Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2022/849 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/257 Esas
KARAR NO : 2022/849

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 07/12/2022
KARARIN YAZILMA
TARİHİ : 09/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; davalı şirketin İstanbul Altın Borsası üyesi, davalı …’nün de bu şirketin yetkilisi olduğunu, altın alım satımı yapmak için 14.09.2009 günü 32.000 ABD Dolarını 1 kg altın için nakit olarak … isimli davalı şirket çalışanına teslim ettiğini, bu kişinin el yazısıyla “Yeni hesap açılışı 32.000 USD …” yazılı belge verdiğini, 14.12.2009 tarihinde 18.000 ABD Dolarını nakit olarak 1/2 kg altın parası olarak aynı kişiye teslim ettiğini, hesabını kapatmak istediğinde zarar ettiğini söyleyerek parasını vermediklerini, hesap ekstresi istediğinde davalı şirketin muhasebecisinin ekstre veremeyeceklerini bildirdiğini, gönderdiği mesaja telefonla araması gerektiği şeklinde bilgi verildiğini, savcılığa şikayeti üzerine davalı şirket çalışanı ve muhasebecisi hakkında dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, beraat kararı verilmiş ise de dosyanın Yargıtay’dan dönmediğini, şirket muhasebecisi …’nun ceza dosyası içinde bulunan telefon konuşmalarından davalı şirketin legal muhasebe kayıtlarının dışında illegal gizli muhasebe kayıtlarının tutulduğunu, bu nedenle kendisini İzmir’den İstanbul’a çağırdığını, e posta göndermediğini, İstanbul Altın Borsasında da hesabın gösterilmemesi ve şirket defter ve belgelerinde de yatırdığı paranın görülmememesinden TTK ve MK uyarınca şirket yetkilisi olan davalının hukuken sorumlu olduğunu, TTK gereğince şirketi temsile ve idareye yetkili olanların kanunların kendilerine yüklediği görevi yapmaması nedeniyle haksız fiil hükümlerine göre sorumlu olacaklarından davaya haksız fiil hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000 ABD Doları alacağının muaccel olduğu tarihten itibaren 3095 sayılı Yasa uyarınca Amerikan Dolarına uygulanan en yüksek faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacının 06/06/2022 tarihli beyan dilekçesi ile talebini 32.000,00-USD ye yükselttiği, toplam 32.000,00-USD karşılığı 526.720,00-TL alacağa hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
CEVAP : Davalılar vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; müvekkili şirketin İzmir’de şubesi bulunmadığını, müvekkilinin merkezinin İstanbul olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, müvekkili …’nün davacıyla hiçbir irtibatı ve ilişkisi bulunmadığını, TTK 371/5 maddesi uyarınca şirketi yönetenlerin görevlerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiilden şirketin sorumlu tutulması gerektiği için müvekkili …’a husumet yöneltilemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının para teslimi karşılığı hiçbir yazılı belge, kaşe, imza almadığını, fasit makine fişini davacının şirketten alacaklı olduğuna ilişkin belge gibi sunamayacağını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının dava açmayı bir alışkanlık haline getirdiğini, davacının Kadıköy’de … firmasını şikayet ettiği, Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde kamu davası açıldığını, yine … … firması hakkında İzmir 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldığını, müvekkilleri ve çalışanları hakkında şikayet üzerine beraatle sonuçlanan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, yine aynı şahıs davacının müvekkili …’nün Kapalıçarşı’da adına kayıtlı taşınmazlar ile ilgili olarak Anıtlar Kurulu’na, belediye ve C.Savcılığına şikayetlerde bulunduğunu, başkaları hakkında da İçişleri Bakanlığı, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne, İzmir İdare Mahkemesi’nde ve Danıştay’a birçok başvurularda bulunduğunu, davacının İzmir Adalet Komisyonu Başkanlığı’na 2011 yılında yazdığı yazı ile İzmir Adliyesinin 4. Katında yer alan İzmir Barosu’na ayrılan yerin aşırı büyük olduğu iddiası ile adliyedeki sıkışıklığın giderilmesi için baro yerinin küçültülmesi hususunda talepte bulunduğunu, davacının ODTÜ mezunu inşaat mühendisi olduğunu, herhangi bir çalışana 50.000,00-USD teslim edip de, hesap işi dışında imzalı belge almamasının akıl ve mantığı zorladığını, davacının dava açma ve takip etmeyi bir yaşam biçimi haline getirdiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; İstanbul 4 Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası, davalı şirket defter ve belgeleri, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından şirket çalışanlarının çözümü yaptırılan telefon konuşmaları ve iddianamesi, İstanbul Altın Borsası kayıtları ve mevzuatı, tanıklar ve sair mevzuata dayandığı görülmüştür.
Davalılar vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; müvekkil şirkete ait ticaret sicil gazetesi, müvekkil şirket defter ve kayıtları, Altın Borsası … nolu Üyelik belgesi, Yetkili Müessese İzin Belgesi, 1SO 9001 sertifikası, Nuruosmaniye V.D. teşekkür belgesi, İstanbul 4.Ağır Ceza Mah. Dava dosyası, duruşma tutanakları, davacının müvekkiller aleyhine yaptığı müracaatlar, İstanbul 16. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, tanık beyanı, davacının açtığı bazı davalara ve yazışmalara ilişkin belgeler, bilirkişi incelemesi, yemin, karşılık delil hakkımız mahfuz olmak kaydıyla, her türlü sair yasal deliller ve içtihatlara dayandığı görülmüştür.
Mahkememizin 03/07/2018 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile mahkememizin yetkisizliğine, yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verildiği, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 08/04/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile davacının istinaf talebinin kabulü ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verildiği, dosyanın mahkememize gönderilerek 2020/257 Esasına kaydının yapıldığı görülmüştür.
Davacı tarafından adli yardım talebinde bulunulduğu ve mahkememizin 20/11/2020 tarihli ara kararı ile adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Celp ve tetkikine karar verilen İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasının celp ve tetkikinde; katılanın …, sanıkların …, …, … ve …, suç tarihinin 03/08/2011, suçun dolandırıcılık olduğu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı 24/10/2011 tarih ve … nolu iddianamesinde, Müşteki …’ün şikayeti üzerine Şüphelilerin herhangi bir yetkileri ve resmi kurumca verilmiş bir izinleri olmadığı halde vadeli altın Borsa işlemi yapmak sureti ile, piyasadaki tabiri ile bir çeşit Altın kumar adı verilen işlemleri gayriresmi ve herhangi bir resmi kayıt tutmadan yaptıkları ve bu şekilde müştekiden 50.000 USD alıp daha sonra müştekiye zarar ettiğini söylemek sureti ile vermedikleri gerekçesiyle iddianame hazırlandığı, İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yapılan kovuşturma sonucunda mahkemenin Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen 20/09/2013 tarih … Esas … Karar sayılı ilamında; “Katılan, sanıklardan …’nün ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu … Döviz ve Kıymetli Maden AŞ ye altın alımı için 50.000,00-USD para verdiğini, ilerleyen günlerde yatırılan parayı aldıkları altından zarar ettiklerinden bahisle parasını iade etmeyerek kendisini dolandırdıklarını iddia ederek şikayetçi olmuş ise de, katılanın … Döviz ve Kıymetli Maden Ticaret AŞ nezdinde hesabının bulunduğu, belirtilen firmada altın alıp sattığı, sanıkların yetkili veya resmi kurumda verilmiş bir izinleri olmadığı halde vadeli altın borsa işlemi yaptıklarına dair dosyada delil mevcut olmadığı, katılandan alınan paranın iade edilip edilmemesi hususunun hukuki uyuşmazlık olduğu” gerekçe ve tespiti ile sanıkların beraatine karar verildiği görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, davalı şirketin defter ve kayıtlarda inceleme yapılması için yeminli mali müşavir ve borsa altın işlemleri konusunda uzman bilirkişiden oluşan heyete dosyanın tevdi edilerek davacının davalı şirket nezdinde altın hesabı bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa davalıların eylemleri nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı hususunda, İstanbul 4.Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya içeriği de incelenmek suretiyle rapor aldırılması hususunda İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, altım işlemleri bilirkişisi … ve YMM …’ndan oluşan bilirkişi heyeti tarafından dosyaya ibraz edilen 17/05/2021 tarihli raporda özetle; tarafların üzerinde anlaşamadıkları çekişmeli vakıaların ispatı için somut delil olması gerektiği, ispat yükü hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu için davacının somut belge sunması gerektiği ancak dosyada mübrez bir belge olmadığı, Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatına göre İstanbul Altın Borsası üyesi olan ve Yetkili Müessese statüsünde faaliyetini sürdüren davalı şirket Defter kayıtlarında davacıya ait müşteri hesabına ve iddia edilen para yatırma işlemlerinin tespit edilemediği, taraflar arasında akdedilmiş her hangi bir sözleşme olmadığı için iddia edilen işlemlerin değerlendirilemeyeceği; kayıt dışı olarak taraflar arasında iddia edilen tarzda bir işlem olmuş ise bu konuda taraflarından bir değerlendirme yapılamayacağını rapor ve beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı Tanığı …Mahkememizde Alınan Beyanında; “Ben davacıyı okul arkadaşım olması nedeniyle tanırım. Kendim 30 senedir Borsacılık yaparım. Kendi geçimimi kendi hesabıma alım satım yaptığım hisselerin geliri ile sürdürürüm. Davacı da benim bu işlerle uğraştığımı bildiği için dava konusu işlemi yaptığı senelerde yanıma gelirdi. Benim yaptığım işlere bakar benden tavsiye alırdı. Bazen yanımda da telefonla işlem yaptığı olurdu. Bana kendisi o sıralarda … … Döviz isimli şirkette altın hesabı bulunduğunu açık hesap şeklinde çalıştıklarını söylemişti. Bende bu işlemlerde açık hesabın tehlikeli olduğunu hatalı işlem yapılabileceğini kayıtların tutulması gerektiğini söyledim. Bunun üzerine kendisi davalı şirkete hesaplarını kontrol etmek istediğini söylediğinde aralarında anlaşmazlık çıktı. Benim bildiğim kadarı ile bu şekilde uyuşmazlık oluştu. Ben davacının davalı şirkete bizzat para getirip altın hesabı açtırdığını kendin görmedim ancak olayın gerçekleştiği 2009 yılı civarında ben kendim İstanbul’da yaşıyordum. İzmir’e o yıl taşındım. Davacı da o yıla kadar İstanbul’da yaşıyordu. Kendisinin bana altın alıp sattığını bu şekilde işlem yaptığını söylediği ve yanımda da davalı şirketi arayıp telefonla işlem yaptığı için altın hesabı olduğunu biliyorum. Ben ne kadar altınının bulunduğunu bilmiyorum ancak ilk duyduğumdan itibaren bu şekilde çalışırsak sorun çıkacağını söylemiştim. Benimde başıma böyle bir iş geldiği için kendi işlerimi kendim yapmaya başlamıştım benim bilgim bundan ibarettir, ben o zamanlar davacının davalı dışında bir firma ile çalışmadığını biliyorum. Ben davacının bizzat kendim işlemini görmedim ancak davacıyı 30 yıldan beri tanıyorum. Benim çok samimi arkadaşım bana yapmadığı birşey ile ilgili aldatıcı birşey söylemez” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı Tanığı … Mahkememizde Alınan Beyanında; “Ben davacıyı 2006 yılından beri kardeşimin İnşaat Mühendisi olmasından ve davacının da yine inşaat mühendisi olmasından dolayı tanıyorum. Davacı 2008 yılında beni İstanbul’dan aradı. Kendisinin elinde bir miktar dövizi olduğunu, bununla altın almak istediğini söyledi. Bende İzmir’de ağırlıklı olarak … … ve … … isimli iş yerlerinin yoğun satış yaptığını buralardan alabileceğini söyledim. İzmir’de yoğun şekilde satış yaparlar büyük ve güvenilir firma olduğu için bu iki şirketi önerdim. Ben kendi o sıralarda da bilezik toptan alış satışı yaptığım için bu sektörü biliyorum. Davacı bana telefonda ne kadar parası olduğunu söylemedi ancak bende de daha önce kilo bazlı altın alıp sattığı için bu miktarda alış verişlerde toptan satıcıları kendisine önerdim. Ben kendisinin davalıdan doğrudan altın aldığını görmedim. Davalı şirketin fiziken altın satışı yaptığını biliyorum. Kendim ve çevrem fiziki şekilde altın alışı yaptık ancak davalı şirketin altın hesabında satışı yaptığını ben kendim yapmadığım için bilmiyorum bu konuda bilgim yoktur. İzmir de ve İstanbul’da söylediğim şirketlerle fiziken altın ticareti yapılır ancak hesap şeklinde bir çalışmayı bilmiyorum, iki şirket arasındaki ticari nasıl yürüttüklerini bilemem bu konuda bilgim yoktur. Ben davalı şirketin başka şirketlerle de açık hesap çalışıp çalışmadığını bilmiyorum. Davacı bana 2006 veya 2007 yılında 3 kilo külçe altın almak için bana geldi. Benden aldı. Altın bir süre bende durdu daha sonra bu altınları o dönem rağbet gördüğü için ata liraya çevirdik çevirme işlemini ben bizzat İstanbul’da birkaç yere yaptırdım. Doğrudan davalı … …’e götürmedim. Orada yaptıran başka aracı arkadaşlarıma verdim, onlar kendileri yaptırmışsa bilemem ancak ben doğrudan … bir işim olmadı. Çevirdiğimiz ata liraları İzmir’de peyderpey satılmasında yardımcı oldum. Bunları sattık. Sonraki süreçte davacı yine bana tavsiye almak üzere sorduğunda ben 2008 yılında artık ata lira işinin bittiğini çeyrek bastırmasının daha iyi olacağını söyledim. Kendisi bunun üzerine edindiği altınları çeyrek olarak yaptırmış. 2 kilo çeyrek altınla bana geldi. Ancak ben toptan işini bıraktım. Kendisine yardımcı olamayacağını söyledim. Bunun üzerine kendileri başka bir arkadaşımla … isimli başka bir şirkete bu altınları sattıklarını duydum ancak kendim görmüş değilim. Ben davacının bu işten dolayı zarar edip etmediğini veya alış verişinde ne şekilde ödeme yaptığını bilmiyorum. Ben … doğrudan değil İzmir’deki temsilcisi olan … Döviz aracılığıyla altın işlerimi görüyordum. Bunun gibi birkaç firma üzerinden İzmir’de altın işi görülür. kesinlikle davacının bana böyle bir hususta kesinlikle soru sormadı. Bana bir sefer ilk altın alacağı zaman sormuştu. Tek o zaman telefon açtı. Bende bununla ilgili 2008 yılında fiziki altın alması için tavsiyede bulunmuştum. Bunun dışında bana açık hesaplı altın hesabı açtırmakla ilgili birşey sormadı aramazda bu şekilde telefon görüşmesi geçmedi. Ben bu hususta her türlü yemin etmeye hazırım. Ben davalının bu şekilde işlem yapıp yapmadığı hususlarını bilmiyorum. Bilmediğim konuda birşey söyleyememx artık eski işleri değiştirdim ata lira, bilezik ve çeyrek işlerini bıraktım. 14 ayar takı ürünleri yaptırıyorum. Bunların haricinde altın ihtiyacım olursa …’daz alıyorum. Kendisi … Döviz isimli yerdir. Şuan davalı ile bağlantılı olarak bayilikleri olabilir ancak benim doğrudan davalı şirket ile ilişkim yoktur” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Tanık … Talimat Mahkemesi’nce Alınan Beyanında; “… benim dayım olur bu olay 2009 yılında meydana geldi, Ben o tarihte Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenciydim, Dayım o tarihte İzmir de oturmaktaydı, ancak zaman zaman İstanbul’a gelip, Kapalı Çarşı da … Dövizden altın alıp parasını ödüyordu, bazen altın satıp parasını alıyordu, aldığı altınları veya paraları benim annemle kaldığım eve bırakıyordu, bir kere kendisi İzmir de olduğu için benden altın almamı istedi, bende … Dövizden 30.000 Dolar civarında bir para verdim ve altın aldım, ancak bu paranın miktarı göz önünde bulundurularak güvenli olmayacağını düşündüğüm için dayıma bir daha bu şekilde alışveriş kendimin yapmayacağını söyledim, daha sonra 2009 yılı Sonbahar gibi tahminim olarak Eylül ayında dayımla birlikte … Dövize gittik, 32.000 Dolar para verdik, bunun karşılığında dayıma hesap açıldı ancak karşılığında herhangi bir altın almadık, bu parayı Dayım … Dövizin dayım adına altın alıp satması için verdi, dayımda telefonla … Dövize telefonla talimat vererek bu şekilde altın alım satım işlerini yaptırıyordu, daha sonra bundan 1-2 ay sonra da dayımın kendisi … Dövize giderek 18.000 Dolar verdi karşılığında herhangi bir altın almadı, bu para da dayım adına altın alım satımı için … Dövize verilmiş bir paraydı, bu verilen gerek 32.000 Dolarlık para gerekse 18.000 Dolarlık para için herhangi bir fatura kesilmedi, herhangi bir mal da verilmedi sadece bilgi fişi şeklinde isim … ad şu kadar para şeklinde fiş kesildi, daha sonra telefonla al-sat işlemlerinde dayım şüpheli işlemler tespit etti bunun üzerine … Dövizden ekstre istedi, … Döviz de bildiğim kadarıyla herhangi bir ekstre göndermedi parayı da göndermedi ve nihai olarak da bu şekilde bir uyuşmazlık oluştu, biz yukarıda bahsetmiş olduğum paraları … Dövizdeki çalışan …’a veriyorduk, dayım telefonla al-sat işlemlerini de oranın muhasebesinde çalışan … Bey (erkek) telefon ile iletişim kurarak gerçekleştiriyordu. Bilgim görgüm bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı Tanığı … Talimat Mahkemesi’nce Alınan Beyanında; “2002-2016 yılları arasında … Döviz’de veznede yardımcı olarak çalıştım, yardımcısı olduğum kişi …’tu, davacıyı bir kaç kez çalıştığım davalı firmada gördüm, o yüzden simayen hatırlıyorum, telefonla da görüşmüşlüğüm vardır, ben davacının davalı firma çalışanı …’a 1 kg altın parası olarak 32.000 USD’yi teslim edip etmediğini bilmiyorum, ben teslim almadım, ancak bu şahıs para getirip altın alıyordu, çalıştığım davalı firmaya işletilmek üzere para ya da altın getirmedi, aramızdaki yüz yüze ve telefon görüşmelerinde de böyle bir husus geçmedi, şahıs bazen dolar karşılığı altın, bazen de altın karşılığı dolar alıyordu, ancak firmada herhangi bir altın ya da dolar hesabı yoktu, sadece anlık işlem yapıyordu, ceza davasında açık hesap çalıştığımız kabul etmedim, sadece yapılan altın ya da döviz alım satımının bilgisini telefonda konuştuk, davacı bazen telefonla bizi arıyordu, altın ya da döviz fiyatını soruyordu, bende bunun bilgisini … Bey ile görüşerek davacıya iletiyorduk, davacı bazen bilgi alıp gelip işlem yapıyordu, bazen de gelmiyordu, ceza davasına konu yapılan telefon aramalarının tamamını ben yapmadım, arayan davacıdır, bazen yaptığı işlem veya sorduğu fiyatlarla ilgili benimde aradığım olmuştur, bazen davacı arayarak altın alım satımı ile ilgili talepte bulunuyor, sonra gelmediği oluyordu, bizde arayıp gelip gelmeyeceği hususunda soru soruyorduk, gelmediği takdirde işlem gerçekleşmiyordu, davacı telefon ile arayıp ben şu kadar altın ya da döviz alacağım ya da satacağım şeklinde beyanda bulunduğu oluyordu, bu durumda … bey ile görüşüp bilgi fişi hazırlıyordu, davacı geldiğinde işlem gerçekleşiyor, gelmediğinde de gerçekleşmiyordu, dava konusu dönemde çok yoğun çalışıyorduk, altın alım satım işlemi yapan müşterilere bilgi fişi veriyorduk, sonrasında bu bilgi fişlerini muhasebeye aktarıyorduk, buradan fatura kesiliyordu, davacıya ilişkin fatura kaydının olup olmadığı ve sebebini bilmiyorum, müşteri hesaplarının nerelerde tutulduğu konusunda bilgim yoktur, bu konuda beyanda bulunduğumu da hatırlamıyorum, benim hatırladığım kadar ile davacı hesap ekxtresini mail ile mesai arkadaşımız …’ten istemiş, benden de dönüş istemiş, bende bu tarz bir sistemimizin olmadığını sadece anlık işlemleri gösteren kaydın olduğunu söyledim, bilgim ve görgüm bundan ibarettir, ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı Tanığı … Talimat Mahkemesi’nce Alınan Beyanında: “Günümüz itibari ile … Döviz’de çalışmıyorum, yaklaşık 11 – 12 yıl önce davalı firmadan ayrıldım, öncesinde 5-6 sene çalışmıştım, çalıştığım dönemde … adlı bir müşteri vardı, davalı firmada başkasının firmasının işletilmesi şeklinde herhangi bir uygulama yoktu, davacı parasını verip altın alıyordu, ya da altınını verip döviz ya da TL alıyordu, veya döviz verip altın alıyordu, firma döviz altın ve gümüş ticareti yapıyordu, gelen ve işlem yapan müşterilere yapılan işlemin özeti olarak bir kağıt veriliyordu, bu kağıtlarda yazan yeni hesap açılışından kasıt yeni müşteri ifadesidir, davacı da ilk benimle muhattap olduğundan benim müşterim olarak kayda geçmiştir, verilen bilgi fişi fiziken yapılan işlemlere ilişkindir, bu işlemlerde alım satımdan ibarettir, davalı firma tarafından işletilmek üzere, davalı tarafından tarafıma teslim edilen herhangi bir meblağ yoktur, aradan uzun zaman geçtiği için 14/09/2009 tarihinde davalının ne tür ve ne kadar alım satım işlemi yaptığını hatırlamıyorum, ancak yapılan işlemler fiziken altın ya da döviz alım satımından ibarettir, işletilmek üzere herhangi bir para ya da altın almadım, benim çalıştığım süre içerisinde firma hiç bir müşterisi ile bu şekil çalışmadı, ben ceza davasında açık hesapla çalıştığımıza ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadım, davalı firma açık hesapla çalışmıyordu, davacı bize geldiğinde açık hesap çalışmadık, … beye verilen fişler anlık yaptığı işlemlere ilişkin bilgi fişleridir, bilgi fişleri altın ya da döviz alım satımına ilişkin verilen alım ve satım konusuna ilişkin bilgileri gösteren belgedir, müşterilere bilgi fişi dışında fatura veriliyordu, çalıştığım dönemde işler çok yoğun olduğundan ve muhasebe elemanı olmadığımdan bunun sebebini bilmiyorum, davacı gelip ben hazır olduğumda işlem yaptığımda ona sadece bilgi fişi veriyordum, muhasebe elemanı olmadığım için fatura vermiyordum, ancak kendisini muhasebeye fatura için yönlendiriyordum, ancak faturayı alıp almadığını bilmiyorum, altın sattığım zaman müşteriye bilgi fişi verir, muhasebe kısmına yönlendiriyordum, muhasebe de bizim üst katımızdaydı, müşterinin fatura alıp almadıklarını sonrasında takip etmiyordum, bilgim ve görgüm bundan ibarettir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; haksız fiilden doğan alacak istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalı şirketin müşterilerine fiziki teslimatta bulunmayan açık hesap açmak sureti ile müşterilerinin iş bu hesaplarında adlarına altın ve döviz alım-satım işlemi yapıp yapmadığı, davalı şirketin, davacıdan bu maksatla para alıp almadığı, almış ise ne miktarda aldığı, alınan iş bu miktar paranın karşılığı davacıya altın veya karşılığı döviz veya TL verilip verilmediği, bu kapsamda davacının davalı şirketten ve davalı şirket yöneticisinden alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Her ne kadar davacı tarafından davalı şirket çalışanına fiziki altın almadan kendisi adına kayıt dışı altın alım satımına dair açık hesap açtırılmak üzere 32.000,00-USD ve 18.000,00-USD ödemede bulunduğu ve buna karşılık fiziki altın almadığı iddiasında bulunarak, iş bu iddialarının ispatına yönelik tanık deliline dayandığı, dinlenilmesi istenen tanıklardan yeğeni olan tanığı … dışındaki tanıkların davacı tarafından, davalı şirketten fiziki altın alım satımı dışında alım satım yaptığına ve bu maksatla davalı şirket çalışanlarına ödemede bulunduğuna dair görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı, davacının tanık delili dışında ceza dosyası ve bu dosyaya toplanan belge ve kayıtlara dayandığı, ancak ceza dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilip Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen beraat hükmü gerekçesinde de, davacının iddialarını ispata yarar delil bulunamadığı tespit edilmiş olup, yine davacının davalı şirkete 32.000,00-USD ve 18.000,00-USD ödemede bulunduğuna dair üzerinde giriş … yazan fişler sunulmuş ise de, iş bu fişlerin alım-satım sırasında, satışa dair düzenlenen fiş veya fatura vasfında belge niteliğinde olmadığı, gerek ceza dosyasındaki sanık beyanları ve gerekse de davacı tanıklarının beyan ettiği üzere iş bu belgenin bilgi fişi olarak düzenlendiği, bu nedenle kayıtsız şartsız borç ikrarına haiz belge niteliğinde olmadığı, iş bu belgenin davacı tarafından davalı şirkete altın alımı için ödemede bulunulduğuna dair belge olarak kabul edilemeyeceği, yine davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirketin davacı ile ticari ilişkisine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, kayıt dışı altın alım satımı yapıldığına dair belge ve kayıt bulunmadığı, bilirkişi raporlarında tespit edilmiş olup, iş bu tespitlere göre, davacının davalı şirketten fiziki altın alım satımı dışında, davalı şirkete para yatırarak altın alım satımı ve bu suretle gelir elde etmek üzere kayıt dışı hesap açtırıp bu hesaba ödemede bulunduğu ve yapılan bu ödemelerin geri ödenmediğine dair iddianın ispatına yarar somut delil sunulamadığından davanın reddi ile aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı tarafça peşin yatırılan 324,48-TL harçtan 80,70-TL maktu red karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 243,78-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 75.939,20-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Adli yardım kapsamında yapılan 1.379,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Adli yardım kapsamında yatırılan meblağdan artan miktarın karar kesinleştiğinde hazineye iadesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı asil ve davalılar vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.07/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır