Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/108 E. 2021/200 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/108 Esas
KARAR NO : 2021/200

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/02/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı … nezdinde sigortalı …. plaka sayılı aracın 05/06/2019 tarihinde müvekkiline ait …. plaka sayılı araca çarparak maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, kaza tespit tutanağına göre işbu kazada …. plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşmasında ve dolayısıyla araçlarında oluşan hasar ile buna bağlı olan aracın değer kaybında %100 oranında kusur olduğunu, müvekkilinin aracında oluşan araç değer kaybından kazada kusuru bulunan …. plakalı araç adına, kaza tarihinde geçerli olan ZMMS düzenleyen sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, sorumlu sigorta şirketi olan …. Sigorta A.Ş’ne 22/11/2019 tarihinde başvuru yapılmış olup, 5.506,99-TL değer kaybı ücretlerini almış olduklarını, aracın rayiç bedeli ve onarım gören parçalar göz önüne aldığında sigorta şirketi tarafından takdir edilen ücretin değer kaybını karşılamadığını, müvekkilinin bakiye değer kaybı ücreti alacaklısı olduğunu belirterek; fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla …. plaka sayılı araçta meydana gelen brüt 100,00-TL değer kaybı tazminatının haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya konu kaza karışan …plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde …. numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 19/12/2018-2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin KTK ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçeye müstenit sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı olmakla beraber masrafın vekalet ücreti sorumluluklarında bu miktara isabet eden oranlarda olacağını, poliçe limitinin maktuen ödenecek rakam olmadığını, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık ön inceleme duruşmasında; “davacı ile davalı tarafın mahkememizin yetkisi tarafların kusur oranı, davacının bakiye değer kaybı tazminatının bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşamadıkları” şeklinde belirlenmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürmüş oldukları delilleri mahkememizce toplanmış olup dosya bilirkişiye tevdi edilerek; davacının bakiye değer kaybı tazminatının alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların kusur oranı yönünden rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi 26/06/2020 tarihli raporunda; 05.06.2019 tarihli kazanın oluşumunda; davalı tarafa ait …plaka sayılı araç sürücüsünün “%100 ORANINDA TAM VE ASLİ KUSURLU” olduğu, davacı tarafa ait …. plaka sayılı araç sürücüsünün “KUSURSUZ” olduğu, bahse konu …. plaka sayılı araçta; KARAYOLLARI MOTORLU ARAÇLAR ZORUNLU MALİ MESULİYET SİGORTASI GENEL ŞARTLARI “EK 1. DEĞER KAYBI HESAPLAMA FORMÜLÜNE” göre; 5.905,82.-TL ve YARGITAY’IN “DEĞER KAYBI” İLE İLGİLİ İÇTİHATLARINA göre; 8.000,00.-TL değer kaybı meydana geldiği, davalı … şirketinin, davacı tarafa değer kaybı bedeli olarak 05.12.2019 tarihinde 5.506,99.-TL ödeme yaptığı, yönünde görüş bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup taraflarca bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır.
Davacı vekili 30/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile dava miktarını 398,83-TL ‘ye çıkartmıştır. Daha sonra Anayasa Mahkemesinin iptal kararı üzerine 02/01/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda dava miktarını 2.493,01-TL olarak arttırdıklarını bildirmiştir.
Davacı davada bir defa ıslah bir defada bedel arttırımında bulunmuştur. Belirsiz alacak davası olarak açılan davada davacının birer defa ıslah ve bedel arttırım talebinde bulunacağı muhakkaktır.
Denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu taraflarca itiraz edilmeyen bilirkişi raporu Mahkememizce de benimsenerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 2.493,01-TL değer kaydı tazminatının dava tarihi olan 08/02/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 170,29-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL ile bedel arttırım harcı 7,00-TL olmak üzere toplam 61,40-TL ‘nin mahsubu ile 108,89-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13,14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 116,60-TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca hesaplanan 2.493,01-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yapılan 450,00-TL bilirkişi ücretinin ve 63,70-TL tebliğat ve posta ücreti olmak üzere toplam 513,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.04/03/2021

Katip …
✍e-imzalıdır

Hakim …
✍e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”