Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/268 E. 2022/580 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/268 Esas
KARAR NO : 2022/580

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket davalı … Müdürlüğünden elektrik enerjisi satın aldığını, … abone no ile tüm elektrik faturalarını eksiksiz ve düzenli bir şekilde ödediğini, davalı OSB müvekkil şirkete elektirik enerjisi satarken elektrik birim fiyatına gizlenmiş suratte kayıp- kaçak dağıtım sayaç okuma parekende satış hizmeti, iletim bedelleri, trafo kayıp bedeli vb ile bu bedelleri de katmak suretiyle KDV ve diğer vergilerle TRT payını da tahsil edildiğini, organize sanayi bölgeleri tüzel kişilikleri, serbest tüketici olarak terarikçilerden katılım için temin ettikleri enerjiye ilişkin olarak TRT kurumuna ayrıca pay yatırılamaz hükmünün getirildiğini, müvekkilin aldığı elektrik enerjisi içinde davalı tarafından kayıp kacak dağıtım bedeli adı altında yasal dayanağı olmayan paralar tahsil edildiğini, kayıp kaçak miktarı dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı gösterdiğini, kayıp kaçak bedeli elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp kaçak bedeli oranları ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, davalı kurum tarafından elektrik enerjisinin üretiminden tüketiciye ulaştırılıncaya kadar oluşan elektrik eksiliği kayıp bedeli olarak enerji nakil hatlarından çeşitli sebeplerle sayaçtan geçirilmeksizin, herhangi bir bedel ödemeden kullanılan elektrik bedeli de kaçak bedeli olarak diğer kullanıcı abonelere yansıtıldığını, 4628 sayılı Elektrik piyasası kanunun 4 maddesinin 1 fıkrasında bu kanun ile verilen görevleri yerine getirmek üzere Eneji piyasası düzenleneme kurumu kuruldğu belirtilmiş aynı maddenin 2 fıkrasında ise kurum, tüzel keşiliren yetkili oldukları faaliyetleri ve bu faaliyetlerden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerini tamamlayan kurul onaylı lisansarın verilmesinden işletme hakkı devri kapsamındaki mevcut sözleşmelerin bu kanun hükümlerine göre düzenlenmesinden piyasa performansının izlenmesinden parformans standartlarının ve dağıtım müşteri hizmetleri yönetmeliklerinin oluşturulmasından tadilinden ve uygulattırılmasından denetlenmesinden bu kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur hükümerine yer verildiğini, kurumuna kullanıcılara yapılacak elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiğini, bu maddede de anlatılmak istenen hususun 1 kw elektrik enerjisinin tüketicilere ulaşılıncaya kadarki maliyet ve kar payı olup yoksa enerji piyasası düzenleme kurumuna sınırsız bir fiyatlandırma unusuru belirleme yetkisi ve görevi verilmediğini,kötü niyetli kullanıcıların kaçak kullanımı ve tedarikçi elektrik dağıtım şirketin ağır ihmal ve kusurları ile altyapısal eksikliklerinden kaynaklanan kayıp kaçak tüketimlerinin bedeli karşılığı olarak dürüst aboneye yansıılması hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakkının saklı kalmak kaydı ile müvekkille imzalanan abonelik sözleşmesinin yapıldığı tarihinden bu güne kadar haksız olarak tahsil edilen kayıp kaçak, trafo kaybı, dağıtım, sayaç okuma, parekende satış hizmeti, iletim berelleri ile bunlar üzerinden hesaplanan paksız olarak alınan KDV ve diğer vergi fon, TRT payı ve bedeller ile 11/09/2014 tarihine kadar alınan TRT payı ve üzerinden tahakkuk ettirilen KDV ‘nin dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket, müvekkil … Organize Sanayi Bölgesi bünyesinde yer aldığını, müvekkil ile aralarında imzalanan Elektrik Tedarik Sözleşmesi gereği; elektrik kullanım abonesi olduğunu, ancak davacı şirketin, müvekkil tarafından, elektrik kullanım bedeline ek olarak, kayıp kaçak bedeli, trafo kayıp bedeli, TRT payı bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli, iletim bedeli ve dağıtım bedeli ile tüm bu bedellerin toplamı üzerinden kesilen KDV’nin kendilerinden tahsil edildiğini, söz konusu ek bedellerin elektrik kullanım bedeline eklenmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiş ve iş bu davayı ikame ettiğini, Kemalpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine dava dosyasının davacının haksız olan talebi ile mahkememize gönderilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, davacı şirketin söz konusu ek bedellerin iadesini talep edebilmesinin mümkün olmadığını, Davacı şirket tarafından iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasını talep edilen alacağın belirlenebilir nitelikte olması sebebiyle hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Davacı tarafça yapılması gereken toplama işleminden ibaret olup işbu davada bilirkişilerin yapabileceği uzmanlık gerektiren bir tespit bulunmadığını, belirsiz alacak davası HMK 107 uyarınca alacak tutarının belirlenmesinin ancak davalının mahkemeye bilgi vermesinden sonra belirlenebildiği durumlarda veya alacak tutarının ancak yargılamanın tahkikat aşamasından sonra belirlendiği durumlarda açılabilecek bir dava türü olduğunu, alacağın miktarının belirlenebilir olduğu durumlarda belirsiz alacak davası açılmadığını, davalı … Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü, …’a ait trafo merkezinden aldığı elektrik enerjisini kendi sorumluluk bölgesi içerisindeki sanayi tesislerine 34,5 KV gerilimli elektrik dağıtım şebekesi aracılığı ile dağıttığını, dolayısıyla …’tan satın aldığı elektrik enerjisi için bu kuruma İletim Sistemi Kullanım Bedeli ödendiğini, davalı … Yönetimi, …’tan aldığı elektrik enerjisini OSB içerisinde faaliyet gösteren fabrikalara ulaştırılması sırasında bir dağıtım faaliyeti yürütüldüğünü, dolayısıyla bu dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme, bakım, onarım, yeni tesis yatırımı, iyileştirme ve bunlar için gerekli personel, araç, gereç vb. masraflara katlandığını Organize Sanayi Bölgelerinin bir sonraki yılda kendi dağıtım bölgeleri içerisinde yer alan elektrik abonelerine uygulayacakları dağıtım bedelleri; EPDK tarafından belirlenen yönteme göre; bir sonraki yılda yapılması muhtemel bakım, onarım, işletme yenileme, personel giderleri toplamının, yine bir sonraki yılda OSB içerisinde satışı/dağıtımı yapılacak elektrik enerjisi miktarına bölünmesi suretiyle hesaplanarak EPDK’ne gönderildiğini. Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulunca bu hesaplar incelendikten sonra onaylandığını, Organize sanayi bölgesi içerisindeki herhangi bir dağıtım hattında arıza oluştuğunda bu arızaya ilgili ilde görevli dağıtım şirketi (İzmir için Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş.) tarafından müdahale edilmediğini, onarımının yapılmadığını. Dolayısıyla müvekkil tarafından yukarıda belirtilen iletim sistemi kullanım bedeli ile dağıtım bedelinin OSB dahilindeki abonelerden tahsil edilmemesi halinde elektrik dağıtım hizmetinin yerine getirilmesini, arızaların onarımının yapılmasını, bakım ve yeni tesis çalışmalarının yürütülmesi imkanını ortadan kaldırcağını, Yine iletim sistemi kullanım bedeli ile dağıtım bedelinin alınmaması halinde; EPDK tarafından belirlenmiş tarifeler uygulanmamış olacağından Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesine Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından verilmiş olan OSB Elektrik Dağıtım Lisansının da iptali söz konusu olacağını, Bu nedenlerle davacı şirketin, kendisinden Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi tarafından tahsil edilen iletim sistemi kullanım bedeli ile dağıtım bedelinin iadesini talep etmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuunu, söz konusu faaliyet kapsamında müvekkilin hukuka aykırı hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, …. OSB sınırları içerisinde yer alan farklı bir elektrik kullanım abonesi tarafından, müvekkil aleyhine açılan ve İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …/… E. sayılı davası üzerinden yapılan yargılama sırasında mahkemeye sunulan 19.06.2017 tarihli bilirkişi raporu ile de açıkça ortaya konulduğunu. Tüm bu maddeler ve belirtilen yönetmeliğin hükümleri dikkate alındığında müvekkilinin … Organize Sanayi Bölgesi tarafından faturalandırılan İletim Bedeli ve Elektrik Dağıtım Bedelinin hukuken geçerli ve yürürlükte bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından düzenlenen Organize Sanayi Bölgelerinin Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelik üzerinden talep edildiğini ve tamamen hukuki olduğunu açık ve net bir şekilde ortada olduğunu, söz konusu iletim sistemi kullanma ve dağıtım bedellerinin EPDK tarafından onaylanan ve lisans sahiplerince uyulmak zorunda olan tarifelere göre tahsil edilmesi sebebiyle, müvekkil söz konusu durum bakımından hiçbir hukuka aykırı faaliyeti bulunmadığını, bu kapsamda davacının davasını EPDK’ya yönetilmesi gerektiğini, bu dava kapsamında ise davanın EPDK’ya ihbar edilmesi ve söz konusu dağıtım ve iletim sistemi kullanma bedellerine ilişkin gerekli açıklamaların kurumdan talep edilmesi gerektiğini, Açıklanan tüm bu sebeplerle iş bu dava konusu hakkında dava açılamayacağının açıkça ifade edilmiş olması ve belirtmiş olduğu diğer sebepler ile öncelikle davanın usulden, mahkeme aksi kanaatte ise yukarıdaki açıklamalar kapsamında esastan reddedilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Dava öncelikle Kemalpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin …/… Esasına kaydedilmiş olup, mahkeme …/… Karar sayılı ilamı ile 15/11/2017 tarihinde görevsizlik kararı vermiştir. Akabinde dava dosyası mahkememizin …/… Esasına kaydedilmiş ve yapılan yargılama sonucunda 12/03/2019 tarihinde “Hukuki yarar yokluğundan davanın REDDİNE,” şeklinde hüküm tesis edilmiş verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve İzmir BAM. … Hukuk Dairesi …/… Esas …/… Karar sayılı ilamı ile: “Davacı dava dilekçesinde, davalının kendilerine elektrik enerjisi satarken elektrik birim fiyatına gizlenmiş şekilde kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri, trafo kayıp bedeli vb. ile bu bedelleride katmak suretiyle KDV ve diğer vergiler ile TRT payını da tahsil ettiğini belirtmiş ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak 500,00 TL.nin tahsilini istemiş ve dava değeri olarak gösterilen 500,00 TL üzerinden harç yatırmıştır. Akabinde davacı taraf 12.3.2019 tarihli duruşmada “biz davayı açtığınız tarihten sonra yasal değişiklik olmuş olup bizim davamız davalının haksız suretle almış olduğu TRT payına ilişkin vede yargılama giderlerine ilişkin olarak devam etmektedir. Davamız belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunarak davasını TRT payına ve yargılama giderlerine ilişkin olarak sınırlamış bulunmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı şüphesiz olup davacı dava dilekçesinde belirttiği kalemlerin elektrik birim fiyatlarına gizlenmiş şekilde kendisinden tahsil edildiğini bildirmiştir. Davacının bu iddiasının doğruluğu ancak konusunda uzman bilirkişi vasıtasıyla tespit edilebilecek niteliktedir. Ancak dava açıldıktan sonra 6719 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olmakla davacının istediği kalemler yasal hale gelmiş ve davacıda sonradan ortaya çıkan bu durum nedeniyle davasını TRT payı ve yargılama giderine hasretmiştir.
Dava açıldıktan sonraki yasa değişikliği nedeniyle başlangıçtaki koşullar değişmiş ve davacının duruşmadaki beyanına göre dava belirli alacak davasına dönüşmüştür. Bu durumda davacıya talep ettiği TRT payı miktarları gözetilerek ve başlangıçta yatırılan harç miktarı da değerlendirilerek eksik harcın bulunması halinde eksik harcın tamamlanması için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
İlk derece mahkemesince değinilen bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan davacının diğer istinaf itirazları incelenmeksizin bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine ” şeklinde karar vermiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim bedelleri, trafo kayıp bedeli vb. ile bu bedelleride katmak suretiyle KDV ve diğer vergiler ile TRT payı bedellerinin istirdatı istemine ilişkindir.
İzmir BAM. … Hukuk Dairesi …/… Esas …/… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davacı taraf 12.3.2019 tarihli duruşmada “biz davayı açtığınız tarihten sonra yasal değişiklik olmuş olup bizim davamız davalının haksız suretle almış olduğu TRT payına ilişkin vede yargılama giderlerine ilişkin olarak devam etmektedir. Davamız belirsiz alacak davasıdır” şeklinde beyanda bulunarak davasını TRT payına ve yargılama giderlerine ilişkin olarak sınırlamış bulunmaktadır.
Mahkememizce aldırılan 30/11/2020 tarihli raporun sonuç kısmına göre” Davacı … Prefabrike Beton İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’ne ait elektrik aboneliğine … Organize Sanayi Bölgesi Tüzel kişiliği tarafından, aboneliğin kurulduğu 10.05.2012 tarihinden 11.09.2014 tarihine kadar düzenlenen faturalarda TRT payı olarak tahsil edilen tutar toplamı KDV hariç 1.131,90 TL, KDV dahil 1.335,64 TL olarak hesaplandığı takdir sayın Mahkemeye aittir” şeklinde raporu sunulduğu görülmüştür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamıyla; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4. maddesi ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na tüketicilere yapılacak elektrik satışlarında uygulanacak fiyatlandırmaya esas unsurları tespit etme görevi verildiği, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun bu maddeye dayanarak 11.08.2002 gün ve 24843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Satış Hizmet Geliri ile Perakende Enerji Satış Fiyatlarının Düzenlenmesi Hakkında Tebliği” yayımladığı, lisans sahibi şirketlerinde bu tebliğe uygun olarak tüketiciden kayıp-kaçak bedeli adı altında bedel tahsil ettikleri, ancak anılan madde ile Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’na sınırsız bir fiyat belirleme hak ve yetkisinin verilmediği, özellikle kaçak (elektrik enerjisinin hırsızlanması) bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesininde hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kararları ile bu bedelin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Anayasanın Vergi ödevi Başlıklı 73. maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenleme ve yukarıda açıklanan Hukuk Genel Kurulu kararı doğrultusunda, Dairemizce; kayıp-kaçak bedeli gibi dağıtım şirketleri tarafından faturalara yansıtılan dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, parekende satış hizmeti bedeli ve iletim bedelinin, tüketicilerden tahsil edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Ne var ki, 17.06.2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21. maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve dava konusu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Yine, 6719 sayılı kanunun 26. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen;
Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Dava devam ederken yürürlüğe giren 17. Madde anayasa mahkemesinin 2016/150 Esas 2017/179 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamında talep edilen bedeller Anayasa’ ya aykırı olduğundan dağıtım şirketlerinden tahsili gerektiği yönündedir. Ne var ki Anayasa Mahkemesinin 2017/179 Karar Sayılı ilamı ile yapılan incelemede talep edilen bedellerin tahsilinin Anayasa aykırılığı değerlendirilmiş ve ayıkılırık bulunmadığından başvuruların reddine karar verilmiştir.
Anayasanın 153. Maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organları yönünden bağlayıcı olacağından Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 günlü ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 Karar Sayılı ilamında anayasaya aykırılık bulunduğu belirtilmesine karşılık eldeki dava açıldığından, dava açıldığı tarih itibari ile davacı davasında haklı olduğundan karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurmak gerekmiş, dava açıldığı tarihte davacı davasında haklı olduğundan lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 91,23 TL karar ve ilam harcının yatan 51,20 TL peşin harç ve tamamlama harcından mahsubu ile eksik kalan 40,03 TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,,
3-Yargılama sırasında davacı tarafından yatırılan ve harcanan 51,20 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı, 364,70 TL posta ve diğer giderler ile 450,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 895,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen 1.335,64 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”