Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/13 E. 2021/1030 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/13
KARAR NO : 2021/1030

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Müvekkilinin, davalı taraftan 01.10.2019 tarihi itibariyle 7.718,45 -TL asıl alacak ve 882,44- TL faiz olmak üzere toplam 8.600,89-TL cari hesap bakiyesinin tahsili amacıyla İzmir … İcra Dairesi’nin …/… E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, müvekkili ile davalı-borçlu arasında sık sık gerçekleşen bir ticari ilişki bulunduğunu ve buna buna bağlı olarak da cari hesap ilişkisi bulunduğunu, ticari ilişkinin neticesi olarak da tarafların karşılıklı alacak ve borçlanmaları bulunduğunu, borçlu taraf itiraz dilekçesinde müvekkili şirket ile aralarında ticari ilişkinin bulunmadığına dair beyanda bulunmadığını, ticari ilişkinin varlığını zımnen kabul ettiğini, davacı müvekkilininin davalı-borçlu şirketten alacaklı olduğunu, her ne kadar davalı taraf borca itiraz etmişse de, şirketlere ait ticari defter ve belgeler, cari hesap dökümü incelenmesi ile bu durum açıklığa kavuşacağını, bu nedenlerle haksız itirazın iptali ile takibin devamına davalı aleyhine %20′ den aşağı olmamak üzere İcra zere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya cevap vermedikleri görülmüştür.
DELİLLER: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu, yemin beyanı delil olarak değerlendirilmiştir.
Davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığının tespiti için yapılan bilirkişi inelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre; “… Sayın Mahkemenin ara kararı gereğince davacının yasal defter ve dayanağı belgelerinde yapılan incelemeler ile dosya kapsamında yapılan incelemelerde;
-Davacı ile Davalı taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğu,
-Davacı ve Davalı taraf arasında Ticari Bir sözleşmenin İmzalanmış olduğu
-Davacı …’ın 2018-2019 yılı Yasal Defterlerinin Lehine Delil Teşkil edebilecek vaziyette olduğu,
-İzmir … İcra Müdürlüğü …/… Esas Sayılı takip dosyası ile, Alacaklı/Davacı … tarafından Borçlu/Davalı … ‘na karşı 02.10.2019 harç ödeme makbuzu tarihli (örnek 7) ödeme emri ile, 7.718,45.- TL asıl alacak, 882,44.- TL İşlemiş faiz, olmak üzere toplam 8.600,89.- TL alacağa istinaden takip tarihinden itibaren işleyecek Reeskont Avans Faizi ile birlikte ilamsız takip yoluyla takipte bulunulduğu, Ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmiş olduğu, Borçlu vekili tarafından 16.10.2019 tarihinde icra dairesine verilen itiraz dilekçesi ile; yetkiye, takibe, borca, ödeme emrine, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz edilmesi üzerine takibin icra dairesi tarafından 16.10.2019 tarihinde durdurulmasına ilişkin kararın taraflara tebliğ edilmiş olduğu görülmüştür.
İcra Takip Dosyasındaki Alacak Bedelinin cari hesap alacağına dayandırılmış olduğu görülmüştür. Davacı … ‘ın Davalı … “ndan yasal defter ve dayanağı olan cari hesap ekstresinin karşılığı olarak 02.10.2019 icra takip tarihi itibari ile 7.718,45.-TL tutarında alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Ancak Davacı … ‘ın yukarıdaki cari hesap ekstresinde görüleceği üzere Hesap ekstresinin son kalan alacak bakiyesini oluşturan Davalı … ‘na kesmiş olduğu (Davacının davalı adına tanzim ettiği) İrsaliyeli satış faturaları ve eklerinde bulunan Sevk İrsaliyelerinin üzerinde yapılan teslim alan bilgilerine göre hazırlanmış olan tablo yukarıdaki şekildedir.
İlgili Tabloda Davacı tarafından Davalı Tarafa Kesilmiş olan Satış Faturalarının üzerinde yapılan kontrolde davalı … adına ilgili faturaları teslim alan bilgilerinin ve imzasının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacı tarafından Davalı taraf adına düzenlenmiş olan ilgili satış Faturalarının Ekinde Bulunan Sevk İrsaliyelerinin Üzerinde Yapılan İncelemede; Davalı adına İrsaliyeler ve içeriği malları teslim alan kısmında (Sevk İrsaliyelerinin tümünde) … Bey Yazmakta olduğu ancak sevk İrsaliyelerinin üzerinde teslim alan kişinin ıslak imzalarının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu Minvalde Davacı tarafın davalı taraftan cari hesap bakiye alacağını oluşturan satış Faturalarının, ekleri olan Sevk İrsaliyeleri ve İçeriği Malların Davacı tarafından Davalı tarafa teslim edilmemiş olduğu görüş ve kanaatine varılabilecek olup nihai takdir sayın mahkemenindir.
Netice Olarak;
-Davacı …’ın Davalı …’dan 02.10.2019 İcra takip tarihi itibari talep edebileceği alacak bakiyesinin bulunmadığı…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Davalı … 23/11/2021 tarihli duruşmada; “Bana gösterilen sevk irsaliyesi ve faturaları inceledim. Ben bu fatura içerikleri ile ilgili olarak … beyle görüştüm. Bana teslim almadığını söyledi. Ben de bu ürünleri kendim teslim almadım. Benim bilgim dışında teslim alındığına dair de görüştüğüm kimseler bana teslim almadıklarını söylediler. Faturada yer alan içerikteki ürünler bizim sürekli olarak kullandığımız ürünlerdir. Şu anda bile bizim kullandığımız ürünlerdir. Bu nedenle fatura içeriğine bakarak teslim alınıp alınmadığına dair bir şey diyemem. Ancak sevk irsaliyelerinde adı geçen … Beyle görüştüğümde bana bunları teslim almadığını söyledi. Ben de bunların teslim alınmadığına dair yemin ederim.” şeklinde yemin ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava İİK 67.maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık açık hesap ilişkisi şeklinde süren ticari ilişkide davacı tarafça davalı adına düzenlenen faturalar nedeniyle davalının davacıya bakiye borcunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
3-Davacı taraf delil olarak ticari defter ve kayıtlara, tanık deliline ve yemin deliline dayanmıştır.
4-Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmış, davacı taraf ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yapıldığı görülmüştür. Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan 7.718,45-TL miktarda alacaklı göründüğü tespit edilmiştir.
5-Davalı tarafça dava konusu borcu doğuran fatura ve sevk irsaliyelerinde bulunan imzalara itiraz edilmiştir. Davacı sevk irsaliyelerinde teslim alan imzası bulunan kişinin davalının eşinin kardeşi olan … olduğunu ileri sürmüştür. … mahkememizce tanık olarak dinlenilmiş, kendisine gösterilen sevk irsaliyesi ve fatura içeriği malları teslim almadığını, belgelerde imzasının bulunmadığını ileri sürmüştür.
Mahkememizce yapılan incelemede gerçekten de sevk irsaliyeleri üzerinde herhangi bir imza bulunmadığı, basit tersimatlı çizik şeklinde ibare bulunduğu gözetilerek imza aidiyeti yönünden başkaca bir araştırma yapılmamıştır.
6-Davacı vekili yargılama sırasında 04/10/2021 tarihli dilekçe ile davalı tarafa yemin teklifinde bulunmak istediklerini belirtmiş, bunun üzerine davacı vekiline 05/10/2021 tarihli celsede yemin metni sunulması için 2 haftalık süre verilmiştir. Verilen süre içerisinde davacı vekilince 06/10/2021 tarihli yemin metni sunulmuş, mahkememizce yemin konusu olarak “Davacı tarafından talep edilen 7.718,45-TL tutarlı faturaya dayalı alacaklarla ilgili olarak dosyaya sunulan faturaların içeriği malların davalı …, yanında çalışan herhangi bir işçisi veya eşinin kardeşi … tarafından teslim alınıp alınmadığı ve davacı …’a davalının borcunun bulunup bulunmadığı” hususları tespit edilerek davalı vekiline ve davalıya yemin teklifi ve konusu tebliğ edilmiştir.
7-Davalı asil 23/11/2021 tarihli duruşmada bizzat hazır bulunmuş, yemin teklifini kabul ederek “Bana gösterilen sevk irsaliyesi ve faturaları inceledim. Ben bu fatura içerikleri ile ilgili olarak … beyle görüştüm. Bana teslim almadığını söyledi. Ben de bu ürünleri kendim teslim almadım. Benim bilgim dışında teslim alındığına dair de görüştüğüm kimseler bana teslim almadıklarını söylediler. Faturada yer alan içerikteki ürünler bizim sürekli olarak kullandığımız ürünlerdir. Şu anda bile bizim kullandığımız ürünlerdir. Bu nedenle fatura içeriğine bakarak teslim alınıp alınmadığına dair bir şey diyemem. Ancak sevk irsaliyelerinde adı geçen … Beyle görüştüğümde bana bunları teslim almadığını söyledi. Ben de bunların teslim alınmadığına dair yemin ederim.” şeklinde beyanı ile yemini eda etmiştir.
8-Yemin delili, 6100 sayılı HMK’nın 225 ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir.
Yargılama sırasında, davacı tarafa mahkememizce yemin hatırlatması yapılmaksızın celse arasında sunulan dilekçe ile resen yemin teklifinde bulunulmuş olup davalı tarafça yemin eda edilmiştir. Yeminin edası ile birlikte davalının kendisine gösterilen ve takip dayanağı açık hesabı oluşturan fatura ve sevk irsaliyelerinin teslim alınmadığı hususunda yemin edası kesin delil niteliğinde sayılmıştır.
9-Ayrıntılı gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere, davacı tarafça dava konusu sevk irsaliyesi ve fatura içeriği malların davalı tarafça teslim alınmadığı ve davalının davacıya borcunun bulunmadığı hususunda davacı tarafça teklif edilen yemin davalı tarafça eda edilmekle davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının takipte kötü niyetle hareket etmiş olduğu sabit olmadığı, taraflar arasındaki alacak borç ilişkisindeki farklılığın tek başına kötü niyet göstermediği değerlendirilmiş, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
10-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup, İzmir Arabuluculuk Bürosu’nun 05/06/2020 tarihli sarf kararı ile 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu tutarın davacı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının kötü niyeti kanıtlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin olarak alınan 88,82-TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 29,52-TL’nin karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacının sarf etmiş olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve resen yatırana iadesine,
7-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı asil ve vekili ile davalı asil ve vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”