Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/123 E. 2022/192 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/123 Esas
KARAR NO : 2022/192

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 28/01/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkili şirkete ait ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile …. ve …. plakalı araçların 16/01/2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde …. plakalı araç sürücüsü …’ın kusuru nedeniyle asli kusurlu olduğunu, bu nedenlerle 10.000,00-TL hasar bedeli, 10,00-TL değer kaybının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini karar ve talep etmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile; müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 31.000 TL ile değer kaybı alacağına mahsuben 10 TL olmak üzere toplamda 31.010 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin …. D. İş sayılı dosyasında sarf edilen 542,20 TL delil tespit gideri (65,90 TL harç+250 TL bilirkişi üreti+206,30 TL keşif harcı+20 TL tebligat gideri) ile 400 TL delil tespit vekalet ücretinden ibaret toplam 942,20 TL delil tespit giderinin (ileride haksız çıkacak taraftan tahsil edilmek üzere sarf edilmiş olan) yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde; …… plakalı aracın müvekkili şirket tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortalı aracın kazaya karıştığının dahi ispatlanamadığını, bu nedenle husumet yönünden davanın reddine karar verilmesini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile araçların kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, tazminat davası olup, Mahkememizin 06/06/2017 tarih ve 2016/106 Esas, 2017/729 karar sayılı kararı ile; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiş, İzmir 11. Hukuk Dairesinin 03/02/2020 tarih ve 2017/1808 Esas 2020/159 Karar sayılı ilamıyla; “…. Dava, trafik kazası nedeniyle oluşan hasar bedeli ile araç değer kaybının tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf incelemesi, istinafa başvuran tarafın istinaf başvuru dilekçesinde bildirdiği sebeplerle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlıkta uygulanması gereken 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (KTK.) “Motorlu Araçlarla İlgili Mesleki Faaliyetlerde Bulunanlar” başlıklı 104. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.”
Görüldüğü gibi motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette kişiler, bu tür araçların gözetim, onarım, bakım, alım-satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya buna benzer amaçlarla kendisine bırakılıp, teslim edilen aracın neden olduğu bu yasaya tabi tutulan zararlardan dolayı işleten gibi sorumlu tutulmaktadırlar. Bu şekilde oluşan zararlardan dolayı aracın asıl işleteni veya o araç için KZMMS yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu olmayacakları da bu yasal düzenlemede açıkça belirtilmiş bulunmaktadır (Ulaş, I.: Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Ankara 2012, s: 907).
104. maddede sayılan kişilerin farazî işleten olarak sorumlu tutulabilmesi için araç üzerindeki eylemsel egemenliğin kesin biçimde bu yere geçtiğinin kabulü gerekmektedir (Yargıtay HGK. 18.12.2018 t.li, 2018/17-78 E. – 2018/1957 K. sayılı kararı).
Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı araç maliki ve fer’i müdahil olan … ile davalı tarafından kaza tarihinde aracının (önceki ismi …) yeni ismi ise … isimli şahsın işlettiği oto servisine bırakılmış olduğunu bildirmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesinde dava ehliyeti dava şartı olarak belirtilmiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkindir ve yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmelidir. O halde, sigortalı aracın servise bırakılıp bırakılmadığı, kazanın aracın serviste olduğu dönemde gerçekleşip gerçekleşmediği, araç üzerindeki eylemsel egemenliğin servise geçip geçmediği, davalıların pasif husumet ehliyetlerinin bulunup bulunmadığı yönünden tarafların gösterdikleri deliller toplanmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir.
Bu nedenle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve kaldırma kararının sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememizin 2020/123 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılan dosyanın yapılan yargılaması sonunda;
KALDIRMA KARARI SONRASI DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
1-Dava trafik kazası nedeniyle araç hasar onarım bedeli ve değer kaybı zararına dayalı maddi tazminat davasıdır.
2-İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesi’nin 03/02/2020 tarihli kaldırma kararı öncesi davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de anılan kaldırma kararında feri müdahilin kendisine ait aracı dava dışı ……bıraktığı yönündeki savunmalarıyla ilgili eksik inceleme vurgulanmış, feri müdahile bu yöndeki delillerini gösterme imkanı sağlanarak husumet yönünden inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir.
3-Mahkememizce kaldırma kararı sonrası feri müdahil vekilinin bildirdiği deliller toplanmış, aracın bırakıldığı ileri sürülen ……. adresine ve …..’a aracın tamir ve bakımına ilişkin defalarca müzekkere yazılmış ise de buna ilişkin bir kayıt dosyaya sunulmadığı görülmüştür. Feri müdahil tarafından da aracın servise bırakıldığı zaman diliminde kazanın meydana geldiğine dair somut bir delil sunmadığı görülmüştür.
Dosya kapsamının incelenmesinde, feri müdahil vekili tarafından davanın takip edilmediği, aracın bırakıldığı servisin güncel adresinin bildirilmediği, dosyada bulunan mevcut adrese yazılan müzekkerelerin tebliğ edilemediği görülmüştür.
Dosyaya aracın servise bırakılması hususunda herhangi bir delil ibraz edilmemiş, tanık olarak dinlenen araç sürücüsü …’ın kendisinin bu aracı kiralık araç olarak kiraladığını, …… isimli işyerini tanımadığını beyan ettiği görülmüştür.
Feri müdahil ve davalı taraflarca aracın servise bırakıldığı yönündeki savunma ve iddialarını destekler başkaca bir delil sunulmadığı, mahkememizce yapılan araştırma ve incelemelerde de bu yönde somut bir delile ulaşılamadığı dikkate alınarak aracın serviste bırakıldığı zaman diliminde kazanın meydana geldiği yönündeki savunmanın ispat edilemediği değerlendirilmiştir.
4-Kaldırma kararı öncesi dosyaya sunulan 11/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda ……. plaka sayılı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, dava konusu … plaka sayılı araçta 25.936,40-TL tutarlı hasar oluştuğu ve 12.000,00-TL değer kaybı bulunduğu belirtilmiştir. Raporda aracın kaza öncesi serbest piyasada rayiç değerinin 60.000,00-TL olduğu, sovtaj değerinin ise 25.000,00-TL olduğu, aracın onarımının ekonomik olmayacağı belirtilmiştir.
5-Mahkememizce bilirkişi raporu ve dosya kapsamının değerlendirilmesinde bilirkişi raporuna itirazda bulunulmuş ise raporda yer alan tespit ve değerlendirmelerin dosya kapsamına uygun olduğu, kusur değerlendirmesinin kazanın oluş şekline uygun olduğu, hesaplama ve değerlendirmelerin de Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu dikkate alınarak rapor ile tespit edilen miktarlar hükme esas alınmıştır.
6-Mahkememizce istinaf kaldırma kararı öncesinde aracın onarımının ekonomik olacağı yönünde değerlendirme yapılmış ise de kaldırma kararı sonrasında yapılan değerlendirmede aracın hasar onarım bedeli ile değer kaybı zararı toplamının 37.936,40-TL olduğu, aracın onarımının yapılması halinde uğrayacağı değer kaybı miktarı da dikkate alındığında sovtaj değerinin rayiç değerden düşülmesi halinde 35.000,00-TL zararın oluşacağı, araç hasarının onarılması halinde ise zarar miktarının 2.936,40-TL artacağı gözetilerek aracın onarımının ekonomik olmadığı değerlendirilmiştir.
7-Davacı tarafça mahkememizin 06/06/2017 tarihli 2016/106 Esas 2017/729 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmamış olup bu karar ile belirlenen 25.936,40-TL hasar bedeli davalı yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmaktadır. Aracın onarımı ekonomik olmadığından her ne kadar istinaf kaldırma kararı önceci 10,00-TL değer kaybı zararına hükmedilmiş ise de kaldırma kararı sonra yapılan değerlendirmede araç için tam hasar uygulandığından değer kaybı zararına hükmedilmemiş, önceki kararda belirlenen 25.936,40-TL miktarda hasar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, 25.936,40-TL hasara dayalı maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasına dair istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.771,71-TL harçtan peşin olarak alınan 170,95-TL harcın ve ıslah harcı 359,00-TL harç toplamının mahsubu ile bakiye 1.241,77-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, daha önce mahkememizin 25/09/2017 tarihli harç tahsil müzekkeresi yazıldığından yeniden harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına, var ise fazla tahsil edilen harcın ilgilisine iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL. vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına takdir edilen 5.073,60-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,95-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan toplam 511,60-TL. yargılama giderinin ve tespit dosyasında yapılan toplam 942,20-TL yargılama gideri toplamı 1.453,8‬0-TL’nin davanın red ve kabul oranına göre taktiren 1.215,94-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Fazla yatırılan gider avansının, karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı takdirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip…
e-imzalıdır

Hakim ….
e-imzalıdır