacak, 2.603,84-TL diğer olmak üzere toplam 22.603,84-TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı gösterilmediği, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davacının alıcı ve davalının satıcı olup, taraflar arasında satım ilişkisi bulunduğu sabittir. Ayrıca davacı tarafından 20.000TL.bedelin kredi kartı kullanılarak ödendiği konusunda da ihtilaf yoktur.
Davacı İzmir Ticaret mahkemesinde dava açmış, mahkeme kendini görevli kabul etmiş ve yargılamaya devam etmiştir. Ancak, davacının ticari işletme sahibi mi yoksa esnaf mı olduğuna dair araştırma yapılmamıştır.
Dava şartı olan görev hususu kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağı, Vergi dairesine ve esnaf odasına müzekkere yazılarak davacının esnaf kaydı olup olmadığının sorulmadığı, davacının TTK anlamında ticari işletme sahibi olup olmadığı dolayısıyla Ticaret Mahkemelerinin görevli olup olmadığı yönünden inceleme e araştırmalar yapılmamıştır.
Yukarıdaki belirtilen müzekkere cevaplar alınarak, bu deliller kapsamında davanın ticari dava olup olmadığı ve ticaret mahkemesinin görevli olup olmadığı yönünde değerlendirme yapıldığında:
Ticaret Mahkemelerinin görevi, ticari davalarla sınırlı olup, davanın ticari dava olup olmadığının TTK’nun 4.maddesi kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Anılan maddenin 1.bendinde Nispi ticari dava, “her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları” olarak tanımlanmıştır. Bu maddede nispi ticari dava ticari işletme kavramı ile tanımlanmış olduğundan, öncelikle ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususu değerlendirilmelidir.
TTK’nun 11.maddesinde ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerinin devamlı ve bağımsız şekilde yürüttüğü işletmedir. Yine ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir şeklinde tanımlanmış ve açıklanmıştır.
Bu durumda ticari işletmeden bahsedilebilmesi için şu 3 unsurun bulunması gerekir;
*Esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyet,
* Bu faaliyetin devamlı olması,
* Ve bu faaliyetin bağımsız yürütülmesi.
Esnaf işletmesi sınırının ne olduğu ise, TTK’nın 11/2.maddesinde açıklanmıştır. Buna göre, sınır Bakanlar Kurulu’nca çıkarılacak kararname ile belirtilecektir. Bu kriterin neyi ifade ettiği hususu TTK’nın 15.maddesinde yer alan esnaf kavramı ile açıklanıp anlaşılabilir. Buna göre; İster gezici olsun, ister bir dükkanda veya bir sokağın belirli yerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayanan ve geliri Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararname de gösterilen sınırı aşmayan sanat ve ticaretle uğraşan kişi ” esnaf ” olarak adlandırılmıştır.
21/07/2007 tarihli resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararında esnaf ve sanaatkarla ile tacir ve sanayicilerin ayrımına ilişkin 1.maddesinde eski TTK’nın 12.ve 17.maddeleri ile ilgili uygulama bakımından tanım yapılmıştır ki kararname de ticaret kanunu ile verilen madde hükümleri yürürlükte bulunan TTK’nın 11.ve 15.maddelerinin karşılığıdır.
Kararnamenin 1/a maddesinde Esnaf ve Sanaatkarlar ile tacir ve sanayici aykırımını belirlemek koordinasyon kurulunun tespit edeceği resmi gazetede yayınlanacak esnaf ve sanaatkarlar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte beden çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir ve sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan basit usulde vergilendirilen ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 177.maddesinin 1.fıkrasının 1 ve 3.numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerinin yarısını 2 nolu bendinde yazılı nakdi limitini tamamını aşmayanların esnaf ve sanaatkarlar sayılmaları gerektiği, esnaf ve sicil odasına kaydedileceği belirtilmiştir.(Yargıtay 6. H.D. 27/05/2014 tarihli 2014/4426-6852 E.K.)
Somut olayda, davacının tacir ve/veya ticari işletme sahibi olup olmadığı araştırılarak, yapılan incelemelere göre, davacının tacir olup olmadığı ve davanın Ticaret mahkemesinin görevinde bulunup bulunmadığı hususlarında araştırma yapılarak ve yargılamaya devam edilmesi için, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince esasa ilişkin istemler incelenmeksizin davacı tarafın istinaf isteminin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava ticari satım ilişkisine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki ihtilaf, kontör satışının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, kontörlerin davacıya teslim edilip edilmediği, davalının borçlu olup olmadığıdır.
3-Davacı pos cihazı kullanarak iki adet 10.000,00 TL değerinde kontör satın aldığını, davalının kontörleri teslim etmediğini belirterek ödediği paranın iadesini istemiştir. Davalı satım işleminin alt bayisi olan … Gıda Turizm Aracılık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. Tarafından yapıldığını, işlemin şifre kullanılarak yapıldığını ve kontörün istek halinde üçüncü kişilere teslim edildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; davacının kredi kartı kullanılarak dava dışı … isimli kişi tarafından kontörlerin alındığı ve dava dışı … Hizmetleri Çağrı Merkezi adına fatura kesildiği, kontörlerin kart şeklinde elden teslim edildiği, davacının şifresinin dava dışı Ayhan Atar tarafından kullanıldığı kanaatinde olduğu beyan edilmiştir.
4-Dosyada davacıya ait kredi kartı ile davalı şirkete 20.000,00TL ödeme yapıldığı ve bu ödemeye dayalı olarak dava … adına fatura düzenlenerek ödeme karşılığı kontörlerin yine dava dışı …’a teslim edildiği, davacının dava dışı …’ın ödeme karşılığı kontörleri teslim almasına yönelik bir iddiasının bulunmadığı, uyuşmazlık konusu davacının kredi kartından yapılan ödemenin, yine davacının kendisi adına almak istediği kontörler nedeniyle yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
5-Bilindiği üzere kredi kartı ile yapılan alışverişlerde kart şifresi kullanıldığında kart sahibinin imzası gerekmemekte, şifreyi bilen herhangi bir kimse tarafından kart ile ödeme işlemi yapılabilmektedir. Yine kartın kullanıldığı işyerinin-satıcının kartın sahibi tarafından kullanılıp kullanılmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Zira şifre ile yapılan kullanımlarda kartın sahibinin rızası ile kullanıcıya teslim edildiği kabul edilmektedir. Kaldı ki somut olayda davacı kartın rızası dışında kullanıldığını iddia etmemekte, aksine kartın bizzat kendisi tarafından kullanıldığını ileri sürmektedir.
6-Davalı tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden dava dışı … adına düzenlenen 31/10/2014 tarihli ve 40.010,26TL tutarlı faturanın birden fazla kredi kartı tarafından gerçekleştirilen 11 farklı pos çekimi ile ödendiği, ödeme toplamının 40.000,00TL olduğu görülmektedir.
7-Davacı tarafça kredi kartından gerçekleştirilen 20.000,00TL tutarlı ödemenin davacı adına alınmak istenen kontörlere binaen davalı şirkete ödendiği ileri sürülmüştür. Davalı tarafça buna karşılık ödemenin 40.000,00TL tutarlı faturanın karşılığı ödemelerden olduğu savunulmaktadır.
8-Kural olarak satış sözleşmesinde alıcı mal bedelini ödediğini, satıcı ise mal teslimini gerçekleştirdiğini ispat külfeti altındadır.
9-Somut olayda davacının ödeme yaptığı her iki tarafın da kabulündedir. Davacı üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmiş olup ödeme karşılığı malın teslim edilmesine yönelik ispat külfeti davalıya geçmiştir.
10-Davalı tarafından dosyaya sunulan fatura, ödeme makbuzu ve diğer kredi kartı slipleri ile davalı tarafından ödeme karşılığı mal ve hizmetlerin dava dışı …-…’a teslim edildiği ileri sürülmüştür.
11-Bu noktada davalı tarafın ödemenin karşılığı olan mal teslimini dava dışı …-…’a gerçekleştirmiş olmasının ifa niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
12-Somut olaydaki satış işlemi ve dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından her ne kadar ödeme kanıtlanmış ise de davalının ödemelerin 40.010,26TL tutarlı faturaya istinaden gerçekleştirildiği yönündeki savunmasının aksine davalıdan bizzat kendisine kontör teslimatı yapılmasına yönelik olarak ödeme yapıldığı hususunda yeterli delil sunulmamıştır. Davacı tarafından ödemeye dair kredi kartı slipleri sunulmuş olup kendisine satış işlemi gerçekleştirildiğine dair fatura, makbuz, sözleşme veya benzeri bir belgenin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
13-Günümüz ticari hayatında gerçekleştirilen ödemelerin bizzat ticari ilişkinin taraflarına ait kredi kartı ile yapılmasını beklemek veya her bir ödeme işleminde kredi kartı sahibinin muvafakatinin belgelendirilmesi şartının aranması mümkün değildir. Kaldı ki kredi kartı kullanımında kimlik ibrazının istenilmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira kredi kartları şifre ile kullanılmakta, kart sahibinin rızası olmaksızın kullanım yapılması istisnalar dışında mümkün olmamaktadır. Bilindiği üzere kredi kartı üzerine kart sahibi tarafından kartın ilk kullanımında imzalanması gereken bir bölüm bulunmakta, satıcı tarafından şayet şifreli işlem yapılmıyorsa kredi kartı slipi imzalanacağından kart üzerindeki malik imzası ile slip üzerindeki imzanın karşılaştırılması gerekmektedir.
14-Somut olayda davacı tarafından kredi kartı ödemesinin bizzat kendisi tarafından yapıldığı ileri sürülmüş olup, ödemenin davacının teslim almak istediği kontörler yönünden mi yapıldığı yoksa dava dışı fatura borcuna istinaden mi yapıldığı anlaşılamamaktadır.
15-Davalı tarafından sunulan fatura içeriği, kredi kartı slipleri ve makbuzlar birlikte gözetildiğinde davacının kredi kartından yapılan ödeme sonucu bir üçüncü kişiye mal veya hizmetin teslim edildiği anlaşılmaktadır.
16-Bu noktada davacı tarafından ödemenin ispatlandığı sabit ise de dosya kapsamında bu ödemenin kendisine bir mal teslimi yapılması hususunda gerçekleştirildiğine dair başkaca bir delil sunulması beklenmektedir.
17-Davacı tarafından davalıdan talep ettiği kontör satışı için düzenlenmiş bir fatura, makbuz veya yazılı delil başlangıcı seviyesinde bir belge bulunmaktadır. Davacı tarafından davaya dayanak yapılan kredi kartı sliplerinin üzerinde “TUTAR KARŞILIĞI MAL VEYA HİZMETİ ALDIM” ibaresi bulunmaktadır. Bu noktada davalının sunduğu fatura ve ödeme kayıtları da gözetildiğinde davalı tarafından kredi kartı ödemesinin hangi satışa ilişkin yapıldığına dair başkaca bir delil gösterme külfeti altında bulunduğunun kabulü gerekir. Zira davacının peşin ödeme yapmasını gerektirecek bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yine davacının ödeme sonrasında hiçbir mal veya hizmet almadan veya kendisine mal teslimatı yapılacağına dair bir makbuz-fatura veya benzeri bir kayıt almaksızın ayrılması olağan hayat akışına uygun değildir. Bu nedenle davacı tarafından yapılan ödemenin kendisine teslim edilmesi beklenen kontörler karşılığı yapıldığını ispat edemediği değerlendirilmiştir.
18-Davacı tarafça yemin deliline dayanılmış olup mahkememizce değerlendirilen diğer delillerle davanın ispat edilemediği anlaşıldığından 09/02/2021 tarihli 2 nolu celsede davacıya yemin deliline başvurup başvurmayacağı sorulmuş, davacı vekili tarafından sunulan 09/2/2021 tarihli beyan dilekçesi ile yemin deliline dayanıldığı belirtilerek yemin metni sunulmuştur.
19-Yemin metni yeminin muhatabı tarafından doğrudan birebir tekraren yemin eda edilmesi gereken bir metin olmayın mahkeme tarafından yemin metni çerçevesinde yeminin konusu belirlenecektir.
“Yemin teklif eden tarafın hazırladığı yemin metni mahkemeye bir teklif niteliğindedir. Yemin teklif eden taraf, hangi vakıa hakkında yemin teklif ettiğini bildirir; yemin konusunu (sorusunu) ise hakim tespit eder. Yemin sorusu mahkemece resen ve özenli bir şekilde düzenlenip yemin teklif eden tarafa yemin sorusunun ispat etmek istediği vakıaya uygun olduğu yönünde beyanı alındıktan sonra, yemin konusunun duruşma tutanağına yazılması ve okunarak yemin teklif edene imza ettirilmesi uygun olur. Bundan sonra hakim, yemin şeklini okuyup, yemin metnini okuyup, yalan yere yeminin sonuçları konusunda gerekli ihtaratı yapar. Yemin edecek taraf, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse, hakim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhal bu konuda kararını verir ve gerekirse yemin metnini tekrar düzenler. Hakim, HMK 233/4.maddesindeki şekle uygun olarak yemin yaptırdıktan sonra, yemin eden tarafın ifadesini dinleyip aynen tutanağa geçer ve yazılanları yüksek sesle okuyup yemin eden tarafa yeminininde ısrar edip etmediğini sorar. Yemin edenin beyanında ısrar etmesi halinde bu beyan da tutanağa geçerildikten sonra imzası alınmasıyla birlikte yemin tamam olur.” (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması)
Mahkememizce davacının sunduğu yemin metni doğrultusunda usulüne uygun olarak yemin konusu olarak “Davacı tarafa dava konusu 20.000,00TL ödemeyle ilgili borcunun bulunup bulunmadığı” şeklinde belirlenmiştir. Zira davacı tarafça yemin metninde ödeme alınmadığı, kontörlerin davacıya teslim edildiği şeklinde vakıalar üzerine yemin edilmesi talep edilmiş ise de ödeme alınıp alınmadığı veya ödeme karşılığında bizzat davacıya kontör teslim edilip edilmediği uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle yalnızca davacıya ödemeyle ilgili borcunun bulunup bulunmadığı hususu yemin konusu olarak belirlenmiştir.
Davalı şirket yetkilisi tarafından yemin teklifi kabul edilerek yemin eda edilmiş, davacı tarafa ait kredi kartı ile işlem yapan kişiye kontörlerin teslim edildiğine dair yemin edilmiştir.
18-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere davacı tarafından her ne kadar ödeme hususu kanıtlanmış ise de kredi kartı ile yapılan ödemelerde teslimatın yalnızca kart sahibine yapılması gerektiğine yönelik bir yasal düzenleme veya ticari teamül bulunmadığı, aksine ticari hayatta bir başkasının kredi kartı ile ödeme yapılmasının sıklıkla görüldüğü, bu noktada davalı tarafından ödemenin dava dışı … adına düzenlenen fatura karşılığı yapıldığının ileri sürüldüğü, davacı tarafından bu delilin aksini kanıtlar nitelikte bir sözleşme, fatura, makbuz, talimat ve benzeri delil sunulmadığı gözetildiğinde kredi kartının fiili kullanıcısı tarafından ödeme karşılığı kontörlerin teslim alınmış olduğu yönünde vicdani kanaat oluştuğu, davacı tarafın bu husustaki yemin teklifinin davalı tarafça kabul edilerek yeminin yerine getildiği, bu i itibarla kanıtlanamayan davanın reddi gerektiği yönünde vicdani kanaat oluştuğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gereği yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 59,30-TL harcın, peşin olarak alınan 273,00-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 213,70-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 4.080,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”