Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/139 E. 2021/1133 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/139 Esas
KARAR NO : 2021/1133

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu hakkında, müvekkili şirket alacağı nedeniyle, İzmir… İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile (7) örnek ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın, icra dosyasına sunmuş olduğu 07.11.2019 tarihli dilekçesiyle takibin durdurulmasını istediğini, davalı tarafça icra dosyasına yapılmış olan itiraz haksız olduğundan itirazın iptali için huzurdaki davayı ikame etmek gereği doğduğunu, müvekkili şirket ile tacir olan davalı yan arasında eser sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeye göre müvekkili tarafından temin edilen kumaşlar müvekkilce talep edilen modellere göre, davalı yanın …. unvanlı iş yerinde kesim- dikimlik- düğme- kalite ve paket yapılarak satışa hazır hale getirildiğini, Müvekkil şirket hem yurt içi hem yurt dışı müşterilerle çalışmakta olup sözleşmelere konu ürünlerin alıcısının yurt dışında olduğu hususu taraflar arasındaki sözleşmelerde sabit olduğu gibi davalı yanın da bilgisi dahilindedir. Taraflar arasında imza edilen 18.06.2019 tarihli sözleşmeler gereği, belirlenen miktarlarda malın davalı tarafça kesim – dikim – ilik – düğme – kalite – ütü – paket aşamaları tamamlanarak 11.07.2019 tarihinde yüklemeye hazır edilmesi gerekmektedir, ancak süreç içerisinde mail yazışmalarıyla teslim süreci/zamanları karşılıklı revize edildiğini, taraflar arasındaki yazışmalarda da görüleceği üzere müvekkili şirket tarafından birtakım kumaşların teslimi ötelenmiş söz konusu durumdan karşı taraf haberdar edilmiş, davalı yan herhangi bir itirazda bulunmadığını, kumaşların geliş tarihlerine göre davalı yana hangi tarihte ürün teslimlerini yapabileceği sorulmuş ve davalı yanca gönderilen 02.08.2019 tarihli e-postadaki beyanları esas alınarak teslim tarihlerinde revizyona gidildiğini ve taraflar sözleşme konusu ürünlerin tamamının en geç 09.08.2019 tarihinde teslim edileceği hususunda anlaştıklarını, işbu anlaşma neticesinde iş bedeli davalı yana …. seri numaralı 30.08.2019 tarihli 60.000,00 TL bedelli ve …. seri numaralı 06.09.2019 tarihli 60.284,32 TL bedelli çeklerle ödendiğini, yurt dışına ihraç edilecek olan bu mallar için müvekkili şirket kargo şirketiyle anlaştığını ve yükleme tarihi 09.08.2019 olarak belirlendiğini, yukarıda açıklanan anlaşma neticesinde, müvekkili şirket çalışanı, 09.08.2019 tarihinde davalı yan işyerine ürünleri teslim almak için gittiğini, ürünlerin bir kısmını teslim aldığını; araç kapasitesi yetersiz olduğundan kalan ürünlerin ikinci bir araç ile alınacağını bildirdiğini, aynı tarihte saat 17.30’da ikinci araç ile davalı işyerine gidildiğinde davacı yan ürünleri teslim etmeyeceğini ifade ettiğini, davalı yana aynı tarihte e-posta gönderilerek; ürünlerin ihraç edileceğinin ve yükleme tarihinin 09.08.2019 olduğunun davalı yanca bilindiği, bu nedenle ürünlerin tesliminin gerçekleştirilmesi; aksi takdirde verilen iki adet çekin iade edilmesi gerektiği ve uğranılacak zararın kendilerinden talep edileceği ihtar edilmiştir. İşbu e-postaya davalı tarafça, ürünlerin tamamının hazır olduğu ancak müvekkil şirket çalışanının aracında yer olmadığından malların teslim edilemediği, cevabı verilmiştir. E-postanın devamında ise müvekkil şirket kaynaklı gecikmeler nedeniyle mesai ve üretim boşluğu bedelinin kendilerine ödenmediği, buna rağmen davalı tarafın elinden geleni yaptığı belirtilmektedir. Taraflar arasında bugüne dek bu konuda bir uyuşmazlık olmadığı gibi davalı yanın ürünleri teslim tarihine kadar da bu yönde bir talebi olmamıştır. İşbu yazışmada da herhangi bir talepte bulunulmamışsa da bu husus gündeme getirilerek bir takım bahanelere kapı aralandığını, davalı yana ürünlerin teslimi konusunda 10.08.2019 tarihinde yeniden e-posta gönderildiğinde, davalı yan; kumaşların 5 Ağustos’ta taraflarına ulaştığını, oysa kendilerinin 2 Ağustos’ta ulaşması halinde 09.08.2019 tarihi için teyit verdiğini iddia ettiğini, davalı yanın bir önceki e-postada tüm ürünlerin hazır olduğu ancak müvekkil çalışanınca alınmadığı iddia edildikten sonra bu kez de kumaşların geç teslim edildiği yönündeki bahaneleri davalı yanın kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, davalı yanın ticari hayatın ilkelerine aykırı bu talep ve hareketleri karşısında, müvekkili ticari anlamda zora girdiğini, ürünleri zamanında ihraç edemediğini, neticeten müşterilerinin gözündeki ticari itibarı sarsılan müvekkili şirketin, müşterilerini daha fazla mağdur etmemek ve ticari ilişkilerini kaybetmemek için davalı yanla anlaşmaya çalıştığını, davalı taraf daha öncesinde hiçbir bildirimi yahut talebi olmamasına rağmen, bahsi geçen uyuşmazlıktan sonra, işletmesinin üretim boşluğu ve boşta geçen mesai ücret bedelinin ödenmediğinden bahisle sözleşmeye aykırı olarak hareket etmiş ve ürünleri teslim etmediğini, müvekkilinin ise ürünleri bir an önce teslim alarak müşterilerine göndermek için davalıyla defaten görüşmeler yaptığını; ancak davalı yan anlaşmaya yanaşmadığını, ürün teslimi için müvekkilinden haksız olarak 20.000,00 TL talep ettiğini, müvekkili şirketi daha fazla zarara uğramamak, ticari itibarını yitirmemek ve müşterilerini kaybetmemek adına; malların teslimi uğruna 20.000,00 TL’yi davalının…IBAN numarasına ihtirazi kayıtla gönderdiğini, davalı tarafça sözleşmeye aykırı ve haksız şekilde talep edilen bu bedel ürünlerin alınabilmesi için yatırıldıkta sonra teslim alınabilen ürünlerin kargolanarak müvekkilinin yurt dışındaki müşterilerine gönderildiğini, davalı yanın, hazır olmasına rağmen haksız olarak teslim etmediği ürünler bir önceki kargo ile gönderilemediğinden yeniden kargo gönderimi yapılmış ve fazladan gümrük harç ve masrafları ödendiğini, taraflarınca başlatılan icra takibine konu tutarların: ihtirazi kayıtla ödenen 20.000 TL ile fazladan ödenen kargo ve gümrük masraf bedelleri olduğunu, bu nedenlerle davalının yasal dayanaktan yoksun, haksız ve kötü niyetli borca itirazının iptaliyle takibin devamına, ayrıca takibe konu alacağın likit olması nedeniyle takibe haksız olarak itiraz eden davalı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı taraf arasında eser sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye göre davacı tarafından temin edilen kumaşlar, talep edilen modellere göre, müvekkili şirketin … unvanlı iş yerinde kesim- dikim- ilik- düğme- kalite ve paket yapılarak satışa hazır hale getirildiğini, taraflar arasında imza edilen 18.06.2019 tarihli sözleşmeler gereği, belirlenen miktarlarda malın davalı tarafça kesim – dikim – ilik – düğme – kalite – ütü – paket aşamaları tamamlanarak 11.07.2019 tarihinde yüklemeye hazır edilmesi gerektiğini, ancak süreç içerisinde mail yazışmalarıyla teslim süreci/zamanları karşılıklı revize edildiğini, malların teslim tarihi olarak belirtilen 09.08.2019 tarihinde, davacı tarafın şirket çalışanına müvekkili şirketin iş yerinde ürünlerin bir kısmı teslim edilmiş bir kısmı teslim edilemediğini, ürünlerin tamamı müvekkili şirket tarafından hazırlandığını, ancak davalı çalışanının aracında yer olmadığından malların hepsinin teslim edilemediğini, davalı şirketten kaynaklı gecikmeler nedeniyle müvekkili şirkete mesai ve üretim boşluğu bedeli ödenmemesine rağmen müvekkili şirketin malları yoğun bir çalışma ve çaba sonrasında hazır ettiğini, davacı tarafça yapılan sözleşme sonrası belirlenen kumaşların ve tamamlayıcı malzemelerin teslim teminlere uyulmadığını, davacı tarafça kumaş ve tamamlayıcı malzeme teslim tarihlerinin hep değiştirildiğini ve geciktirildiğini, buna rağmen davacı tarafça emrivaki yapılarak kısa sürede malların tesliminin istendiğini, müvekkili şirketin davacı ile yaptığı sözleşme uyarınca başka firmalardan iş almadığını, kumaş ve tamamlayıcı malzemelerin teslim tarihlerin geciktirilmesi nedeniyle müvekkili şirkette 1 hafta süre ile faaliyetinin durduğunu, müvekkili şirketin başka firmalardan iş almadığından faaliyet göstermediği 1 hafta boyunca işletme giderlerini (personel maaşları, kira, SGK primleri vb. gibi tüm işletme giderleri) ödediğini ve zarara uğradığını, akabinde davacı şirket tarafından kumaş ve tamamlayıcı malzemelerin tesliminden sonra davacı şirket tarafından tek taraflı olarak belirlenen malların teslim tarihine kadar malları hazır edebilmek için personelini yoğun çalıştırmış ve fazla mesai yaptırdığını, müvekkili şirketin, malları belirtilen tarihte teslim edebilmek için personeline fazla mesai ücreti ödemek suretiyle 2. kez zarara uğradığını, müvekkili şirketin zararı daha fazla olmasına karşın, davacı taraftan sadece 20.000,00.-TL. talep ettiğini ve davacı şirket tarafından bu bedelin müvekkili şirkete ödendiğini, müvekkili şirkete ödenen meblağın muhasebe kayıtlarına işlendiğini, davacı tarafça bu ödemenin ihtiraz-ı kayıtla gönderilmiş veya yapılmış olması hususu, davacı şirketçe ödenen bu meblağın dayanaksız ve haksız olduğunu ortaya koymayacağını, davacı taraf Medeni Kanun 2. maddesinde belirtilen iyi niyet kurallarına aykırı davrandığını, davalı tarafin bir yandan müvekkili şirketin malları zamanında yetiştirmesi ve teslimi için ödeme yaparken diğer yandan “basiretli” bir ticaret erbabının aksine ödeme dekontuna ihtiraz-ı kayıt düşerek malların tesliminden sonra bu bedeli müvekkilden tahsili için müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı tarafça yapıldığı iddia edilen kargo masraflarının asıl nedeni davacı tarafça teslim sürelerine uyulmaması olduğunu, davacı tarafça yapılan bu masraflardan müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafça kumaş ve tamamlayıcı malzeme teslim tarihleri değiştirilip, geciktirilmek suretiyle yapılan sözleşme sonrası belirlenen kumaşların ve tamamlayıcı malzemelerin teslim teminlere uyulmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin iş yerinde 1 hafta faaliyet durmuş, kumaş ve tamamlayıcı malzemelerin tesliminden sonra ürünlerin belirtilen tarihte hazır edebilmek için personeline fazla çalışma yaptırdığını ve fazla mesai ücreti ödediğini, davacı tarafın icra takibine ve dolayısıyla iş bu davaya konu ettiği müvekkiline ödemiş olduğu 20.000,00.-TL meblağı talep etmesinin maddi ve hukuki dayanaktan yoksun, haksız ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İzmir…. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası, Fatura suretleri, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 03/02/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “…Sayın Mahkemenin ara kararı kapsamında dosya içeriği belgeler ve davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri üzerinde teknik ve mali yönden yapılan incelemeler kapsamında: Davacı (alacaklı) … Tekstil şirketi, Hollandalı müşterisinden 18.06.2019 tarihinde çeşitli yapı ve modelde toplam 10.982 adet kadın giysisi siparişi aldığı, bu siparişin üretilmesi için davalı … (….) firma ile “Eser Sözleşmesi” antlaşması yapıldığı, bu tür üretimlerinde genel olarak rastlanılan güçlük, bahsi geçen kumaş ve malzemenin dava dışı tedarikçilerden alımında gecikmelerin ortaya çıkması olduğu, bu durumda bunları bir araya getirip giysiyi hazırlayan ve piyasada “fasoncu” denilen atölyelerin zamansal ürün teslim konusunda sıkıştıkları, davalı firmanın da bu durumda kalmış olduğu, davacıdan kaynaklanan gecikmelerden dolayı davalı yana geç malzeme tedarikinde ve tesliminde bulunulduğu ve bu geç malzeme teslimi nedeniyle davalının bir haftalık gelir kaybına uğradığı ve bu kaybın da 20.000.TL olarak belirlenmesinin uygun olacağı, Davacının yasal defter ve dayanağı belgeleri kapsamında takip ve dava tarihi itibarıyla davalıdan 19.999,99.TL alacaklı olduğu ancak teknik yönden yapılan değerlendirmeler dikkate alındığında davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibarıyla herhangi bir alacağının bulunmadığı …” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Mali Müşavir Bilirkişiden alınan 12/11/2021 tarihli raporun sonuç kısımına göre; “… 2019 yılına ait ticari defterlerinin 213 sayılı VUK. 221. ve 222.maddeleri uyarınca ve 6102 sayılı TTK’nun 64/3. maddesi uyarınca noter açılış onaylarının süresinde yaptırıldığı, 6100 sayılı H.M.K 222. Maddesine göre delil vasfı değerlendirmesinin takdiri Sayın Mahkeme’nizde olmak üzere; 6102 sayılı T.T.K 64/3. maddesi uyarınca yapılması gereken kapanış tasdikinin 2019 yılı yevmiye defteri için süresinde yaptırıldığı, ticari defterlerini usulüne uygun tutulduğu ve birbirini doğruladığı, Taraflar arasındaki cari hesaba ilişkin yapılan incelemede, davacının davalıya ticari alışveriş nedeniyle borcunun bulunmadığı, dosya kapsamında bahsi geçen geç teslim nedeniyle davacının davalıya 20.000,00 TL ödemede bulunduğu, Davalı şirketin dava konusu döneme ilişkin ücret bordroları üzerinde yapılan incelemede; Ücret bordrolarında “Fazla mesai” ücretine ilişkin bir hesaplama olmadığı, 2019 Haziran ayında 5 çalışan, 2019 Temmuz ayında 5 çalışan olduğu, Davalının Brüt satışlarının 2019/Haziran ayında 115.534,74 TL, 2019/Temmuz ayında 585.640,41 TL olduğu görülmüş olup 2019 Temmuz ayında Haziran ayındaki satışlara göre %500 bir artış olduğu, Davalının 2019/Temmuz satışları olan 585.640,41 TL’nin 204.087,52 TL’sinin davacıya düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, Temmuz ayı satış toplamında davacıya yapılan satışların %34 lük bir orana sahip olduğu (204.087,52/ 585.640,41 = %34), satışların %66 sının ise davalının diğer müşterilerine yaptığı satışlardan kaynaklandığı dolayısıyla ilgili ayda davacıya yapılan %34 lük satışın ortalama 2 katı oranında diğer müşteriler ile çalışıldığı ve iki katı oranında bir iş yoğunluğunun olduğu, Davalının genel üretim ve genel yönetim giderlerinin çalışılmayan 7 günlük süreye isabet eden tutarı 9.312,31 TL olarak hesaplandığı, Davalının davacıya 2019/07 döneminde kdv hariç toplamı 188.969,93 TL tutarında fatura düzenlediği görülmüş olup davacı ile yapmış olduğu işten 1 haftalık kazancının (188.969,93/30gün) x 7 gün = 44.092,98 TL olduğu, buradan hareketle iş yapmaması sebebiyle de 1 haftalık kaybının aynı tutarda 44.092,98 TL olacağı tespit edilmiştir. Sayın Mahkemenizin takdirlerine saygılarımla arz ederim…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.Maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Davacı tarafça ihtiyazi kayıtla sözleşme bedeli dışında ödenen 20.000,00-TL paranın iadesi ve geç teslim nedeniyle uğranılan zararın tazmini talep edilmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, yargılama aşamasında davacının sözleşme konusu üretim için gerekli kumaşların geç teslim edilmesinden dolayı üretim maliyetlerinin arttığını bu nedenle fazladan 20.000,00-TL para talep edildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
2-Mahkememizce 1 tekstil mühendisi, 1 ihracat konusunda uzman ve 1 SMMM bilirkişiden oluşan heyete dosya tevdi edilerek uyuşmazlık konusu hususlarda rapor düzenlettirilmiş, düzenlenen 03.02.2021 tarihli raporda davalının geç malzeme teslim edilmesinden dolayı 1 haftalık çalışma kaybının bulunduğu, gelir kaybının 20.000,00-TL olabileceği görüşü bildirilmiş, 09.06.2021 tarihli ek raporda ise herhangi bir görüş bildirilmemiş, SMMM bilirkişi tarafından sunulan 12.11.2021 tarihli raporda ise 7 günlük çalışma kaybı zararının 44.092,98-TL olabileceği görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce her ne kadar bilirkişi heyet raporu aldırılmış ise de bilirkişi raporlarında yapılan değerlendirme ve tespitler davayı aydınlatıcı mahiyette görülmekle birlikte uyuşmazlığın çözümüne etkili görülmediğinden hükme esas alınmamıştır.
3-6100 sayılı HMK’nın 33/1.maddesi uyarınca, hâkim Türk hukukunu resen uygular. Taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK’nın 470. Ve devamı maddelerinde düzenlenen olan eser sözleşmesi olup, her ne kadar taraflarca dayanılmamış ise de dava konusu uyuşmazlığın çözümünde eser sözleşmesine dair düzenlenen kanun maddelerinin irdelenmesi gerekmektedir.
4-TBK’nın 472/3. Maddesinde “Eser meydana getirilirken, işsahibinin sağladığı malzemenin veya eserin yapılması için gösterdiği yerin ayıplı olduğu anlaşılır veya eserin gereği gibi ya da zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek başka bir durum ortaya çıkarsa, yüklenici bu durumu hemen işsahibine bildirmek zorundadır; bildirmezse bundan doğacak sonuçlardan sorumlu olur.” hükmü düzenlenmiştir.
Kanunun amir hükmü uyarınca, yüklenici tarafından eserin zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek bir durum ortaya çıktığında bu durumun iş sahibine bildirilmesi zorunludur. Şayet bu bildirim yapılmaz ise gecikmeden kaynaklanan sonuçlardan dolayı sorumluluk yüklenici üzerinde olacaktır. “Sonuçlar” kavramı içerisinde iş sahibinin veya yüklenicinin uğrayacağı zararların da bulunduğu kuşkusuzdur.
5-TBK 472/3. Maddesinin değerlendirilmesinde, madde metni ile tahdidi değil geniş bir değerlendirme yapılarak yükleniciden veya bir başka nedene dayalı olarak herhangi bir şekilde eserin zamanında meydana getirilmesini tehlikeye düşürecek bir durum ortaya çıktığında bu konuda iş sahibine bilgi verilmesi gerektiği düzenlenmiştir. İş sahibi, yükleniciye teslim edilen malda ayıp olup olmadığını veya başka bir sebeple işin tamamlanmasının gecikeceğini bilememesi olağan olup, eserin meydana getirilmesi yüklenici nezdinde gerçekleştiğinden yüklenicinin bilebileceği bu durumu iş sahibine de bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirim ile iş sahibi işin zamanında yetişmemesi nedeniyle gerekli tedbirleri alma fırsatı elde edebileceği gibi, şayet işin zamanında yetişmemesi halinde zararı sözleşmenin feshinde uğrayacağı zarardan daha yüksek olacak ise buna göre bir tercihte bulunma imkanına kavuşmaktadır.
6-Somut olayda iş sahibi tarafından bir kısım kumaşların davalı yükleniciye bir süre geç teslim edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu geç teslimden dolayı üretimin zamanında gerçekleştirilemeyeceği hususunda davalı yüklenici tarafından davacıya herhangi bir bildirim yapıldığına dair dosya kapsamında bir delile rastlanmadığı gibi davalının bu yönde bir savunması da bulunmamaktadır.
7-Davalı yüklenici tarafından üretime 1 hafta geç başlanıldığı ve eserin süresinde teslimi için fazla mesai yapıldığı, 1 haftalık boşta geçen süre nedeniyle kar kaybı yaşandığı gibi nedenlerle zararın telafisi için davacıdan 20.000,00-TL talep edilmiş ise de davalının zarar talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir. Zira TBK’nın 472/3. Maddesi ile açık bir şekilde düzenlendiği üzere yüklenicinin yaşanacak gecikmeyi öngörerek bu gecikmeyi davacıya bildirmek veya gecikme yaşanmaması için başkaca bir tedbir alması gerekiyor ise yine alması gerektiği tedbirleri de davacı iş sahibine bildirmekle yükümlüdür. Davalı yüklenicinin iş akış süreçleri içerisinde bu hususlarda davacı iş sahibine herhangi bir bildirimde bulunmayıp da sözleşmeye konu malların teslimi sırasında işlerin zamanında teslimi için fazla mesaide bulunduğunu ve 1 hafta çalışmadığını ileri sürerek sözleşme ücreti dışında fazladan ücret talebi yerinde değildir. Davacı ile davalı arasındaki sözleşme parça başına ücret olarak kararlaştırılmış olup, davacı iş sahibinin kumaşların geç teslim edilmesi nedeniyle davalı yüklenicinin 1 hafta çalışma yapmamasını veya üretimin zamanında yetişmeyecek olmasını, zamanında yetişmesi için yüklenicinin çalışanlarına fazla mesai yaptırması gerektiği hususlarını bilebilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, bu durumların iş sahibi tarafından bilinebilecek olması halinde dahi TBK 472/3. Maddesi açık bir şekilde yükleniciye bildirim külfeti getirmiş olup davalı yüklenicinin bildirim koşulu sağlanmaksızın zararının karşılanmasını talep etme imkanı bulunmamaktadır.
8-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davalı yüklenici tarafından eser sözleşmesinin ifası kapsamında kendisine teslim edilmesi gereken kumaşların geç tesliminden kaynaklan gecikme durumunu davacı iş sahibine bildirmediğinden bundan doğacak zararlardan sorumlu olduğu, davalı yüklenicinin ek 20.000,00-TL ücret talebi nedeniyle sözleşme konusu malları davalıya geç teslim ettiğinin ve bundan dolayı davacı iş sahibinin malların bir kısmını 2. Bir parti ile göndermiş olduğunun sabit olduğu, davalının kendisine ihtirazi kayıtla ödenen 20.000,00-TL’yi iade ve malların geç tesliminden doğan zarardan sorumlu olduğu değerlendirilmiş, davacı iş sahibinin dava dilekçesi ekinde yer alan ihracat, kargo masrafları ve sair masraflarının belgelendirilmiş olduğu, davalı tarafça bu belgelerde yazılı miktarlara yargılama süreci boyunca itiraz edilmemiş olduğu, benzer dosyalarımızda görülen gönderi masrafları ile uyumlu ve makul gönderi masrafı sarf edilmiş olduğu gözetilerek 20.000,00-TL’nin davacı yükleniciye iadesi ve ayrıca gecikmeden kaynaklanan 2. Parti mal gönderimi nedeniyle yapılan masrafların davacıya ödenmesi gerektiği kanaati ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
9-Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık haklılık durumunun taraflarca tespiti mümkün olmayıp yargılamayı gerektirir nitelikte olduğundan inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE, davalının İzmir ….İcra Dairesi’nin ….Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİNE, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
2-Alacağın likit nitelikte olmadığı değerlendirildiğinde inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.542,06-TL harçtan peşin olarak alınan 272,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.269,40-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 272,65-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından başvuru harcı, posta ücreti ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen toplam 1.462,9‬0-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili taraflara iadesine,
8-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
16/12/2021

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸