Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/98 E. 2022/276 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/98
KARAR NO : 2022/276

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili, dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; 02.08.2018 tarihinde, …’e ait, … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkiline ait, … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait plakalı araca çarparak kazaya sebebiyet verdiğini ve olay yerinde görevli memurlar tarafından trafik kazası tespit tutulduğunu, müvekkili aracına zarar veren … plaka sayılı araç sürücüsünün kazada asli kusurlu olduğunu ve araç … poliçe nolu ZMMS trafik poliçesini düzenleyen davalı … Sigorta A.Ş’nin sigortalı araç sürücüsünün tam ve asli kusuru ile sebebiyet verdiği kaza neticesinde oluşan maddi zararlardan sorumlu olduğunu,… plaka sayılı aracın ZMMS trafik poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketi açısından zarar ve sigorta arasında uygun illiyet bağı mevcut olduğunu, müvekkile ait araç Alman trafiğine kayıtlı olduğunu ve Almanya’da ki … isimli tamirci tarafından yetkili servise başvuru neticesinde arçat 6.125,74 Euro hasar tespit edildiğini ve ekspertiz ücreti olarak 600,00 Euro ödeme yapıldığını, bu nedenlerle fazlaya dair her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, 6.125,74 Euro’nun maddi tazminatın ve 600,00 Euro bilirkişi ücretinin kaza tarihinden itibaren yürütülecek vasal faizi davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde; Davalı … Sigorta A.Ş vekili, cevap dilekçesinde; Davaya İstanbul Mahkemelerinin bakabileceği sebebiyle dosyanın İstanbul nöbetçi mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davadan önce davacı tarafın müvekkili şirkete yaptığı başvuru neticesinde hasar dosyası açıldığını ve davacı tarafa 2.122,89 TL ödeme yapıldığını, müvekkili şirket tarafından kazaya sebp olduğu iddia edilen araç ZMMS trafik poliçesini düzenleyen müvekkilinin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazadaki sürücülerin kusur oranları için kusur raporu alınmasını istediklerini, dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, bu nedenlerle usulden ve esastan açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Trafik kaza tutanağı, araç ruhsatları, sigorta poliçesi, hasar dosyası, fatura suretleri, bilirkişi raporu delil olarak değerlendirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 25/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 25.12.2017-2018 tarih aralığında … sayılı trafik poliçesiyle ZMMS trafik sigortalı, davalı …’in maliki olduğu ve diğer davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı ile meydana gelen kazanın oluşumunda Asli derecede * 100 oranında kusurlu olduğu kanaatine, Davacının maliki olduğu, sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile, meydana gelen kazanın oluşumunda Kusursuz olduğu kanaatine,… plaka sayılı araçta meydana gelen trafik kazası nedeniyle sigorta şirketinin eksik ödenen hasar bedeline ilave olarak KDV hariç 4.799,17 TL daha ödeme yapması gerektiğinin kanaatine, Davacıya ait … plaka sayılı araçta 600,00 € (Euro) ekspertiz ücretinin uygun olduğu görüş ve kanaatine,…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporuna itiraz üzerine bilirkişiden alınan ek rapora göre; “…… plaka sayılı araçta meydana gelen trafik kazası nedeniyle sigorta şirketinin eksik ödenen hasar bedeline ilave olarak KDV hariç 4.799,17 Euro daha ödeme yapması gerektiğinin kanaatine Davacıya ait … plaka sayılı araçta 600,00 € (Euro) ekspertiz ücretinin uygun olduğu kanaatine…” şeklinde rapor sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
1-Dava, davacı …’a ait … plaka sayılı aracın davalı …’in sevk ve idaresindek, davalı …’e ait olan ve diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin(… A.Ş.) KZMMS poliçesi ile sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç ile karıştığı kaza nedeniyle davacıya ait araçta meydana gelen hasarın onarım bedelinin tahsili talepli maddi tazminat davasıdır.
Davalı … Sigorta A.Ş. Cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuş, davalı sigorta şirketinin ödemede bulunduğunu, bakiye borcun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce yapılan incelemede davalı sigorta şirketinin İzmir ilinde bölge müdürlüğünün bulunduğu gözetilerek yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
2-Yargılama sırasında mahkememizce davacının Neukölln yerel mahkemesi’nin … tarihli kararı ile kısıtlı olması nedeniyle husumete izin kararı sunması için süre verilmiş ise de, davacının Almanya Federal Cumhuriyeti makamlarınca kısıtlanmasına karar verilerek kendisine kardeşi …’ın vasi olarak atandığı anlaşılmıştır. Her ne kadar ülkemize husumete izin müessesesi ile kısıtlının bir davada taraf olarak yer almasında menfaatinin bulunup bulunmadığına vesayet makamınca incelenerek bir karar veriliyor ise de Almanya Federal Cumhuriyeti uygulamasında vasilerin kısıtlıyı dava dışı ve davada temsil ile yetkili oldukları, ülkemizde uygulama alanı bulunan husumete izin kurumunun yabancı bir ülkede bulunmaması halinde bu hususun davacıdan ısrarla talep edilmesinin mahkemeye erişim hakkını engelleyeceği, hakkın özünün kullanımını engeller ölçüde şekle bağlı kalınmasının kısıtlıyı zarara uğratacağı gözetilerek husumete izin kararı alınması yönündeki ara karardan dönülmüş ve vasinin vesayet kararı ile kısıtlı adına dava açmaya yetkili olduğu kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
3-Trafik kazaları sonucu uğranan zararın tazmini hususunda temel dayanak haksız fiil sorumluluğudur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun;
91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”;
85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”;
85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesinde: “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. ” düzenlemesi ile sorumluluk sınırları gösterilmiştir.
4-Yukarıda açıklanan ve alıntılanan hükümler doğrultusunda Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
5-Sigortacının sorumluluğu, yukarıda izah edilen sorumluluk esasları dahilinde işletilen aracın işleteninin veya işletenin kusurundan sorumlu olduğu sürücünün kusurlarından kaynaklanan zararlarla sınırlıdır. Bu noktada aracın işleteninin veya sürücüsünün kusur durumunun incelenmesi gerekmektedir.
6-Haksız fiil sorumluluğu, “Haksız Fiilden Doğan Borç İlişkileri” başlığı altında, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
50. maddesi, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
7-Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışı ile başka bir kimsenin zarara uğramasına yol açmasıdır. Yargısal içtihatlar ve doktrine göre haksız fiilin unsurları;-Fiil, davranış,
-Fiilin hukuka aykırı olması
-Zararın meydana gelmesi,
-Kusur,
-Fiil ve zarar arasında illiyet bağı bulunması, olarak sıralanmaktadır.
Yine TBK’nın 50. maddesi ile “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.” hükmü düzenlemesi uyarınca zarar gören zararı ile zarar verenin kusurlu olduğunu ispatla mükellef kılınmıştır.
8-Sorumluluğun meydana gelişinde tarafların öncelikle kusur durumlarının belirlenmesi gerekmektedir. Tarafların kusur durumlarına ilişkin yapılan bilirkişi incelemesinde dosyaya sunulan 25.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’in dava konusu kazanın gerçekleşmesinde asli ve %100 oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede dava konusu kazanın davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün şerit ihlali nedeniyle meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğu, davacının maliki olduğu araç sürücüsünün ihlal etmiş olduğu herhangi bir trafik kuralının bulunmadığı değerlendirilerek zararın oluşmasında davalı tarafın %100 oranında kusurlu ve sorumlu olduğu değerlendirilmiştir.
9-Kusur durumlarının tespiti sonrasında ise haksız fiil tazminatının şartlarından olan zarar yönünden yapılan incelemede dosyaya sunulan 25.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacıya ait aracın sürekli yaşadığı ülke koşullarında onarımının KDV hariç 4.799,17-Euro ödeme yapılması gerektiği kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunda her ne kadar sonuç bölümünde Türk Lirası cinsinden kanaat bildirilmiş ise de sehven TL yazıldığı hesaplamalardan anlaşılmış olup mahkememizce kanaatin Euro olarak bildirildiği değerlendirilmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada dosyaya fatura sunulmadığı için KDV hariç hesaplama yapılmış ise de bu görüşe mahkememizce iştirak edilmemiştir. Zarar tazmini için zarar görenin görmüş olduğu zarara ilişkin bir onarım yaptırması gerekmemektedir. Mahkeme tarafından yapılacak iş oluşan gerçek zararın tazmini yönünde hüküm kurmaktan ibarettir. Zarar gören araç sahibi dilerse hasarlı aracını hiçbir zaman yaptırmama yolunu seçebilir. Bu zarar görenin zararının azalması anlamına gelmemektedir. Zira araç hasarında gözetilecek zarar kavramında esas olan aracın kaza öncesindeki durumuna getirilmesi için harcanacak giderler olarak belirlenmelidir. Davacı tarafça haksız fiil tarihinde aracını onarmak isteseydi serbest piyasa rayiçlerinde onarım bedeli için harcayacak olduğu giderleri zarar olarak belirlenmelidir. Piyasa rayiç fiyatlarına da KDV dahil olduğu gözetilerek Almanya ülkesinde uygulanan KDV oranları fiyata dahil edilerek bu şekilde zarar tespiti yapılması gerekmektedir.
Somut olayda bilirkişi incelemesi ile zarar tespiti davacının yaşadığı ülke rayicine şekilde tespit edilmiş ise de zarara KDV eklenmeksizin hesaplama yapıldığından bu yöndeki görüşe iştirak edilmemiştir. KDV eksikliği mahkememizce yapılacak hesaplama ile giderilebileceğinden bu hususta ek rapor alınmamıştır.
Bilirkişi tarafından araç hasarının onarım bedeli işçilik dahil Kdv hariç 5.147,69-Euro olarak tespit edilmiştir. Davacının sürekli ikamet ettiği Almanya’da araç onarım ücretlerine %19 KDV uygulanmakta olup KDV hariç zarara %19’luk KDV’nin eklenmesi ile 6.125,75-Euro hasardan kaynaklanan zarar bulunduğu tespit anlaşılmıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan 2.122,89-TL ödemenin kur karşılığı olan 348,51-Euro’nun mahsubu sonrası davacının talep edebileceği bakiye zararının 5.777,24-Euro olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce benzer araç kazalarında da yaklaşık olarak bu miktarlarda onarım bedeli belirlendiği, her ne kadar ülkemiz koşullarına göre oldukça yüksek miktarlar olarak görünse dahi davacının sınırlı bir süre için geldiği Türkiye’de aracın onarımına zaman ayırmasının beklenemeyeceği, davacının sürekli ikamet ettiği ülkede araç onarımı yaptırmasının salt onarımın daha yüksek bedelli olmasından kaynaklanan bir nedenle hukuka aykırı sayılamayacağı değerlendirilmiş ve davacının sürekli yaşadığı Almanya koşullarındaki onarım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
10-Davacı tarafça dava öncesi alınan ekspertiz raporu için ödenen 600,00-Euro ücretin yargılama gideri olarak davalılara yükletilmesi talep edilmiştir.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporunda 600,00-Euro ekspertiz ücretinin Almanya koşullarına göre olağan bir harcama olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizde görülen benzer nitelikli yargılama dosyalarında da yurtdışı ekspertiz ücretlerinin bu miktar civarında olduğu gözetilerek davacının dava öncesi zararının tespiti için yaptırmış olduğu ekspertiz giderini görülmekte olan davada yargılama gideri olarak talep edebileceği değerlendirilmiştir. Ancak ekspertiz ücreti yargılama giderlerinden olduğu için fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden tahsili mümkün olmayıp, dava tarihindeki kur üzerinden TL karşılığı olarak yargılama giderlerine dahil edilmiştir.
Yargılama giderlerinin hesaplanmasında davalı sigorta şirketinin bakiye poliçe sorumluluk limiti olan 30.877,11-TL miktar ile sorumlu olduğu, dava dilekçesinde sigortaya yönelik poliçe limitiyle sorumluluğa dayanılamamış olduğu gözetilerek dava dilekçesinde ileri sürülen 40.123,59-TL ile sigortanın sorumlu olduğu 30.877,11-TL kabul oranı dikkate alınarak sigorta şirketi lehine ve aleyhine hesaplama yapılmıştır.
11-Davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava öncesi başvuruda bulunulduğu, başvuru evrakının 27.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 8 iş günü sürenin sonunda davalının temerrüde düştüğü anlaşıldığından 10.01.2019 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş, alacak yabancı para cinsi olmakla yürütülecek faiz türü olarak 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz belirlenmiştir.
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılanacağı ve bu tutarların davanın haklılık durumuna göre yargılama giderinden sayılacağı gözetilerek davanın kabul-ret oranına göre taraflardan tahsiline karar verilmiştir.
12-Yukarıda ayrıntılı gerekçeleri açıklandığı üzere dava konusu kazanın gerçekleşmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı olan araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, kaza sonucu davacının olduğu araçta meydana gelen hasarın bilirkişi raporu ile tespit edildiği, haksız fiilden doğan borç ilişkilerinin oluşması için gereken haksız fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı unsurlarının ayrı ayrı ispat edildiği değerlendirilmekle tespit edilen gerçek zarar üzerinden poliçe limitini aşmamak kaydı ile davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, davalı sigorta şirketi sorumluluğu yalnızca bakiye poliçe limiti 30.877,11-TL ile sınırlı olmak üzere, 5.777,24-Euro Maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden haksız fiil tarihi 02.08.2018, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüdün gerçekleştiği 10.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek yabancı para bakımından 3095 sayılı yasasının 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak değişken oranlı faiz ile birlikte fiili ödeme tarihindeki merkez bankası efektif satış kuru karşılığı Türk Lirasının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlasına dair istemlerin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.571,73-TL harçtan peşin olarak alınan 685,22-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.886,51-TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına, (davalı sigorta şirketinin sorumluğu 1.423,99-TL ile sınırlıdır)
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına takdir edilen 5.647,19-TL. vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, (davalı sigorta şirketinin sorumluğu 5.100,00-TL ile sınırlıdır)
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı sigorta şirketi yararına reddedilen miktar üzerinden takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı sigorta şirketine verilmesine,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 685,22-TL. harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça sarf edilen 44,40-TL başvuru harcı, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 220,00-TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.164,40-TL. yargılama gideri ile yargılama gideri kapsamına alınan hasar tespiti ücreti (600,00 Euro x6,5166) 3.909,96‬-TL toplamı 5.074,36‬-TL’nin, davanın ret ve kabul oranına göre 4.785,67-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 3.682,81-TL ile sınırlı olduğuna, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … A.Ş. Tarafından posta ve tebligat ücreti olarak sarf edilen 72,60-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 16,73-TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine, fazlasına dair istemin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve resen ilgili tarafa iadesine,
9-Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından karşılandığı anlaşılan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın ret ve kabul oranına göre 1.244,90-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, 75,10-TL’sinin davacıdan tahsil edilerek hazineye gelir kaydına, bu hususta harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize bir dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek kaydıyla mahkememiz zabıt katibine beyanda bulunmak ve bu beyanın mahkememiz Hakimi tarafından onaylanması sureti ile istinaf kanun yoluna gidilebileceği, yasal süre içinde istinaf kanun yoluna başvurulmadığı taktirde kararımızın kesinleşeceği, yasal sürede istinaf kanun yoluna gidilmesi halinde dosyanın ilgili İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne istinaf konusunda karar verilmek üzere gönderileceği açıklanmak sureti ile açık yargılama sonunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR.
“5070 sayılı yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur”