Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/206 E. 2021/1001 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/206 Esas
KARAR NO : 2021/1001

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 06/05/2019 tarihinde davalıdan masa üstü torna tezgahı satın aldığını, tezgahın satın alınan tarih itibariyle değerinin 27.500,00-TL olduğunu, tezgah kullanılmaya başlandıktan kısa bir süre sonra eğrilikler disklerde bozulmalar meydana geldiğini, makine çalıştırıldığı zaman sağ sol yaparak düşük performansla tornalama işlemi yaptığını, makinede kısa sürede meydana gelen arızalar sebebiyle davalı şirket ile iletişime geçildiğini, makinenin İzmir’e teknik arızanın giderilmesi sebebiyle gönderildiğini, “oluşan teknik arıza giderildi” diyerek satıcı firma tarafından tekrar müvekkiline gönderilen makinede arızaların aynı şekilde devam ettiğini, müvekkilinin makineden beklediği yararı hiçbir şekilde karşılayamadığını belirterek; ayıplı malın satım bedeli olan 27.500,00-TL’nin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesindeki davacı iddia ve beyanlarını kabul etmediklerini, davalı şirketin makine imalatı, servis hizmetleri, makine imalatı,servis hizmetleri, yedek parça satışı işini yapmakta olduğunu, davacının ise Uşak ilinde ticari faaliyetine devam etmekte olup Fren Balata servisi ve imalatı işi ile iştigal etmekte olduğunu, davacının her ne kadar … görünse de,tüm iş ve işlemlerini eşinin yürütmekte olduğunu, öncelikle davanın yasal süresi içinde açılmadığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, görevli mahkemede de açılmadığını, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacılara masa üstü torna tezgahı satıldığı hususu doğru olup, satış bedelinin dava dilekçesinde gösterilen meblağ olmadığını satış bedelinin 27.500 TL. olduğu iddiasını kabul etmediklerini, davacılara satılan makine 6.000 TL’ye satıldığını ve bu alım satıma ilişkin 06.05.2019 tarihli, … sıra numaralı fatura tanzim edilip aynı tarihli tahsilat makbuzu davacıya verildiğini, dava konusu olan Torna tezgahı, satım tarihinde çalışır vaziyette denemesi yapılarak kullanımı öğretilerek davacıya teslim edildiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “Davacı ile davalı tarafın: davalı tarafından davacıya satılan makinenin ayıplı olup olmadığı, ayıp nedeniyle sözleşmenin feshiyle davacının satış bedelini geri talep edip edemeyeceği ve satış bedelinin miktarı hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Mahkememizin taraflar arasındaki uyuşmazlığı karara bağlamakta görevli olup olmadığının belirlenmesi için davacının tacir olup olmadığı hususu araştırılmış bu kapsamda Uşak Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Uşak Vergi Dairesine müzekkere yazılmıştır. Gelen müzekkere cevaplarına göre davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı basit usulde defter tuttuğu vergi usul kanunu madde 177 ‘de belirtilen hadleri aşmadığı bildirilmiştir. Gelen yazı cevaplarına göre davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
Somut olayda; Davacının tacir olmadığı gelen yazı cevaplarından anlaşılmıştır. Yargılamaya konu olan davada Ticaret Kanununda belirtilen mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Davacı tacir olmadığından, davalılardan birinin tacir olması davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. TTK’nun 5.maddesine göre davanın mutlak ticari davalardan olması veya her iki tarafın tacir ve açılan davanın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunması halinde açılan davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi içinde olacağı, açılan davanın ise ticari davalardan olmadığı, dolayısıyla davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan; HMK’nın 115/1. maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmünü içermektedir. Diğer yandan 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü mahkemesince re’sen gözetilmelidir. Bu durumda mahkememizce, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davalıya karşı açmış olduğu dava da HMK.114/1-c,115/2 madddesi gereği göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İZMİR Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Bu karara karşı süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden 2 hafta içinde kararı veren mahkememize başvurularak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemede nazara alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”