Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/230 E. 2022/112 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/230 Esas
KARAR NO : 2022/112

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2020
KARAR TARİHİ : 15/02/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkili Kooperatif borçları ve davaları bulunduğundan tüzel kişiliği dolayısıyla aidat ödemeleri halen devam etmekte halen faal olup tasfiye aşamasın gelmediğini, buna rağmen geçmişte bir kısım üyelere tapu devri yapılmış olup diğer üyelere halende tapu devirlerinin yapılamadığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunu ve geçmişte kooperatife ait C Blok 27 nolu dairenin, tapudan kendisine devrolunduğunu, davalı kooperatiften devir ve teslim aldığı bu taşınmazı satmış ancak daireyi satın alan kişiye üyeliğini devretmediğinden taşınmazı satın alan kişinin kooperatife üye olmadığını, davalının üyelikten de çıkartılmadığından davalının kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, müvekkili kooperatifin belirtilen daireyi davalıya devrederek üzerine düşen edimi ifa ettiğini, ancak davalının tüm kooperatif üyelerinin Genel Kurul kararları gereği ödemeye devam ettikleri aidatları taşınmazı sattığından bahisle ödemediğini, oysa davalının da müvekkili kooperatifin üyesi olduğundan diğer üyelerin ödedikleri gibi aidatları ödemesi gerektiğinin açık olduğunu, nitekim davalı karşı yan özel statüde ortak da olmayıp peşin ödeme ile tüm aidat ödemelerini yerine getirmiş sayılmadığını, nitekim bu yolda alınmış bir Genel Kurul kararı da bulunmadığını, Bu nedenle (satın alan kişi kooperatif üyesi olmadığından) karşı yanın aidat ödemelerine devam etmesi gerektiğinin açık olduğunu, müvekkili kooperatifin kendi üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, ancak karşı yan davalının aidatlarını ödememekle, kooperatifi zarara uğrattığı ve kooperatif üyeleri arasında eşitsizliğe yol açtığından kooperatif aidatlarını ödemeye devam etmesi gerektiğine karar verilerek borcunun tespitine ve ödenmesi gereken tarihlerden itibaren Genel Kurul kararı gereği yıllık %18 faizleri ile birlikte tahsiline ve kooperatif zararlarının giderilmesine karar verilmesini ve davanın HMK 107. Maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak ikame edilmiş olmakla zarar (alacak) miktarının tespiti sonrasında bakiye harcın tamamlanmasına yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak süresinde davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava kooperatif üyelik aidatının tahsili talepli alacak davasıdır.
2-6100 sayılı HMK’nın 114/1-ç maddesi uyarınca kesin yetki hallerinde mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görülmekte olan davada kesin yetki durumu söz konusu olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
3-HMK’nın şubeler ve tüzel kişilerle ilgili davalarda yetki başlıklı 14. Maddesinin 2.fıkrasında ” Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 2015/6427 Esas 2016/3930 Karar sayılı ilamında “Yukarıda da açıklandığı üzere, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan HMK’nın 14. maddesine göre, kooperatifin ortaklarına ya da ortakların bu sıfatla diğer ortaklar veya kooperatife açacağı davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi yetkili olup, anılan yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikte olduğundan, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir. TMK’nın 51. maddesine göre de tüzel kişinin ikametgâhı anasözleşmede başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir.” şeklinde açıklandığı üzere kooperatif ile üyeleri arasında kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.
4-Somut olayda davacı kooperatifin Mersis kayıtlarında faaliyet adresi “………….İzmir” olarak yer almaktadır. Her ne kadar davacı vekili yargılama sırasında davacı kooperatif merkezinin İzmir ili Çiğli ilçesinde bulunduğunu beyan etmiş ise de gerek Çiğli ilçesinin gerekse Menemen ilçesinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi içerisinde olduğu gözetilerek bu hususta ayrıca bir araştırma yapılmamıştır.
Yukarıda izah edildiği üzere kooperatif ile ortaklar arasındaki davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup görülmekte olan davada davacı kooperatif merkezinin ticaret sicili kayıtlarına göre Menemen, davacı vekili beyanına göre Çiğli ilçesinde bulunduğu, her iki ilçenin de mahkememiz yargı sınırları dışında, Karşıyaka Ticaret Mahkemesi yargı çevresinde olduğu anlaşıldığından davanın kesin yetkiye yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
5-Kesin yetki hallerinde mahkemenin yetkili bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Görülmekte olan davada kesin yetki durumu söz konusu olup mahkememiz yetkisiz olduğundan dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bununla birlikte Yargıtay uygulamasına göre dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de esasen bu karar niteliği itibariyle bir yetkisizlik kararıdır ve yetkili mahkemenin gösterilmesi ve HMK’nın 20.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekmektedir.(Bu noktada ifade etmek gerekir ki, mahkemece, yetkinin kesin olduğu hâllerde, yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmekte ise de, bu karar hukuki niteliği itibariyle bir yetkisizlik kararıdır ve mahkemece 6100 sayılı Kanun’un 19. ve 20. maddeleri doğrultusunda işlem yapılması gerekmektedir. Yargıtay 22.H.D. 2017/23839 E. 2017/5135 K.) Açıklanan nedenlerle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş, yetkili mahkemeye gönderilme talep edilmesi halinde dosyanın Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştr.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Yetkili ve görevli mahkemenin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde taraflardan birinin başvurması halinde dosyanın yetkili ve görevli Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, kesinleşmeden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
4-Yargılama giderleri ve harçlar hususunun yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonucunda karar verildi.15/02/2022

Katip ….
e-imza
¸

Hakim ….
e-imza
¸