Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/299 E. 2022/647 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/299
KARAR NO : 2022/647

ASIL DAVA DOSYASINDA;

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 14/06/2011

BİRLEŞEN İZMİR 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
…/… ESAS …/… KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/01/2011
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkillerinin davalı şirketin kurucu ortakları olduğunu, diğer davalının da müdür ve ortak sıfatının bulunduğunu, davalı müdürün sahte imzalarla alınan kararlarla hem yönetimi hem de şirketin %75 hissesini ele geçirdiğini, anasözleşmenin 10. ve 15. maddelerine aykırı davrandığını, bu kapsamda … tarihli kararla müdür atandığını, anılan kararda ortaklar …, …, …’nın imzalarının sahte olduğunu, …/… sayılı ve … tarihli kararda yine anılan kişilerin sahte imzasıyla … ve … hisselerini oy çokluğu ile devraldığını, …/… sayılı ve … tarihli, …’ın hissesinin …’a devri konusunda alınan kararda …, …, … ve …’nın imzalarının sahte olduğunu, …/… sayılı ve … tarihli kararda … hissesinin davalı şirket müdürü olan …’ye devri kararındaki … imzasının sahte olup kararın anasözleşmeye aykırı olarak oy çokluğu ile alındığını, kar payı dağıtılmadığını, ortakların bilgilendirilmediğini, gerekli resmi yerlere, vergi dairesine, SGK’ya bildirimler ve ödemeler yapılmadığını, gelirlerin kayıtlarda yer almadığını ileri sürerek, tedbiren kayyım atanması ile şirket müdürünün azline azline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Birleşen 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… Esas …/… Karar Sayılı Dosyasında;
DAVA : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin kurucu ortağı olduğunu, şirket müdür olan diğer davalı …’nin şirket müdürlüğünü ve %75 hisseyi ele geçirdiğini, …’nin sahte izalarla şirket anasözleşmesine aykırı olarak şirkete müdürü olarak atandığını, …, …, … ve …nın imzalarının sahte olduğunu, davalının bu imzaları taklit ederek … ve …’nun da hisselerini anasözleşmeye aykırı olarak devraldığını, ayrıca şirket defterlerini tutmadığını, gerekli resmi dairelere bildirimlerde bulunmadığını bildirerek, davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalılar vekili, kararların 4 yıl önce alındığını, hisseleri devredenlerin davada taraf olmadığını, …’un yeni müdür olarak atanması istenen … ile akraba olduğunu, …’un sigortalı olabilmek amacıyla hisselerini …’a devrettiğini, fiilen işleri yönettiğini, kararlardaki … ile ilgili imzaların … eli ürünü olma ihtimali bulunduğunu, şirketin SSK borcunun yapılandırıldığını, vergi borcunun bulunduğunu, ancak müvekkilinin vergi affını beklediğini, davacıların kötüniyetli olduklarını, hisselerini fahiş fiyatla müvekkiline satmak istediklerini bu nedenle davaların ikame edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER : Asıl ve birleşen davada davalı şirketin ticaret sicil dosyası getirtilmiştir.
Asıl ve birleşen davanın konusu teşkil eden ve imza sahteliğini içerdiği iddia edilen … tarih, …/…, …/…, …/… ve … tarih – …/… sayılı ortaklar kurulu kararı ibraz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı …’nin diğer davalının müdürü olduğu tespit olunmuştur.
Vergi kayıtları ile davalı şirketin defter ve kayıtları celp edilmiştir.
Noter yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldığı anlaşılmıştır.
Bir kısım davacılar şikayeti üzerine, davalı müdür hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik şüphesinden dolayı kamu davası açıldığı, anılan kamu davasının İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… esas sayılı davasında derdest olduğu, anılan dosyanın incelemesinde, asıl ve birleşen davada davacılar arasında yer alan …, …, …, … adlı ortakların dava konusu edilen kararlardaki imzalarının elleri ürünü olmadığı yönünde savcılık aşamasında rapor alındığı, incelemelerin devam ettiği, imzaların kimin eli ürünü olduğunun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen dosya bakımından hukukçu ve SMMM’den oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmış, anılan raporda; 31/12/2010 tarihi itibariyle davalı şirketin aktiflerinin, pasiflerini karşılayamaz vaziyette bulunduğu, öz varlığının eksi 132.331,60 TL bulunduğu, borca batık vaziyette olduğu, 31/12/2011 tarihi itibariyle de aynı durumun geçerli olduğu, uyuşmazlığın 6762 Sayılı Kanuna tabi bulunduğu, şirket müdürü davalı hakkında ağır ceza mahkemesindeki davanın devam ettiği, mali açıdan kötü durumda bulunduğu, azlinin gerektiği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Asıl ve birleşen davada davalı müdürün gerek savcı gerekse soruşturma sırasındaki alınan ifadelerine dair tutanaklar celp edilmiş, şirket karar defterinin başka kişiler tarafından da imza için dolaştırıldığını, ceza dosyasındaki müştekilerin imzalarının kendisine ait olmadığını ve kime ait bulunduğunu bilmediğini açıkladığı tespit olunmuştur.
Birleşen davada davacı asil …, 12/09/2011 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Mahkememizin 20/01/2017 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile; asıl davada davacılar ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında davacı …’nın asıl ve birleşen davada davalı … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. hakkında açtıkları davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, asıl davada davacılar ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında davacı …’nın asıl ve birleşen davada davalı … hakkında açtıkları davaların ayrı ayrı kabullerine, anılan davalı …’nin … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. müdürlüğünden haklı nedenle azline, birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında davacı …’nun davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 18/05/2018 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararına yapılmış olan istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği, söz konusu istinaf kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 09/09/2019 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile, davalı yönetici aleyhine açılan ceza dosyasının neticesinin beklenmesi gerektiği gibi, bilirkişi heyeti raporuna yapılan esaslı itirazlar da dikkate alınarak ek rapor alınmadan karar verildiğinden bahisle dava … vekilinin temyiz isteminin kabulü ile bölge adliye mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verildiği, mahkememiz kararının bozularak gönderildiği ve mahkememizin …/… Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
İzmir 6.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 02.07.2020 tarih …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile sanık …’nin TCK 204/1, 43/1, 157/1 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, sanık hakkında zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan değerlendirmede 04.12.2007 suç tarihinden bu yana 5237 sayılı TCK nun 66/l-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 04.12.2019 tarihinde dolduğu anlaşıldığından sanık hakkında zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK nun 223/8 maddesi uyarınca düşmesine karar verildiği, söz konusu kararın istinaf talebinin kesin olarak esastan reddine karar verilerek kesinleştiği görülmüştür.
Yargıtay Bozma ilamı ve ceza dosyası içeriği de dikkate alınarak itirazları karşılar, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor aldırılmasına karar verildiği, hukukçu bilirkişi … ve SMMM …’dan oluşan bilirkişi heyetine dava dosyasının tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 27/07/2022 tarihli raporda özetle; İzmir 6 Ağır Ceza Mahkemesi’nin …/… Esas-…/… Karar sayılı ve 02.07.2020 tarihli gerekçeli kararında; sanık …’nin TCK 204/1, 43/1, 157/1 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması talep ve iddia olunarak kamu davası açıldığı, sanık hakkında zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçu yönünden yapılan değerlendirmede 04.12.2007 suç tarihinden bu yana 5237 sayılı TCK nun 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin 04.12.2019 tarihinde dolduğu anlaşıldığından sanık hakkında zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK nun 223/8 maddesi uyarınca düşmesine karar verildiği görülmekle, kamu davasının zamanaşımından düşmesine dair kararın işbu davaya konu şirket müdürlüğünden haklı sebeple azil talebinin esası üzerinde herhangi bir etkisinin bulunmadığını, konuyla ilgili nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, davalı …’nin şirket müdürü atandığı 11.05.2007 tarihinden itibaren önceki dönem 2006 yılı içinde zarar edildiği doğru bir saptama olmakla beraber davalının göreve geldiği 2007 yılıda dahil olmak üzere görevini sürdürdüğü 5 yıl boyunca şirketin mütemadiyen zarar etmeye devam ettiği ve dolayısıyla şirketin 2006 yılında 61.909,65-TL olan Menfi Özvarlığının 2011 yıl sonu itibarıyla (5 yıl içinde toplamda 110.201,41.TL zarar artışı ile) menfi 172.111,06.TL sına ulaştığı tespitinden yola çıkıldığında davalının faaliyet gösterdiği dönemler içerisinde şirketin devamlı surette zarar ettiğini görmemenin mümkün olmadığını, ayrıca davalı …’nin şirketin mali durumundaki bozulmanın veya kötü gidişin ortakların şirketten olan alacaklarından kaynaklandığı iddiası yönünden yapılan tetkiklerde; 2006 yıl sonu itibarıyla ortakların şirketten olan alacaklarının yer aldığı … hesap kodunda takip edilen hesap bakiyesinin 292.030,48.TL den 2011 yıl sonu itibarıyla 26.207,81.TL artışla 318.238,29.TL sına yükseldiği dikkate alındığında, şirketin mütemadiyen artan veya süreklilik gösteren dönem sonu zararlarının ortaklar hesabından kaynakladığını söylemenin mümkün olmadığını, bu çerçevede, şirketin mali durumunun kötü olduğu ve davalı şirket müdürünün şirketin mali yönetimi konusunda üstüne düşen görevleri yerine getirmediği konusunda bozmadan önce yapılan tespitlerde herhangi bir değişiklik olmadığı kanaatine ulaşmak mümkün olup, buna göre, davalı şirket müdürünün azli talebinin 6762 sayılı TTK m. 543 atfıyla uygulanan 6762 sayılı TTK m. 162 hükmü gereğince isabetli olup olmadığı konusunda nihai takdirin Mahkemeye ait olduğunu rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, haklı nedenle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, asıl ve birleşen davanın davacılarının davalı şirketin ortağı oldukları, asıl ve birleşen davada davalı …’nin ise, şirketin hakim ortağı ve aynı zamanda temsil ve ilzama yetkili müdürü bulunduğu, anılan davalının sahte imzalarla şirket hakimiyetini ele geçirdiği, kararlar aldığı, defter ve kayıtları usulüne uygun tutmadığı, gerekli yasal zorunlulukları yerine getirmediği, kar payı dağıtmadığı ve şirketi kötü yönettiğinin ileri sürüldüğü hususları uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca, davalı müdür hakkında ağır ceza mahkemesinde dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik iddiası ile açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş olduğu dosya kapsamıyla sabittir.
Limitet şirketin organları arasında yer alan müdürler, limitet şirketi idare ve temsil ederler. Somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 543. maddesinde, ortaklara ait idari temsil yetkisinin kaldırılması hakkında, kollektif şirkete dair 161 ve 162. maddeleri hükümlerinin tatbik edileceği düzenlenmiştir. Sonradan yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortağın haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Anılan Kanun maddesinde, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul edilebileceği ifade edilmiştir.
Haklı sebep, 6762 sayılı Kanunda tanımlanmamıştır. Oysa ki, 6102 sayılı Kanunda geniş olarak tanımlama yapılmıştır. Somut olayın özelliğine göre hakim, haklı sebebin varlığını takdir edecektir. Haklı sebep, doktrin ve uygulamada genel olarak limitet şirketin idare ve temsil yetkisinin kullanılmasında basiretsizlik, ağır ihmal ve benzeri haller olarak sayılmıştır.
Ancak, gerek mülga 6762 sayılı TTK’nın 543. maddesi gerekse yürürlükteki 6102 sayılı Kanunun 630. maddesi uyarınca limited şirket müdürlerinin idare ve temsil yetkilerinin kaldırılması istemli olarak açılan davalarda husumet, azli istenen müdüre yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup, ayrıca limited ortaklığın dava edilmesi zorunlu değildir.
Somut uyuşmazlık incelendiğinde, yukarıda açıklandığı üzere, müdürün azli istemli davada husumetin, salt azli istenen müdüre yöneltilmesi gerektiğinden, davalı şirket hakkındaki gerek asıl davanın gerekse birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Birleşen davada davacı asil … davasından feragat ettiği için ve üzerinde serbestçe tasarruf edilebilecek bir dava türü kabul edildiğinden anılan davacının davasının da feragat nedeniyle reddi yönünde hüküm kurmak gerekmiştir.
Asıl davada davacılar ile birleşen davada davacı …’nın davalı müdür aleyhine açtıkları davaları bakımından esas itibariyle inceleme yapılmıştır. Davacılar, haklı neden olarak davalı müdürün sahte imzalarla kararlar aldığını, defter ve kayıtları usulüne uygun tutmadığını, resmi görevlerin yerine getirmediğini, tek başına şirketi yönettiğini ileri sürerek haklı nedenle müdürün azlini istemişlerdir. Az yukarıda açıklandığı üzere, müdürler limited şirketi temsil ve ilzama yetkili organdırlar. Şirket defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutmak ve diğer yasal görevlerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Aksi halde, hukuki ve cezai sorumlulukları söz konusudur. Davalı müdürün, gerek soruşturma sırasındaki açıklamalarından ve ceza mahkemesindeki savunmasından gerekse alınan kararlardaki imzaların davacılara ait olmadığı yönündeki rapor içeriklerinden, bir takım kararların, usulüne uygun bir şekilde defter ve kayıtları tutmakla yükümlü müdürün gözetimi dışında alındığı sabittir. Başka bir ifadeyle, alınan kararların sıhhati tartışmalıdır. Her ne kadar, davalı müdür bir takım davacıların imzalarının kendisi tarafından atılmadığını savunmuş ve bu nedenle ceza yargılamasına dair karar doğrudan mahkememiz dosyasının sonucuna etkili görülmemiş. Netice olarak, davalının müdür sıfatıyla limited şirketin defter ve kayıtlarını muntazam olarak tutmadığı, en önemli kararlarda imzaların kendisinin yokluğunda alındığı, bu bakımdan müdürlük görevinin yerine getirmesi yönündeki ortakların güvenini sarstığı, şahısların önem arz ettiği limited şirket bakımından bu durumun müdürün azli bakımından haklı sebep kabul edilmesi sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla, müdürün yönetimde basiretsizliği sabit bulunmuştur. Ayrıca, alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, şirketin mali durumunun da kötü olduğu, öz varlığını kaybettiği ve bu yönüyle de yönetimde yetersizlik meydana geldiği ortaya çıkmıştır. Asıl ve birleşen davada davalı müdürün ortaklar kurulunu gereği gibi toplamadığı, kararların usulüne uygun olarak alınmasını sağlamadığı, alınan kararların sağlıklı olmadığı, bu yöndeki yetkilerini doğru kullanmadığı, defter ve kayıtları usulüne uygun tutmadığı, yönetimde basiretsizliğin olduğu, mali açıdan şirketi zor duruma soktuğu, öncesinde gerekli tedbirleri almadığı, şirket ortakları ile müdür arasında güvenin sarsıldığı, hakkında kamu davası açıldığı, azil için haklı nedenin ortaya çıktığı sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacılar ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında davacı …’nın asıl ve birleşen davada davalı … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. hakkında açtıkları davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Asıl davada davacılar ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… sayılı dosyasında davacı …’nın asıl ve birleşen davada davalı … hakkında açtıkları davaların ayrı ayrı kabullerine, anılan davalı …’nin … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. müdürlüğünden haklı nedenle azline,
3-Birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin dosyasında davacı …’nun davasının feragat nedeniyle reddine,
4-Asıl dava dosyası yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL ilam harcının peşin alınan 18,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 62,30-TL harcın davalılardan …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
5-Asıl dava ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası yönünden; Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70.-TL ilam harcının peşin alınan 18,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 62,30-TL harcın davalılardan …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına
6-Asıl dava yönünden peşin alınan 18,40.-TL harç masrafının davalılardan …’den alınarak asıl dosya davacılarına verilmesine,
7-Asıl dava ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası yönünden peşin alınan 18,40.-TL harç masrafının davalılardan …’den alınarak davacılardan …’ya verilmesine,
8-Asıl ve birleşen dosyada … dışındaki davacıların yapmış oldukları toplam yargılama gideri olan 687,50.-TL’nin davalılardan …’den alınarak bu davacılara verilmesine,
9-Asıl dosya davacısı … tarafından yapılan 9.000,00-TL kayyım ücreti yargılama giderinin davalılardan …’den alınarak davacı …’e verilmesine,
10-Asıl dava dosyasında davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan …’den alınarak davacılara verilmesine,
11-Asıl dava dosyasında davalılardan … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7. maddesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücredinin davacılardan alınarak bu davalı vekiline verilmesine,
12-Asıl dava ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası yönünden davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılardan …’den alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Asıl dava ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası yönünden davalı davalılardan … Özel Spor Tesisleri ve Malzemeleri Tur. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’nin 7. maddesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin birleşen davada davacı …’dan alınarak bu davalıya verilmesine,
14-Asıl dava ile birleşen İzmir 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyası yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT’nin 6. maddesi uyarınca 4.600,00-TL vekalet ücretinin birleşen davanın davacısı …’dan tahsili ile davalılara verilmesine,
Davacılar tarafından peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair Asıl ve birleşen dosyalar davacıları Vekili Av. … ile kayyım …’un yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.05/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır