Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/155 E. 2022/778 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2020/155 Esas
KARAR NO : 2022/778

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/02/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
YAZIM TARİHİ : 23/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
TALEP : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 03.09.2019 tarihinde, …‘ya ait,sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın,müvekkile ait … plakalı araca arkadan çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği ve olay yerinde taraflar arasında trafik kazası tespit tutanağı tutulduğu,müvekkil aracına zarar veren … plaka sayılı araç 26.06.2019-2020 tarih aralığında ve … poliçe nolu ZMMS trafik poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru olup,sebebiyet verdiği kaza neticesinde oluşan maddi zararlardan sorumlu olduğunun,… plaka sayılı aracın ZMMS trafik poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi açısından zarar ve sigorta arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunun,TTK’nun 4. maddesinden doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4.maddesindeki hükmü ile,ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususu ile davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevleri arasında olduğu … Sigorta A.Ş’nin İzmir‘de şube şeklinde örgütlenmiş bölge müdürlüğü bulunması nedeniyle, İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğu dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna başvurulduğu ancak anlaşma sağlanamadığı,müvekkile ait araç Alman trafiğine kayıtlı olup,araçta kaza nedeniyle,Almanya’da ki Baş Motorlu Araç Bilirkişi bürosu tarafından 12.12.2019 tarihli bilirkişi raporu ile araçta toplam hasar bedeli olarak KDV dahil 3.864,19 Euro tespit edildiği ve müvekkil rapor için bilirkişiye 738,16 Euro ödeme yapıldığı,müvekkilin daimi ikametgahın Almanya olması ve aracın Almanya plakalı olduğu dikkate alındığında müvekkilin zararı gidermek için yabancı para Euro üzerinden harcamayapacağı,bu nedenle müvekkilin zararının tazminide Euro üzerinden hesaplanması gerektiğinin,sigorta şirketinin 27.01.2020 tarihinde temerrüde düştüğünden temerrüd faizine hükmedilmesi gerektiği,davalı sigorta şirketinin muhtemel süre uzatım talebinin reddi gerektiğinin,fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne,müvekkil aracında oluşan 3.864,19 Euro ve 738,16 Euro bilirkişi ücretinin fiili ödeme tarihindeki T.C.M.B.Efektif satış kuru karşılığı TL olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karıştığı iddia edilen … plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde 26.06.2019-2020 tarih aralığında … poliçe numrasıyla ZMMS trafik poliçesi ile sigortalı olup müvekkilin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğu,müvekkilin istanbul’da ikametgahı olması sebebiyle dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesini talep ettikleri, davacı müvekkile başvuru şartını yerine getirmediğinin,meydana gelen kazada sürücü kusurlarının belirlenmesi gerektiği ve bunun sonucunda da araçtaki hasarın bilirkişi marifetiyle belirlenmesini talep ettikleri,temerrüde düşülmediğinden yasal faiz talep edilebileceği, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
1). Dava, haksız fiil nedeniyle oluşan Hasar Bedelinin Tahsili istemine ilişkin olup, konusu itibariyle Mutlak Ticari Davalardandır.
2) Ticari uyuşmazlıklarda “Arabuluculuk” bir dava şartı olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenmiş olup, “Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir.
Davacının dava öncesi arabuluculuk bürosuna başvurduğu, ancak anlaşmanın sağlanamadığı, böylelikle dava şartı olarak düzenlenen zorunlu arabuluculuk yolunun tüketildiği ve dava şartının yerine getirilmiş olduğu dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz olunan arabuluculuk son oturum tutanağından anlaşılmaktadır.
3) Karayolları Trafik Kanunu’nun “14/4/2016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5 md. ile değişik “Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı” başlıklı 97. maddesi;
“Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü öngörmekte olup, dava dilekçesi ekinde yer alan 13/01/2020 tarihli başvuru dilekçesinin kargo ile gönderildiği ve böylelikle KTK’ nın 97. Maddesinin dava şartı olarak aradığı Yazılı Başvuru şartının da sağlanmış olduğu görülmüştür.
4) Davaya konu trafik kazasının 03.09.2019 tarihinde, … yolu üzerinde … otobanında gerçekleştiği, …’ya ait, …’nın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın …’a ait ve yine …’ın sevk ve idaresindeki …plaka sayılı araca arkadan çarpması ile kazanın vuku bulduğu dosyada mevcut Kaza Tespit Tutanağından anlaşılmaktadır.
5) Davalı tarafın yetki itirazı değerlendirildiğinde;
6100 sayılı HMK.’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesininin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir”. Yine aynı Yasa’nın 16. maddesinde ise, “Haksız fiilden doğan davalrda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Ancak, HMK.’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup, haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp, bir seçimlik yetkidir. Diğer taraftan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının C.7. maddesinde ise “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman şeçme hakkı davalılara geçer.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları uyarınca şubeye göre daha geniş yetkili olan bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin de yetkili kabul edildiği bilinmekle, davalı sigorta şirketinin “… Mah. … Cad. No:81 Kat:6 – … … / İzmir” adresinde Ege Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu tespit olunmuştur.
Somut olayda, rizikonun, yani kazanın … yolu üzerinde … otobanında gerçekleştiği, davacının yerleşim yerinin Almanya olduğu, ancak davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde Ege Bölge Müdürlüğünün mevcut görüldüğünden, davacının davasını İzmir ilinde açarak yetkili mahkemeyi doğru olarak seçmiş olduğu anlaşıldığına göre, davalının yetki itirazı mahkememizce kabul edilmemiş ve mahkememizin yetkili olduğu değerlendirilmiştir.
6) Zarar veren … plaka sayılı aracın 26.06.2019 – 26.06.2020 tarihlerini kapsar şekilde … Sigorta AŞ.’de Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (ZMMS) yani zorunlu trafik sigortası ile sigortalanmış olduğu celp olunan hasar dosyası içinde yer alan … no’lu poliçe sureti ile anlaşılmaktadır. Davaya konu trafik kazasının tarihi poliçede belirtilen risk periyodu içinde yer almaktadır.
7) Trafik kazaları sonucu uğranan zararlardan sorumluluk da haksız fiil sorumluluğu kapsamında yer almaktadır. Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır.
Haksız fiil sorumluluğu; “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
TBK md. 49; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
TBK md. 50; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmünü içermektedir.
8) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu;
91/1. Maddesinde; “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (MMS) yaptırmaları zorunludur”;
85/1. Maddesinde; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise; “İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3 maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
9) Kazaya karışan … plaka sayılı aracın 26.06.2019 – 26.06.2020 tarihlerini kapsar şekilde … Sigorta AŞ.’de sigortalıdır. Kaza 03.09.2019 tarihinde meydana gelmiş olup, risk periyodu içerisinde olduğundan davacının talep ettiği hasar bedelinden sigorta şirketi sorumludur.
Ancak sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlı olarak dava dışı araç sürücüsünün kusuru oranındadır. Bu nedenle aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
10) Kaza tespit tutanağının polis marifetiyle tanzim edilmemiş olması nedeniyle tutanakta kusur tespitinin bulunmadığı görülmektedir.
TBK’ nın 50. maddesi uyarınca davacı, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Davacının bilirkişi deliline dayanmış olması nedeniyle mahkememizce bilirkişiden kusur ve hasar bedelinin belirlenmesi için rapor aldırılmıştır.
11) 20.01.2021 tarihli Bilirkişi Raporunda;
– Kusur Dağılımı Yönünden; davacıya ait …plakalı araç sürücüsü … meydana gelen kazada etken olmaması sebebiyle kurallara aykırı Kazaya Katkı Sağlayacak Oluşum ve Davranış Faktörü Görülmediği;
Davalı … Sigorta A.Ş.’ye 26.06.2019-2020 tarih aralığında … poliçe numarasıyla ZMMS tarfik poliçesiyle sigortalı olan … plakalı araç sürücüsü … meydana gelen olayda aykırı davranışıyla çarparak sebebiyet verdiği kazada hatalı davranış faktörlerinin etken olduğu olayda 2918 sayılı KTK’nın madde 52/b “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar”, madde 56/1-c “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar” ve madde 84/d “Arkadan çarpma” suretiyle Hız, Yakın Takip Kurallarını İhlal Ettiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
– Hasar Tespiti Yönünden ise; … plaka sayılı araçtaki hasar bedeli KDV hariç 785,25 Euro olabileceği ve 300,00 Euro ekspertiz ücretinin uygun olduğu görüş ve kanaat bildirdiği görülmektedir.
12) Dava dilekçesinin ekinde ibraz olunan eksper raporu ile bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gidermek, kaza ile hasar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığını tespit etmek ve taraf vekillerinin rapora yönelik itirazlarını karşılamak amacıyla dosya Ankara Adli Tıp Kurumuna sevk edilmiştir.
21.05.2021 tarihli ATK Raporunda;
Kaza ile hasarın uyumlu olduğu, davaya konu …yabancı plaka sayılı otomobilde meydana gelen hasarın KDV Dahil 3864,19 Euro, ekspertiz ücretinin ise 738,16 Euro olduğu hususunda kanaat bildirilmiştir.
13) Mahkememizce 11/11/2021 tarihli ara kararı gereği raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek amacıyla İTÜ’den oluşturulacak heyetten davacının aracında meydana gelen hasar miktarının belirlenmesi, dosya içerisinde yer alan ekspertiz raporu, bilirkişi raporu ve ATK raporundaki tespit ve değerlendirmeler ile varılan sonuçlarda irdelenmek suretiyle denetime elverişli GEREKÇELİ raporun düzenlenmesi istenmiştir.
11/03/2022 tarihli İTÜ bilirkişi heyet raporunda; Davacı …’a ait … plaka ve (…) şasi numaralı otomobilin Almanya şartlarında onarım bedelinin KDV hariç 1.598,90 Euro – %19 KDV dahil 1.902,69 Euro olduğu, Davacı …’a ait … plaka ve (…) şasi numaralı otomobil için hazırlanan KDV hariç 620,30 Euro – %19 KDV dahil 738,16 Euro ekspertiz bilirkişi ücretinin Almanya şartları için uygun olduğu kanaatini bildirmiştir.
14) Denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu olan İTÜ Bilirkişi Heyet Raporu Mahkememizce de benimsenerek hükme esas alınmıştır.
15) Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda talebini arttırmış, harcını karşılamıştır.
16) Davacı tarafça dava öncesi davalı sigorta şirketlerine yazılı başvuru yapılmış olup işbu başvurunun Yurtiçi Kargo ile 13.01.2020 tarihinde gönderildiği 14.01.2020 tarihinde davalı sigorta şirketine tebliğ olunduğu anlaşılmaktadır. başvuru dilekçesinin yasa gereği tebliğ tarihinden itibaren 8 iş günü sonunda temerrüte düştüğünün kabulü ile 25.01.2020 tarihi itibariyle hüküm fıkrasında belirtildiği şekilde faiz işletilmesine karar verilmiştir.
17) Davacı vekili yurt dışında yaptırdığı ekspertiz ücretinin, yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini de talep etmiş olup, Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 21.11.2017 tarih 2016/17807 E- 2017/10786 K, 05.03.2015 tarih 2014/2413 E- 2015/3870 K ve 22.12.2014 tarih 2014/21991 E- 2014/19194 K sayılı ilamlarında açıklandığı üzere, yurt dışında yapılan ekspertiz masrafının karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL karşılığının yargılama giderine eklenerek davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılması gerekeceğini belirttiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
18) 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun sarf kararı ile 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutar yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1.902,69-Euro maddi tazminatın ZMMS poliçe limiti olan 39.000,00-TL’yi aşmamak üzere 25/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranda faiz ile birlikte, fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlasına dair istemin REDDİNE,
2- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 866,07-TL harçtan peşin alınan 439,73-TL nin mahsubu ile bakiye 426,34-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin kabul ve red oranına göre 649,95-TL’sinin davalıdan, bakiye 670,05-TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6- Davacı tarafından yatırılan 501,93-TL ilk başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 2.750,00-TL Bilirkişi ücreti, 723,00-TL Ankara Adli Tıp Fatura ödemesi 192,50-TL posta ve tebligat ücreti ile 13.833,11 TL (738,16 EURO x 18,74 TL) ekspertiz gideri olmak üzere toplam 4.258,93‬-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre takdiren 8.616,14-TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda tebliğden itibaren 2 Hafta İçerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Yolu Açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/11/2022

Katip …
E- imza

Hakim …
E- imza

BU BELGE E-İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.