Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2022/102 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO : 2022/102

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 11/05/2020
KARAR TARİHİ : 09/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili, dava dilekçesi ve duruşmalarda özetle; Müvekkilinin, uzun yıllar önce davalı kooperatife ortak olduğunu; inşaatlara 2003 yılında başlandığını; katılım paylarının tamamının ödendiğini ve bu hususun yönetim kurulu kararı ile tespit edildiğini; yapı kullanma izinlerinin 2001 yılında alındığını ve 2005 yılından itibaren konutlarda oturulmaya başlandığını ancak konutların mülkiyetinin ortaklara devredilmediğini; davacı adına tesis edilen ortaklığın, 09.10.2009 tarihinde, Uluborlu Noterliğinde düzenlenen…… yev. nolu devir sözleşmesi ile babası ……’a devredildiğini; evde uzun süredir davacının annesi ile babasının oturduğunu; tüm abonelik işlemlerinin onlar adına yapıldığını; apartman aidatlarının düzenli olarak ödendiğini; belirtilen hususların gerek kooperatif yönetimi ve gerekse tüm sakinler tarafından bilindiğini, müvekkilinin, birikmiş aidat borçlarını ödemediği gerekçesiyle ve 22.07.2016 / 12 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihraç edildiğini; aşağıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğunu, Yönetim Kurulunun önerisi ile Genel Kurulca alınması gereken çıkarma kararının, doğrudan Yönetim Kurulu tarafından alındığını oysa Yönetim Kurulunun böyle bir yetkisinin bulunmadığını, müvekkilinin, peşin ödemeli ortak olarak davalı kooperatife borcunun bulunmadığını; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26.06.2003 tarih, E…… sayılı kararında belirtildiği üzere müvekkilinin aidat ödemek zorunda olmadığını; 26.12.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında, üyelerin daire bedellerini peşin olarak ödedikleri; davalı kooperatifin amacının gerçekleşmiş ve inşaatın fiilen tamamlanmış olmasına rağmen daire tapularının halen verilmediği hususlarının karar altına alındığını; müvekkilinden fazla para tahsil etmek amacıyla ortaklıktan çıkarma işlemi uygulandığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aidat borçlarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve talep edilen kooperatif alacağının zamanaşımına uğradığını, ortaklardan tahsil edilecek aidat miktarını belirleme yetkisinin Genel Kurula ait olduğunu; bu nedenle genel kurul kararına dayanmayan aidatların, müvekkilinden talep edilemeyeceğini; esasen kooperatif ortaklarının, kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar gerçekleşen genel yönetim giderleri ile altyapı giderlerinden sorumlu olduklarını, davalı kooperatifin ise yıllar önce amacına ulaştığını; gelinen aşamada kooperatif ortaklarının aidat ödeme yükümlülüğünden ve bu yükümlülüğün ihlalinden bahsedilemeyeceğini, müvekkiline, ortak olduğu tarihten itibaren 2016 yılına kadar hiçbir ihtar, haciz veya uyarı yapılmadığını; keza ortaklığı devir alan ve evde oturan annesi ile babasına da herhangi bir uyarı yapılmadığını, bir an için aidat borcunun bulunduğu kabul edilse dahi, borcun ödenmesi için gönderilen ihtarnamelerin de usulsüz olduğunu zira talep edilen alacağın neye ilişkin olduğu açıklanmadığı gibi hangi aya ve yıla ait olduğunun, faizin nasıl hesaplandığının da belirsiz olduğunu; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03.07.2003 tarih, E…. — K …… sayılı kararında da belirtildiği üzere, talep edilen alacağın açık ve kesin olması gerektiğini; aksi takdirde yasal ihtardan söz edilemeyeceğini; yasal ihtarnameler olmadan uygulanan çıkarma kararının yok hükmünde olduğunu, 2005 yılında inşaat imalatlarını tamamlayıp, evleri teslim eden davalı kooperatifin, bu tarihten sonrakı aidat taleplerinin yasal dayanağının bulunmadığını, kaldı ki, müvekkilinin, ortaklığı devrettiği 2009 yılından itibaren kooperatifle hiçbir bağının kalmadığını; bu tarihten itibaren ortaklığı devir alan …’ın muhatap alınması gerektiğini, nitekim uygulamanın da bu şekilde geliştiğini; buna rağmen müvekkiline aidat borcu bulunduğu gerekçesiyle ihtarname gönderilmesinin ve borçlarını ödemediği gerekçesiyle ortaklıktan çıkarılmasının usulsüz olduğunu, ortaklığın …’a devredilmiş olmasına rağmen müvekkilini ortaklıktan ihraç eden davalı kooperatifin her nedense alacağı için icra takibi yapmaktan kaçındığını; müvekkili ile babasına karşı ecri misil ve müdahalenin meni davası açıldığını; ayrıca davacının babasına ait olan taşınmazın tapusunu 3’üncü kişilere devrettiğini, davacının ortaklıktan çıkarılmasının, yönetim kurulu üyelerinin şahsi çıkarları ile ilişkili olduğunu; kötü niyetli ve hukuksuz bir kararın hukuken korunamayacağını belirterek, davanın kabulü ile 22.07.2016 tarih ve 2016/12 sayılı yönetim kurulu kararının yokluğunun tespit edilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmalarda özetle; ortaklıktan doğan parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacıya iki ihtarname keşide edildiğini; buna rağmen ortaklık borcunun ödenmemesi üzerine ortaklıktan çıkarma kararı alınıp, usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini; 3 ay içinde itiraz edilmeyen ve iptali için dava açılmadığı için kararın kesinleştiğini; öte yandan gerek davacının ve gerekse babasının, 2017 yılında İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan müdahalenin meni davasıyla, kooperatifteki durumları hakkında bilgi edindiklerini; davacı tarafın tüm iddialarının, müdahalenin meni davasında tartışıldığını ve davanın sonuçlandığını; kesinleşen ihraç kararının dava konusu yapılmasının mümkün olmadığını; üyelikten ihraç kararının iptali için hak düşürücü sürelerin çoktan geçtiğini; iddia edilenin aksine, Ana Sözleşmenin 14. maddesinin 2. fikrasına göre, ortaklıktan çıkarma konusunda yönetim kurulunun yetkili olduğunu, davalı kooperatif tarafından inşa edilen C2 Bloktakı 2 nolu bağımsız bölümün, sırasıyla, 14 08.2000 tarihinde çekilen kurada …’e isabet ettiğini, …’in, kurada kendisine çıkan daireyi, 14.03.2001 tarihinde, … ile takas ettiğini, …’ın, 14.03.2001 tarihli kararla Cemalettin Duran’a devrettiğini, ……….’ın, 17.09 2001 / 70 sayılı kararla …”e devrettiğini, bu dairenin … tarafından davacıya devredildiğine dair hiçbir kayıt ve belge bulunmadığını ancak 25.06.2006 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına ait hazırun cetvelinde …’ın, sözü edilen dairenin ortağı olarak göründüğünü; daireyi de kullanmakta olduğu dikkate alınarak, kooperatif ortağı olarak kabul edildiğini; ortaklıktan çıkarıldığı tarihe kadar kendisine, hazırun cetvellerinde ortak olarak yer verildiğini, kooperatife özel statüde ortak kaydedilmediğini; davacının da peşin ödemeli ortak olmadığını; genel kurul tutanakları incelendiğinde, aidatların Genel Kurulca belirlendiğinin görüleceğini; Genel Kurulca belirlenen aidatların, diğer ortaklar gibi davacı için de geçerli olduğunu, davacının kooperatife üye olduğu tarihte, inşaatın bir kısmının tamamlanıp, kura ile ortaklara tahsis edildiğini ancak arsa sahiplerine daire teslimi yapılamadığını; kooperatife ve arsa sahiplerine ait olan daireler net bir şekilde belirlenmediğinden, ortaklardan bazılarının, arsa sahiplerine ait dairelerde oturduklarının ortaya çıktığını; bu yüzden İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde 15 yıldır devam etmekte olan davaların açıldığını; iddia edildiği gibi inşaat imalatlarının 2006 yılında tamamlanmasının söz konusu olmadığını; yarım kalmış blokların, 2013 yılı ile sonraki yıllarda kararlaştırılmış aidatlarda tamamlandığını ve yapı kullanma izinlerinin yeni alındığını; ayrıca arsa sahiplerine verilmesi gerekirken, kooperatif ortakları tarafından kullanılan daireler için de ödeme yapılacağını; arsa sahipleri ile yaşanılan sorunların halen devam ettiğini; arsa sahiplerinin, borçlarını ödeyen ortakların tapu devirlerini verdiklerini, davacı ile babası … arasında imzalandığı iddia edilen devir sözleşmesinin kooperatife bildirilmediğini; ortaklık devrinin kötü niyetli olarak kooperatiften gizlendiğini; ortaklıktan çıkarıldığı tarihe kadar davacının ortak olduğunu; bu nedenle ortaklıktan çıkarma işlemlerinde davacı …’ın muhatap alındığını; parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi ile ilgili olarak, 10 gün süreli ilk ihtarnamenin, 21.04.2016 tarihinde, İzmir 3. Noterliği (yev. No:…….) kanalı ile gönderildiğini, 1 ay süreli ikinci ihtarnamenin, 24.05.2016 tarihinde, İzmir 3. Noterliği (yev. No:………..) kanalı ile gönderildiğini, keşide edilen iki ihtara rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davacının, 22.07.2016 tarih ve 2016/12 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan ihraç edildiğini; ortaklıktan çıkarıldığının, İzmir 3. Noterliği kanalı ile gönderilen 29.07.2016 / 10923 yev. nolu ihtarname ile davacıya bildirildiğini; ortaklıktan çıkarma kararına itiraz edilmediğini ve iptali için dava açılmadığını, ortaklıktan çıkarma kararının kesinleşmesinden sonra taşınmazın boşaltılması ve boşaltıldığı tarihe kadar ecri misil ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini; İzmir 3. Noterliği kanalı ile keşide edilen 21.11.2016 /……… yev. nolu ihtarnamenin, aynı adreste oturan annesi …’a tebliğ edildiğini, davacının, annesi ve babası ile birlikte oturduğunu öğrenen kooperatif yönetiminin, taşınmazın tahliyesi ile ilgili olarak babası …’a da ihtarname keşide ettiğini ( İzmir 3. Noterliği, 12.12.2016 / 16087 yev.),08.02.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına, o tarihte kooperatif ortağı olarak görünen …’ın davet edildiğini ve toplantıya bizzat katıldığını, 2016 yılında yapılan genel kurul toplantısına ise, babası …’ın, davacı …’ın vekili olarak katıldığını, kooperatif üyeliğini devrettiğini iddia eden davacının, kooperatifin Vakıfbank’taki hesabına 05.08.2016 tarihinde 3 ayrı işlemle toplan 9.955,00 TL para yatırdığını, ortaklığın sona ermesiyle birlikte daireyi boşaltıp, kooperatife teslim etmesi gereken davacının, daireyi kullanmaya devam etmesi üzerine İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde tahliye, ecri misil ve meni müdahale davası açıldığını; müvekkilinin, … ile babası ……….. arasındaki ortaklık devrinden, bu dava sırasında haberdar olduğunu; yapılan yargılama sonunda, taşınmazın tahliyesine karar verildiğini (13.06.2017 tarih, E………), kooperatif ortağı olarak konut tahsisinin davacıya yapıldığını; davacının, kendisine tahsis edilen konutu, bir başkasının kullanımına vermesinin, kooperatif ortaklığı ile bir ilgisinin bulunmadığını; davacının babasının, kooperatifin muhatabı olmadığını; keza kullanan adına abonelik alınmasının da, kooperatif ortaklığını etkilemediğini, konutların yapımının 2005 yılında tamamlanmasıyla kooperatifin amacına ulaşmasının söz konusu olmadığını; anılan yılda kooperatif ortaklarının, yapımı tamamlanan konutları paylaştıklarını; bu arada arsa sahiplerine verilecek daireleri de ortakların kullanmaya başladığını; henüz yapılmayan veya yarım kalan dairelerin, 2013 ile sonraki yıllarda toplanan aidatlarla tamamlanabildiğini; kaldı ki, ihraç kararı kesinleştiğinden, bu iddiaların dinlenebilirliğinin kalmadığını, davacı ile babası … arasındaki ortaklık devrinin kooperatife bildirilmediğini; devir sözleşmesinin, 2017 yılında meni müdahale davası açıldıktan sonra dava dosyasına sunulduğunu; meni müdahale davası sonuçlanıp, aradan 3 yıl geçtikten sonra böyle bir dava açılmasının, kooperatifin işlemlerini sonuçsuz bırakmaya, ecri misil ödemeden daireyi kullanmaya yönelik olduğunu ve davacı tarafın kötü niyetini açıkça ortaya koyduğunu; kaldı ki, genel kurul toplantılarına bizzat davacının veya vekilinin katıldığını; cüzi de olsa, ödemelerin de davacı adına yapıldığını; bütün bunlardan, ortaklık devrinin bilinçli olarak gizlendiği izleniminin çıktığını, genel kurul kararları doğrultusunda, kooperatife ve arsa sahiplerine olan borçlarını ödeyen ortaklara, kooperatifin talimatı ile arsa sahipleri tarafından tapu devredildiğini; konutunu alan ortakların, kooperatifin tasfiyesi tamamlanıncaya kadar tüm parasal yükümlülükleri yerine getirmekle yükümlü olduklarını; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07.10.2005 tarih ve E…….—K………. sayılı kararı ile 20.04 2010 tarih, E……..sayılı kararlarında belirtildiği üzere, ortaklık ilişkisi devam ettiği sürece zamanaşımının işlemeyeceğini; keza kooperatife olan borçlarını ödemeyen ortakların tapu iptali ve tescil davası açma haklarının bulunmadığını belirterek, davacının babası … tarafından, İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan üyeliğin tespiti, tapu iptali ve tescil istemli dava (…………. Esas) ile işbu dava irtibatlı olduğundan, her iki davanın birleştirilmesini, yapılacak yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLER :Davacı iddiasını ispata yönelik olarak; kooperatif ana sözleşmesi, İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ………. Karar sayılı kararı ile tapu iptal tescil davası dosyası, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, müvekkilin Kooperatife sabit fiyatla ortak alındığına ilişkin belgeler ile kura çekimi sonrasında yapılan tahsise ilişkin belgeler, yapı kullanma izin belgesi, geçmişe dönük kooperatif yönetim kurulu ve genel kurul kararları, karar defterleri, tapu kayıtları, 09.10.2009 tarihli devir sözleşme, geçmişe dönük aidat ödeme makbuzları, mernis adres kayıtları, abonelik sözleşmeleri, keşif ve bilirkişi incelemesi, tanıklar, yemin ve sair her türlü yasal delile dayandığı görülmüştür.
Davalı vekili savunmasını ve iddialarını ispat yönünde; kura çekiliş tutanağı, davacının üyelik devir silsilesi kayıtları, kooperatifin daire tespit Kura tutanağı, bu dairenin ilk üyesi …’in 14.03.2001 tarihli yönetim kurulu kararıyla … ile takas kararı, …’ın 14.03.2001 tarihli yönetim kurulu kararıyla üyeliği …’a devretmesi, … 17.09.2001 tarihinde 70 sayılı yönetim kurulu kararıyla …’e devir kararları, 25.06.2006 tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetveli, kooperatif genel kurul toplantı tutanakları, hazirun cetvelleri, kooperatif defter ve kayıtları, …’a gönderilen, İzmir 3. Noterliği’nin 21 Nisan 2016 tarih …… yevmiye sayılı 1. İhtarname, …’a gönderilen İzmir 3. Noterliğinin 24 mayıs 2016 tarih ……….yevmiye sayılı 2. İhtarname, …’ın üyelik ihraç kararının bildirimine ilişkin İzmir 3. Noterliğinin 29.07.2016 tarih 10923 yevmiye sayılı ihtarnamesi, üyelik ihraç kararının kesinleşmesi sonrası, dava konusu dairenin tahliye edilerek boşaltılması ve tahliyeye kadar ecrimisil ödemesi için …’a İzmir 3. Noterliğinden gönderilen 21 Kasım 2016 tarih 15003 yevmiye sayılı ihtarname, davacıya dairenin tahliyesi için İzmir 3. Noterliği’nden gönderilen 12 Aralık 2016 tarih 16087 yevmiye sayılı ihtarname, 08.02.1015 tarihinde yapılan 2014 yılı olağan genel kurulu hazirun cetveli, 12.02.2016 tarihinde yapılan 2015 genel kurulu hazirun cetveli ve davacının babasının ortak olan oğlu adına toplantıya katılıp kullandığı vekaletname, …’ın Kooperatifin Vakıfbank ……….. hesabına 05.08.2016 tarihinde yapmış olduğu ödemeler, İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin…… E. ……..K. sayılı dava dosyası, kooperatif ile arsa malikleri arasında yapılan tapuların hangi koşullarda devredileceğine ilişkin genel kurul kararı haline gelmiş sözleşme, tanık ve kooperatif Ana Sözleşmesi, keşif, bilirkişi incelemesi ile sair delillere dayandığı görülmüştür.
Celp ve incelenen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… Esas ……… Karar sayılı dosyasının tetkikinde; davacı …….. tarafından davalılar……. Konut Yapı Kooperatifi, …… aleyhine 11/05/2020 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açıldığı, 11/11/2021 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Celp ve incelenen İzmir 14 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin………Esas…….Karar sayılı dosyasının incelemesinde; davacının ……Konut Yapı Kooperatifi, davalıların … ve …, davanın el atmanın önlenmesi ve ecri misil davası olduğu, mahkemece 08/10/2019 tarihinde davanın kısmen kabulü ile davaya konu tapuda İzmir İli Balçova İlçesi Balçova Mah 1391 ada 1 parselde bulunan C Blok Zemin Kat 2 nolu bağımsız bölüme ve adres olarak Metin Oktay Sokak No 15 C Blok Daire 2 Balçova İzmir adresindeki taşınmaza davalılar tarafından yapılan haksız müdahalenin meni ile davalıların anılan konuttan tahliyelerine, taleple bağlı kalınarak dava tarihine kadar hesaplanan 7.300,00 TL ecri misil bedelinin 6.000,00 TL sinin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen , 1.300,00 TL sinin ise sadece … ‘tan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiği, dosyanın İstinaf incelemesinde olduğu ve kararın henüz kesinleşmediği görülmüştür.
Tarafların dosyaya celbini talep ettiği bilgi ve belgelerin dosyaya teminine müteakiben, uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, davalı kooperatif kayıtları ile dosya üzerinde inceleme yapılarak, davacının hissedar olduğu kooperatif üyeliğini devir edip etmediği, devir etmiş ise iş bu devri usule uygun olarak davalı koop. Bildirilip bildirilmediği, bu kapsamda davacının koop. Üyeliğinin devir ile sona erip ermediği, ermiş ise hangi tarih itibariyle devrin koop. Bağlayacağı davacının davalı koop, peşin ödemeli ortak olup olmadığı, bu kapsamda ödenmeyen aidat borcu olup olmadığı, var ise miktarı ile davalı koop, yönetim kurulunun koop, üyesinin ihraç yetkisinin olup olmadığı, var ise bu yetkinin usul ve yasaya uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, üyeler arasında eşitlik ilkesine uygun davranılıp davranılmadığı hususlarında, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli rapor aldırılması hususunda dava dosyasının konusunda uzman bilirkişi …….e tevdi edildiği, bilirkişi tarafından dosyaya ibraz edilen 06/07/2021 havale tarihli raporda özetle; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu (mad:14) ve Ana Sözleşme (mad:17) hükümlerine göre ortaklık devirlerinde, ortaklığı devir eden ile devir alanın anlaşıp, bu konudaki iradelerini açıkça ortaya koymaları ve bu hususu Yönetim Kuruluna yazılı olarak bildirmeleri gerekmektedir. Yönetim Kurulu, ortaklık şartlarını taşıması kaydıyla, devir olan kişiyi ortaklığa kabul etmekten kaçınamaz. Ortaklık devri, Yönetim Kurulunun kabulü ile tamamlanmaktadır. Dosyada, davacı … ile dava dışı … arasında imzalanmış olan 09.10.2009 tarihli Kooperatif Hisse Devir Sözleşmesi’nin (Uluborlu Noterliği, 000765 yev.) fotokopisi mevcut ise de, bu sözleşmenin davalı kooperatife teslim edildiğinin iddia ve ispat edilmediğini; tarafınca yapılan incelemede de, bu nitelikte herhangi bir bulguya rastlanmadığını,
Davalı kooperatife ait defter ve kayıtlar üzerindeki tespitlere göre, ortaklık devri ile ilgili herhangi bir karara rastlanmadığı, yevmiye kayıtlarında, … ile … arasında hesap aktarımı yapılmadığı, devir tarihinden sonraki genel kurul toplantılarına ……..’ın davet edildiği; hazırun listelerinde de, ortak olarak …’a değil, …’a yer verilmeye devam edildiği; …’ın, bu genel kurul toplantılarından bazılarına katıldığı veya kendisini temsil etmek üzere vekil tayin ettiğinin görüldüğünü, kooperatifin talebi üzerine davacı … tarafından, devir tarihinden sonra 2016 yılında 9.955,00 TL ödeme yapıldığını, ortaklık devrinin, ortaklık payını devreden (…) ile devir alan (…) arasında kaldığını ve davalı kooperatife bildirilmediğini gösterdiğini, davalı kooperatif, …’ı ortak olarak gördüğü ve bildiği için ortaklıktan çıkarma yönünden …’ı muhatap aldığından, 22.07.2016 tarih ve 2016/12 sayılı kararla …’ı ortaklıktan çıkardığını, S. S. Mizan Teleferik Konut Yapı Kooperatifi tarafından, ortaklığın sona erdiği ve C Bloktaki 2 nolu bağımsız bölümün ……….a tahsisinin yasal dayanağının kalmadığı gerekçesiyle, sözü edilen taşınmaza vaki el atmanın önlenmesi ve tahliyesi talebiyle … ve … aleyhine dava açıldığı, İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava kısmen kabul edilerek, davalılar tarafından yapılan haksız müdahalenin men’i ve davalıların anılan konuttan tahliyesine karar verildiğini, davacı …’ın devir sözleşmesi imzaladığı … tarafından da, 11.05.2020 tarihinde, …… Konut Yapı Kooperatifi ile ………….aleyhine, tapu iptali ve tescil davası açıldığını, davacı …, 22.07.2016 tarih ve 2016/12 sayılı kararla ortaklıktan ihraç edildiği; ortaklıktan çıkarma kararı, İzmir 3. Noterliği kanalı ile keşide edilen 29.07.2016 tarih ve……….yev. nolu ihtarname ile tebliğe çıkarıldığı. Tebliğ şerhinden, sözü edilen ihraç bildiriminin, muhatabın adreste bulunamaması üzerine, kapısına 2 nolu haber kâğıdı yapıştırılıp, apartman kapıcısına haber verildikten sonra mahalle muhtarına bırakılmak suretiyle 01.08.2016 tarihinde tebliğ edildiğinin anlaşıldığını, bu tarih esas alındığında, ortaklıktan çıkarma kararının iptali için dava açma süresi (kararın tebliğinden itibaren 3 ay) 01.11.2016 tarihinde dolduğunu, işbu davanın ise 18.09 2020 tarihinde açıldığını rapor ve beyan ettiği görülmüştür.
DEĞERLENDİRME :Dava; kooperatif yönetim kurulunun, davacının üyelikten ihracına dair 22/07/2016 tarihli kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının, davalı kooperatifin peşin ödemeli üyesi olup olmadığı, bu kapsamda davalı kooperatif tarafından belirlenen aidatları ödemekle yükümlü olup olmadığı, davacının, davalı kooperatifteki üyelikten doğan payını, dava dışı babası …’a devir edip etmediği, devri davalı kooperatife bildirip bildirmediği, davacının üyelikten ihracına dair yönetim kurulu kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı, yönetim kurulunun bu hususta karar verme yetkisinin olup olmadığı, ihraç kararının iptaline ilişkin davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplandığı, dava dosyası ve dosyaya temin edilen belgeler ile davalı kooperatif kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu dosyaya sunulan ve benimsenen bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere, davacının peşin sermayeli ortak olarak kabul edildiğine dair, gerek sözleşme ve gerekse de davalı kooperatif genel kurulu tarafından alınmış herhangi bir karar olmadığı, davacının, davalı kooperatife peşin sermayeli ortak olarak kabul edildiğine dair herhangi bir kanıt sunamadığı, iş bu nedenle davacının gerek kooperatifin amacına ulaşması için yapılması gereken giderler ve gerekse de davalı kooperatifin yönetimden doğan, yönetim giderlerinden kaynaklı aidat borcu ödemekle yükümlü olduğu, davacının ödenmeyen aidat borçlarının ödenmesi hususunda, davalı kooperatifçe İzmir…Noterliği’nce keşide edilen 21/04/2016 tarih ve….yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacıya aidat borcunu ödemesi hususunda 10 gün süre verilmesine dair davacıya ihtarname gönderildiği, iş bu ilk ihtarnameden sonra yine İzmir …Noterliği’nin 24/05/2016 tarih ……. yevmiye numaralı, davacıya bir ay süre verilmesine dair ikinci ihtarnamenin gönderildiği, buna karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 22/07/2016 tarih 2016/12 sayılı kararı ile ortaklıktan ihraç edilmesine karar verildiği, verilen kararın İzmir 3. Noterliği’nin 29/07/2016 tarih ve 10923 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, davacıya Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesine göre 01/08/2016 tarihinde tebliğ edildiği, ihraç kararının tebliğ tarihi itibariyle, üç aylık hak düşürücü süre içerisinde kararın iptal hususunda genel kurula itirazda bulunmadığı ve davanın iş bu üç aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, yine her ne kadar davacı tarafça, davalı kooperatif yönetim kurulunun ihraç kararı verme yetkisinin bulunmadığı ve bu nedenle de kararın yok hükmünde sayılması gerektiği iddia edilmiş ise de, Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi 2. bendi ve Kooperatif Ana Sözleşmesinin 14. Maddesine göre, davalı kooperatif yönetim kurulunun, ortağı, ortaklıktan çıkarma yetkisinin bulunduğu, yine davacı tarafça kooperatif üyeliğinin çıkarma kararının verildiği tarihten önce, davacı tarafından ortaklığın, dava dışı babası …’a devir edildiği, bu nedenle de ihraç kararının yok hükmünde sayılması gerektiği iddia edilmiş ise de, davacı ile dava dışı babası arasında, kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin yapılan sözleşmenin, Kooperatifler Kanunu’nun 14 ve Kooperatif Ana Sözleşmesinin 17. Maddesi hükümleri gereği, yönetim kuruluna bildirilmesi gerektiği halde, davacının devri, yönetim kuruluna usul ve yasaya uygun olarak bildirdiğine dair kanıt sunamadığı, iş bu nedenle davalı kooperatifi hukuken bağlayan ve bildirilen ortaklık devri ihraç kararı tarihi itibariyle bulunmadığından, davalı kooperatif yönetim kurulunun kayıtlı ortağa ilişkin ihraç kararının yok hükmünde sayılamayacağı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı tarafça peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesap edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Davalı tarafça yapılan 9,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafça peşin yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 09/02/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza