Emsal Mahkeme Kararı İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/646 E. 2022/711 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/646 E.
KARAR NO : 2022/711 K.

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) Davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
İDDİA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili 31.12.2019 tevzi tarihli dilekçesi ile müvekkili şirketin davalı şirkete satmış olduğu ürünlere ilişkin faturalardan doğan bakiye 6.508,56 TL alacaklarının ödenmediğinden, alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İzmir 11. İcra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlunun süresinde borca itiraz ettiğinden takibin durduğunu ifade ederek,, İtirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine 9620 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı tarafın 30.01.2020 tarihli dilekçesinde cevap süresinin uzatılmasını talep etmiştir. 12.02.2020 tarihi cevap dilekçesinde de; müvekkilinin davaya konu herhangi bir borcunun bulunmadığını, ayrıca davacı ile müvekkili arasında cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını , takibe dayanak olarak gösterilen cari hesap ekstresinin TTK 89. Madde kapsamında yazılı şartları taşımadığı için TTK’nun cari hesaba ilişkin hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını ifade ederek, davanın reddine , davacı taraf aleyhine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmistir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİL DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava İİK 67. Maddesi uyarınca açılmış İtirazın İptali Davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İzmir 11. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasına dayanak yapılan açık hesap ilişkisinde (dava dilekçesinde her ne kadar cari hesap olarak adlandırmış ise de dosyaya sunulmuş bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından ilişki açık hesap olarak nitelendirilmiştir) davacının takip miktarınca alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kural olarak alacaklı, alacağın kaynağını oluşturan fatura içeriğinde yer alan mal veya hizmetin davalı borçluya verildiğini ispat külfeti altındadır. Alacaklı bu husustaki ispatı imzalı fatura veya sevk irsaliyesi ile sağlayabileceği gibi mal veya hizmetin borçluya verildiğini ispat eden diğer yazılı, görsel delillerle ispat edebilebilir. Yine kendi ticari defterlerinde lehine olan kayıtların davalı ticari defterleri ile doğrulanması veya davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olması halinde de alacağın varlığı ispat olunabilir. Zira Yargıtay’ın artık istikrar kazanmış uygulamasına göre bir tacirin ticari defterlerine bir faturayı kaydetmiş olması, fatura içeriği mal veya hizmetin kendisine sağlandığının ispatı olarak kabul edilmektedir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin yasal düzenleme 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır:
“1-Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
3-İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
Madde metninde de açıklandığı üzere ticari defterlerin bir tarafın kendi lehine delil olarak kabul edilmesi için öncelikle usulüne uygun tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının süresinde yaptırılmış olması gerekmektedir. Bunun yanında ticari ilişkinin karşı tarafının aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterindeki kayıtların bu deftere aykırı olmaması veya karşı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekmektedir.
Somut olayda; Talimat Mahkemesince (İstanbul 2. ATM) Davacı Tarafın defterleri incelenerek aldırılan 30/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesine rastlanmamıştır. Taraflar arasında cari hesap benzeri ticari bir münasebet bulunmakta olup bu ticari münasebet Açık Hesap ilişkisidir. Açık hesap ilişkisi önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıkları bir ticari münasebet türüdür. Taraflar arasındaki bu münasebette davacının 2018-2019 yılı ticari defterlerinin TTK’nın ilgili hükümlerine göre delil niteliğini haiz olduğu, davacının davalıdan ticari defterlerinde kayıtlı 6.508,56 TL alacağının işli olduğu ve sayın mahkemenin davacı kayıtlarında görülen alacak bakiyesi yönünde karar ittihazı halinde davacının davalıdan 6.508,56 TL asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %19,50 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekecektir.” şeklinde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı Tarafın ticari defter ve belgelerinin belirlenen gün ve saatte ibraz edilmemiş olması nedeniyle incelenemediği ve bu nedenle davalının ticari defterleri ile ilgili raporun düzenlenmediği görülmüştür.
Denetime elverişli ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporuna göre, davacının ticari defter ve kayıtlarının takibe konu fatura alacağını doğruladığı ve davalının usulüne uygun ihtar içerir tebliğe rağmen ticari defterlerini ibraz etmediği, bu nedenle davacının kendi ticari defterlerinde kayıtlı olan hususların yine kendi lehine delil kabul edilebileceği değerlendirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13. Fıkrası uyarınca arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden olup 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin hazine tarafından karşılandığı anlaşıldığından bu yargılama giderleri kapsamında davalı üzerine yükletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalının İzmir 11. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibine itirazının kısmen iptali ile, takibin 6.508,56-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2- İİK madde 67 gereğince hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında hesaplanan 1.301,71-TL İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Karar tarihinde Yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 444,59-TL harçtan peşin alınan 111,15-TL’nin mahsubu ile bakiye 333,44-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A fıkra 13, 14 gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafından yatırılan 161,95-TL ilk harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.805,56-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacı tarafından yapılan 1.506,5‬0-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341 maddesi gereğince miktar itibariyle Kesin Olarak verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
e-imza¸

Hakim …
¸e-imza